Edip Yüksel 

1. Q, şanlı Kuran’a andolsun.

2. İçlerinden bir uyarıcının kendilerine gelmesini tuhaf karşıladılar! Kafirler, "Bu tuhaf bir şey" dediler,

3. "Ölüp toprak olduktan sonra mı? Bu imkansız bir dönüştür."

4. Yeryüzünün onlardan kimi alıp götürdüğünü bilmişizdir. Yanımızda koruyan bir kayıt vardır.

5. Oysa onlar gerçek kendilerine geldiği zaman onu yalanladılar; kararsızlık içindedirler.

6. Üstlerindeki göğe bakmadılar mı, onu hiçbir çatlağı olmadan nasıl yaptık ve onu nasıl süsledik?

7. Yeri ise yaydık, içine dağlar yerleştirdik ve içinde her çeşit güzel bitkiler yetiştirdik.

8. Her yönelen kul için bu bir aydınlatma ve mesajdır.

9. Ve gökten kutlu bir su indirerek onunla bahçeler ve biçilecek taneler bitirdik.

10. Küme küme tomurcuklara sahip yüksek hurma ağaçları yetiştirdik.

11. Kullara bir besin olarak. Onunla bölgeyi dirilttik. Çıkış (diriliş) de böyledir.

12. Onlardan önce Nuh’un halkı, Res’liler ve Semud da yalanlamıştı.

13. Ad, Firavun ve Lut’un kardeşleri…

14. Eyke’liler ve Tubba’ halkı da… Hepsi elçileri yalanladılar. Bunun üzerine tehdidim gerçekleşti.

15. İlk yaratılıştan yorulduk mu ki? Doğrusu onlar yeni bir yaratılıştan kuşku içindedirler.

16. İnsanı biz yarattık ve onun kendi kendine neyi fısıldadığını iyi biliriz. Biz ona şahdamarından daha yakınız.

17. Sağında ve solunda iki alıcı melek oturmuş kaydetmektedirler.

18. Yanında gözetleyen tanıklar olmaksızın ağzından bir söz çıkmaz.

19. Sonunda ölüm sarhoşluğu gerçekten gelmiştir; işte senin kendisinden kaçıp durduğun şey budur.

20. Boruya üflenmiştir. Bu, söz verilen gündür.

21. Her can yanında bir sürücü ve bir tanık ile gelir.

22. Sen tümüyle bundan gafildin. Şimdi biz örtünü kaldırdık; bugün gözün çelik gibi keskindir.

23. Yanındaki arkadaşı, "İşte yanımdaki hazır" der.

24. Haydi ikiniz atın cehenneme her inatçı kafiri,

25. İyiliği engelleyen, azgın, kuşkucuyu…

26. O ki ALLAH ile birlikte başka tanrı edindi. Onu o çetin cezanın içine atın.

27. Arkadaşı, "Efendim, ben onu azdırmadım; fakat o kendisi derin bir sapıklık içindeydi" der.

28. O da der ki, "Huzurumda çekişmeyin. Size daha önceden uyarı göndermiştim."

29. "Benim katımda söz değiştirilmez ve ben kullara asla haksızlık etmem."

30. O gün cehenneme, "Doldun mu?" deriz. O, "Daha yok mu?" der.

31. Erdemlilere ise bahçe yaklaştırılır, uzak değildir.

32. Bu, size söz verilendir. Her yönelen ve her koruyana,

33. Onlar yalnız başınayken bile Rahman’ı sayarlar ve içtenlikle gelirler.

34. Oraya esenlikle girin; bu, sonsuz yaşama günüdür.

35. Diledikleri her şeyi elde ederler ve hatta katımızda fazlası da vardır.

36. Onlardan önce, onlardan daha güçlü nice nesilleri yok etmiştik. Ülke ülke dolaşmışlardı; kurtuluşu var mı?

37. Bunda, zeka sahibi olan yahut tanık olarak kulak veren herkes için bir mesaj vardır.

38. Gökleri, yeri ve aralarındakileri altı günde yarattık. Hiçbir yorgunluk da duymadık.

39. Onların söylediklerine sabret ve güneşin doğuşundan ve batışından önce Efendini överek yücelt.

40. Geceleyin O’nu yücelt ve secdelerin ardından da…

41. Çağırıcının yakın bir yerden çağıracağı güne kulak ver.

42. O gün o çığlığı kesinlikle duyarlar; bu, çıkış günüdür.

43. Biz diriltiriz, öldürürüz ve dönüş de bizedir.

44. O gün yer onlardan dolayı yarılıverir. Bu, bizim için kolay bir toparlamadır.

45. Biz onların ne konuştuğunu iyi biliyoruz. Sen onların üzerinde bir zorba değilsin. Uyarılarımdan korkanlara sen bu Kuran ile öğüt ver.