Harun Yıldırım 

1. Andolsun birbiri ardınca gönderilenlere,

2. Şiddetlice esenlere,

3. Yaydıkça yayanlara,

4. Tam anlamıyla ayırd edenlere,

5. Bir öğüt bırakanlara,

6. Önlemek veya uyarmak için ki,

7. Şüphesiz tehdit edildiğiniz şey elbette meydana gelecektir.

8. Yıldızlar söndürüldüğünde,

9. Gök yarıldığında,

10. Dağlar, sökülüp savrulduğunda,

11. Ve Rasullere vakit belirlendiğinde,

12. Hangi güne geciktirildiler?

13. Ayırma günü için.

14. Ayırma gününün ne olduğunu bilir misin?

15. O gün yalanlayanlara veyl olsun!

16. Biz, öncekileri helak etmedik mi?

17. Sonra geridekileri de onların ardına takarız.

18. İşte biz, suçlulara böyle yaparız.

19. O gün yalanlayanlara veyl olsun!

20. Biz sizi hakir bir sudan yaratmadık mı?

21. Sonra onu sağlam bir yere yerleştirmedik mi?

22. Bilinen bir süreye kadar.

23. Gücümüz yeter bizim. Ne güzel güç yetirenleriz biz!

24. O gün yalanlayanlara veyl olsun!

25. Biz yeryüzünü bir toplanma yeri kılmadık mı?

26. Dirilere ve ölülere.

27. Ve onda sabit yüksek dağlar kılmadık mı? Size tatlı bir su içirmedik mi?

28. O gün yalanlayanlara veyl olsun!

29. Haydi kalkıp gidin yalanladığınız şeye!

30. Haydi gidin üç kola ayrılmış bir gölgeye!

31. Ne gölgelendirir, ne alevden korur.

32. Gerçekten o, sanki her biri saray olan bir kıvılcım saçar.

33. Her biri, sanki sapsarı erkek deve sürüleri gibidir.

34. O gün yalanlayanlara veyl olsun!

35. Bu, konuşmayacakları bir gündür.

36. Onlara izin verilmez ki özür bildirsinler.

37. O gün yalanlayanlara veyl olsun!

38. Bu, ayırdetme günüdür. Sizi de öncekileri de toplarız.

39. Eğer bir hileniz varsa hemen bana bu hileyi yapın!

40. O gün yalanlayanlara veyl olsun!

41. Şüphesiz muttakiler, gölgelerde ve pınar başlarındadır.

42. Ve canlarının çektiği meyveler.

43. Yaptıklarınıza karşılık afiyetle yiyin, için.

44. Çünkü biz, ihsan edicileri böyle mükafatlandırırız.

45. O gün yalanlayanlara veyl olsun!

46. Yiyin, az bir süre faydalanın. Çünkü siz suçlu kimselersiniz.

47. O gün yalanlayanlara veyl olsun!

48. Onlara "Rüku edin!" denildiği zaman rüku etmezler.

49. O gün yalanlayanlara veyl olsun!

50. Artık bundan sonra hangi söze inanacaklar?