Abdullah Parlıyan 

1. Ölçü ve tartıda hile yapanların vay haline!

2. Onlar ki insanlardan birşey ölçüp aldıklarında, ölçüyü tam tutarlar.

3. Fakat diğer insanlara ölçüp tarttıklarında, ölçü ve tartıyı eksik yaparlar.

4. Onlar tekrar diriltilip kaldırılacaklarını sanmıyorlar mı?

5. Pek büyük bir gün ki, hesaba çekilecekler.

6. O gün insanlar alemlerin Rabbi huzurunda hazır olup dikilecekler.

7. Sakın hileye sapmayın, ahiret hesabını unutmayın. Çünkü günahlara dadananların kaydı kayıpsız kaçaksız bir şekilde tutularak cehenneme atılmışlardır.

8. Bilirmisin nedir o kayıpsız ve kaçaksız olan?

9. Silinmez bir şekilde tutulan kayıttır.

10. Hakikatı yalanlayanların vay haline o gün!

11. Onlar ki, ceza ve hesap gününün geleceğini yalanlarlar.

12. Oysa o günü ancak haddi aşan ve günaha düşkün kimseler yalanlar.

13. Bu tür kimselere ayetlerimiz okunduğu zaman hep "Geçmişin masallarıdır" derler.

14. Hayır, iş öyle değil onların kalpleri yaptıkları kötülükler yüzünden pas tutmuştur.

15. Elbette onlar o gün Rablerinin rahmetinden yoksun bırakılacaklardır veya onlar o gün Rablerini göremeyeceklerdir.

16. Ve sonra da kesinlikle cehenneme girecekler,

17. (16-17) Sonra onlar cehenneme gireceklerdir. Sonra kendilerine, "İşte yalanladığınız budur" denilecektir.

18. Hayır, iş öyle değil. İyi kişilerin amel defterlerinin kaydı en yüce şekilde ve yerlerde tutulur ve muhafaza edilir.

19. Bilir misin nedir o yüce şekil?

20. O silinmez bir şekilde tutulan kayıttır.

21. Allah’a yakın olanlar o kayıtları görür, okur, yazılışına ve muhafazasına şahit olurlar.

22. Şüphesiz ki erdem sahipleri ve iyi kişiler cennet nimetleri içindedirler.

23. Koltuklara yaslanarak Rablerini ve hertürlü nimetleri seyrederler.

24. Onların yüzlerinde nimetin ve mutluluğun sevincini görürsün.

25. Onlara ağızları mühürlenmiş yani bozulmama ve lezzetinin kaçmaması için vakumlanmış, halis, sarhoşluk vermeyen şaraplardan sunulur ve içirilir.

26. Dünyadaki içkilerin tersine bunların içiminden sonra etrafa kötü kokular değil misk kokusu yayılır. Öyleyse değerli şeylere ulaşmak için can atanlar, yarışanlar bu nimetlerin bulunduğu cennete girmek için yarışsınlar.

27. Ve bu şaraba Tesnîm pınarının suyu da karıştırılmıştır.

28. Bu su öyle bir kaynaktır ki, Allah’a yakın olma şerefine erişenler ondan içerler.

29. Bakın o günahlara batıp gidenler, fakir ve zayıf mü’minlere alay ederek gülerlerdi.

30. Ve ne zaman onların yanından geçseler birbirlerine kaş göz hareketleriyle alay ederlerdi.

31. Ve yandaşlarının yanına döndüklerinde de keyif ve neşeyle dönerler

32. "Yazık, bu insanlar doğru yoldan sapmış" derler.

33. Oysa onlara başkalarının inançları üzerinde gözetleyicilik görevi verilmiş te değildi.

34. Hesap günü ise iman edenler Allah’tan gelen gerçekleri örtbas eden kâfirlerin haline gülecekler.

35. Koltukları üzerinde bakarak diyecekler ki

36. Allah’tan gelen gerçekleri örtbas edenler; yaptıklarının ettiklerinin cezasını buldular mı?