Hasan Basri Çantay | |
---|---|
إِذَا السَّمَاءُ انْشَقَّتْ İzessemaunşakkat. |
|
وَأَذِنَتْ لِرَبِّهَا وَحُقَّتْ Ve ezinet lirabbiha ve hukkat. |
|
وَإِذَا الْأَرْضُ مُدَّتْ Ve izel’ardu muddet. |
|
وَأَلْقَتْ مَا فِيهَا وَتَخَلَّتْ Ve elkat ma fiyha ve tehallet. |
|
وَأَذِنَتْ لِرَبِّهَا وَحُقَّتْ Ve ezinet lirabbiha ve hukkat. |
|
يَا أَيُّهَا الْإِنْسَانُ إِنَّكَ كَادِحٌ إِلَىٰ رَبِّكَ كَدْحًا فَمُلَاقِيهِ Ya eyyuhel’insanu inneke kadihun ila rabbike kedhan femulakıyhi. |
|
فَأَمَّا مَنْ أُوتِيَ كِتَابَهُ بِيَمِينِهِ Femma men utiye kitabehu biyemiynihi. |
|
فَسَوْفَ يُحَاسَبُ حِسَابًا يَسِيرًا Fesevfe yuhasebu hısaben yesiyren. |
|
وَيَنْقَلِبُ إِلَىٰ أَهْلِهِ مَسْرُورًا Ve yenkalibu ila ehlihi mesruren. |
|
وَأَمَّا مَنْ أُوتِيَ كِتَابَهُ وَرَاءَ ظَهْرِهِ Ve emma men utiye kitabehu verae zahrihi. |
|
فَسَوْفَ يَدْعُو ثُبُورًا Fesevfe yed’u suburen. |
|
وَيَصْلَىٰ سَعِيرًا Ve yasla se’ıyren. |
|
إِنَّهُ كَانَ فِي أَهْلِهِ مَسْرُورًا İnnehu kane fiy ehlihi mesruren. |
|
14. Çünkü o, hakıykaten ve kat’iyyen (Rabbine) dönmeyeceğini sanmışdı. |
إِنَّهُ ظَنَّ أَنْ لَنْ يَحُورَ İnnehu zanne en len yehure. |
15. Hayır (o, Rabbine dönecekdi). Çünkü Rabbi onu çok iyi görendi. |
بَلَىٰ إِنَّ رَبَّهُ كَانَ بِهِ بَصِيرًا Bela inne rabbehu kane bihi basıyren. |
16. Demek (hakıykat onun zannetdiği gibi değildir). Andederim o şafaka. |
فَلَا أُقْسِمُ بِالشَّفَقِ Fela uksimü bişşefekı. |
17. O geceye ve onun (sinesinde) derleyip topladığı şey (ler) e, |
وَالَّيْلِ وَمَا وَسَقَ Velleyli ve ma veseka. |
18. toplu bir haale geldiği (nuuru tamamlandığı) zaman aya ki, |
وَالْقَمَرِ إِذَا اتَّسَقَ Velkameri izetteseka. |
19. siz (ey insanlar), hiç şübhesiz, o halden bu haale bineceksiniz. |
لَتَرْكَبُنَّ طَبَقًا عَنْ طَبَقٍ Leterkebunne tabekan ’an tabekın. |
فَمَا لَهُمْ لَا يُؤْمِنُونَ Femalehum la yu’minune. |
|
21. Ve karşılarında Kur’an okunduğu zaman (derin saygı ile) eğilmiyorlar? |
وَإِذَا قُرِئَ عَلَيْهِمُ الْقُرْآنُ لَا يَسْجُدُونَ ۩ Ve iza kurie ’aleyhimülkur’anu la yescudune. |
بَلِ الَّذِينَ كَفَرُوا يُكَذِّبُونَ Belilleziyne keferu yukezzibune. |
|
23. Halbuki Allah onların yüreklerinde neler saklıyorlar, pek iyi bilendir. |
وَاللَّهُ أَعْلَمُ بِمَا يُوعُونَ Vallahu a’lemu bima yu’une. |
24. Bunun için sen (Habibim) onları elem verici bir azâb ile müjdele! |
فَبَشِّرْهُمْ بِعَذَابٍ أَلِيمٍ Febeşşirhüm bi’azabin eliymin. |
إِلَّا الَّذِينَ آمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ لَهُمْ أَجْرٌ غَيْرُ مَمْنُونٍ İllelleziyne amenu ve ’amilussalihati lehum erun gayru memnunin. |