خ و ف kökü Kur'an'da 124 defa geçmektedir.

AYETLER

MÜDDESIR
74:53

يَخَافُونَ

yeḣāfūne

onlar korkmuyorlar

Hayır; onlar şüphesiz ahiretten korkmuyorlar.

ŞEMS
91:15

يَخَافُ

yeḣāfu

(Rab) korkmaz

(Allah, asla) Bunun sonucundan korkmaz.

KUREYŞ
106:4

خَوْفٍ

ḣavfin

korku-

Ki O, kendilerini açlıktan (kurtarıp) doyuran ve korkudan güvenliğe kavuşturandır.

KAF
50:45

يَخَافُ

yeḣāfu

korkan

Biz onların neler söylediklerini daha iyi biliriz. Sen onların üzerinde bir zorba değilsin; şu halde, Benim kesin tehdidimden korkanlara Kur’an ile öğüt ver.

SAD
38:22

تَخَفْ

teḣaf

korkma

Davud’a girdiklerinde, o, onlardan ürkmüştü; dediler ki "Korkma, iki davacıyız, birimiz diğerimize haksızlıkta bulundu. Şimdi sen aramızda hak ile hükmet, kararında zulme sapma ve bizi doğru yolun ortasına yöneltip-ilet."

A'RAF
7:35

خَوْفٌ

ḣavfun

korku

Ey Ademoğulları, içinizden size ayetlerimi haber veren elçiler geldiğinde, kim sakınırsa ve (davranışlarını) düzeltirse işte onlar için korku yoktur, onlar mahzun olmayacaklardır.

A'RAF
7:49

خَوْفٌ

ḣavfun

korku

"Kendilerine Allah’ın bir rahmet eriştirmeyeceğine yemin ettiğiniz kimseler bunlar mıydı? (Cennettekilere de) Girin cennete. Sizin için korku yoktur ve mahzun olmayacaksınız."

A'RAF
7:56

خَوْفًا

ḣavfen

korkarak

Düzene konulması (ıslah)ından sonra yeryüzünde bozgunculuk (fesad) çıkarmayın; O’na korkarak ve umut taşıyarak dua edin. Doğrusu Allah’ın rahmeti iyilik yapanlara pek yakındır.

A'RAF
7:59

أَخَافُ

eḣāfu

korkuyorum

Andolsun Biz Nuh’u kendi kavmine (toplumuna) gönderdik. Dedi ki "Ey kavmim, Allah’a kulluk edin, sizin O’ndan başka İlahınız yoktur. Doğrusu ben, sizin için büyük bir günün azabından korkmaktayım."

A'RAF
7:205

وَخِيفَةً

ve ḣīfeten

ve korkarak

Rabbini, sabah akşam, yüksek olmayan bir sesle, kendi kendine, ürpertiyle, yalvara yalvara ve için için zikret. Gaflete kapılanlardan olma.

CIN
72:13

يَخَافُ

yeḣāfu

korkmaz

"Elbette biz, o yol gösterici (Kur’an’ı) işitince, ona iman ettik. Artık kim Rabbine iman ederse, o ne (ecrinin) eksileceğinden korkar ve ne de haksızlığa uğrayacağından."

MERYEM
19:5

خِفْتُ

ḣiftu

korktum

"Doğrusu ben, arkamdan gelecek yakınlarım adına korkuya kapıldım, benim karım da bir kısır (kadın)dır. Artık bana Kendi Katından bir yardımcı armağan et."

MERYEM
19:45

أَخَافُ

eḣāfu

korkuyorum

"Babacığım, gerçekten ben, sana Rahman tarafından bir azabın dokunacağından korkuyorum, o zaman şeytanın velisi olursun."

TA-HA
20:21

تَخَفْ

teḣaf

korkma

Dedi ki "Onu al ve korkma, Biz onu ilk durumuna çevireceğiz."

TA-HA
20:45

نَخَافُ

neḣāfu

korkuyoruz

Dediler ki "Rabbimiz, gerçekten, onun bize karşı ’taşkın bir tutum takınmasından’ ya da ’azgın davranmasından’ korkuyoruz."

TA-HA
20:46

تَخَافَا

teḣāfā

korkmayın

Dedi ki "Korkmayın, çünkü Ben sizinle birlikteyim; işitiyorum ve görüyorum."

TA-HA
20:67

خِيفَةً

ḣīfeten

bir korku

Musa, bu yüzden kendi içinde bir tür korku duymaya başladı.

TA-HA
20:68

تَخَفْ

teḣaf

korkma

"Korkma" dedik. "Muhakkak sen üstün geleceksin."

TA-HA
20:77

تَخَافُ

teḣāfu

korkma

Andolsun, Biz Musa’ya vahyetmiştik "Kullarımı geceleyin yürüyüşe geçir, onlara denizde kuru bir yol aç, yetişilmekten korkmadan ve endişeye kapılmadan."

TA-HA
20:112

يَخَافُ

yeḣāfu

korkmaz

Kim de bir mü’min olarak, salih olan amellerde bulunursa, artık o, ne zulümden korksun, ne hakkının eksik tutulmasından.

ŞU'ARA
26:12

أَخَافُ

eḣāfu

korkuyorum

Dedi ki "Rabbim, gerçekten ben, onların beni yalanlamalarından korkuyorum."

ŞU'ARA
26:14

فَأَخَافُ

feeḣāfu

korkuyorum

"Üstelik, onların bana karşı (davasını savunacakları bir cinayet) suçu(m) var; bundan dolayı beni öldürmelerinden korkuyorum."

ŞU'ARA
26:21

خِفْتُكُمْ

ḣiftukum

sizden korkunca

"Sizden korkunca da hemen aranızdan kaçtım; sonra Rabbim bana hüküm (ve hikmet) verdi ve beni gönderilen (elçilerden) kıldı."

ŞU'ARA
26:135

أَخَافُ

eḣāfu

korkuyorum

"Doğrusu, ben sizin için büyük bir günün azabından korkuyorum."

NEML
27:10

تَخَفْ

teḣaf

korkma

"Asanı bırak;" (Bıraktı ve) onun çevik bir yılan gibi hareket etttiğini görünce, geriye doğru kaçtı ve arkasına bakmadı. "Ey Musa, korkma; şüphesiz Ben(im); Benim yanımda gönderilen (elçiler) korkmaz."

NEML
27:10

يَخَافُ

yeḣāfu

korkmaz(lar)

"Asanı bırak;" (Bıraktı ve) onun çevik bir yılan gibi hareket etttiğini görünce, geriye doğru kaçtı ve arkasına bakmadı. "Ey Musa, korkma; şüphesiz Ben(im); Benim yanımda gönderilen (elçiler) korkmaz."

KASAS
28:7

خِفْتِ

ḣifti

korkarsan

Musa’nın annesine "Onu emzir, şayet onun için korkacak olursan, onu suya bırak, korkma ve üzülme; çünkü onu Biz sana tekrar geri vereceğiz ve onu gönderilen (elçilerden) kılacağız" diye vahyettik (bildirdik).

KASAS
28:7

تَخَافِي

teḣāfī

korkma

Musa’nın annesine "Onu emzir, şayet onun için korkacak olursan, onu suya bırak, korkma ve üzülme; çünkü onu Biz sana tekrar geri vereceğiz ve onu gönderilen (elçilerden) kılacağız" diye vahyettik (bildirdik).

KASAS
28:18

خَائِفًا

ḣāifen

korku içinde

Böylece şehirde korku içinde (çevreyi) gözetleyerek sabahladı. Derken, bir de baktı ki, dün kendisinden yardım isteyen (kişi, bugün de) kendisine yardım için bağırıyor. Musa, ona dedi ki "Sen açıkça bir azgınsın."

KASAS
28:21

خَائِفًا

ḣāifen

korka korka

Böylece oradan korku içinde (çevreyi) gözetleyerek çıkıp gitti "Rabbim, zalimler topluluğundan beni kurtar" dedi.

KASAS
28:25

تَخَفْ

teḣaf

korkma

Çok geçmeden, o iki (kadın)dan biri, (utana utana) yürüyerek ona geldi. "Babam, bizim için sürüleri sulamana karşılık sana mükafaat vermek üzere seni davet etmektedir." dedi. Bunun üzerine ona gelip de olup bitenleri anlatınca o "Korkma" dedi. "Zalimler topluluğundan kurtulmuş oldun."

KASAS
28:31

تَخَفْ

teḣaf

korkma

"Asanı bırak." (Attıktan hemen sonra) onun şimdi bir yılan gibi hareket ettiğini görünce, arkasına dönüp bakmaksızın kaçmaya başladı. "Ey Musa, dön ve korkuya kapılma. Şüphesiz güvendesin."

KASAS
28:33

فَأَخَافُ

fe eḣāfu

korkuyorum

Dedi ki "Rabbim, gerçekten onlardan bir kişi öldürdüm, beni öldürmelerinden korkuyorum."

KASAS
28:34

أَخَافُ

eḣāfu

korkuyorum

"Ve kardeşim Harun; dil bakımından o benden daha düzgün konuşmaktadır, onu da benimle birlikte bir yardımcı olarak gönder, beni doğrulasın. Çünkü onların beni yalanlamalarından korkuyorum."

İSRA
17:57

وَيَخَافُونَ

ve yeḣāfūne

ve korkarlar

Onların taptıkları da, -hangisi daha yakındır diye- Rablerine (yaklaşmak için) bir vesile arıyorlar. O’nun rahmetini umuyorlar ve azabından korkuyorlar. Şüphesiz senin Rabbinin azabı korkunçtur.

İSRA
17:59

تَخْوِيفًا

teḣvīfen

korkutmak

Bizi ayet (mucize)ler göndermekten, öncekilerin onu yalanlamasından başka bir şey alıkoymadı. Semud’a dişi deveyi görünür (bir mucize) olarak gönderdik, fakat onlar bununla (onu boğazlamakla) zulmetmiş oldular. Oysa Biz ayetleri ancak korkutmak için göndeririz.

İSRA
17:60

وَنُخَوِّفُهُمْ

ve nuḣavvifuhum

biz onları korkutuyoruz

Hani Biz sana "Muhakkak Rabbin insanları çepeçevre kuşatmıştır" demiştik. Sana gösterdiğimiz o rüyayı insanları denemek için yaptık, Kur’an’da lanetlenmiş ağacı da. Biz onları korkutuyoruz. Fakat (bu) onlarda büyük bir azgınlıktan başka bir şey arttırmıyor.

YUNUS
10:15

أَخَافُ

eḣāfu

korkarım

Onlara ayetlerimiz apaçık belgeler olarak okunduğunda, Bizimle karşılaşmayı ummayanlar, derler ki "Bundan başka bir Kur’an getir veya onu değiştir." De ki "Benim onu kendi nefsimin bir öngörmesi olarak değiştirmem benim için olacak şey değildir. Ben, yalnızca bana vahyolunana uyarım. Eğer Rabbime isyan edersem, gerçekten ben, büyük günün azabından korkarım."

YUNUS
10:62

خَوْفٌ

ḣavfun

korku

Haberiniz olsun; Allah’ın velileri, onlar için korku yoktur, mahzun da olmayacaklardır.

YUNUS
10:83

خَوْفٍ

ḣavfin

korkusuyla

Sonunda Musa’ya kendi kavminin bir zürriyetinden (gençlerinden) başka -Firavun ve önde gelen çevresinin kendilerini belalara çarptırmaları korkusuyla- iman eden olmadı. Çünkü Firavun, gerçekten yeryüzünde büyüklenen bir zorba ve gerçekten ölçüyü taşıranlardandı.

HUD
11:3

أَخَافُ

eḣāfu

korkarım

Ve Rabbinizden bağışlanma dileyin; sonra O’na tevbe edin. O da sizi, adı konulmuş bir vakte kadar güzel bir meta (fayda) ile metalandırsın ve her ihsan sahibine kendi ihsanını versin. Eğer yüz çevirirseniz gerçekten Ben, sizin için büyük bir günün azabından korkarım.

HUD
11:26

أَخَافُ

eḣāfu

korkuyorum

"Allah’tan başkasına kulluk etmeyin. Ben size (gelecek olan) acı bir günün azabından korkarım" (dedi).

HUD
11:70

خِيفَةً

ḣīfeten

bir korku

Ellerinin ona uzanmadığını görünce (İbrahim durumdan) hoşlanmadı ve içine bir tür korku düştü. Dediler ki "Korkma. Biz Lut kavmine gönderildik."

HUD
11:70

تَخَفْ

teḣaf

korkma

Ellerinin ona uzanmadığını görünce (İbrahim durumdan) hoşlanmadı ve içine bir tür korku düştü. Dediler ki "Korkma. Biz Lut kavmine gönderildik."

HUD
11:84

أَخَافُ

eḣāfu

korkuyorum

Medyen (halkına da) kardeşleri Şuayb’ı (gönderdik). Dedi ki "Ey kavmim, Allah’a ibadet edin, O’ndan başka İlahınız yoktur. Ölçüyü ve tartıyı eksik tutmayın; gerçekten sizi bir ’bolluk ve refah (hayır)’ içinde görüyorum. Doğrusu sizi çepeçevre kuşatacak olan bir günün azabından korkuyorum."

HUD
11:103

خَافَ

ḣāfe

korkan

Ahiret azabından korkan için bunda kesin ayetler vardır. O, bütün insanların kendisinde toplanacağı bir gündür ve o, gözlemlenebilen bir gündür.

YUSUF
12:13

وَأَخَافُ

ve eḣāfu

ve korkarım

Dedi ki "Sizin onu götürmeniz gerçekten beni üzer ve siz ondan habersiz iken onu kurdun yemesinden korkuyorum."

EN'ÂM
6:15

أَخَافُ

eḣāfu

korkarım

De ki "Şüphesiz ben, Rabbime isyan edersem o büyük günün azabından korkarım."

EN'ÂM
6:48

خَوْفٌ

ḣavfun

korku

Biz elçileri müjde vericiler ve uyarıp-korkutucular olmaktan başka (bir nedenle) göndermiyoruz. Şu halde kim iman ederse ve (davranışlarını) düzeltirse, artık onlar için korku yoktur, onlar mahzun da olmayacaklardır.

EN'ÂM
6:51

يَخَافُونَ

yeḣāfūne

korkan(ları)

Rablerine (götürülüp) toplanacaklarından korkanları onunla (Kur’an’la) uyarıp-korkut; onlar için ondan başka ne velileri vardır ne şefaatçileri. Umulur ki korkup-sakınırlar.

EN'ÂM
6:80

أَخَافُ

eḣāfu

ben korkmam

Kavmi onunla çekişip-tartışmaya girdi. Dedi ki "O beni doğru yola erdirmişken, siz benimle Allah konusunda çekişip-tartışmaya mı girişiyorsunuz? Sizin O’na şirk koştuklarınızdan ben korkmuyorum, ancak Allah’ın benim hakkımda bir şey dilemesi başka. Rabbim, ilim bakımından herşeyi kuşatmıştır. Yine de öğüt alıp-düşünmeyecek misiniz?"

EN'ÂM
6:81

أَخَافُ

eḣāfu

ben korkarım

"Hem siz, O’nun haklarında hiçbir delil indirmediği şeyleri Allah’a ortak koşmaktan korkmazken, ben nasıl sizin şirk koştuklarınızdan korkarım? Şu halde ’güvenlik içinde olmak bakımından’ iki taraftan hangisi daha hak sahibidir? Eğer bilebilirseniz."

EN'ÂM
6:81

تَخَافُونَ

teḣāfūne

korkmuyorsunuz da

"Hem siz, O’nun haklarında hiçbir delil indirmediği şeyleri Allah’a ortak koşmaktan korkmazken, ben nasıl sizin şirk koştuklarınızdan korkarım? Şu halde ’güvenlik içinde olmak bakımından’ iki taraftan hangisi daha hak sahibidir? Eğer bilebilirseniz."

ZÜMER
39:13

أَخَافُ

eḣāfu

korkarım

De ki "Ben, Rabbime isyan ettiğim takdirde, büyük bir günün azabından korkarım."

ZÜMER
39:16

يُخَوِّفُ

yuḣavvifu

korkutur

Onların üstlerinde ateşten tabakalar, altlarında da tabakalar vardır. İşte Allah, Kendi kullarını bununla tehdit edip-korkutuyor. Ey kullarım öyleyse Benden sakının.

ZÜMER
39:36

وَيُخَوِّفُونَكَ

ve yuḣavvifūneke

ve seni korkutuyorlar

Allah, kuluna yeterli değil mi? Seni O’ndan başkalarıyla korkutuyorlar. Allah, kimi saptırırsa, artık onun için bir yol gösterici yoktur.

MÜ'MIN
40:26

أَخَافُ

eḣāfu

korkuyorum

Firavun dedi ki "Bırakın beni, Musa’yı öldüreyim de o (gitsin) Rabbine yalvarıp-yakarsın. Çünkü ben, sizin dininizi değiştirmesinden ya da yeryüzünde fesat çıkarmasından korkuyorum."

MÜ'MIN
40:30

أَخَافُ

eḣāfu

korkuyorum

İman eden (adam) dedi ki "Ey Kavmim, ben o fırkaların gününe benzer (bir günün felaketine uğrarsınız) diye korkuyorum."

MÜ'MIN
40:32

أَخَافُ

eḣāfu

korkuyorum

"Ve ey kavmim, doğrusu ben sizin için o feryat (edeceğiniz kıyamet) gününden korkuyorum."

FUSSILET
41:30

تَخَافُوا

teḣāfū

korkmayın

Şüphesiz "Bizim Rabbimiz Allah’tır" deyip sonra dosdoğru bir istikamet tutturanlar (yok mu); onların üzerine melekler iner (ve der ki) "Korkmayın ve hüzne kapılmayın, size vadolunan cennetle sevinin."

ZUHRUF
43:68

خَوْفٌ

ḣavfun

korku

"Ey kullarım, bugün sizin için korku yoktur ve siz mahzun olmayacaksınız."

AHKAF
46:13

خَوْفٌ

ḣavfun

korku

Şüphesiz "Bizim Rabbimiz Allah’tır" deyip sonra doğru bir istikamet tutturanlar (yok mu); artık onlar için korku yoktur ve onlar mahzun olmayacaklardır.

AHKAF
46:21

أَخَافُ

eḣāfu

korkuyorum

Ad’ın kardeşini hatırla; onun önünden ve ardından nice uyarıcılar gelip geçmişti; hani o, Ahkaf’taki kavmini "Allah’tan başkasına kulluk etmeyin, gerçekten ben, sizin için büyük bir günün azabından korkarım" diye uyarmıştı.

ZARIYAT
51:28

خِيفَةً

ḣīfeten

bir korku

(Onlar yemeyince) Bunun üzerine içine bir tür korku düştü. "Korkma" dediler ve ona bilgin bir erkek çocuk müjdesini verdiler.

ZARIYAT
51:28

تَخَفْ

teḣaf

korkma

(Onlar yemeyince) Bunun üzerine içine bir tür korku düştü. "Korkma" dediler ve ona bilgin bir erkek çocuk müjdesini verdiler.

ZARIYAT
51:37

يَخَافُونَ

yeḣāfūne

korkanlar

Ve orada, acı bir azaptan korkanlar için bir ayet bıraktık.

NAHL
16:47

تَخَوُّفٍ

teḣavvufin

bir korku

Veya onları bir korku üzerinde yakalayıvermesinden (mi emindirler)? Öyleyse Rabbin, gerçekten şefkatli ve merhamet sahibidir.

NAHL
16:50

يَخَافُونَ

yeḣāfūne

korkarlar

Üstlerinden (her an bir azap göndermeye kadir olan) Rablerinden korkarlar ve emrolundukları şeyi yaparlar.

NAHL
16:112

وَالْخَوْفِ

velḣavfi

ve korku

Allah bir şehri örnek verdi (Halkı) Güvenlik ve huzur içindeydi, rızkı da her yerden bol bol gelmekteydi; fakat Allah’ın nimetlerine nankörlük etti, böylece Allah yaptıklarına karşılık olarak, ona açlık ve korku elbisesini tattırdı.

İBRAHIM
14:14

خَافَ

ḣāfe

korkan

"Ve onlardan sonra sizi o arza mutlaka yerleştireceğiz. İşte bu, makamımdan korkana ve tehdidimden korkana ait (bir ayrıcalıktır)."

İBRAHIM
14:14

وَخَافَ

ve ḣāfe

ve korkan içindir

"Ve onlardan sonra sizi o arza mutlaka yerleştireceğiz. İşte bu, makamımdan korkana ve tehdidimden korkana ait (bir ayrıcalıktır)."

SECDE
32:16

خَوْفًا

ḣavfen

korkarak

Onların yanları (gece namazına kalkmak için) yataklarından uzaklaşır. Rablerine korku ve umutla dua ederler ve kendilerine rızık olarak verdiklerimizden infak ederler.

NAZI'AT
79:40

خَافَ

ḣāfe

korkmuşsa

Kim Rabbinin makamından korkar ve nefsi heva (istek ve tutkular) dan sakındırırsa,

RUM
30:24

خَوْفًا

ḣavfen

korku

Size bir korku ve umut (unsuru) olarak şimşeği göstermesi ile gökten su indirmek suretiyle ölümünden sonra yeri onunla diriltmesi de, O’nun ayetlerindendir. Şüphesiz bunda, aklını kullanabilecek bir kavim için gerçekten ayetler vardır.

RUM
30:28

تَخَافُونَهُمْ

teḣāfūnehum

onlardan çekindiğiniz

Size kendi nefislerinizden bir örnek verdi "Size rızık olarak verdiğimiz şeylerde, sağ ellerinizin malik olduklarınızdan, sizinle eşit olup kendi kendinizden korktuğunuz gibi kendilerinden de korktuğunuz (veya çekinip saygı duyduğunuz) ortaklar var mıdır? "İşte Biz, aklını kullanabilen bir kavim için ayetleri böyle birer birer açıklarız.

RUM
30:28

كَخِيفَتِكُمْ

keḣīfetikum

çekindiğiniz gibi

Size kendi nefislerinizden bir örnek verdi "Size rızık olarak verdiğimiz şeylerde, sağ ellerinizin malik olduklarınızdan, sizinle eşit olup kendi kendinizden korktuğunuz gibi kendilerinden de korktuğunuz (veya çekinip saygı duyduğunuz) ortaklar var mıdır? "İşte Biz, aklını kullanabilen bir kavim için ayetleri böyle birer birer açıklarız.

ANKEBUT
29:33

تَخَفْ

teḣaf

korkma

Elçilerimiz Lut’a geldikleri zaman o, bunlar dolayısıyla kötüleşti ve içi daraldı. Dediler ki "Korkuya düşme ve hüzne kapılma. Karın dışında, seni ve aileni muhakak kurtaracağız. O ise, arkada kalacaktır."

RA'D
13:12

خَوْفًا

ḣavfen

korku

O size şimşeği korku ve umut olarak gösteren, (yağmur yüklü) ağırlaşmış bulutları (inşa edip) ortaya çıkarandır.

RA'D
13:13

خِيفَتِهِ

ḣīfetihi

korkusundan

Gök gürültüsü O’nu hamd ile, melekler de O’na olan korkularından tesbih ederler.. O, yıldırımları gönderip bununla dilediğine çarpar; onlar ise Allah hakkında çekişip-tartışırlar. O, gücü (ve cezası) pek çetin olandır.

RA'D
13:21

وَيَخَافُونَ

ve yeḣāfūne

ve korkarlar

Ve onlar Allah’ın ulaştırılmasını emrettiği şeyi ulaştırırlar. Rablerinden içleri saygı ile titrer, kötü hesaptan korkarlar.

RAHMAN
55:46

خَافَ

ḣāfe

korkan

Rabbin makamından korkan kimse için ise iki cennet vardır.

İNSAN
76:7

وَيَخَافُونَ

ve yeḣāfūne

ve korkarlar

Adaklarını yerine getirirler ve şerri (kötülüğü) yaygın olan bir günden korkarlar.

İNSAN
76:10

نَخَافُ

neḣāfu

korkarız

"Çünkü biz, asık suratlı, zorlu bir gün nedeniyle Rabbimiz’den korkuyoruz."

BAKARA
2:38

خَوْفٌ

ḣavfun

bir korku

Dedik ki "Oradan tümünüz inin. Bundan sonra size Benden bir hidayet geldiğinde, kim Benim hidayetime uyarsa, onlara korku yoktur ve onlar mahzun olmayacaklardır."

BAKARA
2:62

خَوْفٌ

ḣavfun

korku

Şüphesiz, iman edenler(le) Yahudiler, Hıristiyanlar ve Sabiiler(den kim) Allah’a ve ahiret gününe iman eder ve salih amellerde bulunursa, artık onların Allah Katında ecirleri vardır. Onlara korku yoktur ve onlar mahzun olmayacaklardır.

BAKARA
2:112

خَوْفٌ

ḣavfun

korku

Hayır, kim (güzel davranış ve) iyilikte bulunarak kendisini Allah’a teslim ederse, artık onun Rabbi Katında ecri vardır. Onlar için korku yoktur ve onlar mahzun olmayacaklardır.

BAKARA
2:114

خَائِفِينَ

ḣāifīne

korka korka

Allah’ın mescidlerinde O’nun isminin anılmasını engelleyen ve bunların yıkılmasına çaba harcayandan daha zalim kim olabilir? Onların (durumu) içlerine korkarak girmekten başkası değildir. Onlar için dünyada bir aşağılanma, ahirette büyük bir azap vardır.

BAKARA
2:155

الْخَوْفِ

l-ḣavfi

korku

Andolsun, Biz sizi biraz korku, açlık ve bir parça mallardan, canlardan ve ürünlerden eksiltmekle imtihan edeceğiz. Sabır gösterenleri müjdele.

BAKARA
2:182

خَافَ

ḣāfe

korkar da

Bunun yanında, kim, vasiyet edenin haksızlığa eğilim göstereceğinden ya da günaha gireceğinden korkup da ikisinin (tarafların) arasını bulup-düzeltirse, artık ona günah yoktur. Gerçekten Allah, bağışlayandır, esirgeyendir.

BAKARA
2:229

يَخَافَا

yeḣāfā

korkarlarsa

Boşanma iki defadır. (Sonra) Ya iyilikle tutmak veya güzellikle bırakmak (gerekir). Onlara (kadınlara) verdiğiniz bir şeyi geri almanız size helal değildir; ancak ikisinin Allah’ın sınırlarını ayakta tutamayacaklarından korkmuş olmaları (durumu başka). Eğer ikisinin Allah’ın sınırlarını ayakta tutamayacaklarından korkarsanız, bu durumda (kadının) fidye vermesinde ikisi için de günah yoktur. İşte bunlar, Allah’ın sınırlarıdır; onlara tecavüz etmeyin. Kim Allah’ın sınırlarına tecavüz ederse, onlar zalimlerin ta kendileridir.

BAKARA
2:229

خِفْتُمْ

ḣiftum

korkarsanız

Boşanma iki defadır. (Sonra) Ya iyilikle tutmak veya güzellikle bırakmak (gerekir). Onlara (kadınlara) verdiğiniz bir şeyi geri almanız size helal değildir; ancak ikisinin Allah’ın sınırlarını ayakta tutamayacaklarından korkmuş olmaları (durumu başka). Eğer ikisinin Allah’ın sınırlarını ayakta tutamayacaklarından korkarsanız, bu durumda (kadının) fidye vermesinde ikisi için de günah yoktur. İşte bunlar, Allah’ın sınırlarıdır; onlara tecavüz etmeyin. Kim Allah’ın sınırlarına tecavüz ederse, onlar zalimlerin ta kendileridir.

BAKARA
2:239

خِفْتُمْ

ḣiftum

(bir tehlikeden) korkarsanız

Eğer korkarsanız, yaya veya binekte iken kılın. Güvenliğe girdiğinizde ise, yine Allah’ı, bilmediğiniz şeyleri size öğrettiği gibi zikredin.

BAKARA
2:262

خَوْفٌ

ḣavfun

korku

Mallarını Allah yolunda infak edenler, sonra infak ettikleri şeyin peşinden başa kakmayan ve eziyet vermeyenlerin ecirleri Rableri Katındadır, onlara korku yoktur ve onlar mahzun olmayacaklardır.

BAKARA
2:274

خَوْفٌ

ḣavfun

korku

Onlar ki, mallarını gece, gündüz; gizli ve açık infak ederler. Artık bunların ecirleri Rableri Katındadır, onlara korku yoktur ve onlar mahzun olmayacaklardır.

BAKARA
2:277

خَوْفٌ

ḣavfun

korku

İman edip güzel amellerde bulunanlar, namazı dosdoğru kılanlar ve zekatı verenler; şüphesiz onların ecirleri Rablerinin Katındadır. Onlara korku yoktur ve onlar mahzun olmayacaklardır.

ENFAL
8:26

تَخَافُونَ

teḣāfūne

korkuyordunuz

Hatırlayın; hani sizler sayıca azdınız ve yeryüzünde zayıf bırakılmıştınız, insanların sizi kapıp-yakalamasından korkuyordunuz. İşte O, sizi (yerleşik kılıp) barındırandı, sizi yardımıyla destekledi ve size temiz şeylerden rızıklar verdi. Ki şükredesiniz.

ENFAL
8:48

أَخَافُ

eḣāfu

korkarım

O zaman şeytan onlara amellerini çekici göstermiş ve onlara "Bugün sizi insanlardan bozguna uğratacak kimse yoktur ve ben de sizin yardımcınızım" demişti. Ne zaman ki, iki topluluk birbirini görür oldu (karşılaştı) o, iki topuğu üstünde geri döndü ve "Şüphesiz ben sizden uzağım. Çünkü ben sizin görmediğinizi görüyorum, ben Allah’tan da korkuyorum" dedi. Allah (ceza ile) sonuçlandırması pek şiddetli olandır.

ENFAL
8:58

تَخَافَنَّ

teḣāfenne

korkarsan

Eğer bir kavmin ihanet edeceğinden kesin olarak korkarsan, sen de açık ve adil bir tutumla (onlarla olan anlaşma metnini ve diplomatik ilişkiyi) at. Gerçekten Allah, ihanet edenleri sevmez.

ÂL-I İMRAN
3:170

خَوْفٌ

ḣavfun

korku olmadığına

Allah’ın Kendi fazlından onlara verdikleriyle sevinç içindedirler. Onlara arkalarından henüz ulaşmayanlara müjdelemeyi isterler ki, onlara hiçbir korku yoktur, mahzun da olacak değillerdir.

ÂL-I İMRAN
3:175

يُخَوِّفُ

yuḣavvifu

sizi korkutuyor

İşte bu şeytan, ancak kendi dostlarını korkutur. Siz onlardan korkmayın, eğer mü’minlerseniz, Benden korkun.

ÂL-I İMRAN
3:175

تَخَافُوهُمْ

teḣāfūhum

onlardan korkmayın

İşte bu şeytan, ancak kendi dostlarını korkutur. Siz onlardan korkmayın, eğer mü’minlerseniz, Benden korkun.

ÂL-I İMRAN
3:175

وَخَافُونِ

veḣāfūni

benden korkun

İşte bu şeytan, ancak kendi dostlarını korkutur. Siz onlardan korkmayın, eğer mü’minlerseniz, Benden korkun.

HAŞR
59:16

أَخَافُ

eḣāfu

korkarım

Şeytanın durumu gibi; çünkü insana "İnkar et" dedi, inkar edince de "Gerçek şu ki, ben senden uzağım. Doğrusu ben, alemlerin Rabbi olan Allah’tan korkarım" dedi.

AHZAB
33:19

الْخَوْفُ

l-ḣavfu

korku

(Geldiklerinde de) Size karşı ’cimri ve bencildirler.’ Şayet korku gelecek olsa, ölümden dolayı üstüne baygınlık çökmüş kimseler gibi gözleri dönerek sana bakmakta olduklarını görürsün. Korku gidince, hayra karşı oldukça düşkünlük göstererek sizi keskin dilleriyle (eleştirip inciterek) karşılarlar. İşte onlar iman etmemişlerdir; böylece Allah onların yaptıklarını boşa çıkarmıştır. Bu Allah’a göre pek kolaydır.

AHZAB
33:19

الْخَوْفُ

l-ḣavfu

korku

(Geldiklerinde de) Size karşı ’cimri ve bencildirler.’ Şayet korku gelecek olsa, ölümden dolayı üstüne baygınlık çökmüş kimseler gibi gözleri dönerek sana bakmakta olduklarını görürsün. Korku gidince, hayra karşı oldukça düşkünlük göstererek sizi keskin dilleriyle (eleştirip inciterek) karşılarlar. İşte onlar iman etmemişlerdir; böylece Allah onların yaptıklarını boşa çıkarmıştır. Bu Allah’a göre pek kolaydır.

NISA
4:3

خِفْتُمْ

ḣiftum

korkarsanız

Eğer yetim (kız)lar konusunda adaleti yerine getiremeyeceğinizden korkarsanız, bu durumda, (onlarla değil) size helal olan (başka) kadınlardan ikişer, üçer, dörder olmak üzere nikahlayın. Şayet adaleti sağlayamayacağınızdan korkarsanız, o zaman bir (eş) ya da sağ ellerinizin malik olduğu (cariye) ile (yetinin). Bu, sapmamanıza daha yakındır.

NISA
4:3

خِفْتُمْ

ḣiftum

korkarsanız

Eğer yetim (kız)lar konusunda adaleti yerine getiremeyeceğinizden korkarsanız, bu durumda, (onlarla değil) size helal olan (başka) kadınlardan ikişer, üçer, dörder olmak üzere nikahlayın. Şayet adaleti sağlayamayacağınızdan korkarsanız, o zaman bir (eş) ya da sağ ellerinizin malik olduğu (cariye) ile (yetinin). Bu, sapmamanıza daha yakındır.

NISA
4:9

خَافُوا

ḣāfū

çekinsinler

Arkalarında bıraktıkları zayıf çocuklardan dolayı korku duyanların, (vasiyetleri altında olanlar için de) içleri ürpertiyle titresin. Allah’tan korksunlar ve onlara doğru söz söylesinler.

NISA
4:34

تَخَافُونَ

teḣāfūne

korktuğunuz

Allah’ın, bazısını bazısına üstün kılması ve onların kendi mallarından harcaması nedeniyle erkekler, kadınlar üzerinde ’sorumlu gözeticidir.’ Saliha kadınlar, gönülden (Allah’a), itaat edenler, Allah nasıl koruduysa görünmeyeni koruyanlardır. Nüşuzundan korktuğunuz kadınlara (önce) öğüt verin, (sonra onları) yataklarda yalnız bırakın, (bu da yetmezse hafifçe) vurun. Size itaat ederlerse aleyhlerinde bir yol aramayın. Doğrusu Allah Yücedir, büyüktür.

NISA
4:35

خِفْتُمْ

ḣiftum

endişe duyarsanız

(Kadın ile kocanın) Aralarının açılmasından korkarsanız, bu durumda erkeğin ailesinden bir hakem, kadının da ailesinden bir hakem gönderin. Bunlar, (arayı) düzeltmek isterlerse, Allah da aralarında başarı sağlar. Şüphesiz, Allah, bilendir, haberdar olandır.

NISA
4:83

الْخَوْفِ

l-ḣavfi

korkuya

Kendilerine güven veya korku haberi geldiğinde, onu yaygınlaştırıverirler. Oysa bunu peygambere ve kendilerinden olan emir sahiplerine götürmüş olsalardı, onlardan ’sonuç-çıkarabilenler,’ onu bilirlerdi. Allah’ın üzerinizdeki fazlı ve rahmeti olmasaydı, azınız hariç herhalde şeytana uymuştunuz.

NISA
4:101

خِفْتُمْ

ḣiftum

korkarsanız

Yeryüzünde adım attığınızda (yolculuğa ya da savaşa çıktığınızda), kafirlerin size bir kötülük yapmalarından korkarsanız, namazı kısaltmanızda sizin için bir sakınca yoktur. Şüphesiz kafirler, sizin apaçık düşmanlarınızdır.

NISA
4:128

خَافَتْ

ḣāfet

korkarsa

Eğer bir kadın, kocasının nüşuzundan veya ondan yüz çevirip uzaklaşmasından korkarsa, barış ile aralarını bulup düzeltmekte ikisi için sakınca yoktur. Barış daha hayırlıdır. Nefisler ise ’kıskançlığa ve bencil tutkulara’ hazır (elverişli) kılınmıştır. Eğer iyilik yapar ve sakınırsanız, şüphesiz, Allah, yaptıklarınızdan haberi olandır.

NUR
24:37

يَخَافُونَ

yeḣāfūne

onlar korkarlar

(Öyle) Adamlar ki, ne ticaret, ne alış-veriş onları Allah’ı zikretmekten, dosdoğru namazı kılmaktan ve zekatı vermekten ’tutkuya kaptırıp alıkoymaz’; onlar, kalplerin ve gözlerin inkılaba uğrayacağı (dehşetten allak bullak olacağı) günden korkarlar.

NUR
24:50

يَخَافُونَ

yeḣāfūne

korkuyorlar mı?

Bunların kalplerinde hastalık mı var? Yoksa kuşkuya mı kapıldılar? Yoksa Allah’ın ve elçisinin kendilerine karşı haksızlık yapacağından mı korkuyorlar? Hayır, onlar zalim kimselerdir.

NUR
24:55

خَوْفِهِمْ

ḣavfihim

korkularının

Allah, içinizden iman edenlere ve salih amellerde bulunanlara va’detmiştir Hiç şüphesiz onlardan öncekileri nasıl ’güç ve iktidar sahibi’ kıldıysa, onları da yeryüzünde ’güç ve iktidar sahibi’ kılacak, kendileri için seçip beğendiği dinlerini kendilerine yerleşik kılıp sağlamlaştıracak ve onları korkularından sonra güvenliğe çevirecektir. Onlar, yalnızca Bana ibadet ederler ve Bana hiçbir şeyi ortak koşmazlar. Kim bundan sonra inkar ederse, işte onlar fasıktır.

FETIH
48:27

تَخَافُونَ

teḣāfūne

korkmadan

Andolsun Allah, elçisinin gördüğü rüyanın hak olduğunu doğruladı. Eğer Allah dilerse, mutlaka siz Mescid-i Haram’a güven içinde, saçlarınızı tıraş etmiş, (kiminiz de) kısaltmış olarak (ve) korkusuzca gireceksiniz. Fakat Allah, sizin bilmediğinizi bildi, böylece bundan önce size yakın bir fetih (nasib) kıldı.

MAIDE
5:23

يَخَافُونَ

yeḣāfūne

korkanlar(dan)

Korkanlar arasında olup da Allah’ın kendilerine nimet verdiği iki kişi "Onların üzerine kapıdan girin. Girerseniz, şüphesiz sizler galibsiniz. Eğer mü’minlerdenseniz, yalnızca Allah’a tevekkül edin." dedi.

MAIDE
5:28

أَخَافُ

eḣāfu

korkarım

"Eğer beni öldürmek için elini bana uzatacak olursan, ben seni öldürmek için elimi sana uzatacak değilim. Çünkü ben, alemlerin Rabbi olan Allah’tan korkarım."

MAIDE
5:54

يَخَافُونَ

yeḣāfūne

korkmazlar

Ey iman edenler, içinizden kim dininden geri döner (irtidat eder)se, Allah (yerine) Kendisi’nin onları sevdiği, onların da Kendisi’ni sevdiği mü’minlere karşı alçak gönüllü, kafirlere karşı ise ’güçlü ve onurlu,’ Allah yolunda çaba harcayan ve kınayıcının kınamasından korkmayan bir topluluk getirir. Bu, Allah’ın bir fazlıdır, onu dilediğine verir. Allah (rahmetiyle) geniş olandır, bilendir.

MAIDE
5:69

خَوْفٌ

ḣavfun

korku

Gerçek şu ki, iman edenlerle Yahudiler, Sabiîler ve Hıristiyanlardan Allah’a, ahiret gününe inanan ve salih amellerde bulunanlar; onlar için korku yoktur, onlar mahzun da olmayacaklardır.

MAIDE
5:94

يَخَافُهُ

yeḣāfuhu

kendisiden korktuğunu

Ey iman edenler, Allah görünmezlikte (gaybte) Kendisi’nden kimin korktuğunu ortaya çıkarmak için ellerinizin ve mızraklarınızın erişeceği avdan bir şeyle andolsun sizi deneyecektir. Artık kim bundan sonra haddi aşarsa, onun için acı bir azap vardır.

MAIDE
5:108

يَخَافُوا

yeḣāfū

korkmalarına

Bu, gerektiği gibi şahidliği yapmalarına veya yeminlerinden sonra yeminlerin reddedilmesinden korkmalarına daha yakındır. Allah’tan korkup-sakının ve dinleyin. Allah, fasıklar topluluğunu hidayete erdirmez.

TEVBE
9:28

خِفْتُمْ

ḣiftum

korkarsanız

Ey iman edenler, müşrikler ancak bir pisliktirler; öyleyse bu yıllarından sonra artık Mescid-i Haram’a yaklaşmasınlar. Eğer ihtiyaç içinde kalmaktan korkarsanız, Allah dilerse sizi Kendi fazlından zengin kılar. Şüphesiz Allah bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.