Mustafa İslamoğlu 

1. Bu ilahi mesaj, her işinde mükemmel olan, her hükmünde tam isabet kaydeden Allah katından indirilmedir

2. Bu ilahi mesajı gerçek bir amaçla elbette Biz indirdik; şu halde, sadece Zatına hasredilmiş saf ve samimi bir borçluluk bilinciyle Allah`a kulluk et!

3. Değil mi ki böyle bir borçluluk bilincinin en saf ve samimi olanı, sadece Allah`a has kılınanıdır! O`ndan başkalarını sığınacak otorite edinenler, "Biz bunlara sadece bizi Allah`a yaklaştırsınlar diye kulluk ediyoruz!" (derler). Şu kesin ki, tartıştıkları her hususta Allah onlar arasındaki hükmü verecektir çünkü Allah yalanı tabiat haline getiren hiçbir nankörü asla doğru yola yöneltmez.

4. Şayet Allah bir çocuk edinmek isteseydi, yarattıkları arasından elbet dilediğini seçerdi. (Ama) O yüceler yücesi bundan münezzehtir O mutlak otorite sahibi bir tek Allah`tır.

5. O gökleri ve yeri gerçek bir amaçla yaratmıştır; o geceyi gündüzün başına sarar, gündüzü de gecenin başına sarar; yine O, her biri kendi mecrasında belirli bir süreye kadar akıp gidecek olan güneşi ve ayı da bir yasaya bağlamıştır. Değil mi ki, sadece O mutlak üstün ve yüce olandır, tekrar tekrar bağışlayandır.

6. O sizi de bir tek canlı varlıktan yaratmış, ondan da eşini meydana getirmiştir; yine O her iki cinsten dört tür hayvanı sizin yararlanmanız için emre amade kılmıştır; o sizi (de) annelerinizin karınlarında üç kat karanlığın göbeğinde birbirini izleyen yaratma aşamalarından geçirerek halk etmektedir. İşte Rabbiniz olan Allah budur mutlak hakimiyet O`na aittir O`ndan başka hiçbir ilah yoktur. Böyleyken, nasıl (gerçeğe) bunca mesafeli durabiliyorsunuz?

7. Eğer nankörlük ederseniz, unutmayın ki Allah size asla muhtaç değildir; ama O kullarının nankörlüğünden razı olmaz; fakat şükredecek olursanız, işte O sizin bu tavrınızdan razı olur. Hiç kimse bir başkasının sorumluluğunu taşımaz. En sonunda dönüşünüz Rabbinezedir o zaman size yaptıklarınızın (gerçek anlamını) bir bir haber verecektir çünkü O gönüllerde gizleneni hakkıyla bilir.

8. Hem ne zaman insanoğlunun başına bir iş gelse, Rabbine yönelerek O`ndan yalvar yakar yardım ister; ama O`nun sayesinde bir nimete kavuşunca da, O`na önceden yalvardığını unutur ve başka varlıkları O`na eş ve denk saymaya başlar böylece başkalarını da O`nun yolundan saptırır. (Bu gibisine) de ki "Nankörlüğünle az bir süre keyif sür; ama şunu da iyi bil ki, sen ateşe layık birisin."

9. Yoksa (böyle biri), gece vakitlerinde secde ve kıyamda durup kendisini ibadete adayan, Ahiret kaygısı taşıyan ve Rabbinin rahmetini dilenen kimseyle hiç aynı tutulur mu? De ki "Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?" Ne var ki, sadece akleden kalbe sahip olanlar bunu kavrayabilir."

10. (Ey Peygamber!) De ki "(Allah şöyle buyurur) Ey iman eden kullarım! Rabbinize karşı sorumluluğunuzun bilincinde olun; akibet, bu dünyada iyilik yapanları (öte dünyada) güzellikler beklemektedir; iyi bilin ki Allah`ın arzı geniştir şüphesiz sabredenlere, karşılıksız hesapsız verilecektir."

11. De ki "Elbet, ben, dini Allah`a has kılarak yalnız O`na kulluk etmekle emrolundum;

12. bir de, Allah`a teslim olanların önderi olmakla emrolundum."

13. Duyur "Eğer ben Rabbime isyan etmiş olsaydım, korkunç bir günün azabından dehşete düşmem gerekirdi."

14. İlan et "Ben, dinimi yalnız Allah`a has kılarak sadece O`na kulluk ederim.

15. Artık siz de, O`nu bıraktıktan (sonra) neyi dilerseniz onu kulluk edin!" Uyar "Gerçek şu ki, asıl hüsrana uğrayanlar, Kıyamet Günü hem kendilerini hem de yakınlarını hüsrana uğratanlardır bakın bu, işte bu değil midir açık kayıp?

16. Onları, üstlerinden ateş tabakaları kuşatacak, altlarından da (ateş) tabakaları..." İşte bu yolla Allah kullarının kalbine korku salıyor. Ey kullarım! Bana karşı sorumluluğunuzun şuurunda olun!

17. Allah`a isyanı sistemleştiren güç odaklarına kulluğa yanaşmayan ve Allah`a yönelen kimseler var ya işte asıl müjdeyi onlar hak ediyor şu halde bu kullarımı müjdele!

18. O kullar ki, sözün tamamını dinlerler ve en güzeline uyarlar İşte Allah`ın kendilerine doğru yolu gösterdiği kimseler bunlardır; ve işte onlar, akletme yetilerini kamil manada kullananlardır.

19. Ne o, hakkında azap vaadi gerçekleşmiş olan kimseyle (böyle olmayan) kimse bir olabilir mi? Şimdi, ateşin göbeğine düşmüş birini sen kurtarabilir misin?

20. Öte yandan Rablerine karşı sorumlu davrananlar, altından ırmakların geçtiği üst üste inşa edilmiş yüce cennet köşklerine sahip olacaklar. Bu Allah`ın vaadidir Allah vaadinden asla dönmez.

21. (Ey insan!) Görmez misin ki Allah yağmuru gökten indirdi; ve onu yeryüzünde kaynaklar halinde akıttı; sonra da onunla farklı renklerde bitkiler çıkardı; ve nihayet onları kuruttu artık sen onları sararmış görürsün; en sonunda onu da çer çöpe çevirecektir. İşte bütün bunlarda akletme yetisini tam kullananlar için alınacak bir ders mutlaka vardır.

22. Ne o! Yoksa Allah`ın gönlünü İslam`a açtığı ve böylece Rabbinden bir ışık üzere olan kimse, Allah`ı hatırlamaktan uzaklaşıp kalpleri katılaştığı için kendisine yazık eden kimseyle bir tutulur mu? Böyleleri apaçık bir sapıklığa mahkum olacaklardır.

23. Allah, öğretilerin en güzelini, biri diğerine atıf yaparak tekrarlanan, çift kutuplu bir hitap olarak indirmiştir (öyle bir hitap ki), Rablerine karşı derin bir saygıyla titreyenlerin ondan dolayı tenleri ürperir; ardından Allah`ı(n sonsuz rahmetini) hatırlayınca kalpleri ve tenleri yatışır. İşte bu Allah`ın hidayetidir isteyeni bununla doğru yola ulaştırmayı diler. Allah`ın saptırdığı kimse, artık asla yol gösterici bulamaz.

24. Ne o! Yoksa Kıyamet Günü azabın en beterinden kendisini yüzüyle korumaya çalışan kimse, (güven içindeki) kimseyle aynı olur mu? Zalimlere (o gün) "Daha önce kazandıklarınızı şimdi tadın bakalım!" denilecek.

25. Onlardan öncekiler de hakikati yalanlamışlardı; bunun üzerine, nereden geldiğini anlayamadıkları azap onları bulmuştu.

26. Sonunda Allah onlara bu dünyada onursuzluğu tattırdı ama ahiret azabı elbet daha beterdi; keşke bunu olsun bilselerdi.

27. Doğrusu Biz bu ilahi mesajda (hakikati), belki düşünüp ibret alırlar diye insanlara her türlü dolaylı anlatım tarzını kullanarak aktardık;

28. (ve onu) hiçbir çarpıklığa meydan bırakmadan Arapça bir hitap olarak (indirdik) belki sorumluluklarını idrak ederler.

29. (Bu bapta) Allah size hepsi birbirine rakip bir çok ortağın emri altında bulunan bir adamla, sadece bir kişiye bağlı bir adamın durumunu misal gösterir bu ikisinin durumu eşit midir? Allah`a hamd olsun ki hayır, ama onların çoğu bunu kavramaktan bile acizdirler.

30. Şüphesiz sen de öleceksin, onlar da ölecekler

31. En sonunda sizler Kıyamet Günü Rabbinizin huzurunda hesaplaşacaksınız.

32. Allah hakkında yalan söyleyen ve ayağına kadar geldiği halde gerçeği yalanlayandan daha zalim kim olabilir? Hiç inkarda ısrar edenler için cehennemde yer bulunmaz mı?

33. Ama doğruluğun tarafında yer alan ve hakikati tüm kalbiyle tasdik eden kimselere gelince işte sorumluluklarını idrak eden onlardır.

34. Arzuladıkları her şey Rableri katında onları beklemektedir Bu da iyi davrananların ödülüdür.

35. Şöyle ki Allah onların yaptıklarının en kötülerini örter ve onları yapageldiklerinin en iyisiyle ödüllendirir.

36. Hiç Allah kuluna yetmez mi ki, onlar seni O`ndan başkalarıyla korkutuyorlar? Ve Allah kimi yoldan saptırırsa, artık onu doğru yola getiren olmaz;

37. ama Allah kimi de doğru yola yöneltirse, artık onu doğru yoldan kimse çıkaramaz. Değil mi ki Allah her işinde tek mükemmel olandır, kimsenin yaptığını yanına kar bırakmayandır.

38. Ve eğer onlara "Gökleri ve yeri yaratan kimdir?" diye sorsan, kesinlikle "Allah`tır" derler. Sor onlara "Allah dışında yalvarıp yakardığınız varlıklara hiç baktınız mı? Eğer Allah benim için bir zarar murad etse, O`ndan gelecek zararı onlar def edebilirler mi? Veya bana bir rahmet dilese, onlar O`nun rahmetine engel olabilir mi?" İlan et "Allah bana yeter! Artık O`nun (kuluna yeteceğine) güvenen herkes, sadece O`na dayansın!"

39. Uyar "Ey kavmim! Siz kendinize yakışanı yapınız! Şunu iyi biliniz ki ben de (kendime yakışanı) yapmaktayım. Unutmayın ki, zamanı gelince onlar bilecekler

40. muhatabını alçaltan (dünyevi) azabın kimi gelip bulacağını ve (ahiretteki) kalıcı cezanın kimin başına çökeceğini...

41. Hiç şüphe yok ki, bu ilahi kelamı insanlık için (gerçek) bir amaca mebni olarak sana Biz indirdik Artık kim doğru yola seçerse bu kendi lehinedir; ama kim de saparsa sadece kendi aleyhine sapmış olur zira sen onların tercihinden sorumlu değilsin.

42. Allah insanların canlarını ölümleri sırasında alır, henüz ölmemiş olanları da uykusunda alır Derken ölümüne hükmettiklerini (katında) tutar, geri kalanı sonu yasayla belirlenmiş bir süre doluncaya kadar (geriye) salar. Kuşkusuz bunda, düşünen bir toplumun alacağı bir ders mutlaka vardır.

43. Yoksa onlar, Allah`ı bir tarafa bırakıp da (hayali) şefaatçiler mi buldular? Onlara şunu sor "Ne yani! Hiçbir şeye güçleri yetmese, akılları ermese de mi?"

44. De ki "Şefaate (izin verme) yetkisi tamamıyla ve sadece Allah`a aittir Gökler ve yerin mutlak otoritesi (de) O`na aittir sonunda sadece O`na döndürüleceksiniz.

45. Ve ne zaman Allah tek başına anılsa, ahirete inanmayanların kalpleri tiksinti tuyar; ne zaman da O`nun dışında başka varlıklar anılsa, bu kez aynı kimseler sevinçten uçar.

46. De ki "Allah`ım! Ey göklerin ve yerin yaratıcısı! Ey idraki aşan hakiketleri de, idrak edilenleri de bilen! Kullarının tartıştıkları konularda, aralarında son sözü söyleyecek olan yalnızca Sensin, Sen!

47. Ve eğer yeryüzünün tüm serveti, hatta onun bir kat fazlası zulümde ısrar edenlerin olsaydı, Kıyamet Günü çarptırılacakları cezadan kurtulmak için onu fidye olarak verirlerdi; zira (o gün) daha önceden hiç hesaba katmadıkları şeyler, Allah tarafından ortaya çıkarılacak.

48. ve önceden yaptıkları her kötülük önlerine konacaktır; sonuçta alay ede geldikleri gerçek, kendilerini çepeçevre kuşatmış olacaktır.

49. İşbu nedenle, ne zaman insanın başına bir zarar gelse Bize yalvarır; daha sonra kendisi katımızdan bir nimete kavuşsa "Bu servete ben sadece ve sadece kendi bilgim ve becerim sayesinde ulaştım" der; ama hayır, aksine o bir sınav aracıdır ne var ki onların çoğu bunu dahi kavrayamamaktadır.

50. Doğrusu onlardan öncekiler de böyle demiştiler fakat kazana geldikleri şeyler kendilerine hiçbir yarar sağlamamıştı.

51. En sonunda kazandıklarının kötü sonuçları gelip onları bulmuştu. İşte şu zulmeden kimseleri de, kazandıklarının kötü sonuçları gelip bulacaktır ve onlar asla (Allah`ı) atlatamayacaktır.

52. Şimdi onlar bilmezler mi ki, Allah dilediğinin rızık alanını genişletir, dilediğininkini sınırlandırır. Elbet bunda, inanan bir toplumun mutlaka alması gereken dersler vardır.

53. (Allah`ın şu müjdesini) ilet "Ey hadleri aşıp kendilerini israf eden kullarım! Allah`ın rahmetinden asla umut kesmeyiniz! Allah bütün günahları affedebilir çünkü O, evet O`dur mutlak bağışlayıcı, sonsuz rahmet kaynağı olan!"

54. İmdi, azap gelip sizi bulmazdan önce Rabbinize yönelin ve O`na teslim olun; sonra kimse size yardım edemez.

55. Ve bu azap siz farkında değilken ansızın gelip çatmadan önce, Rabbiniz tarafından siz (insanlara) indirilmiş olan en mütekamil vahye uyun

56. ki, hiç kimse, "Allah`a karşı yabancılaştığım ve gerçeği alay konusu yaptığım için vay benim halime" demesin!

57. Veya "Eğer Allah beni doğru yola iletseydi, elbet ben de sorumlu davrananlar arasında olurdum" demesin!

58. Ya da azabı gördüğü zaman, "Keşke bana bir fırsat daha tanınsa da iyiler arasına girsem" demesin!

59. (Allah onlara şöyle diyecek) "Tam aksine sana ayetlerim gelmişti de, sen onları yalanlamış, küstahça büyüklenmiş ve hakkı inkar edenlerden olmuştun.

60. Ve Kıyamet Günü Allah hakkında yalan söyleyenlerin suratlarının kapkara kesildiğini göreceksin Hiç küstahça böbürlenenler için cehennemde yer bulunmaz mı?

61. Allah sorumluluklarını yerine getirenleri, bu alandaki başarıları sebebiyle kurtaracak; kötülük de hüzün de onların semtine asla uğramayacak.

62. Allah her şeyi yaratandır ve O her şeyin üzerindeki tek otoritedir;

63. Göklerin ve yerin anahtarları O`na aittir. Ve Allah`ın ayetlerini ısrarla inkar edenlere gelince asıl kaybedenler işte onlardır.

64. De ki "Ey kendini bilmezler güruhu! Allah`tan başkasına kulluk etmemi mi teklif ediyorsunuz?"

65. Doğrusu sana ve senden öncekilere (insanoğluna iletilmek üzere) şöyle vahyedilmişti "(Ey insan!) Eğer Allah`a ait nitelikleri başkalarına yakıştırırsan, kesinlikle yapıp ettiklerin boşa gidecek, üstelik büsbütün kaybedenlerden olacaksın!

66. Asla böyle yapma; sen yalnız Allah`a kulluk et ve şükredenlerden ol!"

67. Nitekim onlar Allah`ı hakkıyla takdir edemediler; oysa ki bütün yeryüzü Kıyamet Günü O`nun tasarrufundadır; gökler ise O`nun kudret eliyle dürülmüştür Yüceler yücesi olan O, onların şirk koştukları her şeyin ötesinde aşkın bir varlıktır.

68. Ve sura üflenecek derken Allah`ın diledikleri dışında göklerde ve yerde bulunan herkes dehşetten çarpılmışçasına düşüp bayılacaktır. Sonra sura bir daha üflenecek işte o zaman onlar yerlerinden doğrulup (gerçeği) görecekler.

69. Ve yer Rabbinin nuruyla aydınlanacak, tutulan kayıtlar ortaya konulacak, peygamberle ve (diğer) tüm şahitler huzura getirelecek; onlar arasında adaletle hükmedilecek ve kendileri asla zulme uğramayacaklar.

70. Zira herkese tüm yaptıklarının karşılığı eksiksiz verilecektir nasıl olsa O onların yaptığı her şeyi bilmektedir.

71. İnkarda direnler de, guruplar halinde cehenneme yollanacaklar. Oraya vardıklarında, (cehennemin) kapıları açılacak; ve oranın muhafızları onlara "Size aranızdan Rabbinizin ayetlerini ulaştıran ve sizi (hesap vereceğiniz) bu güne karşı uyaran elçiler gelmemiş miydi?" diye soracaklar. Onlar "Hayır, elbette geldi!" diyecekler; ve ne var ki inkar edenler hakkındaki azap hükmü kesinleşmiş olacak.

72. Onlara denilecek ki "İçinde yerleşip kalmak üzere cehennemin kapılarından girin!" Sahi, küstahça böbürlenenler için ne berbat bir meskendir orası!

73. Rablerine karşı sorumluluklarının bilincinde olanlar ise guruplar halinde cennete yollanacaklar. Kapıları zaten açılmış bulunan cennete vardıklarında, oranın muhafızları kendilerine şöyle diyecek "Selam olsun size! Safa başınıza! Ebedi kalmak üzere buyursunlar!.."

74. Onlar da şöyle mukabele edecekler "Bize olan vaadini gerçekleştiren, bizi bu uçsuz bucaksız mekana varis kılan ve bizi cennette dilediğimiz yere yerleştirecek olan Allah`a hamd olsun!" İşte, çalışıp çabalayanların ödülü böylesine muhteşemdir.

75. Ve sen, meleklerin Allah`ın hükümranlık makanı çevresinde halkalanıp hamd ile Rablerinin sonsuz yüceliğini dile getirdiklerini görürsün. Ki (o gün) herkes hakkında adaletle hüküm verilmekte ve şöyle denilmektedir "Hamd olsun alemlerin Rabbi olan Allah`a!"