Mustafa İslamoğlu 

1. Son saat yaklaşacak ve ay yarılacak.

2. Ama eğer onlar bir mucize görseler, (hem hakikatten) yüz çevirirler (hem de onun cazibesinden kendilerini alamayışlarını) "Bu sürekli gerçekleşen bir sihirdir" diye izah ederler;

3. zaten hep yalanlıyorlar ve önyargılarının peşine düşüyorlar. Sonuçta, her hakikatin ortaya çıkmak (gibi bir huyu) var.

4. Doğrusu onlara, içerisinde (gerçeği) gözlere zorla sokan haberler bulunan bir mesaj gelmiştir

5. hedefe tam ulaştıracak çapta bir hikmet; fakat uyarının hiçbir yararı olmadı.

6. Artık sen de onlardan yüz çevir! Bir davetçinin, asla (kimsenin) tasavvur edemeyeceği o şeye çağıracağı gün,

7. onlar yılgın ve bitkin gözlerle, savrulmuş çekirge sürüleri gibi mevzilerinden çıkacaklar;

8. davetçiye doğru panik içinde seğirtecekler... ve o inkar edenler "Bu zor bir gün!" diye çığlık atacaklar.

9. Onlardan önce, Nuh kavmi de yalanlamıştı hem kulumuzu yalanlamışlar, hem de dönüp "O bir delidir" demişlerdi ama engellendiler.

10. Derken, o Rabbine şöyle yalvardı "Ben artık bittim, şimdi Sen yardım et!"

11. Biz de bardaktan boşanırcasına dökülen bir su ile semanın kapılarını açtık;

12. ve toprağı fışkıran pınarlara çevirdik; ve kararlaştırılmış bir görevi gerçekleştirmek üzere su(lar) birleşti.

13. Ama onu (malzemesi) ahşap ve çiviler olan bir (gemi ile) taşıdık

14. o (gemi) gözetimimiz altında yol aldı; (bu), nankörlüğe maruz kalan (Nuh`a) verilmiş bir ödüldü.

15. Doğrusu Biz, bu (kıssayı) bir (ibret) belgesi olarak bıraktık öyleyse yok mudur ders alan?

16. Nitekim, uyarımın (dinlenilmemesi) halinde azabım nasıl olurmuş (görün)!

17. Ve doğrusu Biz bu Kur`an`ı ders alınsın diye kolaylaştırdık öyleyse yok mudur ders alan?

18. `Ad (kavmi) de yalanlamıştı fakat uyarımın (dinlenilmemesi) halinde azabım nasıl olurmuş, (gördüler).

19. Elbet Biz de onların üzerine kapkara bir günde gürültülü bir kasırga gönderdik

20. insanları öyle savuruyordu ki, sanki onlar kökünden sökülmüş hurma kütükleri gibi (yere serildiler).

21. Fakat uyarımın (dinlenilmemesi) halinde azabım nasıl olurmuş, (gördüler).

22. Ve doğrusu Biz bu Kur`an`ı ders alınsın diye kolaylaştırdık öyleyse yok mudur ders alan?

23. Semud da bütün uyarıları yalanladı;

24. ve dediler ki "Ne! İçimizden (bula bula) bir ölümlüye mi uyacağız? Bu takdirde biz sapıklığa ve çılgınlığa gömülmüş oluruz.

25. Vahiy, aramızdan bir tek ona mı indirildi? Hayır, aksine o yalanda sınır tanımayan bir mağrurun biri."

26. (Allah dedi ki) "Onlar yarın `yalanda sınır tanımayan mağrur` kimmiş bilecekler

27. Unutma ki (Ey Salih); Biz bu dişi deveyi onları sınamak için göndermiş bulunuyoruz artık onları gözetle ve sabırlı ol!

28. Ve onlara suyun aralarında taksim edildiğini haber ver her sulama nöbetleşe yapılacaktır."

29. Derken onlar, (çete başı olan) arkadaşlarını çağırdılar. Kafa kafaya verdiler... ve nihayet o, (deveyi) gaddarca boğazladı.

30. Fakat, uyarımın (dinlenilmemesi) halinde azabımın nasıl olduğunu (hiç hesaba katmadı).

31. Elbet Biz de onlara tek bir bela sayhası gönderdik sonunda çürüyüp un-ufak olmuş odun talaşına döndüler.

32. Ve doğrusu Biz bu Kur`an`ı ders alınsın diye kolaylaştırdık öyleyse yok mudur ders alan?

33. Lut kavmi de bütün uyarıları yalanladı.

34. Onların üzerine de öldürücü bir kasırga saldık ve şafak vakti Lût`a iman edenleri kurtardık,

35. katımızdan bir nimet olarak şükredenleri Biz işte böyle ödüllendiririz.

36. Doğrusu (Lut) Bizim kıskıvrak yakalama gücümüze karşı onları uyarmıştı; fakat onlar bu uyarılara hep kuşkuyla yaklaştılar.

37. Daha beteri arzularını onun misafirlerinden tatmin etmek için onunla çekiştiler; bunun üzerine Biz de gözlerini kör ettik; "Madem uyarımı (göz ardı ettiniz), o halde azabımı tadın!" (dedik).

38. Mamafih, sabahleyin erkenden kalıcı izler bırakan bir azap onları kuşattı

39. sonunda, uyarımın (dinlenilmemesi) halinde azabım nasıl olurmuş (gördüler).

40. İşte Biz bu Kur`an`ı ders alınsın diye kolaylaştırdır öyleyse yok mudur ders alan!

41. Firavun hanedanına da uyarıcılar gelmişti.

42. Onlar âyetlerimizin hepsini birden yalanladılar. Biz de izzetli ve kudretli bir yakalayışla onları yakaladık.

43. İmdi, sizin kafirleriniz şu bahsi geçenlerden daha mı değerlidir; yoksa silinmez sayfalarda dokunulmaz olduğunuz mu kayıtlı?

44. Yoksa "Biz örgütlü gücüz, galip geliriz" mi diyorlar?

45. Gün gelecek, birlikleri yenilip dağılacak ve arkalarını dönüp (kaçacak)lar.

46. Ne var ki onların asıl randevuları Son Saat`tir; işte o Son Saat en dehşetli, en acı olanıdır.

47. Çünkü günahı hayat tarzı edinenler, sapıklığa ve çılgınlığa mahkum olmuşlardır.

48. O gün yüzükoyun ateşe sürüklenecekler (ve denilecek ki) "Tadın bakalım, değdiğinin fiyakasını bozan cehennemin okşayışını!"

49. Şüphe yok ki, her şeyi bir kaderle yaratan Biz`iz.

50. Bizim emrimiz ise, sadece göz açıp kapamak gibi bir anlık iştir.

51. Nitekim, geçmişte sizinle aynı kafaya sahip toplumları yok ettik hala yok mudur ders alan?

52. Ve yaptıkları her şey korunaklı sayfalarda kayıt altına alınmıştır;

53. küçük olsun büyük olsun, her ne yapmışlarsa satırlara geçmiştir.

54. Ne var ki, sorumluluğunun bilincinde olanlar cennetlerde ve ırmaklar arasında (mest) olacaklar

55. sadakat tahtında... sonsuz hükümranlık ve iktidar sahibinin yüce huzurunda...