Ahmed Hulusi | |
---|---|
1. Güneş dürüldüğünde (Akıl karşılaştığı gerçeklik ile kaplanıp gücünü yitirdiğinde), |
إِذَا الشَّمْسُ كُوِّرَتْ İzeşşemsu kuvviret. |
2. Yıldızlar karardığında (Düşünme işlevi durup - fikirler ışık tutmaz olduğunda), |
وَإِذَا النُّجُومُ انْكَدَرَتْ Ve izennucumunkederet. |
وَإِذَا الْجِبَالُ سُيِّرَتْ Ve izelcibalu suyyiret. |
|
وَإِذَا الْعِشَارُ عُطِّلَتْ Ve izel’işaru ’uttılet. |
|
5. Vahşiler haşrolunduğunda (hayvani duygular toplanıp güçlerini kaybettiklerinde), |
وَإِذَا الْوُحُوشُ حُشِرَتْ Ve izelvuhuşu huşiret. |
وَإِذَا الْبِحَارُ سُجِّرَتْ Ve izelbiharu succiret. |
|
وَإِذَا النُّفُوسُ زُوِّجَتْ Ve izennufusu zuvvicet. |
|
وَإِذَا الْمَوْءُودَةُ سُئِلَتْ Ve izelmev’udetu suilet. |
|
بِأَيِّ ذَنْبٍ قُتِلَتْ Bieyyi zenbin kutilet. |
|
وَإِذَا الصُّحُفُ نُشِرَتْ Ve izessuhufu nuşiret. |
|
11. Semâ sökülüp giderildiğinde (bilinç muhakemesini yitirdiğinde), |
وَإِذَا السَّمَاءُ كُشِطَتْ Ve izessema’u kuşitat. |
12. Cahîm tutuşturulup alevlendirildiğinde (pişmanlık yangını alevlendiğinde), |
وَإِذَا الْجَحِيمُ سُعِّرَتْ Ve izelcahıymu su’’ıret. |
وَإِذَا الْجَنَّةُ أُزْلِفَتْ Ve izelcennetu uzlifet. |
|
عَلِمَتْ نَفْسٌ مَا أَحْضَرَتْ ’Alimet nefsun ma ahdaret. |
|
15. Kasem ederim El Hünnes olarak (Güneş’in ışığından gündüz görünmeyen yıldızlar), |
فَلَا أُقْسِمُ بِالْخُنَّسِ Fela uksimu bilhunnesi. |
الْجَوَارِ الْكُنَّسِ Elcevarilkunnesi. |
|
وَالَّيْلِ إِذَا عَسْعَسَ Velleyli iza ’as’ase. |
|
وَالصُّبْحِ إِذَا تَنَفَّسَ Vessubhı iza teneffese. |
|
إِنَّهُ لَقَوْلُ رَسُولٍ كَرِيمٍ İnnehu lekalu resulin keriymin. |
|
20. Kuvvet sahibi (bir Rasûlün)! Arş sahibi’nin indînde güvencede! |
ذِي قُوَّةٍ عِنْدَ ذِي الْعَرْشِ مَكِينٍ Ziy kuvvetin ’ınde ziyl’arşi mekiynin. |
مُطَاعٍ ثَمَّ أَمِينٍ Muta’ın semme emiynin. |
|
22. Sahibiniz (Hz. Muhammed) bir cin etkisi altında olan değildir! |
وَمَا صَاحِبُكُمْ بِمَجْنُونٍ Ve ma sahıbukum bimecnunin. |
وَلَقَدْ رَآهُ بِالْأُفُقِ الْمُبِينِ Ve lekad reahu bil’ufukılmubiyni. |
|
وَمَا هُوَ عَلَى الْغَيْبِ بِضَنِينٍ Ve ma huve ’alelğaybi bidaniynin. |
|
25. Ve O, recm olunmuş (hakikatten uzaklaştırılmış) şeytanın lafı da değildir! |
وَمَا هُوَ بِقَوْلِ شَيْطَانٍ رَجِيمٍ Ve ma huve bikavli şeytanin reciymin. |
فَأَيْنَ تَذْهَبُونَ Feeyne tezhebune. |
|
27. O âlemler (insanlar) için yalnızca Zikir’dir (hatırlatmadır)! |
إِنْ هُوَ إِلَّا ذِكْرٌ لِلْعَالَمِينَ İn huve illa zikrun lil’alemiyne. |
لِمَنْ شَاءَ مِنْكُمْ أَنْ يَسْتَقِيمَ Limen şae minkum en yestekıyme,. |
|
29. Rabb-ül âlemîn olan Allâh dilemedikçe, siz dileyemezsiniz! |
وَمَا تَشَاءُونَ إِلَّا أَنْ يَشَاءَ اللَّهُ رَبُّ الْعَالَمِينَ Ve ma teşaune illa en yeşaallahu rabbul’alemiyne. |