İskender Ali Mihr | |
---|---|
إِذَا السَّمَاءُ انْشَقَّتْ İzessemaunşakkat. |
|
وَأَذِنَتْ لِرَبِّهَا وَحُقَّتْ Ve ezinet lirabbiha ve hukkat. |
|
وَإِذَا الْأَرْضُ مُدَّتْ Ve izel’ardu muddet. |
|
وَأَلْقَتْ مَا فِيهَا وَتَخَلَّتْ Ve elkat ma fiyha ve tehallet. |
|
وَأَذِنَتْ لِرَبِّهَا وَحُقَّتْ Ve ezinet lirabbiha ve hukkat. |
|
يَا أَيُّهَا الْإِنْسَانُ إِنَّكَ كَادِحٌ إِلَىٰ رَبِّكَ كَدْحًا فَمُلَاقِيهِ Ya eyyuhel’insanu inneke kadihun ila rabbike kedhan femulakıyhi. |
|
فَأَمَّا مَنْ أُوتِيَ كِتَابَهُ بِيَمِينِهِ Femma men utiye kitabehu biyemiynihi. |
|
فَسَوْفَ يُحَاسَبُ حِسَابًا يَسِيرًا Fesevfe yuhasebu hısaben yesiyren. |
|
وَيَنْقَلِبُ إِلَىٰ أَهْلِهِ مَسْرُورًا Ve yenkalibu ila ehlihi mesruren. |
|
وَأَمَّا مَنْ أُوتِيَ كِتَابَهُ وَرَاءَ ظَهْرِهِ Ve emma men utiye kitabehu verae zahrihi. |
|
11. İşte o, hemen ölümü davet edecek (helâk olmak için dua edecek). |
فَسَوْفَ يَدْعُو ثُبُورًا Fesevfe yed’u suburen. |
وَيَصْلَىٰ سَعِيرًا Ve yasla se’ıyren. |
|
13. Muhakkak ki o, (dünyada) ehlinin arasında iken surur içinde sevinçliydi. |
إِنَّهُ كَانَ فِي أَهْلِهِ مَسْرُورًا İnnehu kane fiy ehlihi mesruren. |
إِنَّهُ ظَنَّ أَنْ لَنْ يَحُورَ İnnehu zanne en len yehure. |
|
15. Hayır, (öyle değil) muhakkak ki Rabbi, onu en iyi görendir. |
بَلَىٰ إِنَّ رَبَّهُ كَانَ بِهِ بَصِيرًا Bela inne rabbehu kane bihi basıyren. |
فَلَا أُقْسِمُ بِالشَّفَقِ Fela uksimü bişşefekı. |
|
17. Ve geceye ve örttüğü (barındırdığı) şeylere (yemin ederim). |
وَالَّيْلِ وَمَا وَسَقَ Velleyli ve ma veseka. |
18. Ve nuru tamamlandığı (dolunay haline geldiği) zaman Ay’a (kasem ederim). |
وَالْقَمَرِ إِذَا اتَّسَقَ Velkameri izetteseka. |
19. Siz mutlaka tabakadan tabakaya bineceksiniz (gök katlarından geçeceksiniz). |
لَتَرْكَبُنَّ طَبَقًا عَنْ طَبَقٍ Leterkebunne tabekan ’an tabekın. |
20. Artık onlara ne oluyor ki îmân etmiyorlar (inanmıyorlar)? |
فَمَا لَهُمْ لَا يُؤْمِنُونَ Femalehum la yu’minune. |
وَإِذَا قُرِئَ عَلَيْهِمُ الْقُرْآنُ لَا يَسْجُدُونَ ۩ Ve iza kurie ’aleyhimülkur’anu la yescudune. |
|
بَلِ الَّذِينَ كَفَرُوا يُكَذِّبُونَ Belilleziyne keferu yukezzibune. |
|
23. Ve Allah, onların (kalplerinde) sakladıkları şeyleri (inkârları, düşmanlıkları) en iyi bilir. |
وَاللَّهُ أَعْلَمُ بِمَا يُوعُونَ Vallahu a’lemu bima yu’une. |
فَبَشِّرْهُمْ بِعَذَابٍ أَلِيمٍ Febeşşirhüm bi’azabin eliymin. |
|
إِلَّا الَّذِينَ آمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ لَهُمْ أَجْرٌ غَيْرُ مَمْنُونٍ İllelleziyne amenu ve ’amilussalihati lehum erun gayru memnunin. |