Sadık Türkmen 

1. Aşaği kayan yıldıza yemin olsun!

2. Arkadaşınız (doğru yoldan) sapmadı ve azıtmadı (doğru yoldan çıkmadı) da!

3. Arzusuna göre konuşmuyor/nutuk atmıyor (ayet) söylemiyor.

4. O, vahyolunan bir vahiydir (Kur’an’dır) ancak.

5. Üstün güç sahibi (Melek/Cebrail) onu öğretti.

6. Akıl, güzellik ve güç verilmiş olan! Hemen (kendi suretinde/melek şeklinde) doğrulup dikildi,

7. En yüksek ufukta idi.

8. Sonra yaklaştı, derken sarkıverdi.

9. (peygamber’e) iki yay aralığı kadar mesafede idi, hatta daha da yakın.

10. Böylece (Allah), kuluna (Kur’an’dan) vahyettiğini (Cebrail ile) vahyetti.

11. (Hz. Muhammed’in) gözüyle gördüğünü gönlü yalanlamadı.

12. Şimdi siz onun gördüğünü tartışıyor musunuz?

13. Ant olsun onu başka bir inişinde daha görmüştü;

14. Sidretü’lmüntehâ’nın yanında,

15. Cennet’ülmevâ/barınma bahçesi de onun yanındadır.

16. Hani bürüdüğü şeyler Sidre’yi bürüyordu.

17. Göz ne kaydı, ne de sınırı aştı.

18. Ant olsun ki o, Rabbinin büyük ayetlerinden bazılarını gördü.

19. Siz de gördünüz mü? Lât’ı ve Uzza’yı,

20. Diğer üçüncüleri olan Menat’ı (bir güçleri var mı)?

21. Demek erkek size, dişi de O’na ha!

22. Çok insafsızca bir taksimdir/tutumdur bu!

23. Onlar ancak, sizin ve babalarınızın kendilerini isimlendirdiğiniz boş isimlerdir. Allah onlar hakkında hiçbir delil indirmedi. Ancak zanna (teorilerine) ve nefislerin alçak hevesine (isteklerine) uyuyorlar. Halbuki onlara, Rablerinden hidayet (Kur’an) geldi.

24. Yoksa insan, her umduğu şeye sahip mi olacak?

25. Ahiret te Allah’ındır, dünya da!..

26. Allah’ın dilediği ve razı olduğu kişiler hakkında izni olmadan, göklerde nice melekler vardır ki; onların şefaatleri hiçbir işe yaramaz/fayda vermez.

27. Ahiret’e inanmayanlar melekleri dişi isimlerle isimlendiriyorlar.

28. Oysa bu konuda onların hiçbir ilmi/bilgisi yoktur. Sadece zanna tâbi oluyorlar/tahmin yürütüyorlar. Halbuki tahmin/zan (ilimden değildir), gerçek adına hiçbir şey ifade etmez.

29. Zikrimizden (kur’an’dan) yüz çeviren ve dünya hayatından başkasını istemeyenlere aldırış etme!

30. Işte, ilimde eriştikleri gâyeleri budur. Şüphesiz Rabbin, yolundan sapan kimseyi en iyi bilendir. Doğru yolda olanı da en iyi bilendir.

31. Göktekiler ve yerdekiler Allah’ındır. Bu, yaptıkları ile kötülük yapanları cezalandırması ve iyilik yapanları da güzellikle mükâfatlandırması içindir.

32. Onlar günahın büyüklerinden ve iğrenç/çirkef (yüz kızartıcı) işlerden kaçınırlar. Küçük kusurlar başka! Şüphesiz Rabbin affı geniş olandır. Sizi en iyi bilendir; topraktan/yerden/arzdan sizi inşa ettiğinde de ve annelerinizin karınlarında ceninler iken de (her halinizi bilir). Öyleyse kendinizi temize çıkarmayın. O, korunup sakınan (takva sahibi) kimseyi en iyi bilendir.

33. Şu yüz ÇEVİRENİ gördün mü?

34. Birazcık verdi kalanını ise inatla sıkıca tuttu.

35. Sanki gayb ilmi onun yanında mı ki görüyor?

36. Yoksa, musa’nın sahifelerindeki şeyler/hükümler, kendisine haber verilmedi mi?

37. Ve çok vefalı İbrahim’in (sahifelerinde) olan?

38. Hiçbir günahkâr bir başkasının günah yükünü yüklenmez.

39. Insan için kendi çalışmasından başka bir bedel/karşılık yoktur.

40. Şüphesiz ki onun çalışması(nın hesabı) ileride görülecektir.

41. Sonra, ona en dolgun ücret/karşılık verilecektir.

42. Son varış Rabbinin huzuruna olacaktır.

43. Doğrusu güldüren (cenneti ikram eden) de, ağlatan (cehenneme atan) da O’dur.

44. Öldüren (birinin ölümüne izin veren) ve diriltip yaşatan da O’dur/Allah’tır.

45. Erkeği ve dişiyi, iki eş/çift olarak yaratan da O’dur;

46. Atıldığı zaman nutfeden!..

47. Tekrar diriltmek de O’na aittir.

48. Zengin olmalarına izin veren O’dur, (elementleri yaratarak) imkân, sermaye veren de O’dur.

49. Şi’râ(yıldızı)’nın rabbi de O’dur.

50. Önceki âd kavmini helâk eden de O’dur.

51. Semud’u da... (Onlardan geriye hiçbir iz) bırakmadı.

52. Daha önce de Nuh kavmini helâk etti. Çünkü onlar çok zâlim ve çok azgın idiler.

53. Tıpkı yerin dibine geçirilen öteki şehirler (gibi, öyle yaptı).

54. Örttüğü şeylerle onları örttü/görünmez hale getirdi.

55. Öyleyse rabbinin nimetinin hangisinden kuşkuya düşersin?

56. Bu (kur’an) DA önceki uyarıcılardan bir uyarıcıdır.

57. Yaklaşmakta olan yaklaştı.

58. Onu Allah’tan başka açığa çıkaracak yoktur.

59. Şimdi, siz bu sözden mi hayrete düşüyorsunuz?

60. Gülüyorsunuz da ağlamıyorsunuz.

61. Aldırmıyor/kafa tutuyor/böbürleniyorsunuz.

62. Haydi artık, Allah’a secde edin/secde ederek bağlılığınızı gösterin ve (yalnız O’na) kul olun.