ق د ر kökü Kur'an'da 132 defa geçmektedir.

AYETLER

BAKARA
2:20

قَدِيرٌ

ḳadīrun

gücü yeter

Çakan şimşek neredeyse gözlerini kapıverecek; önlerini her aydınlattığında (biraz) yürürler, üzerlerine karanlık basıverince de kalakalırlar. Allah dileseydi, işitmelerini de görmelerini de gideriverirdi. Şüphesiz Allah, herşeye güç yetirendir.

BAKARA
2:106

قَدِيرٌ

ḳadīrun

gücü yeter

Biz, daha hayırlısını veya bir benzerini getirinceye (kadar) hiçbir ayeti neshetmez (hükmünü yürürlükten kaldırmaz) veya unutturmayız. Bilmez misin ki Allah, gerçekten herşeye güç yetirendir.

BAKARA
2:109

قَدِيرٌ

ḳadīrun

gücü yetendir

Kitap Ehlinden çoğu, kendilerine gerçek (hak) apaçık belli olduktan sonra, nefislerini (kuşatan) kıskançlıktan dolayı, imanınızdan sonra sizi inkara döndürmek arzusunu duydular. Fakat, Allah’ın emri gelinceye kadar onları bırakın ve (onlara ne sözle, ne de eylemle) ilişmeyin. Hiç şüphesiz Allah, herşeye güç yetirendir.

BAKARA
2:148

قَدِيرٌ

ḳadīrun

kadirdir

Herkesin (her toplumun) yüzünü çevirdiği bir yön vardır. Öyleyse hayırlarda yarışınız. Her nerede olursanız, Allah sizleri biraraya getirecektir. Şüphesiz Allah, herşeye güç yetirendir.

BAKARA
2:236

قَدَرُهُ

ḳaderuhu

kendi gücü nisbetinde

Kendilerine el sürmediğiniz, mehirlerini tespit etmediğiniz kadınları boşamanızda sizin için bir sakınca yoktur. Onları yararlandırın, zengin olan kendi gücü, darda olan da kendi gücü oranında, maruf (meşru ve örfe uygun) bir şekilde yararlandırsın. (Bu,) iyilik edenler üzerinde bir haktır.

BAKARA
2:236

قَدَرُهُ

ḳaderuhu

kendi gücü nisbetinde

Kendilerine el sürmediğiniz, mehirlerini tespit etmediğiniz kadınları boşamanızda sizin için bir sakınca yoktur. Onları yararlandırın, zengin olan kendi gücü, darda olan da kendi gücü oranında, maruf (meşru ve örfe uygun) bir şekilde yararlandırsın. (Bu,) iyilik edenler üzerinde bir haktır.

BAKARA
2:259

قَدِيرٌ

ḳadīrun

kadirdir

Ya da altı üstüne gelmiş, ıssız duran bir şehre uğrayan gibisini (görmedin mi?) Demişti ki "Allah, burasını ölümünden sonra nasıl diriltecekmiş?" Bunun üzerine Allah, onu yüz yıl ölü bıraktı, sonra onu diriltti. (Ve ona) Dedi ki "Ne kadar kaldın?" O "Bir gün veya bir günden az kaldım" dedi. (Allah ona) "Hayır, yüz yıl kaldın, böyleyken yiyeceğine ve içeceğine bak, henüz bozulmamış; eşeğine de bir bak; (bunu yapmamız) seni insanlara ibret-belgesi kılmamız içindir. Kemiklere de bir bak nasıl biraraya getiriyoruz, sonra da onlara et giydiriyoruz?" dedi. O, kendisine (bunlar) apaçık belli olduktan sonra dedi ki "(Artık şimdi) Biliyorum ki gerçekten Allah, herşeye güç yetirendir."

BAKARA
2:264

يَقْدِرُونَ

yeḳdirūne

(Böyleleri) elde edemezler

Ey iman edenler, Allah’a ve ahiret gününe inanmayıp, insanlara karşı gösteriş olsun diye malını infak eden gibi minnet ve eziyet ederek sadakalarınızı geçersiz kılmayın. Böylesinin durumu, üzerinde toprak bulunan bir kayanın durumuna benzer; üzerine sağnak bir yağmur düştü mü, onu çırılçıplak bırakıverir. Onlar kazandıklarından hiçbir şeye güç yetiremez(elde edemez)ler. Allah, kafirler topluluğuna hidayet vermez.

BAKARA
2:284

قَدِيرٌ

ḳadīrun

kadirdir

Göklerde ve yerde ne varsa Allah’ındır. İçinizdekini açığa vursanız da, gizleseniz de, Allah sizi onunla sorguya çeker. Sonra dilediğini bağışlar, dilediğini azaplandırır. Allah, herşeye güç yetirendir.

ÂL-I İMRAN
3:26

قَدِيرٌ

ḳadīrun

kadirsin

De ki "Ey mülkün sahibi Allah’ım, dilediğine mülkü verirsin ve dilediğinden mülkü çekip-alırsın, dilediğini aziz kılar, dilediğini alçaltırsın; hayır Senin elindedir. Gerçekten Sen, herşeye güç yetirensin."

ÂL-I İMRAN
3:29

قَدِيرٌ

ḳadīrun

kadirdir

De ki "Sinelerinizde olanı -gizleseniz de, açığa vursanız da- Allah bilir. Ve göklerde olanı da, yerde olanı da bilir. Allah, herşeye güç yetirendir."

ÂL-I İMRAN
3:165

قَدِيرٌ

ḳadīrun

kadirdir

İki misline uğrattığınız bir musibet size isabet edince mi "Bu nereden" dediniz? De ki "O, sizin kendinizdendir." Şüphesiz Allah, herşeye güç yetirendir.

ÂL-I İMRAN
3:189

قَدِيرٌ

ḳadīrun

kadirdir

Göklerin ve yerin mülkü Allah’ındır. Allah, herşeye güç yetirendir.

NISA
4:133

قَدِيرًا

ḳadīran

hakkıyla kadirdir

Eğer dilerse, ey insanlar, sizi giderir (yok eder) ve başkalarını getirir. Allah, buna güç yetirendir.

NISA
4:149

قَدِيرًا

ḳadīran

güçlüdür

Bir hayrı açıklar ya da gizli tutarsanız veya bir kötülüğü bağışlarsanız, şüphesiz Allah, affedicidir, güç yetirendir.

MAIDE
5:17

قَدِيرٌ

ḳadīrun

yapabilendir

Andolsun, "Şüphesiz, Allah Meryem oğlu Mesih’tir." diyenler küfre düşmüştür. De ki "O, eğer Meryem oğlu Mesih’i, onun annesini ve yeryüzündekilerin tümünü helak (yok) etmek isterse, Allah’tan (bunu önlemeye) kim bir şeye malik olabilir? Göklerin, yerin ve bunlar arasındakilerin tümünün mülkü Allah’ındır; dilediğini yaratır. Allah herşeye güç yetirendir.

MAIDE
5:19

قَدِيرٌ

ḳadīrun

kadirdir

Ey Kitap Ehli, elçilerin arası kesildiği dönemde "Bize müjdeci de, bir uyarıcı da gelmedi" demenize (fırsat kalmasın) diye size apaçık anlatan elçimiz geldi. Böylece müjdeci de, uyarıcı da gelmiştir artık. Allah herşeye güç yetirendir.

MAIDE
5:34

تَقْدِرُوا

teḳdirū

ele geçirmenizden

Ancak, sizin onlara güç yetirmenizden önce tevbe edenler başka. Bilin ki, şüphesiz Allah bağışlayandır, esirgeyendir.

MAIDE
5:40

قَدِيرٌ

ḳadīrun

kadirdir

Göklerin ve yerin mülkünün Allah’a ait olduğunu bilmiyor musun? O, kimi dilerse azaplandırır, kimi dilerse bağışlar. Allah, herşeye güç yetirendir.

MAIDE
5:120

قَدِيرٌ

ḳadīrun

kadirdir

Göklerin, yerin ve içlerinde olanların tümünün mülkü Allah’ındır. O, herşeye güç yetirendir.

EN'ÂM
6:17

قَدِيرٌ

ḳadīrun

yapabilendir

Şayet Allah sana bir zarar dokunduracak olursa, O’ndan başka bunu giderecek yoktur. Sana bir iyilik dokunduracak olursa da O, herşeye güç yetirendir.

EN'ÂM
6:37

قَادِرٌ

ḳādirun

kadirdir

"Ona Rabbinden bir ayet indirilmeli değil miydi?" dediler. De ki Şüphesiz Allah, ayet indirmeye güç yetirendir." Ama onların çoğu bilmezler.

EN'ÂM
6:65

الْقَادِرُ

l-ḳādiru

kadirdir

De ki "O, size üstünüzden ya da ayaklarınızın altından azap göndermeye veya sizi parça parça birbirinize kırdırıp kiminizin şiddetini kiminize taddırmaya güç yetirendir." Bak, iyice kavrayıp-anlamaları için ayetleri nasıl çeşitli biçimlerde açıklıyoruz?

EN'ÂM
6:91

قَدَرُوا

ḳaderū

tanıyamadılar

Onlar "Allah, beşere hiçbir şey indirmemiştir" demekle Allah’ı, kadrinin hakkını vererek takdir edemediler. De ki "Musa’nın insanlara bir nur ve hidayet olarak getirdiği ve sizin de (parça parça) kağıtlar üzerinde yazılı kılıp (bir kısmını) açıkladığınız ve çoğunu göz ardı ettiğiniz kitabı kim indirdi? Sizin ve atalarınızın bilmediği şeyler size öğretilmiştir." De ki "Allah." Sonra onları bırak, içine ’daldıkları saçma uğraşılarında’ oyalanıp-dursunlar.

EN'ÂM
6:91

قَدْرِهِ

ḳadrihi

O’nun kadrini

Onlar "Allah, beşere hiçbir şey indirmemiştir" demekle Allah’ı, kadrinin hakkını vererek takdir edemediler. De ki "Musa’nın insanlara bir nur ve hidayet olarak getirdiği ve sizin de (parça parça) kağıtlar üzerinde yazılı kılıp (bir kısmını) açıkladığınız ve çoğunu göz ardı ettiğiniz kitabı kim indirdi? Sizin ve atalarınızın bilmediği şeyler size öğretilmiştir." De ki "Allah." Sonra onları bırak, içine ’daldıkları saçma uğraşılarında’ oyalanıp-dursunlar.

EN'ÂM
6:96

تَقْدِيرُ

teḳdīru

takdiridir

O, sabahı yarıp çıkarandır. Geceyi bir sükun (dinlenme), Güneş ve Ay’ı bir hesap (ile) kıldı. Bu, üstün ve güçlü olan, bilen Allah’ın takdiridir.

ENFAL
8:41

قَدِيرٌ

ḳadīrun

kadirdir

Bilin ki, ’ganimet olarak ele geçirdiğiniz’ şeylerin beşte biri, muhakkak Allah’ın, Resûlün, yakınların, yetimlerin, yoksulların ve yolcunundur. Eğer Allah’a, hak ile batılın birbirinden ayrıldığı gün, iki ordunun karşı karşıya geldiği günde (Bedir’de) kulumuza indirdiğimize iman ediyorsanız (ganimeti böyle bölüşün). Allah, herşeye güç yetirendir.

TEVBE
9:39

قَدِيرٌ

ḳadīrun

yapabilendir

Eğer savaşa kuşanıp-çıkmazsanız, O sizi pek acı bir azapla azaplandıracak ve yerinize bir başka topluluğu getirip değiştirecektir. Siz O’na hiçbir şeyle zarar veremezsiniz. Allah, herşeye güç yetirendir.

YUNUS
10:5

وَقَدَّرَهُ

ve ḳadderahu

ve düzenleyen

Güneş’i bir aydınlık, Ay’ı bir nur kılan ve yılların sayısını ve hesabı bilmeniz için ona duraklar tespit eden O’dur. Allah, bunları ancak hak ile yaratmıştır. O, bilen bir topluluk için ayetleri böyle birer birer açıklamaktadır.

YUNUS
10:24

قَادِرُونَ

ḳādirūne

kadir olduklarını

Dünya hayatının örneği, ancak gökten indirdiğimiz, onunla insanların ve hayvanların yediği yeryüzünün bitkisi karışmış olan bir su gibidir. Öyle ki yer, güzelliğini takınıp süslendiği ve ahalisi gerçekten ona güç yetirdiklerini sanmışlarken (işte tam bu sırada) gece veya gündüz ona emrimiz gelmiştir de, dün sanki hiçbir zenginliği yokmuş gibi, onu kökünden biçilip atılmış bir durumda kılmışız. Düşünen bir topluluk için Biz ayetleri böyle birer birer açıklarız.

HUD
11:4

قَدِيرٌ

ḳadīrun

güç yetirendir

Sizin dönüşünüz Allah’adır. O, herşeye güç yetirendir.

RA'D
13:8

بِمِقْدَارٍ

bimiḳdārin

bir ölçü iledir

Allah, her dişinin neyi yüklendiğini (neye hamile kaldığını) ve döl yataklarının neyi eksiltip neyi eklediğini bilir. O’nun Katında herşey bir miktar (ölçü) iledir.

RA'D
13:17

بِقَدَرِهَا

biḳaderihā

kendi ölçüsünce

(Allah) Gökten bir su indirdi de dereler kendi miktarınca çağlayıp aktı. Sel de yüze vuran bir köpük yüklendi. Bir süs veya bir meta sağlamak için ateşte üzerine yakıp-erittikleri şeyler (madenler)de de bunun gibi bir köpük (artık) vardır. İşte Allah, hak ile batıla böyle örnekler verir. Köpüğe gelince, o atılır gider, insanlara yarar sağlayacak şey ise, yeryüzünde kalır. İşte Allah örnekleri böyle vermektedir.

RA'D
13:26

وَيَقْدِرُ

ve yeḳdiru

ve kısar

Allah dilediğine rızkı genişletir-yayar ve daraltır da. Onlar ise dünya hayatına sevindiler. Oysaki dünya hayatı, ahirette (ki sınırsız mutluluk yanında geçici) bir meta’dan başkası değildir.

İBRAHIM
14:18

يَقْدِرُونَ

yeḳdirūne

ele geçiremezler

Rablerini inkar edenlerin durumu şudur Onların yaptıkları, fırtınalı bir günde rüzgarın şiddetle savurduğu bir kül gibidir. Kazandıklarından hiçbir şeye güç yetiremezler. İşte uzak bir sapıklık (içinde olmak) budur.

HICR
15:21

بِقَدَرٍ

biḳaderin

bir miktar

Hiçbir şey yoktur ki, hazineleri Bizim Katımız’da olmasın; ancak onu belirlenmiş bir miktar olarak indiririz.

HICR
15:60

قَدَّرْنَا

ḳaddernā

olmasını uygun gördük

"Ama karısını (kurtaracaklarımız) dışında tuttuk, o, geride kalanlardandır."

NAHL
16:70

قَدِيرٌ

ḳadīrun

kadirdir

Allah sizi yarattı, sonra sizi öldürüyor, sizden kimi de, bildikten sonra bir şey bilmesin diye, ömrün en aşağı ucuna (yaşlılığa) geri çevrilir. Şüphesiz, Allah bilendir, herşeye güç yetirendir.

NAHL
16:75

يَقْدِرُ

yeḳdiru

gücü yetmeyen

Allah, (Kendisi’ne ortak koştuğunuz ilahlar konusunda) hiçbir şeye gücü yetmeyen ve başkasının mülkünde olan ile, tarafımızdan kendisine güzel bir rızık verdiğimiz, böylelikle ondan gizli ve açık infak eden kimseyi örnek olarak gösterdi; bunlar hiç eşit olur mu? Hamd Allah’ındır; fakat onların çoğu bilmezler.

NAHL
16:76

يَقْدِرُ

yeḳdiru

gücü yetmez

Allah şu örneği verdi İki kişi; bunlardan birisi dilsiz, hiçbir şeye gücü yetmez ve herşeyiyle efendisinin üstünde (bir yük), o, onu hangi yöne gönderse bir hayır getirmez; şimdi bu, adaletle emreden ve dosdoğru yol üzerinde bulunanla eşit olabilir mi?

NAHL
16:77

قَدِيرٌ

ḳadīrun

gücü yetendir

Göklerin ve yerin gaybı Allah’a aittir. (Kıyamet) Saatin(in) emri de yalnızca (süratli) göz açıp kapama gibidir veya daha yakındır. Şüphesiz, Allah herşeye güç yetirendir.

İSRA
17:30

وَيَقْدِرُ

ve yeḳdiru

ve kısar

Şüphesiz senin Rabbin, rızkı dilediğine -genişletir- yayar ve daraltır. Gerçekten O, kullarından haberi olandır, görendir.

İSRA
17:99

قَادِرٌ

ḳādirun

kadirdir

Görmüyorlar mı; gökleri ve yeri yaratan Allah, onların benzerini yaratmaya gücü yeter ve onlar için kendisinde şüphe olmayan bir süre (ecel) kılmıştır. Zulmedenler ise ancak inkarda ayak direttiler.

KEHF
18:45

مُقْتَدِرًا

muḳtediran

kadirdir

Onlara, dünya hayatının örneğini ver; gökten indirdiğimiz suya benzer, onunla yeryüzünün bitkileri birbirine karıştı, böylece rüzgarların savurduğu çalı-çırpı oluverdi. Allah, herşeyin üzerinde güç yetirendir.

TA-HA
20:40

قَدَرٍ

ḳaderin

belirlediğimiz vakitte

"Hani kız kardeşin gezinip; "Onu(n bakımını) üstlenecek birini size haber vereyim mi?" demekteydi. Böylece, seni annene geri çevirmiş olduk ki, gözü aydın olsun ve hüzne kapılmasın. Sen bir insan öldürmüştün de, Biz seni tasadan kurtarmış ve seni ’esaslı bir denemeden geçirip-denemiştik.’ Medyen halkı arasında da yıllarca kalmıştın, sonra bir kader üzerine (buraya) geldin ey Musa."

ENBIYA
21:87

نَقْدِرَ

neḳdira

güç yetiremeyeceğiz

Balık sahibi (Yunus’u da); hani o, kızmış vaziyette gitmişti ki; bundan dolayı kendisini sıkıntıya düşürmeyeceğimizi sanmıştı. (Balığın karnındaki) Karanlıklar içinde "Senden başka İlah yoktur, Sen Yücesin, gerçekten ben zulmedenlerden oldum" diye çağrıda bulunmuştu.

HAC
22:6

قَدِيرٌ

ḳadīrun

kadirdir

İşte böyle; şüphesiz Allah, hakkın Kendisi’dir ve şüphesiz ölüleri diriltir ve gerçekten herşeye güç yetirendir.

HAC
22:39

لَقَدِيرٌ

leḳadīrun

kadirdir

Kendilerine zulmedilmesi dolayısıyla, onlara karşı savaş açılana (mü’minlere, savaşma) izni verildi. Şüphesiz Allah, onlara yardım etmeye güç yetirendir.

HAC
22:74

قَدَرُوا

ḳaderū

takdir edemediler

Onlar, Allah’ın kadrini hakkıyla takdir edemediler. Şüphesiz Allah, güç sahibidir, Azizdir.

HAC
22:74

قَدْرِهِ

ḳadrihi

kadrini

Onlar, Allah’ın kadrini hakkıyla takdir edemediler. Şüphesiz Allah, güç sahibidir, Azizdir.

MÜ'MINUN
23:18

بِقَدَرٍ

biḳaderin

belli ölçüde

Biz gökten belli bir miktarda su indirdik ve onu yeryüzünde yerleştirdik; şüphesiz Biz onu (kurutup) giderme gücüne de sahibiz.

MÜ'MINUN
23:18

لَقَادِرُونَ

leḳādirūne

kadiriz

Biz gökten belli bir miktarda su indirdik ve onu yeryüzünde yerleştirdik; şüphesiz Biz onu (kurutup) giderme gücüne de sahibiz.

MÜ'MINUN
23:95

لَقَادِرُونَ

leḳādirūne

elbette kadiriz

Gerçek şu ki Biz, onları tehdit ettiğimiz şeyi şüphesiz sana gösterme gücüne sahibiz.

NUR
24:45

قَدِيرٌ

ḳadīrun

kadirdir

Allah, her canlıyı sudan yarattı. İşte bunlardan kimi karnı üzerinde yürümekte, kimi iki ayağı üzerinde yürümekte, kimi de dört (ayağı) üzerinde yürümektedir. Allah, dilediğini yaratır. Hiç şüphesiz Allah, herşeye güç yetirendir.

FURKAN
25:2

فَقَدَّرَهُ

fe ḳadderahu

ve takdir etmiştir ona

Göklerin ve yerin mülkü O’nundur; çocuk edinmemiştir. O’na mülkünde ortak yoktur, herşeyi yaratmış, ona bir düzen vermiş, belli bir ölçüyle takdir etmiştir.

FURKAN
25:2

تَقْدِيرًا

teḳdīran

ölçü biçim ve düzen

Göklerin ve yerin mülkü O’nundur; çocuk edinmemiştir. O’na mülkünde ortak yoktur, herşeyi yaratmış, ona bir düzen vermiş, belli bir ölçüyle takdir etmiştir.

FURKAN
25:54

قَدِيرًا

ḳadīran

her şeye gücü yetendir

Ve insanı bir sudan yaratıp onu, neseb ve sihriyyet (sahibi) kılan O’dur. Senin Rabbin güç yetirendir.

NEML
27:57

قَدَّرْنَاهَا

ḳaddernāhā

ona takdir ettik

Biz de, onu ve ailesini kurtardık, yalnızca karısı hariç; onu geride (azap içinde kalanlar arasında) takdir ettik.

KASAS
28:82

وَيَقْدِرُ

ve yeḳdiru

ve kısıyor

Dün, onun yerinde olmayı dileyenler, sabahladıklarında "Vay, demek ki Allah, kullarından dilediğinin rızkını genişletip-yaymakta ve kısıp-daraltmaktadır. Eğer Allah, bize lütfetmiş olmasaydı, bizi de şüphesiz batırırdı. Vay, demek gerçekten inkar edenler felah bulamaz" demeye başladılar.

ANKEBUT
29:20

قَدِيرٌ

ḳadīrun

gücü yeter

De ki "Yeryüzünde gezip dolaşın da, böylelikle yaratmaya nasıl başladığına bir bakın, sonra Allah ahiret yaratmasını (veya son yaratmayı) da inşa edip yaratacaktır. Şüphesiz Allah, herşeye güç yetirendir.

ANKEBUT
29:62

وَيَقْدِرُ

ve yeḳdiru

ve kısar

Allah, kullarından dilediğine rızkı yayıp-genişletir, (ve) kısar da. Şüphesiz Allah, herşeyi bilendir.

RUM
30:37

وَيَقْدِرُ

ve yeḳdiru

ve daraltıyor

Görmüyorlar mı ki, Allah, dilediğine rızkı yayıp-genişletir ve kısar da. Şüphesiz bunda, iman eden bir kavim için gerçekten ayetler vardır.

RUM
30:50

قَدِيرٌ

ḳadīrun

kadirdir

Şimdi Allah’ın rahmetinin eserlerine bak; ölümünden sonra yeryüzünü nasıl diriltmektedir? Şüphesiz O, ölüleri de gerçekten diriltecektir. O, herşeye güç yetirendir.

RUM
30:54

الْقَدِيرُ

l-ḳadīru

gücü yetendir

Allah, sizi bir za’ftan yarattı, sonra (bu) za’fın ardından bir kuvvet kıldı, sonra bu kuvvetin ardından da bir za’f ve yaşlılık verdi. Dilediğini yaratır. O, bilendir, güç yetirendir.

SECDE
32:5

مِقْدَارُهُ

miḳdāruhu

onun süresi

Gökten yere her işi O evirip düzene koyar. Sonra (işler,) sizin saymakta olduğunuz bin yıl süreli bir günde yine O’na yükselir.

AHZAB
33:27

قَدِيرًا

ḳadīran

kadirdir

Ve sizi onların topraklarına, yurtlarına, mallarına ve daha ayak basmadığınız bir yere mirasçı kıldı. Allah, herşeye güç yetirendir.

AHZAB
33:38

قَدَرًا

ḳaderan

bir kaderdir

Allah’ın kendisine farz kıldığı bir şey(i yerine getirme)de peygamber üzerine hiçbir güçlük yoktur. (Bu,) Daha önce gelip geçen (ümmet)lerde Allah’ın bir sünnetidir. Allah’ın emri, takdir edilmiş bir kaderdir.

AHZAB
33:38

مَقْدُورًا

meḳdūran

takdir edilmiş

Allah’ın kendisine farz kıldığı bir şey(i yerine getirme)de peygamber üzerine hiçbir güçlük yoktur. (Bu,) Daha önce gelip geçen (ümmet)lerde Allah’ın bir sünnetidir. Allah’ın emri, takdir edilmiş bir kaderdir.

SEBE
34:11

وَقَدِّرْ

ve ḳaddir

ölçülü yap

"Geniş zırhlar yap, (onları) düzenli bir biçime sok ve hepiniz salih ameller yapın. Gerçekten ben, sizin yaptıklarınızı görenim" (diye vahyettik).

SEBE
34:13

وَقُدُورٍ

ve ḳudūrin

ve kazanlar(dan)

Ona dilediği şekilde kaleler, heykeller, havuz büyüklüğünde çanaklar ve yerinden sökülmeyen kazanlar yaparlardı. "Ey Davud ailesi, şükrederek çalışın." Kullarımdan şükredenler azdır.

SEBE
34:18

وَقَدَّرْنَا

ve ḳaddernā

ve takdir ettik

Kendileriyle, içlerinde bereketler kıldığımız memleketler arasında (biri diğerinden) görünebilen şehirler var ettik ve orada yürüme (imkanlarını) takdir ettik "Oralarda geceleri ve gündüzleri güvenlik içinde gezip dolaşın" (dedik).

SEBE
34:36

وَيَقْدِرُ

ve yeḳdiru

ve kısar

De ki "Şüphesiz benim Rabbim rızkı dilediğine genişletir-yayar ve kısar da. Ancak insanların çoğu bilmiyorlar."

SEBE
34:39

وَيَقْدِرُ

ve yeḳdiru

ve kısar

De ki "Şüphesiz benim Rabbim, kullarından rızkı dilediğine genişletip-yayar ve ona kısar da. Her neyi infak ederseniz, O (Allah), yerine bir başkasını verir; O, rızık verenlerin en hayırlısıdır."

FATIR
35:1

قَدِيرٌ

ḳadīrun

yapabilendir

Hamd, gökleri ve yeri yaratan, ikişer, üçer ve dörder kanatlı melekleri elçiler kılan Allah’ındır; O, yaratmada dilediğini arttırır. Şüphesiz Allah, herşeye güç yetirendir.

FATIR
35:44

قَدِيرًا

ḳadīran

güçlüdür

Yeryüzünde gezip dolaşmıyorlar mı ki, kendilerinden öncekilerin nasıl bir sona uğradıklarını görsünler; üstelik onlar kuvvet bakımından kendilerinden daha güçlüydüler. Göklerde ve yerde Allah’ı aciz bırakacak hiçbir şey yoktur. Şüphesiz O, bilendir, güç yetirendir.

YASIN
36:38

تَقْدِيرُ

teḳdīru

takdiridir

Güneş de, kendisi için (tespit edilmiş) olan bir müstakarra doğru akıp gitmektedir. Bu, üstün ve güçlü olan, bilen (Allah)ın takdiridir.

YASIN
36:39

قَدَّرْنَاهُ

ḳaddernāhu

tayin ettik

Ay’a gelince, Biz onun için de birtakım uğrak yerleri takdir ettik; sonunda o, eski bir hurma dalı gibi döndü (döner).

YASIN
36:81

بِقَادِرٍ

biḳādirin

muktedir

Gökleri ve yeri yaratan, onların bir benzerini yaratmağa kadir değil mi? Elbette (öyledir); O, yaratandır, bilendir.

ZÜMER
39:52

وَيَقْدِرُ

ve yeḳdiru

ve kısar

Onlar bilmiyorlar mı ki, gerçekten Allah, dilediğine rızkı genişletip-yayar ve (dilediğine) kısar da. Şüphesiz bunda, iman eden bir kavim için gerçekten ayetler vardır.

ZÜMER
39:67

قَدَرُوا

ḳaderū

takdir edemediler

Onlar, Allah’ın kadrini hakkıyla takdir edemediler. Oysa kıyamet günü yer, bütünüyle O’nun avucu (kabzası)ndadır; gökler de sağ eliyle dürülüp-bükülmüştür. O, şirk koştuklarından münezzeh ve Yücedir.

ZÜMER
39:67

قَدْرِهِ

ḳadrihi

O’nun kadrini

Onlar, Allah’ın kadrini hakkıyla takdir edemediler. Oysa kıyamet günü yer, bütünüyle O’nun avucu (kabzası)ndadır; gökler de sağ eliyle dürülüp-bükülmüştür. O, şirk koştuklarından münezzeh ve Yücedir.

FUSSILET
41:10

وَقَدَّرَ

ve ḳaddera

ve takdir etti

Orda (yerde) onun üstünde sarsılmaz dağlar var etti, onda bereketler yarattı ve isteyip-arayanlar için eşit olmak üzere ordaki rızıkları dört günde takdir etti.

FUSSILET
41:12

تَقْدِيرُ

teḳdīru

takdiridir

Böylece onları iki gün içinde yedi gök olarak tamamladı ve her bir göğe emrini vahyetti. Biz dünya göğünü de kandillerle süsleyip-donattık ve bir koruma (altına aldık). İşte bu, üstün ve güçlü olan, bilen (Allah)’ın takdiridir.

FUSSILET
41:39

قَدِيرٌ

ḳadīrun

kadirdir

O’nun ayetlerinden biri de, senin gerçekten yeryüzünü huşu içinde (solmuş, boynu bükülmüş ve kupkuru) görmendir. Ama Biz onun üzerine suyu indirdiğimiz zaman, deprenir ve kabarır. Şüphesiz onu dirilten, ölüleri de elbette dirilticidir. Çünkü O, herşeye güç yetirendir.

ŞURA
42:9

قَدِيرٌ

ḳadīrun

kadirdir

Yoksa O’nun dışında birtakım veliler mi edindiler? İşte Allah; veli O’dur, ölüleri dirilten O’dur. O, herşeye güç yetirendir.

ŞURA
42:12

وَيَقْدِرُ

ve yeḳdiru

ve kısar

Göklerin ve yerin anahtarları O’nundur. O, dilediğine rızkı genişletip-yayar ve kısar da. Çünkü O, herşeyi bilendir.

ŞURA
42:27

بِقَدَرٍ

biḳaderin

ölçüde

Eğer Allah, kulları için rızkı (sınırsızca) geniş tutup-yaysaydı, gerçekten yeryüzünde azarlardı. Ancak O, dilediği miktar ile indirir. Çünkü O, kullarından haberi olandır, görendir.

ŞURA
42:29

قَدِيرٌ

ḳadīrun

kadirdir

Göklerin ve yerin yaratılması ile onlarda her canlıdan türetip-yayması O’nun ayetlerindendir. Ve O, dileyeceği zaman onların hepsini toplamaya güç yetirendir.

ŞURA
42:50

قَدِيرٌ

ḳadīrun

gücü yetendir

Veya erkekler ve dişiler olarak çift (ikiz) verir. Dilediğini kısır bırakır. Gerçekten O, bilendir, güç yetirendir.

ZUHRUF
43:11

بِقَدَرٍ

biḳaderin

bir ölçü ile

Ki O, belli bir miktar ile gökten su indirdi de, onunla ölü bir memleketi ‘dirilttik (ve her yanına yeniden hayat) yaydık’; siz de böyle (kabirlerinizden diriltilip) çıkarılacaksınız.

ZUHRUF
43:42

مُقْتَدِرُونَ

muḳtedirūne

gücümüz yeter

Ya da kendilerine va’dettiğimiz şeyi onlara gösteririz ki, Biz gerçekten onların üstünde güç yetirenleriz.

AHKAF
46:33

بِقَادِرٍ

biḳādirin

kadir olduğunu

Onlar görmüyorlar mı ki, gökleri ve yeri yaratan ve onları yaratmaktan yorulmayan (Allah), ölüleri de diriltmeye güç yetirir. Hayır; gerçekten O, herşeye güç yetirendir.

AHKAF
46:33

قَدِيرٌ

ḳadīrun

kadirdir

Onlar görmüyorlar mı ki, gökleri ve yeri yaratan ve onları yaratmaktan yorulmayan (Allah), ölüleri de diriltmeye güç yetirir. Hayır; gerçekten O, herşeye güç yetirendir.

FETIH
48:21

تَقْدِرُوا

teḳdirū

henüz ele geçiremediniz

Ve (daha) başka (nice nimetler de, ki,) siz henüz onlara güç yetirmiş değilsiniz; (ama) gerçekten Allah, onları kuşatmıştır. Allah, herşeye güç yetirendir.

FETIH
48:21

قَدِيرًا

ḳadīran

kadirdir

Ve (daha) başka (nice nimetler de, ki,) siz henüz onlara güç yetirmiş değilsiniz; (ama) gerçekten Allah, onları kuşatmıştır. Allah, herşeye güç yetirendir.

KAMER
54:12

قُدِرَ

ḳudira

takdir edilmiş

Yeri de ’coşkun kaynaklar’ halinde fışkırttık. Derken su, takdir edilmiş bir işe karşı (hükmümüzü gerçekleştirmek üzere) birleşti.

KAMER
54:42

مُقْتَدِرٍ

muḳtedirin

ve güçlü olanın

Onlar Bizim ayetlerimizin tümünü yalanladılar. Biz de onları üstün ve güçlü, kudretli olanın yakalayışıyla yakalayıverdik.

KAMER
54:49

بِقَدَرٍ

biḳaderin

bir kadere göre

Hiç şüphesiz, Biz herşeyi kader ile yarattık.

KAMER
54:55

مُقْتَدِرٍ

muḳtedirin

güçlü

Çok kudretli, mülkünün sonu olmayan (Allah)ın yanında doğruluk makamındadırlar.

VAKI'A
56:60

قَدَّرْنَا

ḳaddernā

takdir eden

Sizin aranızda ölümü takdir eden Biziz ve Bizim önümüze geçilmiş değildir;

HADID
57:2

قَدِيرٌ

ḳadīrun

kadirdir

Göklerin ve yerin mülkü O’nundur. Diriltir ve öldürür. O, herşeye güç yetirendir.

HADID
57:29

يَقْدِرُونَ

yeḳdirūne

malik olmadıklarını

Öyle ki, Kitap Ehli (Yahudi ve Hıristiyanlar) Allah’ın fazlından hiçbir şeye ’güç yetirip-sahip olmadıklarını’ ve fazlın muhakkak Allah’ın elinde olduğunu, onu dilediğine verdiğini bilip-öğrensin. Allah, büyük fazl (üstün lütuf ve ihsan) sahibidir.

HAŞR
59:6

قَدِيرٌ

ḳadīrun

kadirdir

Onlardan Allah’ın elçisine verdiği "fey’e" gelince, ki siz buna karşı (bunu elde etmek için) ne at, ne deve sürdünüz. Ancak Allah, elçilerini dilediklerinin üstüne musallat kılar. Allah, herşeye güç yetirendir.

MÜMTEHINE
60:7

قَدِيرٌ

ḳadīrun

kadirdir

Belki Allah, sizlerle onlardan kendilerine karşı düşmanlık besledikleriniz arasında bir sevgi-bağı kılar. Allah, güç yetirendir. Allah, çok bağışlayandır, çok esirgeyendir.

TEĞABUN
64:1

قَدِيرٌ

ḳadīrun

kadirdir

Göklerde ve yerde olanların tümü Allah’ı tesbih eder. Mülk O’nundur, hamd (övgü) de O’nundur. O, herşeye güç yetirendir.

TALAK
65:3

قَدْرًا

ḳadran

bir ölçü

Ve onu hesaba katmadığı bir yönden rızıklandırır. Kim de Allah’a tevekkül ederse, O, ona yeter. Elbette Allah, Kendi emrini yerine getirip-gerçekleştirendir. Allah, herşey için bir ölçü kılmıştır.

TALAK
65:7

قُدِرَ

ḳudira

kısıtlı olan

Geniş-imkanları olan, nafakayı geniş imkanlarına göre versin. Rızkı kısıtlı tutulan da, artık Allah’ın kendisine verdiği kadarıyla versin. Allah, hiçbir nefse ona verdiğinden başkasıyla yükümlülük koymaz. Allah, bir güçlüğün ardından bir kolaylığı kılıp-verecektir.

TALAK
65:12

قَدِيرٌ

ḳadīrun

kadir olduğunu

Allah, yedi göğü ve yerden de onların benzerini yarattı. Emir, bunların arasında durmadan iner; sizin gerçekten Allah’ın herşeye güç yetirdiğini ve gerçekten Allah’ın ilmiyle herşeyi kuşattığını bilmeniz, öğrenmeniz için.

TAHRIM
66:8

قَدِيرٌ

ḳadīrun

gücün yeter

Ey iman edenler, Allah’a kesin (nasuh) bir tevbe ile tevbe edin. Olabilir ki, Allah sizin kötülüklerinizi örter ve altından ırmaklar akan cennetlere sokar. O gün Allah, Peygamberi ve onunla birlikte iman edenleri küçük düşürmeyecektir. Nurları, önlerinde ve sağ yanlarında koşar-parıldar. Derler ki "Rabbimiz nurumuzu tamamla, bizi bağışla. Şüphesiz Sen, herşeye güç yetirensin."

MÜLK
67:1

قَدِيرٌ

ḳadīrun

gücü yeter

Mülk elinde bulunan (Allah) ne Yücedir. O, herşeye güç yetirendir.

KALEM
68:25

قَادِرِينَ

ḳādirīne

güçleri yettiği halde

(Yoksulları) Engellemeye güçleri yetebilirmiş gibi erkenden gittiler.

ME'ARIC
70:4

مِقْدَارُهُ

miḳdāruhu

miktarı

Melekler ve Ruh (Cebrail), ona, süresi elli bin yıl olan bir günde çıkabilmektedir.

ME'ARIC
70:40

لَقَادِرُونَ

leḳādirūne

gücümüz yeter

Artık, doğuların ve batıların Rabbine yemin ederim; Biz gerçekten güç yetireniz;

MÜZZEMMIL
73:20

يُقَدِّرُ

yuḳaddiru

takdir eder

Gerçekten Rabbin, senin gecenin üçte ikisinden biraz eksiğinde, yarısında ve üçte birinde (namaz için) kalktığını bilir; seninle birlikte olanlardan bir topluluğun da (böyle yaptığını bilir). Geceyi ve gündüzü Allah takdir eder. Sizin bunu sayamıyacağınızı bildi, böylece tevbenizi (O’na dönüşünüzü) kabul etti. Şu halde Kur’an’dan kolay geleni okuyun. Allah sizden hastalar olduğunu, başkalarının Allah’ın fazlından aramak için yeryüzünde gezip-dolaşacaklarını ve diğerlerinin Allah yolunda çarpışacaklarını bilmiştir. Öyleyse ondan (Kur’an’dan) kolay geleni okuyun. Namazı dosdoğru kılın, zekatı verin ve Allah’a güzel bir borç verin. Hayır olarak kendi nefisleriniz için önceden takdim ettiğiniz şeyleri daha hayırlı ve daha büyük bir ecir (karşılık) olarak Allah Katında bulursunuz. Allah’tan mağfiret dileyin. Şüphesiz Allah, çok bağışlayandır, çok esirgeyendir.

MÜDDESIR
74:18

وَقَدَّرَ

ve ḳaddera

ölçtü biçti

Çünkü o, düşündü ve bir ölçü tespit etti.

MÜDDESIR
74:19

قَدَّرَ

ḳaddera

ölçtü biçti

Kahrolası, nasıl bir ölçü koydu?

MÜDDESIR
74:20

قَدَّرَ

ḳaddera

ölçtü biçti

Yine kahrolası, nasıl bir ölçü koydu?

KIYAMET
75:4

قَادِرِينَ

ḳādirīne

gücümüz yeter

Evet; onun parmak uçlarını dahi derleyip-(yeniden) düzene koymaya güç yetirenleriz.

KIYAMET
75:40

بِقَادِرٍ

biḳādirin

gücü yetecek

(Öyleyse Allah,) Ölüleri diriltmeye güç yetiren değil midir?

İNSAN
76:16

قَدَّرُوهَا

ḳadderūhā

onları takdir etmişlerdir

Gümüşten billur kaplar ki, onları belli bir ölçüyle tespit etmişlerdir.

İNSAN
76:16

تَقْدِيرًا

teḳdīran

istedikleri ölçüde

Gümüşten billur kaplar ki, onları belli bir ölçüyle tespit etmişlerdir.

MÜRSELAT
77:22

قَدَرٍ

ḳaderin

bir süreye

Belli bir süreye kadar;

MÜRSELAT
77:23

فَقَدَرْنَا

feḳadernā

ve biçimlendirdik

İşte (buna) güç yetirdik. Demek ki, Biz ne güzel güç yetirenleriz.

MÜRSELAT
77:23

الْقَادِرُونَ

l-ḳādirūne

biçim vereniz biz

İşte (buna) güç yetirdik. Demek ki, Biz ne güzel güç yetirenleriz.

ABESE
80:19

فَقَدَّرَهُ

feḳadderahu

sonra ona biçim verdi

Bir damla sudan yarattı da onu ’bir ölçüyle biçime soktu.’

TARIK
86:8

لَقَادِرٌ

leḳādirun

elbette kadirdir

Şüphesiz (Allah), onu yeniden-döndürmeye güç yetirendir.

A'LA
87:3

قَدَّرَ

ḳaddera

takdie etti

Takdir etti, böylece yol gösterdi,

FECR
89:16

فَقَدَرَ

fe ḳadera

ve daraltsa

Ama ne zaman onu deneyerek, rızkını kıssa, hemen "Rabbim bana ihanet etti" der.

BELED
90:5

يَقْدِرَ

yeḳdira

güç yetiremeyecek-

O, hiç kimsenin kendisine asla güç yetiremeyeceğini mi sanıyor?

KADIR
97:1

الْقَدْرِ

l-ḳadri

kadir

Gerçek şu ki, Biz onu kadir gecesinde indirdik.

KADIR
97:2

الْقَدْرِ

l-ḳadri

kadir

Kadir gecesinin ne olduğunu sana bildiren nedir?

KADIR
97:3

الْقَدْرِ

l-ḳadri

kadir

Kadir gecesi, bin aydan daha hayırlıdır.