Ali Fikri Yavuz | |
---|---|
وَالْفَجْرِ Vel fecri. |
|
وَلَيَالٍ عَشْرٍ Ve leyalin ’aşrin. |
|
وَالشَّفْعِ وَالْوَتْرِ Veşşef’ı velvetri. |
|
وَالَّيْلِ إِذَا يَسْرِ Velleyli iza yesri. |
|
هَلْ فِي ذَٰلِكَ قَسَمٌ لِذِي حِجْرٍ Hel fiy zalike kasemün liziy hıcrin. |
|
6. Görmedin mi, Rabbin nasıl (azab) etti (Hûd peygamberin kavmi) Âd’a |
أَلَمْ تَرَ كَيْفَ فَعَلَ رَبُّكَ بِعَادٍ Elem tere keyfe fe’ale rabbüke bi’adin. |
7. O direk gibi (uzun boylu insanlardan ibaret) İrem kavmine? |
إِرَمَ ذَاتِ الْعِمَادِ İreme zatil’ımadi. |
8. Öyle bir kavim ki, memleketler içinde (boy ve kuvvetçe), onun gibisi yaratılmamıştı. |
الَّتِي لَمْ يُخْلَقْ مِثْلُهَا فِي الْبِلَادِ Elletiy lem yuhlak mislüha fiylbiladi. |
9. (Nasıl azab etti) vadilerde kayaları oyan (ve böylece şehirler kuran) Semûd’a? |
وَثَمُودَ الَّذِينَ جَابُوا الصَّخْرَ بِالْوَادِ Ve semudelleziyne cabussahre bilvadi. |
وَفِرْعَوْنَ ذِي الْأَوْتَادِ Ve fir’avne ziyl’evtadi. |
|
11. Bunlar o kimselerdi ki, memleketlerde azgınlık etmişlerdi. |
الَّذِينَ طَغَوْا فِي الْبِلَادِ Elleziyne tağav fiylbiladi. |
فَأَكْثَرُوا فِيهَا الْفَسَادَ Feekseru fiyhelfesade. |
|
13. Onun için rabbin de üzerlerine bir azab kamçısı yağdırıverdi. |
فَصَبَّ عَلَيْهِمْ رَبُّكَ سَوْطَ عَذَابٍ Fesabbe ’aleyhim rabbüke sevta ’azabin. |
14. Şüphesiz ki Rabbin, (kullarının bütün yaptıklarını görüb) gözetleyendir. |
إِنَّ رَبَّكَ لَبِالْمِرْصَادِ İnne rabbeke lebil mirsadi |
فَأَمَّا الْإِنْسَانُ إِذَا مَا ابْتَلَاهُ رَبُّهُ فَأَكْرَمَهُ وَنَعَّمَهُ فَيَقُولُ رَبِّي أَكْرَمَنِ Femmel’insanü iza mebtelahü rabbühu feekremehu ve na’amehu feyekulü rabbiy ekremeni. |
|
وَأَمَّا إِذَا مَا ابْتَلَاهُ فَقَدَرَ عَلَيْهِ رِزْقَهُ فَيَقُولُ رَبِّي أَهَانَنِ Ve emma iza mebtelahü fekadere ’aleyhi rizkahu feyekulü rabbiy ehaneni. |
|
كَلَّا ۖ بَلْ لَا تُكْرِمُونَ الْيَتِيمَ Kella bel la tükrimunelyetiyme. |
|
وَلَا تَحَاضُّونَ عَلَىٰ طَعَامِ الْمِسْكِينِ Ve la tehaddune ’ala ta’amilmiskiyni. |
|
وَتَأْكُلُونَ التُّرَاثَ أَكْلًا لَمًّا Ve te’külunettürase eklen lemmen. |
|
وَتُحِبُّونَ الْمَالَ حُبًّا جَمًّا Ve tühıbbunelmale hubben cemmen. |
|
21. Hayır, (bunların hiç biri uygun değildir). Ne zaman ki arz, çarpıla çarpıla toz duman edilir, |
كَلَّا إِذَا دُكَّتِ الْأَرْضُ دَكًّا دَكًّا Kella iza dükketil’ardu dekken dekken. |
وَجَاءَ رَبُّكَ وَالْمَلَكُ صَفًّا صَفًّا Ve cae rabbüke velmelekü saffen saffen. |
|
وَجِيءَ يَوْمَئِذٍ بِجَهَنَّمَ ۚ يَوْمَئِذٍ يَتَذَكَّرُ الْإِنْسَانُ وَأَنَّىٰ لَهُ الذِّكْرَىٰ Ve ciy’e yevmeizin bicehenneme yevmeizin yetezekkerül’insanü ve enna lehüzzikra. |
|
يَقُولُ يَا لَيْتَنِي قَدَّمْتُ لِحَيَاتِي Yekulü ya leyteniy kaddemtü lihayatiy. |
|
فَيَوْمَئِذٍ لَا يُعَذِّبُ عَذَابَهُ أَحَدٌ Feyevmeizin la yü’azzibü ’azabehu ehadün. |
|
وَلَا يُوثِقُ وَثَاقَهُ أَحَدٌ Ve la yusiku ve sakahu ehadün. |
|
يَا أَيَّتُهَا النَّفْسُ الْمُطْمَئِنَّةُ Ya eyyetühennefsülmutmeinnetü. |
|
ارْجِعِي إِلَىٰ رَبِّكِ رَاضِيَةً مَرْضِيَّةً İrci’ıy ila rabbiki radıyeten merdıyyeten. |
|
فَادْخُلِي فِي عِبَادِي Fedhuliy fiy ’ıbadiy. |
|
وَادْخُلِي جَنَّتِي Vedhuliy cennetiy. |