Abdullah Parlıyan 

1. Güneş dürülüp ortadan kaldırıldığında

2. ve yıldızlar kararıp yok olduğunda,

3. dağlar yerinden oynatılıp yürütüldüğünde,

4. doğurmak üzere olan dişi develer başı boş bırakıldığında,

5. vahşi hayvanlar bir araya toplanıp, beraber kaldıklarında,

6. denizler ateş haline geldiğinde,

7. ruhlar bedenleriyle veya ruhlar yaptıkları işlerle bir araya getirildiğinde

8. Ve sorulduğu zaman o diri diri toprağa gömülen kıza;

9. hangi suçtan dolayı öldürüldükleri.

10. İnsanların yapıp ettiklerinin dosyaları açıldığında,

11. gök perdesi açılıp herşey ortaya çıktığında,

12. cehennemin yakıcı ateşi parladığında

13. ve cennet gözler önüne getirilip yaklaştırıldığında;

14. O gün her insan kendisi için ne hazırlamış olduğunu görecektir.

15. Hayır, hayır! Geceleri dönüp duran gündüzleri de kaybolan yıldızlara,

16. Dolaşıp yuvalarına giren gezegenlere,

17. karardığı anda geceye,

18. aydınlığı etrafa yayılmaya başladığı zaman, sabaha yemin olsun ki,

19. bu Kur’ân şerefli bir elçinin Allah’tan getirip okuduğu sözüdür.

20. O elçi ki çok güçlüdür. Arş sahibi Allah’ın yanında çok değerli bir yeri vardır.

21. Melekler arasında kendisine itaat edilen ve vahiy getirme hususunda bir güvence ve teminattır, O.

22. Arkadaşınız Muhammed sizin iftira ve iddia ettiğiniz gibi dengesiz ve deli değildir.

23. Andolsun Muhammed vahiy getiren Cibrîl’î berrak bir ufukta gördü.

24. O peygamber akıl ve duyularla bilinemeyecek bilgileri bildirdiğinden dolayı suçlanamaz veya akıl ve duyularla bilinemeyecek haberleri aktarmakta cimrilik etmez yani aldığı vahyi aynen tebliğ eder.

25. Bu Kur’ân inkârcıların dedikleri gibi taşlanan ve lanetlenen şeytanın sözü de değildir.

26. O halde siz inkârcılar bunca gerçeklerden sonra nereye kaçıp gidiyorsunuz? İman edip teslim olmanız gerekmez mi?

27. Bu Kur’ân bütün insanlık için bir öğüt ve hatırlatmadan başka birşey değildir,

28. doğru yolda yürümek isteyen her biriniz için.

29. Ama Allah bütün alemlerin Rabbi o yolu size göstermeyi istemedikçe siz onu isteyemezsiniz.