Muhammed Esed | |
---|---|
إِذَا الشَّمْسُ كُوِّرَتْ İzeşşemsu kuvviret. |
|
وَإِذَا النُّجُومُ انْكَدَرَتْ Ve izennucumunkederet. |
|
وَإِذَا الْجِبَالُ سُيِّرَتْ Ve izelcibalu suyyiret. |
|
4. ve doğurmak üzere olan dişi develer başıboş bırakıldığında, |
وَإِذَا الْعِشَارُ عُطِّلَتْ Ve izel’işaru ’uttılet. |
وَإِذَا الْوُحُوشُ حُشِرَتْ Ve izelvuhuşu huşiret. |
|
وَإِذَا الْبِحَارُ سُجِّرَتْ Ve izelbiharu succiret. |
|
وَإِذَا النُّفُوسُ زُوِّجَتْ Ve izennufusu zuvvicet. |
|
وَإِذَا الْمَوْءُودَةُ سُئِلَتْ Ve izelmev’udetu suilet. |
|
بِأَيِّ ذَنْبٍ قُتِلَتْ Bieyyi zenbin kutilet. |
|
وَإِذَا الصُّحُفُ نُشِرَتْ Ve izessuhufu nuşiret. |
|
وَإِذَا السَّمَاءُ كُشِطَتْ Ve izessema’u kuşitat. |
|
وَإِذَا الْجَحِيمُ سُعِّرَتْ Ve izelcahıymu su’’ıret. |
|
وَإِذَا الْجَنَّةُ أُزْلِفَتْ Ve izelcennetu uzlifet. |
|
14. (o Gün) her insan, (kendisi için) ne hazırlamış olduğunu görecektir. |
عَلِمَتْ نَفْسٌ مَا أَحْضَرَتْ ’Alimet nefsun ma ahdaret. |
15. Hayır! Hayır! Dönüp duran yıldızları tanıklığa çağırırım, |
فَلَا أُقْسِمُ بِالْخُنَّسِ Fela uksimu bilhunnesi. |
الْجَوَارِ الْكُنَّسِ Elcevarilkunnesi. |
|
وَالَّيْلِ إِذَا عَسْعَسَ Velleyli iza ’as’ase. |
|
وَالصُّبْحِ إِذَا تَنَفَّسَ Vessubhı iza teneffese. |
|
19. bakın, bu (ilahi kelam), gerçekten soylu bir elçinin (vahyedilmiş) sözüdür, |
إِنَّهُ لَقَوْلُ رَسُولٍ كَرِيمٍ İnnehu lekalu resulin keriymin. |
20. güç bahşedilmiş, kudret ve egemenlik tahtının Sahibi nezdinde emin kılınmış, |
ذِي قُوَّةٍ عِنْدَ ذِي الْعَرْشِ مَكِينٍ Ziy kuvvetin ’ınde ziyl’arşi mekiynin. |
مُطَاعٍ ثَمَّ أَمِينٍ Muta’ın semme emiynin. |
|
وَمَا صَاحِبُكُمْ بِمَجْنُونٍ Ve ma sahıbukum bimecnunin. |
|
23. o gerçekten (meleği) gördü, berrak bir ufukta (gördü) onu; |
وَلَقَدْ رَآهُ بِالْأُفُقِ الْمُبِينِ Ve lekad reahu bil’ufukılmubiyni. |
وَمَا هُوَ عَلَى الْغَيْبِ بِضَنِينٍ Ve ma huve ’alelğaybi bidaniynin. |
|
25. Bu (mesaj), lanetlenmiş bir şeytani gücün sözü de değildir. |
وَمَا هُوَ بِقَوْلِ شَيْطَانٍ رَجِيمٍ Ve ma huve bikavli şeytanin reciymin. |
فَأَيْنَ تَذْهَبُونَ Feeyne tezhebune. |
|
27. Bu (mesaj), bütün insanlık için bir öğüt ve hatırlatmadan başka bir şey değildir, |
إِنْ هُوَ إِلَّا ذِكْرٌ لِلْعَالَمِينَ İn huve illa zikrun lil’alemiyne. |
لِمَنْ شَاءَ مِنْكُمْ أَنْ يَسْتَقِيمَ Limen şae minkum en yestekıyme,. |
|
29. Ama Allah, bütün alemlerin Rabbi, (o yolu size göstermeyi) istemedikçe siz onu isteyemezsiniz. |
وَمَا تَشَاءُونَ إِلَّا أَنْ يَشَاءَ اللَّهُ رَبُّ الْعَالَمِينَ Ve ma teşaune illa en yeşaallahu rabbul’alemiyne. |