| İlyas Yorulmaz | |
|---|---|
|
وَالنَّازِعَاتِ غَرْقًا Vennazi’ati ğarken. |
|
|
وَالنَّاشِطَاتِ نَشْطًا Vennaşitati neştan. |
|
|
وَالسَّابِحَاتِ سَبْحًا Vessabihati sebhan. |
|
|
فَالسَّابِقَاتِ سَبْقًا Fessabikati sebkan. |
|
|
فَالْمُدَبِّرَاتِ أَمْرًا Felmudebbirati emren. |
|
|
يَوْمَ تَرْجُفُ الرَّاجِفَةُ Yevme tercufurracifetu. |
|
|
تَتْبَعُهَا الرَّادِفَةُ Tetbe’uherradifetu. |
|
|
قُلُوبٌ يَوْمَئِذٍ وَاجِفَةٌ Kulubun yevmeizin vacifetun. |
|
|
أَبْصَارُهَا خَاشِعَةٌ Ebsaruha haşi’atun. |
|
|
10. "Biz, çukurlardan (mezarlardan) geri mi çıkartılacağız?" |
يَقُولُونَ أَإِنَّا لَمَرْدُودُونَ فِي الْحَافِرَةِ Yekulune einna lemerdudune fiylhafireti. |
|
11. "Çürümüş kemik yığınları haline gelmiş iken, öylemi?" derler. |
أَإِذَا كُنَّا عِظَامًا نَخِرَةً Eiza kunna ’ızamen nehıreten. |
|
12. "Eğer doğru ise, o zaman bu tekrarlanan bir kaybediş olur" dediler. |
قَالُوا تِلْكَ إِذًا كَرَّةٌ خَاسِرَةٌ Kalu tilke izen kerretun hasiretun. |
|
فَإِنَّمَا هِيَ زَجْرَةٌ وَاحِدَةٌ Feinnema hiye zecretun vahıdetun. |
|
|
14. Biden bire onlar (yattıkları kabirlerden) uyanmışlardır. |
فَإِذَا هُمْ بِالسَّاهِرَةِ Feiza hum bissahireti. |
|
هَلْ أَتَاكَ حَدِيثُ مُوسَىٰ Hel etake hadiysu musa. |
|
|
إِذْ نَادَاهُ رَبُّهُ بِالْوَادِ الْمُقَدَّسِ طُوًى İz nadahu rabbuhu bilvadilmukaddesi tuven. |
|
|
اذْهَبْ إِلَىٰ فِرْعَوْنَ إِنَّهُ طَغَىٰ İzheb ila fir’avne innehu tağa. |
|
|
فَقُلْ هَلْ لَكَ إِلَىٰ أَنْ تَزَكَّىٰ Fekul hel leke ila en tezekka. |
|
|
19. Seni Rabbinin doğru yoluna ileteyim ki, sende ona saygı duyasın. |
وَأَهْدِيَكَ إِلَىٰ رَبِّكَ فَتَخْشَىٰ Ve ehdiyeke ila rabbike fetahşa. |
|
فَأَرَاهُ الْآيَةَ الْكُبْرَىٰ Feerahul’ayetelkubra. |
|
|
فَكَذَّبَ وَعَصَىٰ Fekezzebe ve ’asa. |
|
|
ثُمَّ أَدْبَرَ يَسْعَىٰ Summe edbere yes’a. |
|
|
فَحَشَرَ فَنَادَىٰ Fehaşere fenada. |
|
|
فَقَالَ أَنَا رَبُّكُمُ الْأَعْلَىٰ Fekale ene rabbukumul’a’la. |
|
|
25. Allah da onu, hem ahiret, hem de dünya cezasıyla yakaladı. |
فَأَخَذَهُ اللَّهُ نَكَالَ الْآخِرَةِ وَالْأُولَىٰ Feehazehullahu nekalel’ahıreti vel’ula. |
|
26. Elbetteki bunda Allah dan korkup saygı gösterenler için alınacak dersler var. |
إِنَّ فِي ذَٰلِكَ لَعِبْرَةً لِمَنْ يَخْشَىٰ İnne fiy zalike le’ubreten limen yahşa. |
|
27. Şimdi! Yaratılışta siz mi daha güçlüsünüz, yoksa bina ettiğimiz gökyüzü mü ? |
أَأَنْتُمْ أَشَدُّ خَلْقًا أَمِ السَّمَاءُ ۚ بَنَاهَا Eentum eşeddu halkan emissema’u benaha. |
|
28. Gökyüzünün tavanını yükseltti ve onu düzgün bir hale getirdi. |
رَفَعَ سَمْكَهَا فَسَوَّاهَا Refe’a semkeha fesevvaha. |
|
29. Gökyüzünün gecesini karanlık, gündüzünü de aydınlık yaptı. |
وَأَغْطَشَ لَيْلَهَا وَأَخْرَجَ ضُحَاهَا Ve ağtaşe leyleha ve ahrece duhaha. |
|
وَالْأَرْضَ بَعْدَ ذَٰلِكَ دَحَاهَا Vel’arda ba’de zalike dehaha. |
|
|
أَخْرَجَ مِنْهَا مَاءَهَا وَمَرْعَاهَا Ahrece minha aeha ve mer’aha. |
|
|
وَالْجِبَالَ أَرْسَاهَا Velcibale ersaha. |
|
|
33. Yeryüzünde sizin ve hayvanlarınız için yaşayabileceğiniz geçimlikler var. |
مَتَاعًا لَكُمْ وَلِأَنْعَامِكُمْ Meta’an lekum ve lien’amikum. |
|
فَإِذَا جَاءَتِ الطَّامَّةُ الْكُبْرَىٰ Feiza caetittammetulkubra. |
|
|
يَوْمَ يَتَذَكَّرُ الْإِنْسَانُ مَا سَعَىٰ Yevme yetezekkerul’insanu ma se’a. |
|
|
36. Görebilen birisi için cehennem apaçık ortaya çıkarılmıştır. |
وَبُرِّزَتِ الْجَحِيمُ لِمَنْ يَرَىٰ Ve burrizetilcehıymu limen yera. |
|
فَأَمَّا مَنْ طَغَىٰ Feemma men tağa. |
|
|
وَآثَرَ الْحَيَاةَ الدُّنْيَا Ve aserelhayateddunya. |
|
|
39. Bundan dolayı da cehennem onun sığınıp kalacağı yer olmuştur. |
فَإِنَّ الْجَحِيمَ هِيَ الْمَأْوَىٰ Feinnelcahıyme hiyelme’va. |
|
40. Rabbinin makamından korkan ve nefsini, tutkularından uzak tutan kimse ise. |
وَأَمَّا مَنْ خَافَ مَقَامَ رَبِّهِ وَنَهَى النَّفْسَ عَنِ الْهَوَىٰ Ve emma men hafe mekame rabbihi ve nehennefse ’anilheva. |
|
فَإِنَّ الْجَنَّةَ هِيَ الْمَأْوَىٰ Feinnelcennete hiyel me’va. |
|
|
يَسْأَلُونَكَ عَنِ السَّاعَةِ أَيَّانَ مُرْسَاهَا Yes’eluneke ’anissa’ati eyyane mursaha. |
|
|
فِيمَ أَنْتَ مِنْ ذِكْرَاهَا Fiyme ente min zikraha. |
|
|
إِلَىٰ رَبِّكَ مُنْتَهَاهَا İla rabbike muntehaha. |
|
|
إِنَّمَا أَنْتَ مُنْذِرُ مَنْ يَخْشَاهَا İnnema ente munziru men yahşaha. |
|
|
كَأَنَّهُمْ يَوْمَ يَرَوْنَهَا لَمْ يَلْبَثُوا إِلَّا عَشِيَّةً أَوْ ضُحَاهَا Keennehum yevme yerevneha lem yelbesu illa ’aşiyyeten ev duhaha. |