Mustafa İslamoğlu | |
---|---|
وَالْفَجْرِ Vel fecri. |
|
وَلَيَالٍ عَشْرٍ Ve leyalin ’aşrin. |
|
وَالشَّفْعِ وَالْوَتْرِ Veşşef’ı velvetri. |
|
وَالَّيْلِ إِذَا يَسْرِ Velleyli iza yesri. |
|
هَلْ فِي ذَٰلِكَ قَسَمٌ لِذِي حِجْرٍ Hel fiy zalike kasemün liziy hıcrin. |
|
أَلَمْ تَرَ كَيْفَ فَعَلَ رَبُّكَ بِعَادٍ Elem tere keyfe fe’ale rabbüke bi’adin. |
|
إِرَمَ ذَاتِ الْعِمَادِ İreme zatil’ımadi. |
|
8. ki, o (günün) dünyasında bir benzeri daha inşa edilmemişti? |
الَّتِي لَمْ يُخْلَقْ مِثْلُهَا فِي الْبِلَادِ Elletiy lem yuhlak mislüha fiylbiladi. |
9. Yine kayaları vadiler oluşturma amacıyla kesip oyan Semud`a? |
وَثَمُودَ الَّذِينَ جَابُوا الصَّخْرَ بِالْوَادِ Ve semudelleziyne cabussahre bilvadi. |
وَفِرْعَوْنَ ذِي الْأَوْتَادِ Ve fir’avne ziyl’evtadi. |
|
11. Onların hepsi de kendi ülkelerinde haddi aşmış kimselerdi; |
الَّذِينَ طَغَوْا فِي الْبِلَادِ Elleziyne tağav fiylbiladi. |
12. derken oralarda ahlaki çürüme ve toplumsal yozlaşmayı körüklediler; |
فَأَكْثَرُوا فِيهَا الْفَسَادَ Feekseru fiyhelfesade. |
13. bu yüzden Rabbin onların üzerine envai çeşit azab kamçısı yağdırdı. |
فَصَبَّ عَلَيْهِمْ رَبُّكَ سَوْطَ عَذَابٍ Fesabbe ’aleyhim rabbüke sevta ’azabin. |
14. Şu kesin ki Rabbin her zaman ve mekanda herkesi gözetleyicidir. |
إِنَّ رَبَّكَ لَبِالْمِرْصَادِ İnne rabbeke lebil mirsadi |
فَأَمَّا الْإِنْسَانُ إِذَا مَا ابْتَلَاهُ رَبُّهُ فَأَكْرَمَهُ وَنَعَّمَهُ فَيَقُولُ رَبِّي أَكْرَمَنِ Femmel’insanü iza mebtelahü rabbühu feekremehu ve na’amehu feyekulü rabbiy ekremeni. |
|
وَأَمَّا إِذَا مَا ابْتَلَاهُ فَقَدَرَ عَلَيْهِ رِزْقَهُ فَيَقُولُ رَبِّي أَهَانَنِ Ve emma iza mebtelahü fekadere ’aleyhi rizkahu feyekulü rabbiy ehaneni. |
|
كَلَّا ۖ بَلْ لَا تُكْرِمُونَ الْيَتِيمَ Kella bel la tükrimunelyetiyme. |
|
وَلَا تَحَاضُّونَ عَلَىٰ طَعَامِ الْمِسْكِينِ Ve la tehaddune ’ala ta’amilmiskiyni. |
|
19. Emeksiz kazancı haram-helal demeden açgözlülükle boğazınıza geçiriyorsunuz, |
وَتَأْكُلُونَ التُّرَاثَ أَكْلًا لَمًّا Ve te’külunettürase eklen lemmen. |
وَتُحِبُّونَ الْمَالَ حُبًّا جَمًّا Ve tühıbbunelmale hubben cemmen. |
|
21. Yoo, öyle yapmayın! Yeryüzü art arda sürekli bir sarsılışla sarsılıp dümdüz olduğu zaman, |
كَلَّا إِذَا دُكَّتِ الْأَرْضُ دَكًّا دَكًّا Kella iza dükketil’ardu dekken dekken. |
22. Rabbinin (fermanı) da gelmiş ve melekler saf saf dizilmiş olacak; |
وَجَاءَ رَبُّكَ وَالْمَلَكُ صَفًّا صَفًّا Ve cae rabbüke velmelekü saffen saffen. |
وَجِيءَ يَوْمَئِذٍ بِجَهَنَّمَ ۚ يَوْمَئِذٍ يَتَذَكَّرُ الْإِنْسَانُ وَأَنَّىٰ لَهُ الذِّكْرَىٰ Ve ciy’e yevmeizin bicehenneme yevmeizin yetezekkerül’insanü ve enna lehüzzikra. |
|
24. O diyecek ki "Ah n`olaydım, keşke bu hayatım için hazırlık yapmış olaydım!" |
يَقُولُ يَا لَيْتَنِي قَدَّمْتُ لِحَيَاتِي Yekulü ya leyteniy kaddemtü lihayatiy. |
25. İşte o gün hiçbir kimse O`nun tattırdığı can yakıcı mahrumiyeti tattıramaz; |
فَيَوْمَئِذٍ لَا يُعَذِّبُ عَذَابَهُ أَحَدٌ Feyevmeizin la yü’azzibü ’azabehu ehadün. |
وَلَا يُوثِقُ وَثَاقَهُ أَحَدٌ Ve la yusiku ve sakahu ehadün. |
|
يَا أَيَّتُهَا النَّفْسُ الْمُطْمَئِنَّةُ Ya eyyetühennefsülmutmeinnetü. |
|
28. Rabbine, O`ndan memnun olmuş ve O`nu razı etmiş olarak dön! |
ارْجِعِي إِلَىٰ رَبِّكِ رَاضِيَةً مَرْضِيَّةً İrci’ıy ila rabbiki radıyeten merdıyyeten. |
فَادْخُلِي فِي عِبَادِي Fedhuliy fiy ’ıbadiy. |
|
وَادْخُلِي جَنَّتِي Vedhuliy cennetiy. |