Kadri Çelik | |
---|---|
وَالْمُرْسَلَاتِ عُرْفًا Velmurselati ’urfen. |
|
فَالْعَاصِفَاتِ عَصْفًا Fel’asıfati ’asfen. |
|
وَالنَّاشِرَاتِ نَشْرًا Vennaşirati neşren. |
|
فَالْفَارِقَاتِ فَرْقًا Felfarikati ferkan. |
|
فَالْمُلْقِيَاتِ ذِكْرًا Felmulkıyati zikren. |
|
عُذْرًا أَوْ نُذْرًا ’Uzren ev nuzren. |
|
إِنَّمَا تُوعَدُونَ لَوَاقِعٌ İnnema tu’adune levakı’un. |
|
فَإِذَا النُّجُومُ طُمِسَتْ Feizennucumu tumiset. |
|
وَإِذَا السَّمَاءُ فُرِجَتْ Ve izessemau furicet. |
|
وَإِذَا الْجِبَالُ نُسِفَتْ Ve izelcibalu nusifet. |
|
11. Ve peygamberler de (şahitlik için) belli bir vakitte getirildiği zaman. |
وَإِذَا الرُّسُلُ أُقِّتَتْ Ve izerrusulu ukkıtet. |
لِأَيِّ يَوْمٍ أُجِّلَتْ Lieyyi yevmin uccilet. |
|
لِيَوْمِ الْفَصْلِ Liyevmilfasli. |
|
وَمَا أَدْرَاكَ مَا يَوْمُ الْفَصْلِ Ve ma edrake ma yevmulfasli. |
|
وَيْلٌ يَوْمَئِذٍ لِلْمُكَذِّبِينَ Veylun yevmeizin lilmukezzibiyne. |
|
أَلَمْ نُهْلِكِ الْأَوَّلِينَ Elem nuhlikil’evveliyne. |
|
ثُمَّ نُتْبِعُهُمُ الْآخِرِينَ Summe nutbi’uhumul’ahıriyne. |
|
كَذَٰلِكَ نَفْعَلُ بِالْمُجْرِمِينَ Kezalike nef’alu bilmucrimiyne. |
|
وَيْلٌ يَوْمَئِذٍ لِلْمُكَذِّبِينَ Veylun yevmeizin lilmukezzibiyne. |
|
أَلَمْ نَخْلُقْكُمْ مِنْ مَاءٍ مَهِينٍ Elem nahlukkum min main mehiynin. |
|
فَجَعَلْنَاهُ فِي قَرَارٍ مَكِينٍ Fece’alnahu fiy kararin mekiynin. |
|
إِلَىٰ قَدَرٍ مَعْلُومٍ İla kaderin ma’lumin. |
|
23. O halde güç yetirdik; biz pek de güzel güç yetirenleriz. |
فَقَدَرْنَا فَنِعْمَ الْقَادِرُونَ Fekaderna feni’melkadirune. |
وَيْلٌ يَوْمَئِذٍ لِلْمُكَذِّبِينَ Veylun yevmeizin lilmukezzibiyne. |
|
أَلَمْ نَجْعَلِ الْأَرْضَ كِفَاتًا Elem nec’alil’arda kifaten. |
|
أَحْيَاءً وَأَمْوَاتًا Ahyaen ve emvaten. |
|
27. Ve onda sabit yüksek dağlar var ettik ve size tatlı bir su içirdik. |
وَجَعَلْنَا فِيهَا رَوَاسِيَ شَامِخَاتٍ وَأَسْقَيْنَاكُمْ مَاءً فُرَاتًا Ve ce’alna fiyha revasiye şamihatin ve eskaynakum maen furaten. |
وَيْلٌ يَوْمَئِذٍ لِلْمُكَذِّبِينَ Veylun yevmeizin lilmukezzibiyne. |
|
انْطَلِقُوا إِلَىٰ مَا كُنْتُمْ بِهِ تُكَذِّبُونَ İntaliku ila ma kuntum bihi tukezzebune. |
|
انْطَلِقُوا إِلَىٰ ظِلٍّ ذِي ثَلَاثِ شُعَبٍ İntaliku ila zıllin ziy selasi şu’abin. |
|
لَا ظَلِيلٍ وَلَا يُغْنِي مِنَ اللَّهَبِ La zaliylin ve la yuğniy minellehebi. |
|
32. Gerçekten o, sanki her biri saray olan bir kıvılcım saçar. |
إِنَّهَا تَرْمِي بِشَرَرٍ كَالْقَصْرِ İnneha termiy bişererin kelkasri. |
33. (Kıvılcımlarının) Her biri, sanki sapsarı erkek deve sürüleri gibidir. |
كَأَنَّهُ جِمَالَتٌ صُفْرٌ Keennehu cimaletun sufrun. |
وَيْلٌ يَوْمَئِذٍ لِلْمُكَذِّبِينَ Veylun yevmeizin lilmukezzibiyne. |
|
هَٰذَا يَوْمُ لَا يَنْطِقُونَ Haza yevmu la yentıkune. |
|
وَلَا يُؤْذَنُ لَهُمْ فَيَعْتَذِرُونَ Ve la yu’zenu lehum feya’tezirune. |
|
وَيْلٌ يَوْمَئِذٍ لِلْمُكَذِّبِينَ Veylun yevmeizin lilmukezzibiyne. |
|
38. Bu, ayırım günüdür. Sizi ve sizden öncekileri bir araya getirdik. |
هَٰذَا يَوْمُ الْفَصْلِ ۖ جَمَعْنَاكُمْ وَالْأَوَّلِينَ Haza yevmulfasli cema’nakum vel’evveliyne. |
39. Şayet kurabileceğiniz hileli bir düzeniniz varsa, durmaksızın bana karşı kurun. |
فَإِنْ كَانَ لَكُمْ كَيْدٌ فَكِيدُونِ Fein kane lekum keydun fekiyduni. |
وَيْلٌ يَوْمَئِذٍ لِلْمُكَذِّبِينَ Veylun yevmeizin lilmukezzibiyne. |
|
41. Şüphesiz takva sahipleri olanlar, gölgeliklerde ve pınar başlarındadırlar. |
إِنَّ الْمُتَّقِينَ فِي ظِلَالٍ وَعُيُونٍ İnnelmuttekıyne fiy zılalin ve ’uyunin. |
وَفَوَاكِهَ مِمَّا يَشْتَهُونَ Ve fevakihe mimma yeştehune. |
|
43. Yapmakta olduklarınıza karşılık olmak üzere afiyetle yiyin ve için. |
كُلُوا وَاشْرَبُوا هَنِيئًا بِمَا كُنْتُمْ تَعْمَلُونَ Kulu veşrebu heniy’en bima kuntum ta’melune. |
44. Elbette biz, iyi ve güzel davrananları işte böyle ödüllendirmekteyiz. |
إِنَّا كَذَٰلِكَ نَجْزِي الْمُحْسِنِينَ İnna kezalike necziylmuhsiniyne. |
وَيْلٌ يَوْمَئِذٍ لِلْمُكَذِّبِينَ Veylun yevmeizin lilmukezzibiyne. |
|
كُلُوا وَتَمَتَّعُوا قَلِيلًا إِنَّكُمْ مُجْرِمُونَ Kulu ve temette’u kaliylen innekum mucrimune. |
|
وَيْلٌ يَوْمَئِذٍ لِلْمُكَذِّبِينَ Veylun yevmeizin lilmukezzibiyne. |
|
وَإِذَا قِيلَ لَهُمُ ارْكَعُوا لَا يَرْكَعُونَ Ve iza kıyle lehumurke’u la yerke’une. |
|
وَيْلٌ يَوْمَئِذٍ لِلْمُكَذِّبِينَ Veylun yevmeizin lilmukezzibiyne. |
|
50. Artık onlar, ondan (Kur’an’dan) sonra hangi söze inanacaklar? |
فَبِأَيِّ حَدِيثٍ بَعْدَهُ يُؤْمِنُونَ Febieyyi hadiysin ba’dehu yu’minune. |