Celal Yıldırım | |
---|---|
لَا أُقْسِمُ بِيَوْمِ الْقِيَامَةِ La uksimu biyevmilkıyameti. |
|
وَلَا أُقْسِمُ بِالنَّفْسِ اللَّوَّامَةِ Ve la uksimu binnefsillevvameti. |
|
3. İnsan, kemiklerini biraraya getiremiyeceğimizi mi sanıyor? |
أَيَحْسَبُ الْإِنْسَانُ أَلَّنْ نَجْمَعَ عِظَامَهُ Eyahsebul’insanu ellen necme’a ’ızamehu. |
بَلَىٰ قَادِرِينَ عَلَىٰ أَنْ نُسَوِّيَ بَنَانَهُ Bela kadiriyne ’ala en nusevviye benanehu. |
|
5. Ama insan önündeki (Kıyamet ve hesabı) gerçek saymayıp inkâr etmek ister. |
بَلْ يُرِيدُ الْإِنْسَانُ لِيَفْجُرَ أَمَامَهُ Bel yuriydul’insanu liyefcure emamehu. |
يَسْأَلُ أَيَّانَ يَوْمُ الْقِيَامَةِ Yes’elu eyyane yevmulkıyameti. |
|
فَإِذَا بَرِقَ الْبَصَرُ Feiza berikalbesaru. |
|
وَخَسَفَ الْقَمَرُ Ve hasefelkameru. |
|
وَجُمِعَ الشَّمْسُ وَالْقَمَرُ Ve cumi’aşşemsu velkameru. |
|
يَقُولُ الْإِنْسَانُ يَوْمَئِذٍ أَيْنَ الْمَفَرُّ Yekulul’insanu yevmeizin eynelmeferru. |
|
كَلَّا لَا وَزَرَ Kella la vezere. |
|
12. O gün karar kılınacak tek yer, ancak Rabbının huzurudur. |
إِلَىٰ رَبِّكَ يَوْمَئِذٍ الْمُسْتَقَرُّ İla rabbike yevmeizinilmustekarru. |
13. O gün insana önden gönderdiği ile geriye bıraktığı şeylerden bir bir haber verilir. |
يُنَبَّأُ الْإِنْسَانُ يَوْمَئِذٍ بِمَا قَدَّمَ وَأَخَّرَ Yunebbeul’insanu yevmeizin bima kaddeme ve ahha re. |
14. (14-15) insan birtakım özürler ileri sürse bile, o kendine karşı duyup gören bir şahittir. |
بَلِ الْإِنْسَانُ عَلَىٰ نَفْسِهِ بَصِيرَةٌ Belil’insanu ’ala nefsihi besıyretun. |
15. (14-15) insan birtakım özürler ileri sürse bile, o kendine karşı duyup gören bir şahittir. |
وَلَوْ أَلْقَىٰ مَعَاذِيرَهُ Ve lev elka me’aziyrehu. |
16. İnen vahyi acele (belleyip ezber) etmek için dilini kıpırdatma. |
لَا تُحَرِّكْ بِهِ لِسَانَكَ لِتَعْجَلَ بِهِ La tuharrik bihi lisaneke lita’cele bihi. |
إِنَّ عَلَيْنَا جَمْعَهُ وَقُرْآنَهُ İnne’aleyna cem’ahu ve kur’anehu. |
|
18. O halde biz, onu (Cebrail’in diliyle) okuduğumuzda sen de onun okuyuşunu izleyerek O’na uy. |
فَإِذَا قَرَأْنَاهُ فَاتَّبِعْ قُرْآنَهُ Feiza kare’nahu fettebı’kur’anehu. |
ثُمَّ إِنَّ عَلَيْنَا بَيَانَهُ Summe inne ’aleyna beyanehu. |
|
كَلَّا بَلْ تُحِبُّونَ الْعَاجِلَةَ Kella bel tuhıbbunel’acilete. |
|
وَتَذَرُونَ الْآخِرَةَ Ve tezerunel’ahırete. |
|
وُجُوهٌ يَوْمَئِذٍ نَاضِرَةٌ Vucuhun yevmeizin nadıretun. |
|
إِلَىٰ رَبِّهَا نَاظِرَةٌ İla rabbiha nazıretun. |
|
وَوُجُوهٌ يَوْمَئِذٍ بَاسِرَةٌ Ve vucuhun yevmeizin basire’un. |
|
تَظُنُّ أَنْ يُفْعَلَ بِهَا فَاقِرَةٌ Tezunnu en yuf’ale biha fakıretun. |
|
كَلَّا إِذَا بَلَغَتِ التَّرَاقِيَ Kella iza beleğatitterakıye. |
|
وَقِيلَ مَنْ ۜ رَاقٍ Ve kıyle men rakın. |
|
وَظَنَّ أَنَّهُ الْفِرَاقُ Ve zanne ennehulfraku. |
|
وَالْتَفَّتِ السَّاقُ بِالسَّاقِ Velteffetissaku bissakı. |
|
إِلَىٰ رَبِّكَ يَوْمَئِذٍ الْمَسَاقُ İla rabbike yevmeizinilmesaku. |
|
31. Ne gerçeği doğrulayıp kabul etmiş, ne de namaz kılmıştı. |
فَلَا صَدَّقَ وَلَا صَلَّىٰ Fela saddeka ve la salla. |
وَلَٰكِنْ كَذَّبَ وَتَوَلَّىٰ Ve lakin kezzebe ve tevella. |
|
33. Sonra da salına salına gurur içinde ehline (yakınlarına) gitmişti. |
ثُمَّ ذَهَبَ إِلَىٰ أَهْلِهِ يَتَمَطَّىٰ Summe zehebe ila ehlihi yetemetta. |
أَوْلَىٰ لَكَ فَأَوْلَىٰ Evla leke feevla. |
|
35. Sonra yine yazıklar olsun sana yazıklar! (Sen bu azaba çok daha lâyıksın.) |
ثُمَّ أَوْلَىٰ لَكَ فَأَوْلَىٰ Summe evlaleke feevla. |
أَيَحْسَبُ الْإِنْسَانُ أَنْ يُتْرَكَ سُدًى Eyahsebul’insanu en yutreke suden. |
|
أَلَمْ يَكُ نُطْفَةً مِنْ مَنِيٍّ يُمْنَىٰ Elem yeku nutfeten min meniyyin yumna. |
|
38. Sonra kan pıhtısı oldu derken Allah, onu yaratıp biçimlendirerek düzene koydu. |
ثُمَّ كَانَ عَلَقَةً فَخَلَقَ فَسَوَّىٰ Summe kane ’alekaten fehaleka fesevva. |
فَجَعَلَ مِنْهُ الزَّوْجَيْنِ الذَّكَرَ وَالْأُنْثَىٰ Fece’ale minhuzzeyceynizzekere vel’unsa. |
|
40. Artık bunu yapan (Yüce Kudret), ölüleri diriltmeye kadir değil midir ? |
أَلَيْسَ ذَٰلِكَ بِقَادِرٍ عَلَىٰ أَنْ يُحْيِيَ الْمَوْتَىٰ Eleyse zalike bikadirin ’ala en yuhyiyelmevra. |