Hasan Basri Çantay | |
---|---|
1. (Hakıykat, kâfirlerin inkâr etdiği gibi değildir). Kıyamet gününe andederim. |
لَا أُقْسِمُ بِيَوْمِ الْقِيَامَةِ La uksimu biyevmilkıyameti. |
وَلَا أُقْسِمُ بِالنَّفْسِ اللَّوَّامَةِ Ve la uksimu binnefsillevvameti. |
|
3. İnsan zanneder mi ki her halde biz onun kemiklerini toplayıb bir araya getirmeyeceğiz? |
أَيَحْسَبُ الْإِنْسَانُ أَلَّنْ نَجْمَعَ عِظَامَهُ Eyahsebul’insanu ellen necme’a ’ızamehu. |
4. Evet, biz parmak uçlarını bile derleyib iade etmiye kaadiriz. |
بَلَىٰ قَادِرِينَ عَلَىٰ أَنْ نُسَوِّيَ بَنَانَهُ Bela kadiriyne ’ala en nusevviye benanehu. |
بَلْ يُرِيدُ الْإِنْسَانُ لِيَفْجُرَ أَمَامَهُ Bel yuriydul’insanu liyefcure emamehu. |
|
يَسْأَلُ أَيَّانَ يَوْمُ الْقِيَامَةِ Yes’elu eyyane yevmulkıyameti. |
|
فَإِذَا بَرِقَ الْبَصَرُ Feiza berikalbesaru. |
|
وَخَسَفَ الْقَمَرُ Ve hasefelkameru. |
|
وَجُمِعَ الشَّمْسُ وَالْقَمَرُ Ve cumi’aşşemsu velkameru. |
|
يَقُولُ الْإِنْسَانُ يَوْمَئِذٍ أَيْنَ الْمَفَرُّ Yekulul’insanu yevmeizin eynelmeferru. |
|
كَلَّا لَا وَزَرَ Kella la vezere. |
|
12. O gün herkesin (varıb) duracağı yer ancak Rabbin (in huzuuru) dur. |
إِلَىٰ رَبِّكَ يَوْمَئِذٍ الْمُسْتَقَرُّ İla rabbike yevmeizinilmustekarru. |
يُنَبَّأُ الْإِنْسَانُ يَوْمَئِذٍ بِمَا قَدَّمَ وَأَخَّرَ Yunebbeul’insanu yevmeizin bima kaddeme ve ahha re. |
|
14. Daha doğrusu insan (bizzat) kendisine karşı bir şâhiddir. |
بَلِ الْإِنْسَانُ عَلَىٰ نَفْسِهِ بَصِيرَةٌ Belil’insanu ’ala nefsihi besıyretun. |
15. Velev ki o, (bütün) ma’ziretlerini (meydana) atmış olsun. |
وَلَوْ أَلْقَىٰ مَعَاذِيرَهُ Ve lev elka me’aziyrehu. |
16. Onu acele (kavrayıb ezber) etmen için (Cebrâîl vahyi iyice bitirmeden) dilini onunla depretme. |
لَا تُحَرِّكْ بِهِ لِسَانَكَ لِتَعْجَلَ بِهِ La tuharrik bihi lisaneke lita’cele bihi. |
17. Onu (göğsünde) toplamak, onu (dilinde akıtıb) okutmak şübhesiz bize âiddir. |
إِنَّ عَلَيْنَا جَمْعَهُ وَقُرْآنَهُ İnne’aleyna cem’ahu ve kur’anehu. |
فَإِذَا قَرَأْنَاهُ فَاتَّبِعْ قُرْآنَهُ Feiza kare’nahu fettebı’kur’anehu. |
|
ثُمَّ إِنَّ عَلَيْنَا بَيَانَهُ Summe inne ’aleyna beyanehu. |
|
كَلَّا بَلْ تُحِبُّونَ الْعَاجِلَةَ Kella bel tuhıbbunel’acilete. |
|
وَتَذَرُونَ الْآخِرَةَ Ve tezerunel’ahırete. |
|
وُجُوهٌ يَوْمَئِذٍ نَاضِرَةٌ Vucuhun yevmeizin nadıretun. |
|
إِلَىٰ رَبِّهَا نَاظِرَةٌ İla rabbiha nazıretun. |
|
وَوُجُوهٌ يَوْمَئِذٍ بَاسِرَةٌ Ve vucuhun yevmeizin basire’un. |
|
25. Anlar ki kendisine bel kemiklerini kıracak çok belâ (lı bir iş) yapılacak. |
تَظُنُّ أَنْ يُفْعَلَ بِهَا فَاقِرَةٌ Tezunnu en yuf’ale biha fakıretun. |
26. Gözünüzü açın, (can) köprücük kemiğine bir dayandığı zaman, |
كَلَّا إِذَا بَلَغَتِ التَّرَاقِيَ Kella iza beleğatitterakıye. |
وَقِيلَ مَنْ ۜ رَاقٍ Ve kıyle men rakın. |
|
28. Ve (can çekişen) hakıykî bir ayrılış olduğunu anladı (anlayacak). |
وَظَنَّ أَنَّهُ الْفِرَاقُ Ve zanne ennehulfraku. |
وَالْتَفَّتِ السَّاقُ بِالسَّاقِ Velteffetissaku bissakı. |
|
إِلَىٰ رَبِّكَ يَوْمَئِذٍ الْمَسَاقُ İla rabbike yevmeizinilmesaku. |
|
31. İşte o, (peygamberi ve Kur’ânı) tasdıyk etmemiş, namaz da kılmamış, |
فَلَا صَدَّقَ وَلَا صَلَّىٰ Fela saddeka ve la salla. |
32. fakat (üstelik Kur’ânı) yalanlamış, (îmâna) arkasını dönmüş, |
وَلَٰكِنْ كَذَّبَ وَتَوَلَّىٰ Ve lakin kezzebe ve tevella. |
ثُمَّ ذَهَبَ إِلَىٰ أَهْلِهِ يَتَمَطَّىٰ Summe zehebe ila ehlihi yetemetta. |
|
أَوْلَىٰ لَكَ فَأَوْلَىٰ Evla leke feevla. |
|
ثُمَّ أَوْلَىٰ لَكَ فَأَوْلَىٰ Summe evlaleke feevla. |
|
أَيَحْسَبُ الْإِنْسَانُ أَنْ يُتْرَكَ سُدًى Eyahsebul’insanu en yutreke suden. |
|
37. O, (döl yatağına) dökülen meniden bir damla su değil miydi? |
أَلَمْ يَكُ نُطْفَةً مِنْ مَنِيٍّ يُمْنَىٰ Elem yeku nutfeten min meniyyin yumna. |
ثُمَّ كَانَ عَلَقَةً فَخَلَقَ فَسَوَّىٰ Summe kane ’alekaten fehaleka fesevva. |
|
فَجَعَلَ مِنْهُ الزَّوْجَيْنِ الذَّكَرَ وَالْأُنْثَىٰ Fece’ale minhuzzeyceynizzekere vel’unsa. |
|
40. (Bütün bunları yapan Allah) ölüleri tekrar diriltmiye kaadir değil midir? (Elbette kaadirdir). |
أَلَيْسَ ذَٰلِكَ بِقَادِرٍ عَلَىٰ أَنْ يُحْيِيَ الْمَوْتَىٰ Eleyse zalike bikadirin ’ala en yuhyiyelmevra. |