Hasan Basri Çantay 

1. Ölçekde ve tartıda hîle yapanların vay haaline!

2. Ki onlar insanlardan ölçekle aldıkları zaman (haklarını) tastamam alanlar,

3. Onlara (insanlara) ölçekle, yahud tartı ile verdikleri zaman ise eksilenlerdir.

4. Saahiden onlar (öldükden sonra) diriltileceklerini sanmıyor (lar) mı,

5. Büyük bir günde,

6. Aalemlerin Rabbi (olan Allahın hükmü) için insanların (kabirlerinden) kalkacağı günde?

7. Sakın (hîleye sapmayın. Âhiret hisâbını unutmayın). Çünkü kötülerin kitabı muhakkak ki «Siccîn» dedir.

8. Sicciînin ne olduğunu sana hangi şey bildirdi?

9. (O) yazılmış bir kitabdır.

10. Yalan sayanların o gün vay haaline!

11. ki onlar, o dîn gününü yalan saymakda olanlardır.

12. Halbuki onu haddi aşkın ve taşkın, günâha düşkün olan her kişiden başkası yalan saymaz.

13. Onun karşısında âyetlerimiz okununca «Evvelkilerin masallarıdır» demişdir o.

14. Hayır (hakıykat öyle değil), bil’akis, onların kazanmakda oldukları (irtikâb edegeldikleri mâ’siyetler) kalblerini yenmiş (paslandırmış) dır.

15. Hayır (inanmazlar) Şübhesiz ki onlar o gün Rableri (ni görmek) den kat’iyyen mahrumdurlar.

16. Sonra onlar muhakkak ve muhakkak o alevli cehenneme gireceklerdir.

17. Sonra da (onlara) «İşte (bu azâb) sizin yalan saymakda devam etdiğiniz şeydir» denilecek.

18. Hakkaa ki iyilerin (amel) kitab (lar) ı, hiç şübhesiz «İlliyyîn» dedir.

19. «İlliyyîn» in ne olduğunu sana hangi şey bildirdi?

20. (O), yazılmış bir kitabdır,

21. ki huzuurunda mukarreb (olan melek) ler bulunur.

22. Şübhesiz o iyiler (cennet) ni’met (leri) içinde,

23. (süslü) tahtlar üzerinde (kendilerine verilen ni’metleri) temâşâ edeceklerdir.

24. Öyle ki sen o ni’metin (herdem taze) güzelliğini yüzlerinde (görünce) tanırsın.

25. Onlara mühürlü, haalis bir şarabdan içirilecek,

26. ki onun (içiminin) sonu bir miskdir. O halde nefaset isteyenler bunu arzuu etmelidir (ler).

27. (O şarabın) katgısı «Tesnîm» dendir.

28. (O), bir pınardır ki mukarrebler (yalınız) onu içerler.

29. Hakıykat, günâh işleyen (o kâfir) ler îman edenlerden kimine gülerlerdi.

30. (Mü’minler) yanlarından geçerlerken birbirlerine kaş göz işaretleri yaparlardı.

31. Aailelerine döndükleri vakit (bu maskaralıklarından) zevk duyarak dönerlerdi.

32. Onları gördükleri zaman «Bunlar muhakkak sapıklardır» terlerdi.

33. Halbuki onlar (mü’minlerin) üzerlerine gözcüler olarak gönderilmemişlerdi.

34. işte bu gün de îman edenler o kâfirlere gülüyorlar,

35. (süslü) tahtlar üzerinde (onlara) bakarak.

36. (Nasıl) o kâfirler işleyegeldilclerinin cezasına çarpıldı (lar) mı?!