| Muhammed Esed | |
|---|---|
|
إِذَا السَّمَاءُ انْشَقَّتْ İzessemaunşakkat. |
|
|
وَأَذِنَتْ لِرَبِّهَا وَحُقَّتْ Ve ezinet lirabbiha ve hukkat. |
|
|
وَإِذَا الْأَرْضُ مُدَّتْ Ve izel’ardu muddet. |
|
|
وَأَلْقَتْ مَا فِيهَا وَتَخَلَّتْ Ve elkat ma fiyha ve tehallet. |
|
|
وَأَذِنَتْ لِرَبِّهَا وَحُقَّتْ Ve ezinet lirabbiha ve hukkat. |
|
|
يَا أَيُّهَا الْإِنْسَانُ إِنَّكَ كَادِحٌ إِلَىٰ رَبِّكَ كَدْحًا فَمُلَاقِيهِ Ya eyyuhel’insanu inneke kadihun ila rabbike kedhan femulakıyhi. |
|
|
فَأَمَّا مَنْ أُوتِيَ كِتَابَهُ بِيَمِينِهِ Femma men utiye kitabehu biyemiynihi. |
|
|
فَسَوْفَ يُحَاسَبُ حِسَابًا يَسِيرًا Fesevfe yuhasebu hısaben yesiyren. |
|
|
9. ve kendi görüş ve anlayışındaki insanlara sevinçle dön(ebil)ecektir. |
وَيَنْقَلِبُ إِلَىٰ أَهْلِهِ مَسْرُورًا Ve yenkalibu ila ehlihi mesruren. |
|
وَأَمَّا مَنْ أُوتِيَ كِتَابَهُ وَرَاءَ ظَهْرِهِ Ve emma men utiye kitabehu verae zahrihi. |
|
|
فَسَوْفَ يَدْعُو ثُبُورًا Fesevfe yed’u suburen. |
|
|
وَيَصْلَىٰ سَعِيرًا Ve yasla se’ıyren. |
|
|
إِنَّهُ كَانَ فِي أَهْلِهِ مَسْرُورًا İnnehu kane fiy ehlihi mesruren. |
|
|
إِنَّهُ ظَنَّ أَنْ لَنْ يَحُورَ İnnehu zanne en len yehure. |
|
|
15. Evet, öyle! Halbuki Rabbi, onda olan her şeyi görmekteydi! |
بَلَىٰ إِنَّ رَبَّهُ كَانَ بِهِ بَصِيرًا Bela inne rabbehu kane bihi basıyren. |
|
16. Yok yok! Hayır! Akşamın (geçip giden) alacakaranlığını tanıklığa çağırırım. |
فَلَا أُقْسِمُ بِالشَّفَقِ Fela uksimü bişşefekı. |
|
17. Ve geceyi, onun (safha safha) gözler önüne serdiklerini, |
وَالَّيْلِ وَمَا وَسَقَ Velleyli ve ma veseka. |
|
وَالْقَمَرِ إِذَا اتَّسَقَ Velkameri izetteseka. |
|
|
19. (işte böylece, ey insanlar,) siz adım adım ilerleyeceksiniz. |
لَتَرْكَبُنَّ طَبَقًا عَنْ طَبَقٍ Leterkebunne tabekan ’an tabekın. |
|
فَمَا لَهُمْ لَا يُؤْمِنُونَ Femalehum la yu’minune. |
|
|
21. Ve Kur’an kendilerine okunduğunda saygıyla yere kapanmıyorlar? |
وَإِذَا قُرِئَ عَلَيْهِمُ الْقُرْآنُ لَا يَسْجُدُونَ ۩ Ve iza kurie ’aleyhimülkur’anu la yescudune. |
|
22. Evet, hakikati inkara şartlanmış olanlar (bu ilahi kelamı) yalanlıyorlar! |
بَلِ الَّذِينَ كَفَرُوا يُكَذِّبُونَ Belilleziyne keferu yukezzibune. |
|
وَاللَّهُ أَعْلَمُ بِمَا يُوعُونَ Vallahu a’lemu bima yu’une. |
|
|
24. O halde, onlara (öteki dünyada) şiddetli azabı haber ver, |
فَبَشِّرْهُمْ بِعَذَابٍ أَلِيمٍ Febeşşirhüm bi’azabin eliymin. |
|
إِلَّا الَّذِينَ آمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ لَهُمْ أَجْرٌ غَيْرُ مَمْنُونٍ İllelleziyne amenu ve ’amilussalihati lehum erun gayru memnunin. |