Sadık Türkmen 

1. Kıyamet gününe andolsun!

2. Hayır hayır, yemin ederim o kendisini kınayan nefse/kişiye!

3. Insan, kemiklerini bir araya getiremeyeceğimizi mi sanıyor?

4. Evet toplarız, onun parmak uçlarını/izlerini bile düzenlemeye kadiriz.

5. Ama, yine de insan; suç/günah olan şeyleri yapmaya devam etmek istiyor.

6. "kıyamet günü ne zamanmış?" diye soruyor.

7. Göz kamaştığı,

8. Ay tutulduğu;

9. Güneş ve Ay toplandığı/bir araya/aynı hizaya getirildiği zaman!

10. Işte o gün, insan "Kaçacak yer nerede/neresi?" der.

11. Hayır! sığınak/korunup kaçılacak yer yoktur.

12. O gün varıp durulacak yer Rabbinin huzurudur.

13. O gün insana bildirilir; önceden yaptığı, sonraya bıraktığı/tasarladığı (herşey)!..

14. Doğrusu şu ki, insan kendine karşı bir şahiddir.

15. İsterse günahlarını örtmek için özürlerini sayıp döksün.

16. Onunla acele hüküm/karar vermek için dilini hareket ettirme!

17. Onu toparlamak ve Kur’an haline getirmek (hükmünü oluşturmak) Bize düşer.

18. Öyleyse; Biz onu (Kur’an’ı bir bütün olarak) toparladığımızda, sen de hemen sana okunana (ondan çıkan hükme) uy!

19. Zaten onu açıklamak Bize aittir.

20. Hayir Hayir! Siz hemen ele geçen şeyleri/peşini/dünyalığı seviyorsunuz.

21. Geleceği/kalıcı olanı/ahireti ise terk ediyorsunuz.

22. Yüzler var ki, o gün ışıl ışıl parlar.

23. Rablerine bakar durur.

24. Birtakım yüzler de vardır ki, o gün asıktır,

25. Onunla (o azapla) bel kemiğinin kırılacağını anlar.

26. Hayir Hayir! Can köprücük kemiğine dayandığı zaman (diğer insanlar);

27. "(onu kurtaracak) bir hekim/ona okuyacak bir kimse yok mu?" diye sesleniyorlar.

28. Kendisi de anlar ki, artık ayrılık anıdır/vaktidir.

29. Bacak bacağa dolaşmıştır.

30. O gün sevk, yalnızca Rabbinin huzurunadır.

31. Fakat o, gerçeği kabul etmedi ve namaz da kılmadı.

32. Tam tersine yalanladı ve yüz çevirdi.

33. Sonra da çalım satarak ailesine gitti.

34. Yazık sana, yazık!

35. Sonra yine yazık sana, yazık!

36. Insan, başıboş bırakılacağını mı sanıyor?

37. O, bir zamanlar ana rahminde, küçücük bir nutfe değil miydi?

38. Sonra, alak (döllenmiş yumurta) oldu. Derken, Allah onu yarattı da ona şekil verdi.

39. Ondan da çift yarattı; erkek ve dişiyi.

40. Şimdi bunları yapan (Allah’ın), ölüleri (tekrar) diriltmeye gücü yetmez mi?