Abdullah Parlıyan | |
---|---|
1. Andolsun kâfirlerin ruhlarını şiddetle çekip çıkaran meleklere, |
وَالنَّازِعَاتِ غَرْقًا Vennazi’ati ğarken. |
2. mü’minlerin ruhlarını kolayca rahatklıkla alan meleklere, |
وَالنَّاشِطَاتِ نَشْطًا Vennaşitati neştan. |
3. gökten inip çıkarken dalgıçlar gibi yüzdükçe yüzen tüm meleklere, |
وَالسَّابِحَاتِ سَبْحًا Vessabihati sebhan. |
فَالسَّابِقَاتِ سَبْقًا Fessabikati sebkan. |
|
5. kâinâttaki tüm işleri, Allah’ın emriyle evirip çeviren meleklere andolsun ki; |
فَالْمُدَبِّرَاتِ أَمْرًا Felmudebbirati emren. |
يَوْمَ تَرْجُفُ الرَّاجِفَةُ Yevme tercufurracifetu. |
|
تَتْبَعُهَا الرَّادِفَةُ Tetbe’uherradifetu. |
|
قُلُوبٌ يَوْمَئِذٍ وَاجِفَةٌ Kulubun yevmeizin vacifetun. |
|
أَبْصَارُهَا خَاشِعَةٌ Ebsaruha haşi’atun. |
|
10. "Öldükten ve kabre konulduktan sonra tekrar ilk durumumuza mı döndürüleceğiz? |
يَقُولُونَ أَإِنَّا لَمَرْدُودُونَ فِي الْحَافِرَةِ Yekulune einna lemerdudune fiylhafireti. |
أَإِذَا كُنَّا عِظَامًا نَخِرَةً Eiza kunna ’ızamen nehıreten. |
|
قَالُوا تِلْكَ إِذًا كَرَّةٌ خَاسِرَةٌ Kalu tilke izen kerretun hasiretun. |
|
13. "Öldükten sonra dirilme olayı tek bir haykırış, sûra üfürülüşten ibarettir." |
فَإِنَّمَا هِيَ زَجْرَةٌ وَاحِدَةٌ Feinnema hiye zecretun vahıdetun. |
14. Derken onlar uyanmışlar ve hepsi birden bir düzlüktedirler. |
فَإِذَا هُمْ بِالسَّاهِرَةِ Feiza hum bissahireti. |
هَلْ أَتَاكَ حَدِيثُ مُوسَىٰ Hel etake hadiysu musa. |
|
إِذْ نَادَاهُ رَبُّهُ بِالْوَادِ الْمُقَدَّسِ طُوًى İz nadahu rabbuhu bilvadilmukaddesi tuven. |
|
اذْهَبْ إِلَىٰ فِرْعَوْنَ إِنَّهُ طَغَىٰ İzheb ila fir’avne innehu tağa. |
|
18. "Kendini günah ve küfür kirlerinden temizlemeye niyetin var mı? |
فَقُلْ هَلْ لَكَ إِلَىٰ أَنْ تَزَكَّىٰ Fekul hel leke ila en tezekka. |
19. Ve sana Rabbinin yolunu göstereyim de korkasın, saygı duyasın." |
وَأَهْدِيَكَ إِلَىٰ رَبِّكَ فَتَخْشَىٰ Ve ehdiyeke ila rabbike fetahşa. |
20. Derken Musa ona en büyük mucizesi olan asanın yılana çevrilmesini gösterdi. |
فَأَرَاهُ الْآيَةَ الْكُبْرَىٰ Feerahul’ayetelkubra. |
فَكَذَّبَ وَعَصَىٰ Fekezzebe ve ’asa. |
|
22. Sonra döndü Musa’nın getirdiklerini iptal etmek için bütün gücüyle çalışmaya koyuldu. |
ثُمَّ أَدْبَرَ يَسْعَىٰ Summe edbere yes’a. |
فَحَشَرَ فَنَادَىٰ Fehaşere fenada. |
|
فَقَالَ أَنَا رَبُّكُمُ الْأَعْلَىٰ Fekale ene rabbukumul’a’la. |
|
25. Derken Allah onu dünyada boğarak ahirette de cehennemle azaplandırarak helak etmişti. |
فَأَخَذَهُ اللَّهُ نَكَالَ الْآخِرَةِ وَالْأُولَىٰ Feehazehullahu nekalel’ahıreti vel’ula. |
إِنَّ فِي ذَٰلِكَ لَعِبْرَةً لِمَنْ يَخْشَىٰ İnne fiy zalike le’ubreten limen yahşa. |
|
27. Sizi yaratmak mı daha zordur, yoksa göğü yaratmak mı? Ki o gökleri Allah yaratmıştır. |
أَأَنْتُمْ أَشَدُّ خَلْقًا أَمِ السَّمَاءُ ۚ بَنَاهَا Eentum eşeddu halkan emissema’u benaha. |
28. O gök kubbeyi yükseltmiş ve ona gerektiği gibi biçim vermiştir. |
رَفَعَ سَمْكَهَا فَسَوَّاهَا Refe’a semkeha fesevvaha. |
29. Onun gecesini karanlık yapmış ve gündüzünü de aydınlatmıştır. |
وَأَغْطَشَ لَيْلَهَا وَأَخْرَجَ ضُحَاهَا Ve ağtaşe leyleha ve ahrece duhaha. |
وَالْأَرْضَ بَعْدَ ذَٰلِكَ دَحَاهَا Vel’arda ba’de zalike dehaha. |
|
أَخْرَجَ مِنْهَا مَاءَهَا وَمَرْعَاهَا Ahrece minha aeha ve mer’aha. |
|
وَالْجِبَالَ أَرْسَاهَا Velcibale ersaha. |
|
33. Bütün bunlar sizin ve hayvanlarınızın geçinmesi içindir. |
مَتَاعًا لَكُمْ وَلِأَنْعَامِكُمْ Meta’an lekum ve lien’amikum. |
34. Ve böylece bütün insanlığı sarsacak olan yeniden dirilme olayı gelip çattığında. |
فَإِذَا جَاءَتِ الطَّامَّةُ الْكُبْرَىٰ Feiza caetittammetulkubra. |
35. O gün insan ne için çalışıp çabaladığını hatırlayıp anlar. |
يَوْمَ يَتَذَكَّرُ الْإِنْسَانُ مَا سَعَىٰ Yevme yetezekkerul’insanu ma se’a. |
وَبُرِّزَتِ الْجَحِيمُ لِمَنْ يَرَىٰ Ve burrizetilcehıymu limen yera. |
|
فَأَمَّا مَنْ طَغَىٰ Feemma men tağa. |
|
وَآثَرَ الْحَيَاةَ الدُّنْيَا Ve aserelhayateddunya. |
|
فَإِنَّ الْجَحِيمَ هِيَ الْمَأْوَىٰ Feinnelcahıyme hiyelme’va. |
|
40. Hesap gününde Rabbinin huzurunda durmaktan sakınanın ve nefsini kötü arzulardan alıkoyanın |
وَأَمَّا مَنْ خَافَ مَقَامَ رَبِّهِ وَنَهَى النَّفْسَ عَنِ الْهَوَىٰ Ve emma men hafe mekame rabbihi ve nehennefse ’anilheva. |
فَإِنَّ الْجَنَّةَ هِيَ الْمَأْوَىٰ Feinnelcennete hiyel me’va. |
|
42. Ey peygamber! Sana kıyamet ne zaman gelip çatacak diye soruyorlar. |
يَسْأَلُونَكَ عَنِ السَّاعَةِ أَيَّانَ مُرْسَاهَا Yes’eluneke ’anissa’ati eyyane mursaha. |
فِيمَ أَنْتَ مِنْ ذِكْرَاهَا Fiyme ente min zikraha. |
|
44. Çünkü onun bilgisinin başı ve sonu yalnız Rabbinin katındadır. |
إِلَىٰ رَبِّكَ مُنْتَهَاهَا İla rabbike muntehaha. |
45. Sen ancak o kıyametten korkanları uyarmak için gönderilmişsin. |
إِنَّمَا أَنْتَ مُنْذِرُ مَنْ يَخْشَاهَا İnnema ente munziru men yahşaha. |
كَأَنَّهُمْ يَوْمَ يَرَوْنَهَا لَمْ يَلْبَثُوا إِلَّا عَشِيَّةً أَوْ ضُحَاهَا Keennehum yevme yerevneha lem yelbesu illa ’aşiyyeten ev duhaha. |