Bekir Sadak 

1. (1-2) Elif, Lam, Ra. Bu Kitap, hakim ve haberdar olan Allah tarafindan, Allah’tan baskasina kulluk etmeyesiniz diye ayetleri kesin kilinmis, sonra da uzun uzadiya aciklanmis bir Kitap’dir. Ben size, O’nun tarafindan gonderilmis bir uyarici ve mujdeciyim. Rabbinizden magfiret dileyin ve O’na tevbe edin ki, belli bir sureye kadar sizi guzelce gecindirsin ve her fazilet sahibine faziletinin karsÙlÙgÙnÙ versin. Eger yuz cevirirseniz o zaman ben dogrusu hakkÙnÙzda buyuk gunun azabÙndan korkarÙm.

2. (1-2) Elif, Lam, Ra. Bu Kitap, hakim ve haberdar olan Allah tarafindan, Allah’tan baskasina kulluk etmeyesiniz diye ayetleri kesin kilinmis, sonra da uzun uzadiya aciklanmis bir Kitap’dir. Ben size, O’nun tarafindan gonderilmis bir uyarici ve mujdeciyim. Rabbinizden magfiret dileyin ve O’na tevbe edin ki, belli bir sureye kadar sizi guzelce gecindirsin ve her fazilet sahibine faziletinin karsÙlÙgÙnÙ versin. Eger yuz cevirirseniz o zaman ben dogrusu hakkÙnÙzda buyuk gunun azabÙndan korkarÙm.

3. ---

4. Donusunuz ancak Allah’adir. O her seye kadir’dir.

5. Bilin ki, onlar Kuran okunurken gizlenmek icin iki buklum olurlar. Bilin ki, elbiselerine burunduklerinde bile Allah onlarin gizlediklerini ve aciga vurduklarini bilir. Cunku O, kalblerde olani bilendir.

6. Yeryuzunde yasayan butun canlilarin rizki ancak Allah’a aittir. O, canlilari babalarin sulbunde kararlasmis ve analarin rahminde kararlasmakta iken de bilir. Her sey apacik bir Kitaptadir.

7. Ars’i su uzerinde iken, hanginizin daha guzel isi isleyecegini ortaya koymak icin, gokleri ve yeri alti gunde yaratan O’dur. And olsun ki, «Siz gercekten, olumden sonra dirileceksiniz» desen, inkar edenler «Bu, apacik bir sihirden baska bir sey degildir» derler.

8. And olsun ki, onlarin azabini sayili bir sureye kadar ertelesek, «Onu alikoyan nedir?» derler. Bilin ki, onlara azap geldigi gun, artik geri cevrilmez; alaya aldiklari sey onlari mahvedecektir.

9. And olsun ki, insana nimetimizi tattirir sonra onu ondan cekip alirsak, o suphesiz umutsuz bir nankore doner.

10. Basina gelen sikintidan sonra, ona bir nimet tattirirsak «Musibetler basimdan gitti» der; dogrusu o, simarip boburlenen biridir.

11. Bunlarin disinda, sabredip iyi isler isleyen kimseler, iste onlara magfiret ve buyuk ecir vardir.

12. Putperestlerin «Ona bir hazine indirilmeli veya yaninda bir melek gelmeli degil miydi?» demelerinden senin kalbin daralir ve belki de sana vahyolunanin bir kismini terkedecek olursun. Sen ancak bir uyaricisin, Allah her seye vekildir.

13. Senin icin «Onu uydurdu» diyorlar, oyle mi? De ki «Oyleyse onun surelerine benzer uydurma on sure meydana getirin, iddianizda samimi iseniz, Allah’tan baska cagirabilecekelerinizi de cagirin.»

14. Soylediginizi yapamazlarsa, bilin ki o, ancak Allah’in ilmiyle indirilmistir. O’ndan baska tanri yoktur, artik muslumansiniz degil mi?

15. Dunya hayatini ve guzelliklerini isteyenlere, orada islediklerinin karsilgini tastamam, veririz; onlar orada bir eksiklige de ugratilmazlar.

16. Iste ahirette onlara atesten baska bir sey yoktur. Isledikleri seyler orada bosa gitmistir. Zaten yapmakta olduklari da batildir.

17. Rabbinin katindan bir belgesi ve onun arkasindan da bir sahidi olanlar, onlerinde de Musa’nin Kitap’i onder ve rahmet olarak bulunanlardir ki, iste onlar Kuran’a inanirlar. Hangi topluluk onu inkar ederse yeri atestir; senin de bundan suphen olmasin. Dogrusu o, Rabbinden bir gercektir, fakat insanlarÙn cogu inanmazlar.

18. Yalan soyleyerek Allah’a iftira edenden daha zalim kim vardir? Iste bunlar Rablerine goturulurler ve sahidler «Rablerine yalan soyleyenler bunlardir» derler. Bilin ki Allah’in laneti haksizlik yapanlaradir.

19. Bunlar Allah’in yolundan alikorlar ve o yolu egriltmege calisirlar; iste onlar ahireti inkar edenlerdir.

20. Bunlar yeryuzunde Allah’i aciz birakamazlar. Allah’dan baska kendilerini kurtaracak dostlari da yoktur. Azap onlara kat kat verilir; isitemezler ve goremezlerdi.

21. Iste bunlar kendilerine yazik edenlerdir. Uydurduklari putlar da onlardan uzaklasip kaybolmustur.

22. Ahirette en cok kayba ugrayacaklar suphesiz bunlardir.

23. Dogrusu inanan ve yararli is yapanlar ve Rablerine boyun egenler, iste onlar cennetliklerdir; orada temellidirler.

24. Bu iki zumrenin durumu, kor ve sagir kimse ile goren ve isiten kimsenin durumuna benzer. Durumlari hic esit olabilir mi? Ibret almiyor musunuz?

25. (25-26) And olsun ki biz Nuh’u kendi milletine gonderdik; «Ben sizin icin apacik bir uyariciyim; Allah’tan baskasina kulluk etmeyin; dogrusu ben hakkinizda can yakici bir gunun azabindan korkuyorum.» dedi.

26. (25-26) And olsun ki biz Nuh’u kendi milletine gonderdik; «Ben sizin icin apacik bir uyariciyim; Allah’tan baskasina kulluk etmeyin; dogrusu ben hakkinizda can yakici bir gunun azabindan korkuyorum.» dedi.

27. Milletinin inkarci ileri gelenleri «Senin ancak kendimiz gibi bir insan oldugunu goruyoruz. Daha baslangicta, sana bizim ayak takimi disinda kimsenin uydugunu gormuyoruz. Sizin bizden bir ustunlugunuz yoktur; biz sizi yalanci saniyoruz» dediler.

28. Nuh «Ey milletim! Rabbimin katindan bir delilim bulunsa ve bana yine katindan bir rahmet vermis de bunlar sizden gizlenmis olsa, soyleyin bana, hoslanmadiginiz halde zorla sizi bunlara mecbur mu ederiz?» dedi.

29. «Ey milletim! Buna karsilik ben sizden bir mal da istemiyorum. Benim ucretim Allah’a aittir; inananlari da kovacak degilim; cunku onlar Rableriyle karsilasacaklar; fakat ben sizi cahil bir millet olarak goruyorum.

30. «Ey milletim! Onlari kovarsam, Allah’a karsi beni kim savunur? Dusunmez misiniz?»

31. «ize, Allah’in hazineleri yanimdadir demiyorum; gaybi da bilmem; dogrusu melek oldugumu da soylemiyorum; kucuk gorduklerinize Allah iyilik vermeyecektir diyemem; iclerinde olani Allah daha iyi bilir. Yoksa suphesiz haksizlik edenlerden olurum.»

32. «Ey Nuh! Bizimle cidden tartistin; hem de cok tartistin. Dogru sozlulerden isen tehdit ettigin azabi basimiza getir» dediler.

33. (33-34) «ncak Allah dilerse onu basiniza getirir, siz O’nu aciz birakamazsiniz. Allah sizi azdirmak isterse, ben size ogut vermek istesem de faydasi olmaz. O, sizin Rabbinizdir, O’na donduruleceksiniz» dedi.

34. (33-34) «ncak Allah dilerse onu basiniza getirir, siz O’nu aciz birakamazsiniz. Allah sizi azdirmak isterse, ben size ogut vermek istesem de faydasi olmaz. O, sizin Rabbinizdir, O’na donduruleceksiniz» dedi.

35. Sana «Kuran’i kendiliginden uydurdu» derler, de ki «Uydurdumsa sucu bana aittir; oysa ben sizin islediginiz gunahlardan uzagim.»

36. (36-37) Nuh’a, «Senin milletinden, inanmis olanlardan baskasi inanmayacaktir; onlarin yapageldiklerine uzulme; nezaretimiz altinda, sana bildirdigimiz gibi gemiyi yap. Haksizlik yapanlar icin Bana bas vurma, cunku onlar suda bogulacaklardir» diye Allah tarafÙndan vahyolundu.

37. (36-37) Nuh’a, «Senin milletinden, inanmis olanlardan baskasi inanmayacaktir; onlarin yapageldiklerine uzulme; nezaretimiz altinda, sana bildirdigimiz gibi gemiyi yap. Haksizlik yapanlar icin Bana bas vurma, cunku onlar suda bogulacaklardir» diye Allah tarafÙndan vahyolundu.

38. (38-39) Gemiyi yaparken, milletinin inkarci ileri gelenleri yanina ugradikca onunla alay ederlerdi. O da «Bizimle alay ediyorsunuz ama, alay ettiginiz gibi biz de sizinle alay edecegiz; rezil edecek olan azabin kime gelecegini ve kime surekli azabin inecegini goreceksiniz» dedi.

39. (38-39) Gemiyi yaparken, milletinin inkarci ileri gelenleri yanina ugradikca onunla alay ederlerdi. O da «Bizimle alay ediyorsunuz ama, alay ettiginiz gibi biz de sizinle alay edecegiz; rezil edecek olan azabin kime gelecegini ve kime surekli azabin inecegini goreceksiniz» dedi.

40. Buyrugumuz gelip tandirdan sular kaynamaga baslayinca, «Her cinsten birer cifti ve aleyhine hukum verilmis olanin disinda kalan coluk cocugunu ve inananlari gemiye bindir» dedik. Pek az kimse onunla beraber inanmisti.

41. Allah «Oraya binin; yurumesi ve durmasi Allah’in ismiyledir, Rabbin bagislar ve merhamet eder» dedi.

42. Gemi, daglar gibi dalgalar icinde onlari gotururken, Nuh, bir kenarda ayri kalmis olan ogluna «Ey ogulcugum! Bizimle beraber gel, kafirlerle birlik olma» diye seslendi.

43. Oglu «Daga siginirim, beni sudan kurtarir» deyince, Nuh «Bugun Allah’in buyrugundan O’nun acidiklari disinda kurtulacak yoktur» dedi. Aralarina dalga girdi, oglu da bogulanlara karisti.

44. Yere, «Suyunu cek!", goge, «Ey gok sen de tut!» denildi. Su cekildi, is de bitti; gemi Cudi’ye oturdu. «Haksizlik yapan millet Allah’in rahmetinden uzak olsun» denildi.

45. Nuh Rabbine seslendi «Rabbim! Oglum benim ailemdendi. Dogrusu Senin vadin haktir. Sen hukmedenlerin en iyi hukmedenisin» dedi.

46. Allah «Ey Nuh! O senin ailenden sayilmaz; cunku kotu bir is islemistir; oyleyse bilmedigin seyi Benden isteme. Iste sana ogut, bilgisizlerden olma» dedi.

47. "Rabbim! Bilmedigim seyi Senden istemekten Sana siginirim. Beni bagislamaz ve bana merhamet etmezsen kaybedenlerden olurum» dedi.

48. «Ey Nuh! Sana ve Seninle beraber olan topluluklara bizden bir selamet ve bereketle gemiden in. Ama bircok topluluklari da gecindirecegiz, sonra onlara can yakici bir azap verecegiz» denildi.

49. Bunlar sana vahyettigimiz bilinmeyen olaylardir. Sen de, milletin de daha once bunlari bilmezdiniz. Sabret, sonuc, Allah’tan sakinanlarindir.

50. Ad milletine kardesleri Hud’u gonderdik. Şoyle dedi «Ey milletim! Allah’a kulluk edin. O’ndan baska tanriniz yoktur; yoksa sadece yalan uyduran kimseler olursunuz.»

51. «Ey milletim! Buna karsliki sizden bir ucret istemiyorum. Benim ucretim ancak beni yaratana aittir. Akletmez misiniz?»

52. «Ey milletim! Rabbinizden magfiret dileyin, sonra O’na tevbe edin ki size gokten bol bol yagmur gondersin, kuvvetinize kuvvet katsin; suclular olarak yuz cevirmeyin.»

53. «Ey Hud! Sen bize bir belge getirmeden, senin sozunden oturu tanrilarimizi terketmeyiz ve sana inanmayiz.

54. (54-57) Bir kisim tanrilarimiz seni carpmistir, demekten baska birsey demeyiz» dediler. Hud «Dogrusu ben Allah’i sahit tutuyorum; siz de sahit olun ki ben O’nu birakip kostugunuz ortaklardan uzagim. Hepiniz bana tuzak kurun sonra da ertelemeyin. Ben, ancak benim de sizin de Rabbiniz olan Allah’a guvenirim. Hicbir canlÙ yoktur ki Allah ona el koymamÙs bulunsun. Rabbim elbette dogru yoldadÙr. Eger yuz cevirirseniz, suphesiz ben size benimle gonderileni bildirdim. Rabbim sizden baska bir milleti yerinize getirebilir, O’na bir sey de yapamazsÙnÙz. Dogrusu Rabbim herseyi koruyandÙr» dedi.

55. (54-57) Bir kisim tanrilarimiz seni carpmistir, demekten baska birsey demeyiz» dediler. Hud «Dogrusu ben Allah’i sahit tutuyorum; siz de sahit olun ki ben O’nu birakip kostugunuz ortaklardan uzagim. Hepiniz bana tuzak kurun sonra da ertelemeyin. Ben, ancak benim de sizin de Rabbiniz olan Allah’a guvenirim. Hicbir canlÙ yoktur ki Allah ona el koymamÙs bulunsun. Rabbim elbette dogru yoldadÙr. Eger yuz cevirirseniz, suphesiz ben size benimle gonderileni bildirdim. Rabbim sizden baska bir milleti yerinize getirebilir, O’na bir sey de yapamazsÙnÙz. Dogrusu Rabbim herseyi koruyandÙr» dedi.

56. (54-57) Bir kisim tanrilarimiz seni carpmistir, demekten baska birsey demeyiz» dediler. Hud «Dogrusu ben Allah’i sahit tutuyorum; siz de sahit olun ki ben O’nu birakip kostugunuz ortaklardan uzagim. Hepiniz bana tuzak kurun sonra da ertelemeyin. Ben, ancak benim de sizin de Rabbiniz olan Allah’a guvenirim. Hicbir canlÙ yoktur ki Allah ona el koymamÙs bulunsun. Rabbim elbette dogru yoldadÙr. Eger yuz cevirirseniz, suphesiz ben size benimle gonderileni bildirdim. Rabbim sizden baska bir milleti yerinize getirebilir, O’na bir sey de yapamazsÙnÙz. Dogrusu Rabbim herseyi koruyandÙr» dedi.

57. (54-57) Bir kisim tanrilarimiz seni carpmistir, demekten baska birsey demeyiz» dediler. Hud «Dogrusu ben Allah’i sahit tutuyorum; siz de sahit olun ki ben O’nu birakip kostugunuz ortaklardan uzagim. Hepiniz bana tuzak kurun sonra da ertelemeyin. Ben, ancak benim de sizin de Rabbiniz olan Allah’a guvenirim. Hicbir canlÙ yoktur ki Allah ona el koymamÙs bulunsun. Rabbim elbette dogru yoldadÙr. Eger yuz cevirirseniz, suphesiz ben size benimle gonderileni bildirdim. Rabbim sizden baska bir milleti yerinize getirebilir, O’na bir sey de yapamazsÙnÙz. Dogrusu Rabbim herseyi koruyandÙr» dedi.

58. Buyrugumuz gelince, Hud’u ve beraberindeki inananlari, rahmetimizle kurtardik. Onlari cetin bir azabdan koruduk.

59. Iste bu, Rablerinin ayetlerini bile bile inkar eden, peygamberlerine kafa tutan ve her inatci zorbanin emrine uyan Ad milletidir.

60. Bu dunyada da, kiyamet gununde de lanete ugradilar. Bilin ki Ad milleti Rablerini inkar etti ve yine bilin ki Hud’un milleti Ad Allah’in rahmetinden uzaklasti.

61. Semud milletine kardesleri Salih’i gonderdik. «Ey milletim! Allah’a kulluk edin; O’ndan baska tanriniz yoktur; sizi yeryuzunde yaratip orayi imar etmenizi dileyen O’dur. Oyleyse O’ndan magfiret dileyin, sonra da O’na tevbe edin. Dogrusu Rabbim size yakÙn ve dualarÙ kabul edendir» dedi.

62. «Ey Salih! Sen bundan once, aramizda kendisinden iyilik beklenir bir kimseydin; simdi babalarimizin taptiklarina bizi tapmaktan men mi ediyorsun? Dogrusu bizi cagirdigin seyden suphe ve endisedeyiz» dediler.

63. «Ey milletim! Eger Rabbimden bir belgem olur ve bana rahmet eder de ben O’na bas kaldirirsam, soyleyin, Allah’a karsi beni kim savunur? Bana zararimi artirmaktan baska birsey yapamazsiniz» dedi.

64. «Ey milletim! Bu, size bir ayet olarak, Allah’in devesidir. Birakin onu, Allah’in topraginda otlasin; ona fenalik etmeyin,yoksa siz hemen azaba ugrarsiniz»

65. Buna ragmen onu kesip devirdiler. O zaman Salih «Yurudunuzda uc gun daha kalin. Bu, yalanlanmayacak bir sozdur» dedi.

66. Buyrugumuz gelince, Salih’i ve beraberindeki inananlari katimizdan bir rahmet olarak o gunun rezilliginden kurtardik. Dogrusu Rabbin pek kuvvetli ve gucludur.

67. Haksizlik yapanlari bir ciglik tuttu, olduklari yerde diz ustu cokuverdiler.

68. Sanki orada hic yasamamislardi. Bilin ki, Semud milleti Rabbi’ni inkar etmisti. Bilin ki, Semud milleti Allah’in rahmetinden uzaklasti.

69. And olsun ki, elcilerimiz mujde ile Ibrahim’e geldiler. «Selam sana» dediler, «Size de selam» dedi, hemen kizartilmis bir buzagi getirdi.

70. Ellerini ona uzatmadiklarini gorunce, durumlarini begenmedi ve icine korku dustu. Onlar, «Korkma, biz Lut milletine gonderildik» dediler.

71. Bu arada, Ibrahim’in ayakta duran karisi gulunce, «Ona Ishak’i ardindan Yakub’u mujdeleriz» dediler.

72. «Vay basima gelenler! Ben bir kocakari, kocam da ihtiyar olmusken nasil dogurabilirim? Dogrusu bu sasilacak bir sey» dedi.

73. «Ey evin hanimi! Allah’in rahmeti ve bereketleri uzerinize olmusken, nasil Allah’in isine sasarsin? O, ovulmeye layiktir, yucelerin yucesidir» dediler.

74. Ibrahim’in korkusu gidip de mujde kendisine ulasinca, Lut milleti hakkinda elcilerimizle tartismaya giristi.

75. Dogrusu Ibrahim cok icli, yumusak huylu ve kendini Allah’a vermis bir kimse idi.

76. Elcilerimiz, «Ey Ibrahim! Bundan vazgec, dogrusu Rabbinin emri gelmistir. Onlara, suphesiz, geri cevrilemeyecek bir azap gelmektedir» dediler.

77. Elcilerimiz Lut’a gelince, onun fenasina gitti; cok sikildi, «Bu cetin bir gundur» dedi.

78. Milleti ona kosarak geldiler. Daha once kotu isler isliyorlardi. «Ey milletim! Iste bunlar benim kizlarim, onlar sizin icin daha temizdir. (Size nikahliyabilirim!) Allah’tan sakinin, konuklarimin onunde beni rezil etmeyin. Icinizde akli basinda kimse yok mudur?» dedi.

79. «And olsun ki, senin kizlarinla bir isimiz olmadigini biliyorsun; dogrusu, ne istedigimizin farkindasin» dediler.

80. «eske size yetecek bir kuvvetim olsa veya saglam bir yere siginsam» dedi.

81. «Ey Lut! Biz Rabbinin ecileriyiz, onlar sana ilisemiyecekler; geceleyin birara, ailenle beraber yola cik; karinin disinda kimse geri kalmasin. Dogrusu onlarin basina gelen onun basina da gelecektir. Vadeleri gun dogana kadardir. Gun dogmasi yakin degil mi?» dediler.

82. (82-83) Buyrugumuz gelince oralarin altini ustune getirdik; uzerine Rabbinin katindan, isaretli olarak yigin yigin sert tas yagdirdik. Bunlar zalimlerden hicbir zaman uzak olmayacaktir.

83. (82-83) Buyrugumuz gelince oralarin altini ustune getirdik; uzerine Rabbinin katindan, isaretli olarak yigin yigin sert tas yagdirdik. Bunlar zalimlerden hicbir zaman uzak olmayacaktir.

84. Medyen halkina kardesleri Şuayb’i gonderdik. Şoyle dedi «Ey milletim! Allah’a kulluk edin; O’ndan baska tanriniz yoktur. Olcuyu tartiyi eksik tutmayin. Dogrusu ben sizi bolluk icinde goruyorum ve hakkinizda kusatici bir gunun azabindan korkuyorum.»

85. «Ey milletim! Olcuyu ve tartiyi tamami tamamina yapin; insanlara esyalarini eksik vermeyin; yeryuzunde bozgunculuk yaparak karisiklik cikarmayin.»

86. «naniyorsaniz, Allah’in geri biraktigi helal kar sizin icin daha hayirlidir. Ben size bekci degilim.»

87. «Ey Şuayb! Babalarimizin taptigini birakmamizi emreden veya mallarimizi istedigimiz gibi kullanmamizi meneden senin namazin midir? Sen dogrusu akli basinda, yumusak huylu birisin» dediler.

88. «Ey Milletim! Rabbimden benim bir belgem oldugu ve bana guzel bir rizik da verdigi halde, O’na karsi gelebilir miyim? Soylesenize! Size yasak ettigim seylerde, aykiri hareket etmek istemem; gucumun yettigi kadar islah etmekten baska bir dilegim yoktur. BasarÙm ancak Allah’tandÙr, O’na guvendim; O’na yoneliyorum» dedi.

89. «Ey Milletim! Bana karsi gelmeniz, Nuh milletine veya Hud milletine yahut da Salih milletine gelen felaketin bir benzerini, sakin basiniza getirmesin. Lut milleti sizden uzak degildir.»

90. «ORabbinizden magfiret dileyin; O’na tevbe edin; dogrusu Rabbim merhamet eder ve cok sever.»

91. «Ey Şuayb! Soylediklerinin cogunu anlamiyor ve dogrusu seni aramizda gucsuz goruyoruz. Eger taraftarlarin olmasaydi seni taslardik. Esasen bizim gozumuzde pek itibarin da yoktur» dediler.

92. «Ey Milletim! Benim taraftarlarim size gore Allah’tan daha mi degerlidir ki Allah’a sirt cevirdiniz? Dogrusu Rabbim yaptiklarinizi bilgisiyle kusatmistir» dedi.

93. «Ey Milletim! Durumunuzun gerektirdigini yapin, dogrusu ben de yapacagim. Kime rezil edici bir azabin gelecegini, kimin yalanci oldugunu bileceksiniz. Gozleyin, dogrusu ben de sizinle beraber gozluyorum.»

94. Buyrugumuz gelince, Şuayb’i ve beraberindeki inananlari katimizdan bir rahmet olarak kurtardik. Haksizlik yapanlari bir ciglik yakaladi, olduklari yerde diz ustu cokuverdiler.

95. Sanki orada hic yasamamislardi. Bilin ki Semud milleti Allah’in rahmetinden uzaklastigi gibi Medyen halki da uzaklasti.

96. (96-97) And olsun ki Musa’yi FIravun ve erkanina mucizeleremizle, apacik bir delil ile gonderdik. Firavun’un buyruguna uydular, oysa Firavun’un buyurdugu sagduyuya uygun degildi.

97. (96-97) And olsun ki Musa’yi FIravun ve erkanina mucizeleremizle, apacik bir delil ile gonderdik. Firavun’un buyruguna uydular, oysa Firavun’un buyurdugu sagduyuya uygun degildi.

98. Firavun, kiyamet gununde milletine onculuk eder, onlari cehenneme goturur. Gittikleri yer ne kotu yerdir!

99. Hem burada ve hem kiyamet gununde lanete ugratilirlar. Bu ne kotu bir bagistir!

100. «Bu sana anlattiklarimiz, kasabalarin basindan gecenlerdir. Onlarin bir kismi hala duruyor, bir kismi ise silinip gitmistir.

101. Onlara Biz zulmetmedik, fakat onlar kendilerine yazik ettiler. Rabbinin buyrugu gelince, Allah’i birakip taptiklari tanrilar kendilerine bir fayda vermedi, kayiplarini artirmaktan baska bir seye yaramadi.

102. Allah, kasabalarin zalim halkini yakalayinca, boyle yakalar; yakalamasi da siddetli ve elimdir.

103. Ahiretin azabindan korkanlara, bunda, hic suphesiz ibret vardir. Bu, insanlarin toplanacagi gundur; bu, gorulecek bir gundur.

104. Biz, o gunu, ancak belli bir sureye kadar geciktiririz.

105. O gun gelince, Allah’in izni olmaksizin hic kimse konusamaz Iclerinde bedbaht olanlar da, mesut olanlar da vardir.

106. Bedbaht olanlar cehennemdedirler. Onlar orada ah edip inlerler.

107. Rabbinin dilemesi bir yana, gokler ve yer durdukca, orada temelli kalacaklardir. Rabbin, suphesiz, her istedigini yapar.

108. Mesud olanlar ise cennettedirler. Rabbinin dilemesi bir yana, sonsuz bir lutuf olarak, gokler ve yer durdukca, orada temelli kalacaklardir.

109. Bu putperestlerin taptiklarinin batil oldugunda suphen olmasin; daha once babalarinin tapmis olduklari gibi onlar da taparlar. Onlara paylarini suphesiz eksiksiz olarak odeyecegiz.

110. And olsun ki, Musa’ya Kitap verdik; onda ayriliga dustuler. Eger Rabbinin verilmis bir sozu olmasaydi, aralarinda coktan hukmedilmis olurdu. Dogrusu onlar, Kitap’in Allah katindan oldugunda suphe ve endise icindedirler.

111. Rabbin, onlarin islerinin karsiligini elbette tamamen verecektir. O, suphesiz, onlarin yaptiklarini bilir.

112. Sen, beraberindeki tevbe edenlerle birlikte emrolundugun gibi dosdogru ol. Asiri gitmeyin, dogrusu Allah yaptiklarinizi gorur.

113. Haksizlik yapanlara yonelmeyin, yoksa ates size de dokunur. Sizin Allah’tan baska dostunuz yoktur; sonra, yardim da goremezsiniz.

114. Gunduzun iki ucunda ve gecenin gunduze yakin zamanlarinda namaz kil. Dogrusu iyilikler kotulukleri giderir. Bu, ogut kabul edenlere bir oguttur.

115. Sabret, Allah iyi davrananlarin ecrini elbette zayi etmez.

116. Sizden onceki nesillerin ileri gelenleri, yeryuzunde bozgunculuga engel olmali degil miydiler? Onlardan kurtardiklarimiz pek azdir. Kendilerine verilen nimete karsi haksizlik edenlere uyanlar ise suclu oldular.

117. Rabbin, kasabalarin halki islah olmusken, haksiz yere onlari yok etmez.

118. (118-11) 9 Eger Rabbin dileseydi insanlari tek bir ummet kilardi. Fakat, Rabbinin merhamet ettikleri bir yana, hala ayriliktadirlar, esasen onlari bunun icin yaratmistir. Rabbinin «And olsun ki cehennemi hep insan ve cin ile dolduracagim» sozu yerine gelmistir.

119. (118-11) 9 Eger Rabbin dileseydi insanlari tek bir ummet kilardi. Fakat, Rabbinin merhamet ettikleri bir yana, hala ayriliktadirlar, esasen onlari bunun icin yaratmistir. Rabbinin «And olsun ki cehennemi hep insan ve cin ile dolduracagim» sozu yerine gelmistir.

120. Peygamberlerin baslarindan gecenlerden, sana anlattigimiz her sey, senin gonlunu pekistirmemizi saglar; sana bu belgelerle gercek; inanananlara da ogut ve hatirlatma gelmistir.

121. (121-12) 2 Inanmayanlara «Durumunuzun gerektirdigini yapin, dogrusu biz de yapiyoruz; bekleyin, biz de bekliyoruz» de.

122. (121-12) 2 Inanmayanlara «Durumunuzun gerektirdigini yapin, dogrusu biz de yapiyoruz; bekleyin, biz de bekliyoruz» de.

123. Goklerin ve yerin gaybi Allah’a aittir. Butun isler O’na dondurulur. Oyleyse O’na kulluk et, O’na guven. Rabbin, yaptiklarinizdan habersiz degildir.