İlyas Yorulmaz 

1. Soran birisi (inkârcılar için) oluşacak azabı sordu

2. Gerçekleri inkâr edenler için meydana gelecek o azaba mani olacak hiçbir kimse yoktur.

3. Çünkü o azap, yüce makamlar sahibi Allah dan dır.

4. Melekler ve Ruh (vahiy meleği Cibril) miktarı elli bin yıl kadar olan bir günde, O’nun makamına çıkarlar.

5. Güzel bir sabırla sabret.

6. İnkâr edenler o azabın başlarına gelmesini çok uzak görüyorlar.

7. Hâlbuki biz ise, onu çok yakın görüyoruz.

8. O azap (kıyamet) günü, gök erimiş maden gibidir.

9. Dağlar ise (havada gezen) pamuk çuvalları gibi olur.

10. Dost, başka bir dostun halini sormaz.

11. Azap onlara gösterildiğinde günaha batmış olanlar, o gün azaptan kurtulmak için, isterler ki oğullarını feda etsinler.

12. Eşini, kardeşini.

13. Kendisini koruyup besleyen ailesini.

14. Yeryüzünde olan herkesi feda etmek ister. Sonrasında yeter ki o kurtulsun.

15. Hayır, o tutuşmuş.

16. Deriyi yakıp kavuran bir ateş.

17. Doğrulara arkasını dönen ve yüz çevirip uzaklaşanı…

18. (Mal) Toplayıp sonra onu biriktireni kendisine çağırır.

19. Şüphesiz ki İnsan sabırsız, doyumsuz yaratılmıştır.

20. Kendisine bir kötülük dokunduğunda, basar yaygarayı.

21. Bir iyilik dokunduğunda ise, o iyiliği başkalarıyla paylaşmaz.

22. Ancak namaz kılanlar böyle değildir.

23. Onlar namazlarını kesintisiz kılarlar.

24. Mallarında belli bir miktar fakirlerin hakkı olduğunu bilirler.

25. İsteyen ihtiyaç sahiplerine ve maldan mahrum bırakılmış fakirlere verirler.

26. Onlar hesap gününü doğrulayıp kabul ederler.

27. Ayrıca onlar Rablerinin azabından da korku içerisindedirler.

28. Rabbinin azabından kimse güvende değildir.

29. Onlar ırz ve namuslarını korurlar.

30. Ancak eşleri ve câriyeleri hariç. Doğrusu bunlar kınanamazlar.

31. Kimde bu meşru yolların dışına çıkmak isterse, o kimse haddi aşmıştır.

32. O namaz kılanlar emanetleri ve ahitlerini yerine getirmeye özen gösterirler.

33. Şahitlik yaptıklarında da doğru şahitliği yerine getirirler.

34. Onlar ki, namaz kılmanın sorumluluğunu yerine getirirler.

35. Onlar cennetin içinde kendilerine ikramlarda bulunulanlardır.

36. İnkâr edenlere ne oluyor ki, senin önünde korku içinde…

37. Sağa sola koşturup duruyorlar.

38. Onlardan her biri, nimet cennetlerine girmeyi mi umuyorlar?

39. Hayır biz onları bildikleri şeylerden yarattık.

40. Hayır! Doğuların da Rabbi, batıların da Rabbine yemin olsun ki, bizim onları yaratmaya gücümüz yeter.

41. Hatta onlardan daha hayırlılarını yaratıp, onların yerine, yeniden yarattıklarımızı değiştirmeye de gücümüz yeter. Bunu yapmamıza da hiçbir kimse engel olamaz.

42. Bırak onları. Onlara vaat edilen hesaplaşma gününe kavuşuncaya kadar, oyalanıp, oyun oynasınlar.

43. O kıyamet günü onlar mezarlardan çok acele bir şekilde, sanki belirlenmiş bir hedefe koşturuyorlarmış gibi çıkarlar.

44. Gözleri korku ve çaresizlik içerisinde, zillet üzerlerine çökmüş bir durumda. İşte bu onlara vaat edilen hesap günüdür.