Hayrat Neşriyat | |
---|---|
عَمَّ يَتَسَاءَلُونَ Amme yetesaelune. |
|
2. O (pek) büyük nebe`den (haberden, öldükten sonra dirilmeden)! |
عَنِ النَّبَإِ الْعَظِيمِ Aninnebeil’azıymi. |
الَّذِي هُمْ فِيهِ مُخْتَلِفُونَ Elleziy hum fiyhi muhtelifune. |
|
كَلَّا سَيَعْلَمُونَ Kella seya’lemune. |
|
ثُمَّ كَلَّا سَيَعْلَمُونَ Sümme kella seya’lemune |
|
6. (6-7) (Biz,) yeri bir beşik, dağları da birer kazık yapmadık mı? |
أَلَمْ نَجْعَلِ الْأَرْضَ مِهَادًا Elem nec’alil’arda mihaden. |
7. (6-7) (Biz,) yeri bir beşik, dağları da birer kazık yapmadık mı? |
وَالْجِبَالَ أَوْتَادًا Velcibale evtaden. |
وَخَلَقْنَاكُمْ أَزْوَاجًا Ve halaknakum ezvacen. |
|
وَجَعَلْنَا نَوْمَكُمْ سُبَاتًا Ve ce’alna nevmekum subaten. |
|
وَجَعَلْنَا الَّيْلَ لِبَاسًا Ve ce’alnelleyle libasen. |
|
وَجَعَلْنَا النَّهَارَ مَعَاشًا Ve ce’alnennehare me’aşen. |
|
وَبَنَيْنَا فَوْقَكُمْ سَبْعًا شِدَادًا Ve beneyna fevkakum seb’an şidaden. |
|
وَجَعَلْنَا سِرَاجًا وَهَّاجًا Ve ce’alna siracen vehhacen. |
|
14. Sık(ıp üzerinize yağmur yağdır)ıcı olan (bulut)lardan da şırıl şırıl (akan) bir su indirdik! |
وَأَنْزَلْنَا مِنَ الْمُعْصِرَاتِ مَاءً ثَجَّاجًا Ve enzelna minelmu’sırati maen seccacen. |
15. (15-16) Tâ ki onunla dâneler, bitkiler ve sarmaş dolaş olmuş bahçeler çıkaralım. |
لِنُخْرِجَ بِهِ حَبًّا وَنَبَاتًا Linuhrice bihi habben ve nebaten. |
16. (15-16) Tâ ki onunla dâneler, bitkiler ve sarmaş dolaş olmuş bahçeler çıkaralım. |
وَجَنَّاتٍ أَلْفَافًا Ve cennatin elfafen. |
17. Şübhesiz ki o ayırma (hüküm verme) günü, (sevab ve cezâ için) belirlenmiş bir vakittir. |
إِنَّ يَوْمَ الْفَصْلِ كَانَ مِيقَاتًا İnne yevmelfasli kane miykaten. |
18. O gün Sûr`a (ikinci def`a) üflenir de bölük bölük (hesab yerine) gelirsiniz! |
يَوْمَ يُنْفَخُ فِي الصُّورِ فَتَأْتُونَ أَفْوَاجًا Yevme yunfehu fiyssuri fete’tune efvacen. |
وَفُتِحَتِ السَّمَاءُ فَكَانَتْ أَبْوَابًا Ve futihatissemau fekanet ebvaben. |
|
20. Artık dağlar yürütülmüş, öyle ki bir serab hâline gelmiştir! |
وَسُيِّرَتِ الْجِبَالُ فَكَانَتْ سَرَابًا Ve suyyiretilcibalu fekanet seraben. |
21. Muhakkak ki Cehennem, (kâfirlerin yolunu) gözetleme yeridir. |
إِنَّ جَهَنَّمَ كَانَتْ مِرْصَادًا İnne cehenneme kanet mirsaden |
لِلطَّاغِينَ مَآبًا Littağıyne meaben. |
|
لَابِثِينَ فِيهَا أَحْقَابًا Labisiyne fiyha ahkaben. |
|
لَا يَذُوقُونَ فِيهَا بَرْدًا وَلَا شَرَابًا La yezukune fiyha berden ve la şeraben. |
|
إِلَّا حَمِيمًا وَغَسَّاقًا İlla hamiymen ve ğassakan. |
|
جَزَاءً وِفَاقًا Cezaen vifakan. |
|
27. Çünki onlar (kendileri hakkında) bir hesab (görüleceğini) ummuyorlardı. |
إِنَّهُمْ كَانُوا لَا يَرْجُونَ حِسَابًا İnnehum kanu la yercune hısaben. |
وَكَذَّبُوا بِآيَاتِنَا كِذَّابًا Ve kezzebu biayatina kizzaben. |
|
29. Hâlbuki (biz) herşeyi yazarak, onu (Levh-i Mahfûz`da) kaydetmişizdir. |
وَكُلَّ شَيْءٍ أَحْصَيْنَاهُ كِتَابًا Ve kulle şey’in ahsaynahü kitaben. |
فَذُوقُوا فَلَنْ نَزِيدَكُمْ إِلَّا عَذَابًا Fezuku felen neziydekum illa ’azaben. |
|
إِنَّ لِلْمُتَّقِينَ مَفَازًا İnne lilmuttekıyne mefazen. |
|
حَدَائِقَ وَأَعْنَابًا Hadaika ve a’naben. |
|
وَكَوَاعِبَ أَتْرَابًا Ve keva’ıbe etraben. |
|
وَكَأْسًا دِهَاقًا Ve ke’sen dihakan. |
|
لَا يَسْمَعُونَ فِيهَا لَغْوًا وَلَا كِذَّابًا La yesme’une fiyha lağven ve la kizzaben. |
|
جَزَاءً مِنْ رَبِّكَ عَطَاءً حِسَابًا Cezaen min rabbike ’ataen hısaben. |
|
رَبِّ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ وَمَا بَيْنَهُمَا الرَّحْمَٰنِ ۖ لَا يَمْلِكُونَ مِنْهُ خِطَابًا Rabbissemavati vel’ardı ve ma beynehumerrahmani la yemlikune minhu hıtaben. |
|
يَوْمَ يَقُومُ الرُّوحُ وَالْمَلَائِكَةُ صَفًّا ۖ لَا يَتَكَلَّمُونَ إِلَّا مَنْ أَذِنَ لَهُ الرَّحْمَٰنُ وَقَالَ صَوَابًا Yevme yekumurruhu velmelaiketu saffen la yetekellemune illa men ezine lehurrahmanu ve kale savaben. |
|
39. İşte bu, o hak olan gündür. Artık dileyen, Rabbine varan bir yol tutar. |
ذَٰلِكَ الْيَوْمُ الْحَقُّ ۖ فَمَنْ شَاءَ اتَّخَذَ إِلَىٰ رَبِّهِ مَآبًا Zalikelyevmulhakku femen şaettehaze ila rabbihi meaben. |
إِنَّا أَنْذَرْنَاكُمْ عَذَابًا قَرِيبًا يَوْمَ يَنْظُرُ الْمَرْءُ مَا قَدَّمَتْ يَدَاهُ وَيَقُولُ الْكَافِرُ يَا لَيْتَنِي كُنْتُ تُرَابًا İnna enzernakum ’azaben kariyben yevme yenzurulmer’u ma kaddemet yedahu ve yekululkafiru ya leyteniy kuntu turaben. |