Ömer Nasuhi Bilmen | |
---|---|
إِذَا الشَّمْسُ كُوِّرَتْ İzeşşemsu kuvviret. |
|
وَإِذَا النُّجُومُ انْكَدَرَتْ Ve izennucumunkederet. |
|
وَإِذَا الْجِبَالُ سُيِّرَتْ Ve izelcibalu suyyiret. |
|
وَإِذَا الْعِشَارُ عُطِّلَتْ Ve izel’işaru ’uttılet. |
|
وَإِذَا الْوُحُوشُ حُشِرَتْ Ve izelvuhuşu huşiret. |
|
وَإِذَا الْبِحَارُ سُجِّرَتْ Ve izelbiharu succiret. |
|
وَإِذَا النُّفُوسُ زُوِّجَتْ Ve izennufusu zuvvicet. |
|
وَإِذَا الْمَوْءُودَةُ سُئِلَتْ Ve izelmev’udetu suilet. |
|
بِأَيِّ ذَنْبٍ قُتِلَتْ Bieyyi zenbin kutilet. |
|
وَإِذَا الصُّحُفُ نُشِرَتْ Ve izessuhufu nuşiret. |
|
وَإِذَا السَّمَاءُ كُشِطَتْ Ve izessema’u kuşitat. |
|
12. (12-13) Ve cehennem, şiddetle alevlendirildiği zaman. Ve cennet yaklaştırıldığı zaman. |
وَإِذَا الْجَحِيمُ سُعِّرَتْ Ve izelcahıymu su’’ıret. |
13. (12-13) Ve cehennem, şiddetle alevlendirildiği zaman. Ve cennet yaklaştırıldığı zaman. |
وَإِذَا الْجَنَّةُ أُزْلِفَتْ Ve izelcennetu uzlifet. |
عَلِمَتْ نَفْسٌ مَا أَحْضَرَتْ ’Alimet nefsun ma ahdaret. |
|
فَلَا أُقْسِمُ بِالْخُنَّسِ Fela uksimu bilhunnesi. |
|
الْجَوَارِ الْكُنَّسِ Elcevarilkunnesi. |
|
وَالَّيْلِ إِذَا عَسْعَسَ Velleyli iza ’as’ase. |
|
وَالصُّبْحِ إِذَا تَنَفَّسَ Vessubhı iza teneffese. |
|
19. Şüphe yok ki O, muhakkak bir kerîm elçinin (getirdiği) kelâmdır. |
إِنَّهُ لَقَوْلُ رَسُولٍ كَرِيمٍ İnnehu lekalu resulin keriymin. |
20. Büyük bir kuvvet sahibidir, arş’ın sahibi nezdinde âlî bir makama nâildir. |
ذِي قُوَّةٍ عِنْدَ ذِي الْعَرْشِ مَكِينٍ Ziy kuvvetin ’ınde ziyl’arşi mekiynin. |
21. (21-22) Orada kendisine itaat olunmuş bir emîndir. Ve sizin sahibiniz bir mecnûn değildir. |
مُطَاعٍ ثَمَّ أَمِينٍ Muta’ın semme emiynin. |
22. (21-22) Orada kendisine itaat olunmuş bir emîndir. Ve sizin sahibiniz bir mecnûn değildir. |
وَمَا صَاحِبُكُمْ بِمَجْنُونٍ Ve ma sahıbukum bimecnunin. |
وَلَقَدْ رَآهُ بِالْأُفُقِ الْمُبِينِ Ve lekad reahu bil’ufukılmubiyni. |
|
وَمَا هُوَ عَلَى الْغَيْبِ بِضَنِينٍ Ve ma huve ’alelğaybi bidaniynin. |
|
وَمَا هُوَ بِقَوْلِ شَيْطَانٍ رَجِيمٍ Ve ma huve bikavli şeytanin reciymin. |
|
فَأَيْنَ تَذْهَبُونَ Feeyne tezhebune. |
|
إِنْ هُوَ إِلَّا ذِكْرٌ لِلْعَالَمِينَ İn huve illa zikrun lil’alemiyne. |
|
لِمَنْ شَاءَ مِنْكُمْ أَنْ يَسْتَقِيمَ Limen şae minkum en yestekıyme,. |
|
29. Ve âlemlerin Rabbi olan Allah dilemeyince siz dileyemezsiniz. |
وَمَا تَشَاءُونَ إِلَّا أَنْ يَشَاءَ اللَّهُ رَبُّ الْعَالَمِينَ Ve ma teşaune illa en yeşaallahu rabbul’alemiyne. |