| Hasan Basri Çantay | |
|---|---|
|
الرَّحْمَٰنُ Er rahman. |
|
|
عَلَّمَ الْقُرْآنَ Alleme lkur’ane. |
|
|
خَلَقَ الْإِنْسَانَ Halekal insane. |
|
|
عَلَّمَهُ الْبَيَانَ Allemehul beyan. |
|
|
الشَّمْسُ وَالْقَمَرُ بِحُسْبَانٍ Eş şemsu vel kameru bi husban. |
|
|
وَالنَّجْمُ وَالشَّجَرُ يَسْجُدَانِ Ven necmu veş şeceru yescudan. |
|
|
7. Gök (e gelince) Onu da (Allah) yükseltdi. Bir de mîzânı koydu, |
وَالسَّمَاءَ رَفَعَهَا وَوَضَعَ الْمِيزَانَ Ves semae rafeaha ve vedaal mizan. |
|
8. (8-9) Tartıda haksızlık etmeyin, ve teraziyi adaletle doğrultun, tartılanı eksik yapmayın diye. |
أَلَّا تَطْغَوْا فِي الْمِيزَانِ Ella tatğav fil mizan. |
|
9. (8-9) Tartıda haksızlık etmeyin, ve teraziyi adaletle doğrultun, tartılanı eksik yapmayın diye. |
وَأَقِيمُوا الْوَزْنَ بِالْقِسْطِ وَلَا تُخْسِرُوا الْمِيزَانَ Ve ekıymul vezne bil kıstı ve la tuhsirul mizan. |
|
10. Yer (e gelince) Onu da bütün mahlûkaaı (ın fâidesi) için alçaltdı. |
وَالْأَرْضَ وَضَعَهَا لِلْأَنَامِ Vel erda vedaaha lil enam. |
|
11. Ki onda (türlü) meyve (ler), domurcuklu hurma ağaç (lar) ı, |
فِيهَا فَاكِهَةٌ وَالنَّخْلُ ذَاتُ الْأَكْمَامِ Fiha fakihetuv ven nahlu zatul ekmani. |
|
وَالْحَبُّ ذُو الْعَصْفِ وَالرَّيْحَانُ Vel habbu zul asfi ver rayhan. |
|
|
13. O halde (ey ins-ü cin) Rabbinizin hangi ni’metlerini yalan sayabilirsiniz? |
فَبِأَيِّ آلَاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ Febieyyi alai rabbikuma tukezzibani. |
|
14. O, insanı bardak gibi (çınlayan) kupkuru bir balçıkdan yaratdı. |
خَلَقَ الْإِنْسَانَ مِنْ صَلْصَالٍ كَالْفَخَّارِ Halekal’insane min salsalin kelfahhari. |
|
وَخَلَقَ الْجَانَّ مِنْ مَارِجٍ مِنْ نَارٍ Ve hale kalcanne min maricin min narin. |
|
|
16. O halde Rabbinizin hangi ni’metlerini yalan sayabilirsiniz? |
فَبِأَيِّ آلَاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ Febieyyi alai rabbikuma tukezzibani. |
|
رَبُّ الْمَشْرِقَيْنِ وَرَبُّ الْمَغْرِبَيْنِ Rabbulmeşrikayni ve rabbulmağribeyni. |
|
|
18. O halde Rabbinizin hangi ni’metlerini yalan sayabilirsiniz? |
فَبِأَيِّ آلَاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ Febieyyi alai rabbikuma tukezzibani. |
|
19. (Suyu acı ve tatlı) iki denizi birbirine kavuşmak üzere salıvermişdir. |
مَرَجَ الْبَحْرَيْنِ يَلْتَقِيَانِ Mereclbahreyni yeltekıyani. |
|
20. (Böyle iken) aralarında yekdiğerine tecâvüz etmiye mâni birperde vardır. |
بَيْنَهُمَا بَرْزَخٌ لَا يَبْغِيَانِ Beynehuma berzahun la yebğıyani. |
|
21. O halde Rabbinizin hangi ni’metlerini yalan sayabilirsiniz? |
فَبِأَيِّ آلَاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ Febieyyi alai rabbikuma tukezzibani. |
|
22. O iki (deniz) den (büyük ve küçük) inci ve mercan çıkar. |
يَخْرُجُ مِنْهُمَا اللُّؤْلُؤُ وَالْمَرْجَانُ Yahrucu minhumellu’lu velmercanu. |
|
23. Şimdi Rabbinizin hangi ni’metlerini yalan sayabilirsiniz? |
فَبِأَيِّ آلَاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ Febieyyi alai rabbikuma tukezzibani. |
|
وَلَهُ الْجَوَارِ الْمُنْشَآتُ فِي الْبَحْرِ كَالْأَعْلَامِ Ve lehulcevarilmunşeatu fiylbahri kela’lami. |
|
|
25. Şimdi Rabbinizin hangi ni’metlerini yalan sayabilirsiniz? |
فَبِأَيِّ آلَاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ Febieyyi alai rabbikuma tukezzibani. |
|
كُلُّ مَنْ عَلَيْهَا فَانٍ Kullu men ’aleyha famin |
|
|
27. (Ancak) azamet ve ikram saahibi olan Rabbinin zâti baakıy kalacakdır. |
وَيَبْقَىٰ وَجْهُ رَبِّكَ ذُو الْجَلَالِ وَالْإِكْرَامِ Ve yebka vechu rabbike zulcelali vel’ikrami. |
|
28. Böyle iken Rabbinizin hangi ni’metlerini yalan sayabilirsiniz? |
فَبِأَيِّ آلَاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ Febieyyi alai rabbikuma tukezzibani. |
|
29. Göklerde ve yerde kim (ve ne) varsa Ondan ister, O, hergün bir işdedir. |
يَسْأَلُهُ مَنْ فِي السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ ۚ كُلَّ يَوْمٍ هُوَ فِي شَأْنٍ Yes’eluhu men fiyssemavati vel’ardı kulle yevmin huve fiy şe’nin. |
|
30. O halde Rabbinin hangi ni’metlerini yalan sayabilirsiniz? |
فَبِأَيِّ آلَاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ Febieyyi alai rabbikuma tukezzibani. |
|
31. Ey ins ve cin ileride siz (in nisabınızı görmiy) e yöneleceğiz. |
سَنَفْرُغُ لَكُمْ أَيُّهَ الثَّقَلَانِ Senefruğu lekum eyyuhessekaleni. |
|
32. Şimdi Rabbinizin hangi ni’metlerini yalan sayabilirsiniz? |
فَبِأَيِّ آلَاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ Febieyyi alai rabbikuma tukezzibani. |
|
يَا مَعْشَرَ الْجِنِّ وَالْإِنْسِ إِنِ اسْتَطَعْتُمْ أَنْ تَنْفُذُوا مِنْ أَقْطَارِ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ فَانْفُذُوا ۚ لَا تَنْفُذُونَ إِلَّا بِسُلْطَانٍ Ya ma’şerelcinni vel’insi inisteta’tum en tenfusu min aktarissemavati vel’ardı fenfuzu la tenfizune illa bisultanin. |
|
|
34. O halde Rabbinizin hangi ni’metlerini yalan sayabilirsiniz? |
فَبِأَيِّ آلَاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ Febieyyi alai rabbikuma tukezzibani. |
|
يُرْسَلُ عَلَيْكُمَا شُوَاظٌ مِنْ نَارٍ وَنُحَاسٌ فَلَا تَنْتَصِرَانِ Yurselu ’aleykuma şuvazun min narin ve nuhasun fela tentesırani. |
|
|
36. Şîmdi Rabbinizin hangi ni’metlerini yalan sayabilirsiniz? |
فَبِأَيِّ آلَاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ Febieyyi alai rabbikuma tukezzibani. |
|
37. Artık gök yarılıb da kırmızı sahtiyan gibi bir gül olduğu zaman, |
فَإِذَا انْشَقَّتِ السَّمَاءُ فَكَانَتْ وَرْدَةً كَالدِّهَانِ Feizenşakkatesissemau fekanet verdeten keddihani. |
|
فَبِأَيِّ آلَاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ Febieyyi alai rabbikuma tukezzibani. |
|
|
فَيَوْمَئِذٍ لَا يُسْأَلُ عَنْ ذَنْبِهِ إِنْسٌ وَلَا جَانٌّ Feyevmeizin la yus’elu ’an zenbihi insun vela cannun. |
|
|
40. Şimdi Rabbinizin hangi ni’metlerini yalan sayabilirsiniz? |
فَبِأَيِّ آلَاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ Febieyyi alai rabbikuma tukezzibani |
|
41. Günahkârlar sîmâlariyle tanılacak da perçemlerinden ve ayaklarından tutulacak. |
يُعْرَفُ الْمُجْرِمُونَ بِسِيمَاهُمْ فَيُؤْخَذُ بِالنَّوَاصِي وَالْأَقْدَامِ Yu’refulmucrimune bisiymahum feyu’hazu binnevasıy vel’akdami. |
|
42. Şimdi Rabbinizin hangi ni’metlerini yalan sayabilirsiniz? |
فَبِأَيِّ آلَاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ Febieyyi alai rabbikuma tukezzibani. |
|
هَٰذِهِ جَهَنَّمُ الَّتِي يُكَذِّبُ بِهَا الْمُجْرِمُونَ Hazihi cehennemulletiy yukezzibu bihelmucrimune. |
|
|
44. Onlar bununla kaynar su arasında (bocalayıb) dolaşacaklar. |
يَطُوفُونَ بَيْنَهَا وَبَيْنَ حَمِيمٍ آنٍ Yetufune beyneha ve beyne hamiymin anin. |
|
45. Şimdi Rabbinizin hangi ni’metlerini yalan sayabilirsiniz? |
فَبِأَيِّ آلَاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ Febieyyi alai rabbikuma tukezzibani. |
|
46. Rabbinin huzuurunda durmakdan korkan kimseler için iki cennet vardır. |
وَلِمَنْ خَافَ مَقَامَ رَبِّهِ جَنَّتَانِ Ve limen hafe mekame rabbihi cennetani. |
|
47. O halde Rabbinizin hangi ni’metlerini yalan sayabilirsiniz? |
فَبِأَيِّ آلَاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ Febieyyi alai rabbikuma tukezzibani. |
|
ذَوَاتَا أَفْنَانٍ Zevata efnanin. |
|
|
49. Şimdi Rabbinizin hangi ni’metlerini yalan sayabilirsiniz? |
فَبِأَيِّ آلَاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ Febieyyi alai rabbikuma tukezzibani. |
|
فِيهِمَا عَيْنَانِ تَجْرِيَانِ Fiyhima ’aynani tecriyani. |
|
|
51. Şimdi Rabbinizin hangi ni’metlerini yalan sayabilirsiniz? |
فَبِأَيِّ آلَاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ Febieyyi alai rabbikuma tukezzibani. |
|
52. Bu iki (cennet) de her meyveden çifte çifte (nevi) ler vardır. |
فِيهِمَا مِنْ كُلِّ فَاكِهَةٍ زَوْجَانِ Fiyhima min kulli fakihetin zevcani. |
|
53. Şimdi Rabbinizin hangi ni’metlerini yaları sayabilirsiniz? |
فَبِأَيِّ آلَاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ Febieyyi alai rabbikuma tukezziban. |
|
مُتَّكِئِينَ عَلَىٰ فُرُشٍ بَطَائِنُهَا مِنْ إِسْتَبْرَقٍ ۚ وَجَنَى الْجَنَّتَيْنِ دَانٍ Muttekiiyne ala furuşim betainuha min istebrak ve cenel cenneteyni dan. |
|
|
55. Şimdi Rabbinizin hangi ni’metlerini yalan sayabilirsiniz? |
فَبِأَيِّ آلَاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ Fe bi eyyi alai rabbikuma tukezziban. |
|
فِيهِنَّ قَاصِرَاتُ الطَّرْفِ لَمْ يَطْمِثْهُنَّ إِنْسٌ قَبْلَهُمْ وَلَا جَانٌّ Fihinne kasıratut tarfi lem yatmishunne insun kablehum ve la can. |
|
|
57. Şimdi Rabbinizin hangi ni’metlerini yalan sayabilirsiniz? |
فَبِأَيِّ آلَاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ Fe bi eyyi alai rabbikuma tukezziban. |
|
كَأَنَّهُنَّ الْيَاقُوتُ وَالْمَرْجَانُ Ke ennehunnel yakıtı vel mercan. |
|
|
59. Şimdi Rabbinizin hangi ni’metlerini yalan sayabilirsiniz? |
فَبِأَيِّ آلَاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ Fe be eyyi alai rabbikuma tukezziban. |
|
هَلْ جَزَاءُ الْإِحْسَانِ إِلَّا الْإِحْسَانُ Hel cezaul ıhsani illel ihsan. |
|
|
61. Şimdi Rabbinizin hangi ni’metlerini yalan sayabilirsiniz? |
فَبِأَيِّ آلَاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ Fe bi eyyi alai rabbikuma tukezziban. |
|
وَمِنْ دُونِهِمَا جَنَّتَانِ Ve min dunihima cennetan. |
|
|
63. Şimdi Rabbinizin hangi ni’metlerini yalan sayabilirsiniz? |
فَبِأَيِّ آلَاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ Fe bi eyyi alai rabbikuma tukezziban |
|
مُدْهَامَّتَانِ Mudhammetan |
|
|
65. Şimdi Rabbinizin hangi ni’metlerini yalan sayabilirsiniz? |
فَبِأَيِّ آلَاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ Fe bi eyyi alai rabbikuma tukezziban |
|
فِيهِمَا عَيْنَانِ نَضَّاخَتَانِ Fihima aynani neddahatan. |
|
|
67. Şimdi Rabbinizin hangi ni’metlerini yalan sayabilirsiniz? |
فَبِأَيِّ آلَاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ Fe bi eyyi alai rabbikuma tukezziban |
|
فِيهِمَا فَاكِهَةٌ وَنَخْلٌ وَرُمَّانٌ Fihima fakihetuv ve nahluv ve rumman |
|
|
69. Şimdi Rabbinizin hangi ni’metlerini yalan sayabilirsiniz? |
فَبِأَيِّ آلَاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ Fe bi eyyi alai rabbikuma tukezziban |
|
فِيهِنَّ خَيْرَاتٌ حِسَانٌ Fihinne hayratun hısan |
|
|
71. Şimdi Rabbinizin hangi ni’metlerini yalan sayabilirsiniz? |
فَبِأَيِّ آلَاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ Fe bi eyyi alai rabbikuma tukezziban |
|
حُورٌ مَقْصُورَاتٌ فِي الْخِيَامِ Hurum maksuratun fil hıyam |
|
|
73. Şimdi Rabbinizin hangi ni’metlerini yalan sayabilirsiniz? |
فَبِأَيِّ آلَاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ Fe bi eyyi alai rabbikuma tukezziban |
|
74. Bunlara onlardan evvel ne bir insan, ne bir cin dokunmamışdır. |
لَمْ يَطْمِثْهُنَّ إِنْسٌ قَبْلَهُمْ وَلَا جَانٌّ Lem yatmishunne insun kablehum ve la can |
|
75. Şimdi Rabbinizin hangi ni’metlerini yalan sayabilirsiniz? |
فَبِأَيِّ آلَاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ Fe bi eyyi alai rabbikuma tukezziban |
|
76. (Zevceleri) yeşil yasdıklara ve güzel döşemelere yaslanarak (ni’merlenirler). |
مُتَّكِئِينَ عَلَىٰ رَفْرَفٍ خُضْرٍ وَعَبْقَرِيٍّ حِسَانٍ Muttekiiyne ala rafrafin hudriv ve abkariyyin hısan |
|
77. Şimdi Rabbinizin hangi ni’metlerini yalan sayabilirsiniz? |
فَبِأَيِّ آلَاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ Fe bi eyyi alai rabbikuma tukezziban |
|
78. Azamet, saltanat ve ikram saahibi Rabbinin adı ne yücedir! |
تَبَارَكَ اسْمُ رَبِّكَ ذِي الْجَلَالِ وَالْإِكْرَامِ Tebarakesmu rabbike zil celali vel ikram. |