Edip Yüksel 

1. Kitabın indirilmesi, Üstün ve Bilge olan ALLAH’tandır.

2. Biz bu kitabı sana gerçekle indirdik, öyleyse ALLAH’a hizmet et; dinini sadece O’na has kılarak…

3. Kesinlikle, din sadece ALLAH’a aittir. O’nun dışındakileri evliya (dostlar) olarak edinenler, "Onlar bizi ALLAH’a daha fazla yaklaştırsın diye biz onlara hizmet ediyoruz" (derler). Ayrılığa düştükleri bu konuda onların arasında ALLAH karar verecektir. ALLAH kuşkusuz, yalancıları ve nankörleri doğru yola iletmez.

4. ALLAH bir çocuk dileseydi, yarattıklarının arasından dilediğini seçerdi. O çok yücedir. O, Tek ve Egemen olan ALLAH’tır.

5. Gökleri ve yeri gerçek ile yarattı. Geceyi gündüzün üzerine yuvarlar ve gündüzü de gecenin üzerine yuvarlar. Güneşi ve ayı da emri altına sokmuş ve onların her biri belli bir süreye kadar akıp gitmektedir. Kesinlikle, O Üstündür, Bağışlayandır.

6. Sizi bir tek kişiden yarattı, sonra ondan da eşini var etti. Size dört tür çiftlik hayvanı bağışladı (koyun, keçi, deve, sığır). Sizi annelerinizin karınlarında, üç karanlık içinde yaratılıştan yaratılışa geçirerek yaratmaktadır. Efendiniz olan ALLAH işte budur. Egemenlik O’na aittir. O’ndan başka tanrı yoktur. Nasıl da çevriliyorsunuz?

7. İnkar ederseniz, ALLAH’ın size ihtiyacı yoktur. Fakat O, kullarının inkârcı olmasından hoşlanmaz. Şükrederseniz sizden hoşnut olur. Kimse kimsenin günah yükünü çekmez. Sonra dönüşünüz Efendinizedir ve yapmış olduklarınızı size haber verecektir. O, göğüslerin özünü bilir.

8. İnsana bir kötülük dokundu mu Efendisine yönelerek O’nu çağırır. Ona kendisinden bir iyilik verdi mi, daha önce kime yalvarmış olduğunu unutur ve O’nun yolundan saptırmak için ALLAH’a eşler koşmaya başlar. De ki "İnkarınla biraz yaşa, sen ateş halkındansın."

9. Geceleyin secde ederek ve ayakta durarak düşünceye dalan, ahiretin bilincinde olan ve Efendinin rahmetini uman birine ne dersiniz? De ki "Bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?" Ancak akıl sahipleri öğüt alır.

10. De ki "Ey gerçeği onaylayan kullar, Efendinizi sayın. Bu dünya hayatında güzel davrananlara güzellik vardır. ALLAH’ın yeri geniştir. Gerçek uğrunda direnenlerin ücreti hesapsız olarak verilecektir."

11. De ki "Dini yalnız ALLAH’a has kılarak O’na hizmet etmekle emredildim."

12. "Ve en ileri derecede Müslüman olmam emredildi."

13. De ki "Efendime karşı gelirsem Büyük Günün azabından korkarım."

14. De ki "Dinimi yalnız ALLAH’a has kılarak O’na hizmet ediyorum."

15. "Siz de O’nun dışında dilediğinize hizmet ediniz." De ki "Asıl kaybedenler, ahiret gününde kendilerine ve ailelerine kaybettirenlerdir." Apaçık kayıp budur.

16. Onların üstünde de altlarında da kat kat ateş vardır. ALLAH kullarını böylece uyarır. Kullarım, beni sayın.

17. Kim Tağut’a (azgına/küstaha) hizmet etmekten kaçınır ve ALLAH’a yönelirse onlar için müjde vardır. Kullarımı müjdele.

18. Onlar ki sözü (kavl) dinlerler ve en güzeline uyarlar. Onlar, ALLAH’ın yol gösterdiği kimselerdir. Onlar akıl sahipleridir.

19. Azap sözünü hakedenlere gelince, sen ateştekini kurtarabilir misin?

20. Ancak Rab’lerini sayanlar için üstüste kurulmuş köşkler vardır; altlarından ırmaklar akar. ALLAH’ın sözüdür. Kuşkusuz ALLAH sözünden caymaz.

21. Görmez misin ki ALLAH gökten bir su indirir ve onu yeryüzündeki kaynaklara geçirir ve sonra onunla çeşitli renklerde bitkiler çıkarır. Sonra o kurur ve onu sararmış görürsün. Sonra da onu çerçöpe çevirir. Bunda akıl sahipleri için öğüt vardır.

22. ALLAH kimin göğsünü İslam’a açarsa o Efendisinden bir ışık üzerindedir. ALLAH’ın mesajına karşı kalpleri katılaşanların vay haline. Onlar açık bir sapıklıktadır.

23. ALLAH en güzel hadisi, tutarlı ve ikişerli bir kitap halinde indirdi. Ondan dolayı Rab’lerini sayanların tüyleri ürperir. Sonra derileri ve kalpleri ALLAH’ın mesajına karşı yumuşar. Bu, ALLAH’ın yol göstermesidir; dilediğini/dileyeni ona ulaştırır. ALLAH’ın saptırdığı bir kimseye rehber bulunmaz.

24. Diriliş Gününün azabından yüzünü koruyan kimse gibisi var mıdır? Zalimlere, "Kazandığınızın sonucunu tadın!" denir.

25. Onlardan öncekiler de yalanladılar ve ceza, onların beklemedikleri bir yerden gelmişti.

26. ALLAH onlara dünya hayatında rezilliği tattırdı. Ahiret cezası ise daha büyüktür. Bir bilselerdi.

27. Biz bu Kuran’da, insanlara, her türlü örneği verdik ki öğüt alsınlar.

28. Arapça, pürüzsüz bir Kuran, belki erdemli olurlar.

29. ALLAH, çelişen ortaklara sahip bir adam ile bir tek kişiye bağlı olan adamın örneğini verir. Bu ikisinin durumu hiç eşit olur mu? Övgü ALLAH’adır. Ancak çokları bilmez.

30. Sen öleceksin, onlar da ölecekler.

31. Sonra Diriliş Günü, Efendinizin huzurunda duruşmaya çıkacaksınız.

32. ALLAH’a karşı yalan uydurandan ve kendisine gerçek geldiğinde onu yalanlayandan daha zalim kim olabilir? Kafirler için cehennemde bir yer yok mu?

33. Gerçeği getiren ve onu doğrulayana gelince, işte onlar erdemlilerdir.

34. Onlar için Rab’leri katında diledikleri her şey vardır. İyi davrananların ödülü böyledir.

35. Böylece ALLAH onların en kötü işlerini bağışlar ve yapmış olduklarının karşılığını da en güzel bir biçimde verir.

36. ALLAH kuluna yetmez mi? Seni O’ndan başkalarıyla korkutuyorlar. ALLAH kimi saptırırsa ona bir yol gösteren bulunmaz.

37. ALLAH’ın yol gösterdiğini de hiç kimse saptıramaz. ALLAH Üstün ve Öc Alan değil midir?

38. Onlara, "Gökleri ve yeri kim yarattı?" diye sorsan, "ALLAH" diyecekler. De ki "ALLAH’ın dışında hizmet ettiklerinize ne dersiniz? ALLAH benim için bir zarar dilese onlar O’nun zararını giderebilir mi? Yahut O benim için bir rahmet dilese onlar O’nun rahmetini tutabilir mi? De ki "ALLAH bana yeter." Güvenenler O’na güvensinler.

39. De ki "Ey halkım, bildiğinizi yapın, ben de yapacağım. İleride bileceksiniz"

40. "Alçaltıcı azap kime geliyormuş ve sürekli azabı kim hak ediyormuş!"

41. Biz bu kitabı sana halk için gerçekle indirdik. Kim doğruyu bulursa kendisi içindir. Kim saparsa da kendisi aleyhine sapmış olur. Sen onların avukatı değilsin.

42. ALLAH ölümü anında nefsi (bilinci) alır; ölmeyenleri de uyku anında… Hakkında ölüm kararı verdiklerini tutar ve diğerlerini de belli bir süreye kadar salıp gönderir. Düşünen bir topluluk için bunda dersler ve işaretler vardır.

43. ALLAH’ın dışında şefaatçiler mi edindiler? De ki "Onlar hiçbir şeye sahip değilseler ve düşünemiyorlarsa da mı?"

44. De ki "Tüm şefaat ALLAH’a aittir." Göklerin ve yerin yönetimi O’na aittir. Sonra O’na döndürüleceksiniz.

45. ALLAH tek başına anıldığı an ahiret gerçeğini onaylamayanların kalpleri huzursuz olarak ürker. Fakat O’nun dışındakiler anıldığı zaman hemen yüzleri güler.

46. De ki "Gökleri ve yeri yoktan var eden, gizliyi ve açığı Bilen Tanrım, ayrılığa düştükleri konularda kulların arasında hükmü yalnız sen verirsin."

47. Zalimler, yerdekilerin tümüne ve hatta onun bir katına daha sahip olsaydı bile, Diriliş Gününün o müthiş azabından kurtulmak için onu fidye olarak vereceklerdi. Kendilerine, ALLAH tarafından hiç beklemedikleri bir şey gösterilecektir.

48. İşledikleri kötülükler onlara gösterilir ve alay etmekte oldukları şeyler ise onları çepeçevre sarar.

49. İnsana bir kötülük dokunduğu zaman bizi çağırır; ancak ona bir nimet verdiğimiz zaman ise "Bu, bana bilgimden dolayı verilmiştir" der. Aslında o bir testtir, ne var ki çokları bilmez.

50. Kendilerinden öncekiler aynı şeyi söylediler, ancak kazandıkları şeylerin kendilerine hiçbir yararı dokunmadı.

51. Kazandıkları kötülükler, sonunda başlarına geldi. Aynı biçimde şu zulmedenlere de kazandıkları kötülükler çatacaktır; engelleyemezler.

52. ALLAH’ın dilediğine rızkı genişletip daralttığını bilmezler mi? Gerçeği onaylayan bir toplum için bunda dersler vardır.

53. Onlara bildir "Kendilerine karşı sınırı aşan kullarım, ALLAH’ın rahmetinden ümit kesmeyin. ALLAH tüm günahları affedicidir. O Bağışlayandır, Rahimdir."

54. Efendinize yönelin ve cezaya çarpılmadan önce O’na teslim olun, zira o zaman yardım görmezsiniz.

55. O azap beklemediğiniz anda sizi ansızın yakalamadan önce, Efendiniz tarafından size indirilen en güzel öğretiye uyun.

56. Ki kişi, "ALLAH’ın öğretisine aldırmamaktan ötürü vay halime; doğrusu ben aşağılayanlardan idim" demesin.

57. Veya "ALLAH beni doğruya iletseydi kesinlikle erdemlilerden biri olacaktım" demesin.

58. Yahut azabı gördüğü an, "Keşke ikinci bir şansım daha olsaydı da güzel davrananlardan olsaydım" demesin.

59. Evet, sana ayet ve mucizelerim geldi, fakat sen onları yalanladın, kibirlendin ve inkârcılardan oldun.

60. Diriliş günü, ALLAH hakkında yalan uyduranların suratlarını asık görürsün. Cehennem, azgınlara tam uygun bir yer değil midir?

61. ALLAH erdemlileri başarılarıyla kurtarır. Onlara kötülük dokunmaz ve onlar üzülmezler de.

62. ALLAH her şeyin Yaratıcısıdır. O, her şeyi kontrol eder.

63. Göklerin ve yerin kararları O’na aittir. ALLAH’ın ayetlerini yalanlayanlar asıl kaybedenlerdir.

64. De ki "ALLAH’tan başkasına mı hizmet etmeye beni teşvik ediyorsunuz ey cahiller?"

65. Sana ve senden öncekilere şöyle vahyedilmiştir Ortak koşarsan, tüm yaptıkların boşa gider ve kaybedenlerden olursun.

66. Öyleyse yalnız ALLAH’a kul ol ve şükret.

67. ALLAH’ı gereği gibi değerlendiremediler. Halbuki, diriliş günü, tüm yer O’nun avucu içindedir, gökler de O’nun sağ elinde dürülmüştür. O Yücedir ve onların ortak koştuklarından çok üstündür.

68. Boruya üflenir üflenmez göklerde ve yerde kim varsa, ALLAH’ın diledikleri hariç kendinden geçip bayılırlar. Sonra ona tekrar üflenir de onlar ayağa kalkıp bakışırlar.

69. Yer, Efendinin ışığıyla parlar. Kitap konur. Peygamberler ve tanıklar getirilir. Aralarında gerçeğe göre hüküm verilir ve onlara zulmedilmez.

70. Her kişiye yaptığının karşılığı tam olarak verilir. O, onların yapmış olduğu her şeyi en iyi bilendir.

71. İnkar edenler yığınlar halinde cehenneme götürülürler. Oraya vardıklarında onun kapıları açılır ve bekçileri onlara, "Size, Efendinizin ayetlerini okuyan ve bugününüzle karşılaşacağınız konusunda sizi uyaran sizden elçiler gelmemiş miydi?" derler. "Evet. Ancak ‘ceza’ sözü inkârcılar hakkında gerçekleşmiştir" diye karşılık verirler.

72. "Temelli kalacağınız cehennemin kapılarından girin. Büyüklük taslayanların sonu ne de kötüymüş!" denir.

73. Rab’lerini sayıp dinleyenler ise yığınlar halinde bahçeye götürülürler. Oraya vardıklarında onun kapıları açılır ve bekçileri onlara, "Size barış olsun; kazandınız. Haydi temelli kalmak üzere oraya giriniz" derler.

74. "Bize verdiği sözü gerçekleştiren, yeri bize miras bırakan ve bahçede dilediğimiz yerde oturmamızı sağlayan ALLAH’a övgüler olsun" derler. Çalışanların ücreti ne de güzelmiş!

75. Denetçileri, yönetim merkezinin etrafını çevirmiş halde Rab’lerini överek yüceltirken görürsün. Aralarında gerçeğe göre hüküm verilmiştir ve "Evrenin Rabbi ALLAH’a övgüler olsun" denir.