Ömer Nasuhi Bilmen | |
---|---|
وَالْفَجْرِ Vel fecri. |
|
2. (2-4) Ve on geceye. Ve çifte ve tek olana. Ve geçip gideceği zaman geceye. |
وَلَيَالٍ عَشْرٍ Ve leyalin ’aşrin. |
3. (2-4) Ve on geceye. Ve çifte ve tek olana. Ve geçip gideceği zaman geceye. |
وَالشَّفْعِ وَالْوَتْرِ Veşşef’ı velvetri. |
4. (2-4) Ve on geceye. Ve çifte ve tek olana. Ve geçip gideceği zaman geceye. |
وَالَّيْلِ إِذَا يَسْرِ Velleyli iza yesri. |
هَلْ فِي ذَٰلِكَ قَسَمٌ لِذِي حِجْرٍ Hel fiy zalike kasemün liziy hıcrin. |
|
6. (6-7) Görmedin mi ki Rabbin Âd’e nasıl yaptı? Direk sahibi olan İrem cemaatine. |
أَلَمْ تَرَ كَيْفَ فَعَلَ رَبُّكَ بِعَادٍ Elem tere keyfe fe’ale rabbüke bi’adin. |
7. (6-7) Görmedin mi ki Rabbin Âd’e nasıl yaptı? Direk sahibi olan İrem cemaatine. |
إِرَمَ ذَاتِ الْعِمَادِ İreme zatil’ımadi. |
8. Bir belde (ahalisi) ki, o beldenin bir misli beldeler arasında yaratılmamıştı. |
الَّتِي لَمْ يُخْلَقْ مِثْلُهَا فِي الْبِلَادِ Elletiy lem yuhlak mislüha fiylbiladi. |
وَثَمُودَ الَّذِينَ جَابُوا الصَّخْرَ بِالْوَادِ Ve semudelleziyne cabussahre bilvadi. |
|
وَفِرْعَوْنَ ذِي الْأَوْتَادِ Ve fir’avne ziyl’evtadi. |
|
11. (11-12) İşte onlar ki beldelerde azgınlıkta bulunmuşlardı. Oralarda fesadı çoğaltmışlardı. |
الَّذِينَ طَغَوْا فِي الْبِلَادِ Elleziyne tağav fiylbiladi. |
12. (11-12) İşte onlar ki beldelerde azgınlıkta bulunmuşlardı. Oralarda fesadı çoğaltmışlardı. |
فَأَكْثَرُوا فِيهَا الْفَسَادَ Feekseru fiyhelfesade. |
فَصَبَّ عَلَيْهِمْ رَبُّكَ سَوْطَ عَذَابٍ Fesabbe ’aleyhim rabbüke sevta ’azabin. |
|
إِنَّ رَبَّكَ لَبِالْمِرْصَادِ İnne rabbeke lebil mirsadi |
|
15. Rabbi onu imtihan edip kendisine ikramda bulunsa o vakit der ki «Rabbim bana ikram etti.» |
فَأَمَّا الْإِنْسَانُ إِذَا مَا ابْتَلَاهُ رَبُّهُ فَأَكْرَمَهُ وَنَعَّمَهُ فَيَقُولُ رَبِّي أَكْرَمَنِ Femmel’insanü iza mebtelahü rabbühu feekremehu ve na’amehu feyekulü rabbiy ekremeni. |
16. Amma onu imtihan edip de rızkını darlaştırdığı vakit de der ki «Rabbim bana ihanet etti.» |
وَأَمَّا إِذَا مَا ابْتَلَاهُ فَقَدَرَ عَلَيْهِ رِزْقَهُ فَيَقُولُ رَبِّي أَهَانَنِ Ve emma iza mebtelahü fekadere ’aleyhi rizkahu feyekulü rabbiy ehaneni. |
كَلَّا ۖ بَلْ لَا تُكْرِمُونَ الْيَتِيمَ Kella bel la tükrimunelyetiyme. |
|
18. Ve yoksullara yiyecek vermek için birbirinizi teşvikte bulunmazsınız. |
وَلَا تَحَاضُّونَ عَلَىٰ طَعَامِ الْمِسْكِينِ Ve la tehaddune ’ala ta’amilmiskiyni. |
وَتَأْكُلُونَ التُّرَاثَ أَكْلًا لَمًّا Ve te’külunettürase eklen lemmen. |
|
وَتُحِبُّونَ الْمَالَ حُبًّا جَمًّا Ve tühıbbunelmale hubben cemmen. |
|
كَلَّا إِذَا دُكَّتِ الْأَرْضُ دَكًّا دَكًّا Kella iza dükketil’ardu dekken dekken. |
|
وَجَاءَ رَبُّكَ وَالْمَلَكُ صَفًّا صَفًّا Ve cae rabbüke velmelekü saffen saffen. |
|
وَجِيءَ يَوْمَئِذٍ بِجَهَنَّمَ ۚ يَوْمَئِذٍ يَتَذَكَّرُ الْإِنْسَانُ وَأَنَّىٰ لَهُ الذِّكْرَىٰ Ve ciy’e yevmeizin bicehenneme yevmeizin yetezekkerül’insanü ve enna lehüzzikra. |
|
24. Der ki, «Keşke hayatım için (güzel ameller) takdim etmiş olsa idim.» |
يَقُولُ يَا لَيْتَنِي قَدَّمْتُ لِحَيَاتِي Yekulü ya leyteniy kaddemtü lihayatiy. |
فَيَوْمَئِذٍ لَا يُعَذِّبُ عَذَابَهُ أَحَدٌ Feyevmeizin la yü’azzibü ’azabehu ehadün. |
|
وَلَا يُوثِقُ وَثَاقَهُ أَحَدٌ Ve la yusiku ve sakahu ehadün. |
|
يَا أَيَّتُهَا النَّفْسُ الْمُطْمَئِنَّةُ Ya eyyetühennefsülmutmeinnetü. |
|
ارْجِعِي إِلَىٰ رَبِّكِ رَاضِيَةً مَرْضِيَّةً İrci’ıy ila rabbiki radıyeten merdıyyeten. |
|
فَادْخُلِي فِي عِبَادِي Fedhuliy fiy ’ıbadiy. |
|
وَادْخُلِي جَنَّتِي Vedhuliy cennetiy. |