Ömer Öngüt 

1. Ölçü ve tartıda hile yapanların vay haline!

2. Onlar ki insanlardan bir şey ölçüp aldıkları zaman ölçüyü tam yaparlar.

3. Kendileri onlara bir şey ölçtükleri veya tarttıkları zaman eksik yaparlar.

4. Onlar tekrar diriltileceklerini sanmıyorlar mı?

5. Büyük bir gün için.

6. O gün insanlar âlemlerin Rabbinin huzurunda divan dururlar.

7. Gerçek şu ki, kötülük yapanların yazısı Siccîn’dedir.

8. Siccîn’in ne olduğunu bilir misin?

9. O, amellerin sayılıp yazıldığı bir kitaptır.

10. O gün, yalanlayanların vay haline!

11. Onlar ki din gününü yalanlarlar.

12. Onu ancak haddi aşan (hükümleri çiğneyen) ve günaha dalan kimseler yalanlar.

13. Ayetlerimiz ona okunduğu zaman "Öncekilerin masalları/hayat hikâyeleri" dedi.

14. Hayır! Onların kazanmakta oldukları kötülükler kalplerini paslandırıp körletmiştir.

15. Hayır! Muhakkak ki onlar o gün Rablerini görmekten mahrum kalacaklardır.

16. Sonra onlar muhakkak cehenneme gireceklerdir.

17. Sonra da onlara "İşte yalanlayıp durduğunuz şey budur!" denilecektir.

18. Şüphesiz ki, iyilerin yazısı İlliyyin’dedir.

19. İlliyyin’in ne olduğunu bilir misin?

20. O, amellerin sayılıp yazıldığı bir kitaptır.

21. Mukarrebler (Allah’a yakın olanlar) ona şâhit olurlar.

22. Şüphesiz ki Ebrar (iyiler) nimet cennetindedirler.

23. Koltuklar üzerinde etrafı seyrederler.

24. Yüzlerinde nimetin ve mutluluğun sevincini görürsün.

25. Kendilerine ağzı kapalı, mühürlü saf bir içki içirilir.

26. Sonunda misk kokusu bırakır. Yarışanlar bunun için yarışsınlar, (imrenenler buna imrensinler).

27. Onun karışımı Tesnim’dendir.

28. Bu öyle bir pınardır ki, ondan sadece Allah’a yakın olan mukarrebler içer.

29. Suçlular inananlara gülerlerdi.

30. Yanlarından geçtikleri zaman birbirlerine göz kırparlardı.

31. Kendi taraftarlarının yanına döndükleri zaman da inananlarla alay etmenin zevkini tadarlardı.

32. İnananları gördüklerinde "Bunlar sapık insanlar!" derlerdi.

33. Oysa kendileri inananlara gözcü olarak gönderilmemişlerdi.

34. İşte bugün de inananlar o kâfirlere gülerler.

35. Tahtlar üzerinde (onların halini) seyrederler.

36. "O kâfirlerin yaptıkları şeylerin karşılığı verildi mi?" diye.