Sadık Türkmen 

1. Güneş kıvrıldığında,

2. Yıldızlar görülmediğinde,

3. Dağlar yürütüldüğünde,

4. Gebe develer salıverilip başıboş bırakıldığında,

5. Vahşî hayvanlar bir araya toplandığında,

6. Denizler kaynatıldığında,

7. Nefisler eşleştirildiğinde

8. Ve diri diri gömülen küçük kız konusunda sorulduğunda

9. "hangi suçtan dolayı katledildi/öldürüldü?" (diye).

10. Sahifeler (herkesin hesabı/sicil dosyası) açılıp neşredildiğinde,

11. Gökyüzü sıyrılıp açıldığında,

12. Ve Cehennem ateşi çılgınca kızıştığı zaman.

13. Ve cennet yaklaştırıldığında...

14. Artık her nefis/can, getirdiği şeyleri bilmiş olur.

15. Hayir Hayir! Yemin ederim gizlenip geri gelenlere,

16. Yörüngesinde dönerek akıp gidenlere!

17. Kararmaya başladığında geceye

18. Ve nefes aldığında sabaha;

19. Şüphesiz o, ikram gören şerefli bir elçinin getirdiği sözdür;

20. O elçi ki çok güçlüdür. Arş sahibi Allah’ın yanında çok değerli bir yeri vardır.

21. Orada kendisine itaat edilir, güvenilir.

22. (Ey Kureyşliler!) Sizin arkadaşınız (Muhammed) bir deli değildir.

23. Apaçık ufukta onu/Cebrail’i gördü.

24. O, gayb (vahiy) hakkında cimri (vahyi sizden esirgeyen) değildir.

25. Bu, kovulmuş şeytanın sözü değildir.

26. Peki öyleyse, siz şimdi nereye gidiyorsunuz?

27. O, âlemler için bir öğüttür;

28. Sizden, dosdoğru yola gitmeyi dileyene...

29. Evrenin sahibi Allah sizlere dileme (isteme) özgürlüğü verdi. Bu özgürlüğü vermeseydi, siz zaten bir şey dileyemezdiniz.