Harun Yıldırım 

1. Gerçekleşecek olan. …

2. Nedir o gerçekleşecek olan;

3. Gerçekleşecek olanın ne olduğunu bilir misin?

4. Semud ve Âd, kalpleri dehşetle ürperteni yalanladılar.

5. Bu nedenle Semud, korkunç bir sesle helak edildi.

6. Âd’a gelince; onlar da uğultulu ve azgın bir fırtına ile yok edildiler.

7. Onu yedi gece ve sekiz gün, ara vermeden üzerlerine musallat etti. Öyle ki, o kavmin orada içi kof hurma kütükleriymiş gibi çarpılıp yere yıkıldığını görürdün.

8. Şimdi onlardan hiç arta kalan görüyor musun?

9. Firavun, ondan öncekiler ve yerle bir olan şehirler o suçla geldiler.

10. Böylece Rablerinin elçisine isyan ettiler. Bu yüzden onları, gittikçe artan bir yakalayışla yakaladı.

11. Gerçek şu ki su kabarınca, sizleri gemide biz taşıdık.

12. Onu size bir uyarı kılalım ve anlayışlı kulak da onu anlasın diye.

13. Artık Sur’a tek bir üfürüşle üfürüldüğünde;

14. Yer ve dağlar yüklenip bir darbeyle tokuşturulduğunda;

15. İşte o günde olan olacaktır.

16. Gök yarılacak, o gün o güçsüz düşecek.

17. Melekler ise onun çevresindedir. O gün, Rabbinin Arş’ını, o gün onlardan sekiz tanesi başlarının üzerinde taşıyacaktır.

18. O gün hiç bir şeyiniz gizli kalmaksızın arz olunursunuz.

19. Artık kitabı sağeline verilen kişi der ki "Alın, kitabımı okuyun."

20. "Çünkü ben, hesabıma kavuşacağımı kesin olarak biliyordum."

21. Artık o, hoşnut bir yaşayış içindedir.

22. Yüksek bir cennette,

23. Meyveleri sarkmıştır.

24. "Geçmiş günlerde peşin yaptıklarınıza karşılık afiyetle yeyin, için."

25. Kitabı sol eline verilen ise der ki "Keşke kitabım bana verilmeseydi."

26. "Keşke hesabımı bilmeseydim."

27. "Keşke bu son olsaydı."

28. "Malım bana hiç bir fayda sağlayamadı."

29. "Kudretim yok olup gitti."

30. "Yakalayın onu, hemen bağlayın onu."

31. "Sonra onu çılgın alevlerin içine atın!"

32. "Daha sonra uzunluğu yetmiş arşın olan bir zincire vurun onu."

33. "Çünkü o, yüce Allah’a iman etmezdi."

34. "Yoksulu da doyurmaya teşvik etmezdi."

35. Artık, bugün burada onun hiçbir dostu yoktur.

36. Pislikten başka bir yemek yoktur.

37. Onu da suçlulardan başkası yemez.

38. Hayır; yemin ederim gördüğünüz şeylere,

39. Ve görmediğiniz şeylere.

40. Evet... O kesinlikle şerefli bir Rasul’ün sözüdür.

41. O, bir şairin sözü değildir. Ne kadar az inanıyorsunuz?!

42. Bir kahin sözü de değildir. Ne kadar az öğüt alıyorsunuz?!

43. O (Kur’an) âlemlerin Rabbinden indirilmedir.

44. Eğer bize bazı sözler isnad etseydi,

45. Muhakkak onu sağdan yakalardık.

46. Sonra can damarını elbette koparırdık.

47. Sizden hiçbir kimse bunu ona yapmamıza engel olamazdı.

48. Doğrusu o, muttakiler için bir öğüttür.

49. Biz, sizden yalanlayanların olduğunu elbette biliyoruz.

50. Gerçekten o, kâfirler için bir pişmanlıktır.

51. Ve şüphesiz o, kesin bir gerçektir.

52. O halde büyük Rabbinin ismini tesbih et!