Sadık Türkmen 

1. Saat (kıyamet) yaklaştı ve (işte o kıyamet anında) ay yarıldı; (herşey ortaya çıktı/yalan gerçek belli oldu).

2. Onlar (müşrikler) bir ayet/bir mucize görürlerse yüz çevirirler ve "Bu süregelen bir büyüdür" derler.

3. Yalanlarlar ve kendi heveslerine uyarlar. Oysa her iş/haber verilen herşey yerini bulacaktır.

4. Ant olsun onlara; içinde ihtar/caydırıcı tehdit bulunan nice haberler geldi.

5. Apaçık bir hikmettir/bir hakikattir o! Fakat uyarılar fayda vermiyor.

6. Öyleyse onlardan yüz çevir; o gün çağırıcı, görülmemiş korkunç bir şeye çağırır.

7. Gözleri baygın baygın kabirlerden çıkarlar. Sanki onlar yayılan çekirgelerdir!

8. Çağırana doğru (boyunlarını uzatmış olarak) koşarlarken, inkârcılar derler ki "Bu, çok zorlu bir gündür."

9. Onlardan önce Nuh kavmi de (Rasûlleri) yalanlamıştı. Kulumuzu yalanladılar ve "Bu adam bir mecnundur" dediler. O çok engellendi/incitildi!

10. Bunun üzerine Rabbine (şöyle) dua etti "İşte ben mağlup oldum, bana yardım et!"

11. Biz de bardaktan boşanırcasına akan bir su ile, gökyüzünün kapılarını açtık.

12. Yeryüzünde kaynaklar fışkırttık. Kesin ölçülerle plânlanmış bir işin olması için sular birleşti.

13. Onu levhalardan yapılmış ve çivilerle çakılmış şey (gemi) üzerinde taşıdık.

14. Bizim gözetimimizde akıp gidiyordu. Nankörlük edilmiş olan kimseye (Nuh’a) bir mükâfat olarak!

15. Ant olsun, onu bir ibret olarak bıraktık. Düşünüp de ibret alan yok mudur?

16. Azabim ve uyarılarım nasılmış?!

17. Ant olsun, Kur’an’ı düşünüp öğüt almak için kolaylaştırdık. Düşünüp öğüt/ibret alan yok mudur?

18. Ad kavmi de yalanladı. Azabım ve uyarılarım nasılmış?!

19. Şüphesiz biz, uğultulu bir kasırgayı üzerlerine gönderdik, kendilerine hoş olmayan/aman vermeyen, dehşeti sürekli bir günde!

20. Insanları, dibinden sökülmüş hurma kütükleri gibi koparıp atıyordu!

21. Azabım ve uyarılarım nasılmış?!

22. Biz Kur’an’ı öğüt alınması için kolaylaştırdık. Yok mu düşünen?

23. Semud da uyarıları yalanladı.

24. Dediler ki "Bizim gibi bir insana mı uyacağız? O zaman biz, bir sapıklık ve bir çılgınlık içine düşeriz."

25. "ilâhî öğüt aramızdan ona mı bırakıldı? Hayır! O, yalancı şımarığın tekidir."

26. Yalancı şımarık kimmiş yakında/yarın bileceklerdir.

27. Gerçek şu ki; Biz onlara açığa çıkar(ıl)ma olarak dişi deveyi gönderenleriz. Onları gözetle ve sabret (bekle!)

28. Onlara, suyun aralarında taksim olunduğunu haber ver. Her biri, içme nöbetinde hazır bulunsun!

29. Onlar bir arkadaşlarını çağırdılar, o da bıçağa sarılarak deveyi kesti.

30. Azabım ve uyarılarım nasılmış?!..

31. Şüphesiz biz, üzerlerine tek bir çığlık gönderdik. Hayvan ağılına konulan kuru otlar gibi, yere seriliverdiler.

32. Ant olsun, Kur’an’ı düşünüp öğüt almak için kolaylaştırdık. Düşünüp öğüt/ibret alan yok mudur?

33. Lut kavmi de uyarıları yalanladı.

34. Biz de üzerlerine taş yağdıran bir kasırga gönderdik. Lût’un ailesi (inananları) hariç! Onları seher vakti kurtardık.

35. Katımızdan bir nimet olarak, şükreden kimseyi işte böyle mükâfatlandırırız.

36. Oysa ant olsun, Bizim yakalamamıza karşı (Lut) onları uyarmıştı. Fakat uyarıları sürekli şüphe ile karşıladılar.

37. Onun misafirlerinden (sapıkça) yararlanmaya kalkıştılar. Biz de gözlerini siliverdik. "İşte azabımı ve uyarılarımı tadın!"

38. Andolsun ki, sabahın erken vaktinde (etkileri) kalıcı bir azap onları yakaladı.

39. Şimdi azabımı ve uyarılarımı/tehditlerimi tadın!

40. Ant olsun, Kur’an’ı düşünüp öğüt almak için kolaylaştırdık. Düşünüp öğüt/ibret alan yok mudur?

41. Andolsun Firavun ailesine de uyarıpkorkutanlar gelmişti.

42. Bütün (yazılı ve mucizevî) âyetlerimizi yalanladılar. Biz de onları; galip, güçlü olanın yakalama tarzıyla yakalayıverdik.

43. (şimdi) sizin inkârcılarınız onlardan hayırlı mı/iyi mi? Yoksa, sizin için kitaplarda genel bir af mı var?

44. Yoksa onlar "Biz, yardımlaşan (yenilmez) bir toplumuz" mu diyorlar?

45. Yakında o toplum bozguna uğratılacak ve arkalarına dönüp kaçacaklar.

46. Onlara söz verilen asıl saat ise; pek belâlı ve pek acıklı saattir.

47. Şüphesiz suçlular bir sapıklık ve bir çılgınlık içindedirler!

48. O gün, yüzüstü ateşe sürüklenecekler... "Sekar’ın dokunuşunu tadın!.."

49. Biz herşeyi bir özelliğe/kadere göre yarattık.

50. Bizim emrimiz yalnız bir tektir. Bir göz kırpması gibidir.

51. Ant olsun, Biz sizin benzerlerinizi helâk etmişizdir. Düşünüp ibret alan yok mudur?

52. Yaptiklari herşey kitaplar/defterler/sahifeler içine yazılıyor.

53. Küçük büyük herşey satır satır yazılıyor!

54. Şüphesiz muttakiler cennetlerin içinde ve ırmaklar(ın kenarın)dadırlar.

55. Doğruluk makamında, sonsuz kudreti olan muktedir bir hükümdarın huzurunda.