Seyyid Kutub 

1. Bir isteyen, inecek azabı istedi.

2. Kafirlerin başına; ki onu savacak yoktur.

3. Yükselme derecelerinin sahibi Allah’tandır.

4. Melekler ve ruh, miktarı elli bin yıl süren bir gün içinde O’na yükselir.

5. Şimdi sen güzelce sabret.

6. Onlar onu uzak görüyorlar.

7. Biz ise onu yakın görüyoruz.

8. O gün gök, erimiş bakır gibi olur.

9. Dağlar, atılmış renkli yün gibi olur.

10. Dost dostun halini sormaz.

11. oğullarını,

12. eşini ve kardeşini,

13. kendisini barındıran, içinde yetiştiği tüm ailesini.

14. Ve yeryüzünde bulunanların hepsini versin de tek kendisini kurtarsın.

15. Hayır! O alevden bir ateştir.

16. Deriler kavurur, soyar.

17. Kendine çağırır; sırtını dönüp gideni.

18. Mal toplayıp kasada yığanı.

19. Doğrusu insan hırslı ve huysuz yaratılmıştır.

20. Kendisine kötülük dokundu mu sızlanır.

21. Kendisine hayır dokundu mu yoksullara yardım etmez..

22. Ancak namaz kılanlar bunun dışındadır.

23. Namazlarını sürekli kılarlar aksatmazlar.

24. Mallarında belli bir hisse vardır.

25. Saile ve mahruma.

26. Ceza gününü tasdik ederler.

27. Ve onlar ki; Rabblarının azabından korkarlar.

28. Çünkü Rabblerinin azabına güven olmaz.

29. Irzlarını korurlar.

30. Yalnız eşlerine ya da ellerinin altında bulunan cariyelere karşı korumazlar. Bundan ötürü de onlar kınanmazlar.

31. Ama kim bundan ötesini ararsa, onlar sınırı aşanlardır.

32. Emanetlerini ve ahidlerini gözetirler.

33. Şahidliklerini yaparlar.

34. Namazlarını korurlar.

35. İşte onlar cennetlerde ağırlanırlar.

36. O nankörlere ne oluyor ki sana doğru koşuyorlar

37. Sağdan, soldan, ayrı ayrı gruplar halinde gelip etrafını sarıyorlar.

38. Onlardan her biri, nimet cennetine sokulacağını mı umuyor yoksa?

39. Hayır! Öyle şey yok. Aldatıcı akıbetten kurtulamazlar onlar. Biz onları bildikleri şeyden yarattık.

40. Yoo, doğuların ve batıların Rabbine yemin ederim ki bizim gücümüz yeter.

41. Onları, kendilerinden daha hayırlı olanlarla değiştirmeğe. Bizim önümüze geçilmez.

42. Bırak onları kendilerine va’dedilen günlerine kavuşuncaya kadar dalsın oynasınlar.

43. O gün kabirlerden hızlı hızlı çıkarlar. Onlar dikilen putlara yahut hedeflere doğru koşar gibi koşarlar.

44. Gözleri düşük, yüzlerini alçaklık bürümüş bir durumda. İşte onlara vaadedilen gün, bugündür.