Kadri Çelik 

1. Kaf. Azamet sahibi Kur’an’a andolsun (ki sen peygamberlerdensin).

2. Hayır, onlara kendilerinden bir uyarıcının gelmesine şaştılar da o kâfirler, "Bu (diriliş) şaşılacak bir şey!" dediler.

3. "Biz öldüğümüz ve toprak olduğumuz zaman mı (yeniden diriltilecekmişiz)? Bu uzak (ve de olmayacak) bir dönüş!"

4. Doğrusu biz, yerin onlardan ne eksilttiğini (kimlerin öldüğünü) biliriz. Katımızda (bütün bunları) saklayıp koruyan bir kitap vardır.

5. Hayır, hak kendilerine gelince yalanladılar. Şimdi onlar derin bir ıstırap içinde bulunuyorlar.

6. Üzerlerindeki göğe bakmıyorlar mı? Biz onu nasıl bina ettik ve onu nasıl da süsledik? Onun hiç bir çatlağı yok.

7. Yeri de (nasıl) döşeyip yaydık? Onda sarsılmaz dağlar bıraktık ve onda iç açıcı her çiftten (nice bitkiler) bitirdik.

8. (Bunlar,) İçten Allah’a yönelen her kul için bir basiretli kılış ve hatırlatmadır.

9. Ve gökten mübarek (bereket ve rahmet yüklü) su indirdik; böylece onunla bahçeler ve biçilecek taneler bitirdik.

10. Ve birbiri üstünde dizilmiş tomurcuk yüklü yüksek hurma ağaçları da.

11. Kullara rızık olmak üzere. Ve onunla (o suyla) ölü bir şehri dirilttik. İşte (ölümden sonra) dirilip çıkarılma da böyledir.

12. Onlardan önce Nuh kavmi, Ress halkı ve Semud (kavmi) de yalanladı.

13. Ad, Firavun ve Lut’un kardeşleri.

14. Eykeliler ve Tubba kavmi de yalanladı. Bunların hepsi (kendilerine gönderilen) peygamberleri yalanladılar. Bu yüzden tehdidim (azabım onlara) hak oldu.

15. Yoksa biz ilk yaratılışta güçsüz mü düştük? Hayır, onlar karmaşık bir hata içindedirler.

16. Şüphesiz insanı biz yarattık ve nefsinin ona ne vesveseler vermekte olduğunu da biliriz. Biz ona şahdamarından daha yakınız.

17. Onun sağında ve solunda oturan iki alıcı (yazıcı melekler), alırlarken (yazarlarken).

18. O, söz olarak (herhangi bir şey) söylemeyiversin, mutlaka yanında hazır bir gözetleyici vardır.

19. Ölüm sarhoşluğu gerçekten gelir. (Ey insan!) İşte bu senin öteden beri korkup uzaklaştığın şeydir.

20. Sur’a üfürülür. İşte bu, tehdidin (gerçekleştiği) gündür.

21. (Artık) Her bir nefis, yanında bir sürücü ve bir şahit ile gelir.

22. "Şüphesiz sen bundan bir gaflet içindeydin; işte biz de senin üzerindeki örtüyü açıp kaldırdık. Artık bugün görüş gücün oldukça keskindir."

23. Onun yakını olan (günahları yazan melek) der ki "İşte bu (günah), yanımda hazır durumda olan şey."

24. (Allah şöyle buyurur) "Cehenneme atın, son derece inatçı olan her kâfiri!"

25. "Hayra engel olan saldırgan şüpheciyi."

26. "O, Allah’la beraber başka bir ilah edinmişti. Artık ikiniz (sürücü ve şahit melekler), onu en şiddetli olan azabın içine atın."

27. Arkadaşı (şeytan) dedi ki "Rabbimiz, onu ben azdırmadım; fakat kendisi uzak bir sapıklık içinde idi."

28. (Allah buyurur) "Benim huzurumda çekişip durmayın. Ben size daha önce kesin bir uyarı göndermiştim."

29. "Huzurumda söz değişikliğe uğratılmaz ve ben kullara zulmedici değilim."

30. O gün cehenneme, "Doldun mu?" deriz. O da, "Daha fazlası var mı?" der.

31. Cennet de takva sahiplerine yaklaştırılır. Zaten uzak değildir.

32. İşte size vaat edilen budur! (Bu vaat edilen şeyler) Allah’a dönen ve O’nun buyruklarını koruyan kimse içindir.

33. Görmeden rahmân’dan korkanlara ve yönelmiş bir kalp ile gelen kimselere mahsustur...

34. "Ona (cennete) esenlikle girin. Bu, ebedilik günüdür."

35. Orda diledikleri her şey onlarındır; katımızda daha fazlası da var.

36. Biz, onlardan önce kendilerinden daha güçlü olan, diyar diyar dolaşan nice nesilleri helâk etmişizdir. (Azaptan) Kurtuluş yolu var mı?

37. Hiç şüphesiz bunda, kalbi olan ya da bir şahit (hazır) bulunup kulak veren kimse için elbette bir uyarı ve hatırlatma vardır.

38. Şüphesiz biz gökleri, yeri ve ikisi arasında bulunanları altı günde yarattık; bize hiç bir yorgunluk da dokunmadı.

39. Öyleyse sen, onların dediklerine karşılık sabret ve Rabbini güneşin doğuşundan önce ve batışından önce hamd ile tesbih et.

40. Gecenin bir bölümünde ve secdelerin (namazların) arkasında da O’nu tesbih et.

41. Çağırıcının, yakın bir yerden çağrıda bulunacağı günü dinle (bekle).

42. O gün, o çığlığı bir gerçek (hak) olarak işitirler. İşte o, (dirilip kabirlerden) çıkış günüdür.

43. Şüphesiz dirilten ve öldüren biziz, biz ve dönüş de bizedir.

44. O gün yer yarılır, insanlar (kabirlerinden) çabucak çıkarlar. İşte bu, bize göre kolay bir toplamadır.

45. Biz onların neler söylemekte olduklarını daha iyi biliriz ve sen onların üzerinde bir zorlayıcı da değilsin; o halde benim kesin tehdidimden korkanlara Kur’an ile öğüt ver.