ن ذ ر kökü Kur'an'da 130 defa geçmektedir.

AYETLER

MÜDDESIR
74:2

فَأَنْذِرْ

fe enƶir

ve uyar

Kalk (ve) bundan böyle uyar.

MÜDDESIR
74:36

نَذِيرًا

neƶīran

uyarıcıdır

Beşer (insan) için bir uyarıdır.

LEYL
92:14

فَأَنْذَرْتُكُمْ

feenƶertukum

ben sizi uyardım

Artık sizi, ’alevleri kabardıkça kabaran’ bir ateşle uyardım.

NECM
53:56

نَذِيرٌ

neƶīrun

bir uyarıcıdır

Bu önceki uyarıcılardan bir uyarıcıdır.

NECM
53:56

النُّذُرِ

n-nuƶuri

uyarıcılar-

Bu önceki uyarıcılardan bir uyarıcıdır.

MÜRSELAT
77:6

نُذْرًا

nuƶran

uyarı

Özür (suçu, eksikliği ortadan kaldırmak) veya uyarmak için.

KAF
50:2

مُنْذِرٌ

munƶirun

bir uyarıcı

Hayır, onlara kendilerinden bir uyarıcı gelmesine şaştılar da, o kafirler "Bu şaşılacak bir şey" dediler.

KAMER
54:5

النُّذُرُ

n-nuƶuru

uyarılar

(Ki her biri) Doruğunda-olgunlaşmış hikmettir. Fakat uyarmalar bir yarar sağlamıyor.

KAMER
54:16

وَنُذُرِ

ve nuƶuri

ve uyarılarım

Şu halde Benim azabım ve uyarıp-korkutmam nasılmış?

KAMER
54:18

وَنُذُرِ

ve nuƶuri

ve uyarılarım

Ad (kavmi) de yalanladı. Şu halde Benim azabım ve uyarmam nasılmış?

KAMER
54:21

وَنُذُرِ

ve nuƶuri

ve uyarılarım

Şu halde Benim azabım ve uyarmam nasılmış?

KAMER
54:23

بِالنُّذُرِ

bin-nuƶuri

uyarıları

Semud (kavmi) de uyarıları yalanladı.

KAMER
54:30

وَنُذُرِ

ve nuƶuri

ve uyarılarım

Şu halde Benim azabım ve uyarmam nasılmış?

KAMER
54:33

بِالنُّذُرِ

bin-nuƶuri

uyarıları

Lut kavmi de uyarıları yalanladı.

KAMER
54:36

أَنْذَرَهُمْ

enƶerahum

onları uyarmıştı

Oysa andolsun, zorlu yakalamamıza karşı onları uyarmıştı. Fakat onlar, bu uyarıları kuşkuyla karşılayıp-yalanlamakta direttiler.

KAMER
54:36

بِالنُّذُرِ

bin-nuƶuri

uyarılara karşı

Oysa andolsun, zorlu yakalamamıza karşı onları uyarmıştı. Fakat onlar, bu uyarıları kuşkuyla karşılayıp-yalanlamakta direttiler.

KAMER
54:37

وَنُذُرِ

ve nuƶuri

ve uyarılarımı

Andolsun onlar, onun konuklarından da murad almak için baskı yaptılar. Biz de onların gözlerini silip kör ettik. "İşte azabımı ve uyarmamı tadın."

KAMER
54:39

وَنُذُرِ

ve nuƶuri

ve uyarılarımı

Şimdi azabımı ve uyarmamı tadın.

KAMER
54:41

النُّذُرُ

n-nuƶuru

uyarılar

Andolsun Firavun ailesi (ve çevresi ile kavmi)ne de uyarılar geldi.

SAD
38:4

مُنْذِرٌ

munƶirun

bir uyarıcı (peygamber)

İçlerinden kendilerine bir uyarıcının gelmesine şaştılar. Kafirler dedi ki "Bu, yalan söyleyen bir büyücüdür."

SAD
38:65

مُنْذِرٌ

munƶirun

bir uyarıcıyım

De ki "Ben, yalnızca bir uyarıcıyım. Bir olan, kahreden Allah’tan başka bir İlah yoktur."

SAD
38:70

نَذِيرٌ

neƶīrun

bir uyarıcı

"Bana ancak, yalnızca apaçık bir uyarıcı olduğum vahyolunmaktadır."

A'RAF
7:2

لِتُنْذِرَ

litunƶira

uyarman

(Bu,) Bir Kitap’tır ki onunla uyarman için ve mü’minlere bir öğüt olmak üzere sana indirildi. Öyleyse bundan dolayı göğsünde bir sıkıntı olmasın.

A'RAF
7:63

لِيُنْذِرَكُمْ

liyunƶirakum

sizi uyarmak için

"Sakınıp rahmete kavuşmanız için, içinizden sizi uyarıp korkutacak bir adam aracılığı ile bir zikir (kitap) gelmesine mi şaştınız?"

A'RAF
7:69

لِيُنْذِرَكُمْ

liyunƶirakum

sizi uyarması için

"Sizi uyarmak için aranızdan bir adam aracılığıyla Rabbinizden size bir zikrin gelmesine mi şaşırdınız? (Allah’ın) Nuh kavminden sonra sizi halifeler kıldığını ve sizin yaratılışta gelişiminizi arttırdığını (veya üstün kıldığını) hatırlayın. Öyleyse Allah’ın nimetlerini hatırlayın, ki kurtuluş bulasınız."

A'RAF
7:184

نَذِيرٌ

neƶīrun

bir uyarıcıdır

Sahiplerinde (ya da arkadaşları olan peygamberde) delilikten hiçbir şey olmadığını düşünmüyorlar mı? O, apaçık bir uyarıcıdan başkası değildir.

A'RAF
7:188

نَذِيرٌ

neƶīrun

bir uyarıcı

De ki "Allah’ın dilemesi dışında kendim için yarardan ve zarardan (hiçbir şeye) malik değilim. Eğer gaybı bilebilseydim muhakkak hayırdan yaptıklarımı arttırırdım ve bana bir kötülük dokunmazdı. Ben, iman eden bir topluluk için, bir uyarıcı ve bir müjde vericiden başkası değilim."

YASIN
36:6

لِتُنْذِرَ

litunƶira

uyarman için

Babaları uyarılmamış, böylece kendileri de gafil kalmış bir kavmi uyarman için (gönderildin).

YASIN
36:6

أُنْذِرَ

unƶira

uyarılmamış

Babaları uyarılmamış, böylece kendileri de gafil kalmış bir kavmi uyarman için (gönderildin).

YASIN
36:10

أَأَنْذَرْتَهُمْ

eenƶertehum

uyarsan (da)

Kendilerini uyarsan da, uyarmasan da onlar için birdir; inanmazlar.

YASIN
36:10

تُنْذِرْهُمْ

tunƶirhum

uyarmasan (da)

Kendilerini uyarsan da, uyarmasan da onlar için birdir; inanmazlar.

YASIN
36:11

تُنْذِرُ

tunƶiru

sen uyarabilirsin

Sen ancak, zikre (Kur’an’a) uyan ve gayb ile Rahman olan (Allah’)a (karşı) içi titreyerek korku duyan kimseyi uyarırsın. İşte böylesini, bir bağışlanma ve üstün bir ecirle müjdele.

YASIN
36:70

لِيُنْذِرَ

liyunƶira

uyarman için

(Kur’an,) Diri olanları uyarıp korkutmak ve kafirlerin üzerine sözün hak olması için (indirilmiştir).

FURKAN
25:1

نَذِيرًا

neƶīran

uyarıcı

Alemlere uyarıcı olsun diye, kuluna Furkan’ı indiren (Allah) ne Yücedir.

FURKAN
25:7

نَذِيرًا

neƶīran

uyarıcı

Dediler ki "Bu elçiye ne oluyor ki, yemek yemekte ve pazarlarda dolaşmaktadır? Ona, kendisiyle birlikte uyarıcı olacak bir melek indirilmesi gerekmez miydi?"

FURKAN
25:51

نَذِيرًا

neƶīran

bir uyarıcı

Eğer dilemiş olsaydık, her kasabaya bir uyarıcı gönderirdik.

FURKAN
25:56

وَنَذِيرًا

ve neƶīran

ve uyarıcı

Biz seni yalnızca bir müjde verici ve uyarıp-korkutucu olarak gönderdik.

FATIR
35:18

تُنْذِرُ

tunƶiru

uyarırsın

Hiçbir günahkar bir başka günahkarın günahını yüklenemez. Eğer yükü ağır olan kimse (bir başkasını) onu taşımaya çağırsa, -bu, yakın-akrabası da olsa- kendisine ondan hiçbir şey yükletilmez. Sen, yalnızca gayb ile Rablerinden ’içleri titreyerek-korkmakta’ olanları ve dosdoğru namazı kılanları uyarırsın. Kim temizlenip-arınırsa, artık o, kendi nefsi için temizlenip-arınmıştır. Sonunda dönüş Allah’adır.

FATIR
35:23

نَذِيرٌ

neƶīrun

uyarıcı(dan)

Sen, yalnızca bir uyarıcısın.

FATIR
35:24

وَنَذِيرًا

ve neƶīran

ve uyarıcı

Şüphesiz Biz seni, hak ile bir müjde verici ve bir uyarıcı olarak gönderdik. Hiçbir ümmet yoktur ki, içinde bir uyarıcı gelip-geçmiş olmasın.

FATIR
35:24

نَذِيرٌ

neƶīrun

bir uyarıcı

Şüphesiz Biz seni, hak ile bir müjde verici ve bir uyarıcı olarak gönderdik. Hiçbir ümmet yoktur ki, içinde bir uyarıcı gelip-geçmiş olmasın.

FATIR
35:37

النَّذِيرُ

n-neƶīru

uyarıcı

İçinde onlar (şöyle) çığlık atarlar "Rabbimiz, bizi çıkar, yaptığımızdan başka salih bir amelde bulunalım." Size orda (dünyada), öğüt alabilecek olanın öğüt alabileceği kadar ömür vermedik mi? Size uyaran da gelmişti. Öyleyse (azabı) tadın; artık zalimler için bir yardımcı yoktur.

FATIR
35:42

نَذِيرٌ

neƶīrun

bir uyarıcı (peygamber)

Yeminlerinin olanca güçleriyle, kendilerine bir uyarıcı-korkutucu gelecek olsa, ümmetlerinin herhangi birinden mutlaka daha doğru olacaklarına dair, Allah’a and içtiler. Ancak onlara bir uyarıcı-korkutucu geldiğinde (bu,) nefretlerinden başkasını artırmadı.

FATIR
35:42

نَذِيرٌ

neƶīrun

uyarıcı

Yeminlerinin olanca güçleriyle, kendilerine bir uyarıcı-korkutucu gelecek olsa, ümmetlerinin herhangi birinden mutlaka daha doğru olacaklarına dair, Allah’a and içtiler. Ancak onlara bir uyarıcı-korkutucu geldiğinde (bu,) nefretlerinden başkasını artırmadı.

MERYEM
19:26

نَذَرْتُ

neƶertu

adadım

Artık, ye, iç, gözün aydın olsun. Eğer herhangi bir beşer görecek olursan, de ki "Ben Rahman (olan Allah)’ a oruç adadım, bugün hiç kimseyle konuşmayacağım."

MERYEM
19:39

وَأَنْذِرْهُمْ

ve enƶirhum

onları uyar

İş(in) hükme bağlanıp biteceği, hasret gününe karşı onları uyar; onlar bir gaflet içindedirler ve onlar inanmıyorlar.

MERYEM
19:97

وَتُنْذِرَ

ve tunƶira

ve uyarman için

Biz bunu (Kur’an’ı) senin dilinle kolaylaştırdık, takva sahiplerine müjde vermen ve direnen bir kavmi uyarıp-korkutman için.

ŞU'ARA
26:115

نَذِيرٌ

neƶīrun

bir uyarıcı(dan)

"Ben, yalnızca apaçık bir uyarıcıyım."

ŞU'ARA
26:173

الْمُنْذَرِينَ

l-munƶerīne

uyarılanların

Ve üzerlerine bir yağmur yağdırdık; uyarılıp-korkutulanların yağmuru ne kötü.

ŞU'ARA
26:194

الْمُنْذِرِينَ

l-munƶirīne

uyarıcılar-

Uyarıcılardan olman için, senin kalbinin üzerine (indirmiştir).

ŞU'ARA
26:208

مُنْذِرُونَ

munƶirūne

uyarıcıları

Kendisi için bir uyarıcı olmaksızın, Biz hiçbir ülkeyi yıkıma uğratmış değiliz.

ŞU'ARA
26:214

وَأَنْذِرْ

ve enƶir

ve uyar

(Öncelikle) En yakın hısımlarını (aşiretini) uyar.

NEML
27:58

الْمُنْذَرِينَ

l-munƶerīne

uyarılanlara

Ve üzerlerine bir yağmur yağdırdık. Uyarılanların yağmuru ne kötüdür.

NEML
27:92

الْمُنْذِرِينَ

l-munƶirīne

ancak uyarıcılardanım

"Ve Kur’an’ı okumakla da (emrolundum). Artık kim hidayete gelirse, kendi nefsi için hidayete gelmiştir; kim sapacak olursa, de ki "Ben yalnızca uyarıcılardanım."

KASAS
28:46

لِتُنْذِرَ

litunƶira

uyarasın diye

(Musa’ya) Seslendiğimiz zaman da, sen Tur’un yanında değildin. Ancak Rabbinden bir rahmet olmak üzere senden önce kendilerine bir uyarıcı gelmemiş olan bir kavmi uyarman için (gönderildin). Umulur ki, öğüt alıp düşünürler diye.

KASAS
28:46

نَذِيرٍ

neƶīrin

bir uyarıcı

(Musa’ya) Seslendiğimiz zaman da, sen Tur’un yanında değildin. Ancak Rabbinden bir rahmet olmak üzere senden önce kendilerine bir uyarıcı gelmemiş olan bir kavmi uyarman için (gönderildin). Umulur ki, öğüt alıp düşünürler diye.

İSRA
17:105

وَنَذِيرًا

ve neƶīran

ve uyarıcı olmak

Biz onu (Kur’an’ı) hak olarak indirdik ve o hak ile indi; seni de yalnızca bir müjde verici ve uyarıp-korkutucu olarak gönderdik.

YUNUS
10:2

أَنْذِرِ

enƶiri

uyarsın

İçlerinden bir adama "İnsanları uyar ve iman edenlere, muhakkak kendileri için Rableri Katında ’gerçek bir makam’ olduğunu müjde ver" diye vahyetmemiz, insanlara şaşırtıcı mı geldi? İnkar edenler "Gerçekten bu, açıkça bir büyücüdür" dediler.

YUNUS
10:73

الْمُنْذَرِينَ

l-munƶerīne

uyarılanların

Fakat onu yalanladılar; Biz de onu ve gemide onunla birlikte olanları kurtardık ve onları halifeler kıldık. Ayetlerimizi yalanlayanları da suda boğduk. Uyarılanların nasıl bir sonuca uğratıldıklarına bir bak.

YUNUS
10:101

وَالنُّذُرُ

ve nnuƶuru

ve uyarılar

De ki "Göklerde ve yerde ne var? Bir bakıverin." İman etmeyen bir topluluğa apaçık ayetler ve uyarmalar bir şey sağlamaz.

HUD
11:2

نَذِيرٌ

neƶīrun

bir uyarıcıyım

Öyle ki, Allah’tan başkasına ibadet etmeyin. Gerçekten Ben, sizi O’nun tarafından uyaran ve müjdeleyenim;

HUD
11:12

نَذِيرٌ

neƶīrun

bir uyarıcısın

Şimdi onların "Ona bir hazine indirilmeli veya onunla birlikte bir melek gelmeli değil miydi?" demeleri dolayısıyla göğsün daralıp sana vahyolunanlardan bir kısmını terk mi edeceksin? Sen yalnızca bir uyarıcısın. Allah herşeye vekildir.

HUD
11:25

نَذِيرٌ

neƶīrun

bir uyarıcıyım

Andolsun, Biz Nuh’u kavmine gönderdik. (Onlara) "Ben sizin için ancak apaçık bir uyarıp-korkutucuyum."

HICR
15:89

النَّذِيرُ

n-neƶīru

bir uyarıcıyım

Ve de ki "Şüphe yok, ben apaçık bir uyarıcıyım."

EN'ÂM
6:19

لِأُنْذِرَكُمْ

liunƶirakum

sizi uyarayım

De ki "Şahidlik bakımından hangi şey daha büyüktür?" De ki "Allah benimle sizin aranızda şahiddir. Sizi -ve kime ulaşırsa- kendisiyle uyarmam için bana şu Kur’an vahyedildi. Gerçekten Allah’la beraber başka ilahların da bulunduğuna siz mi şahidlik ediyorsunuz?" De ki "Ben şehadet etmem." De ki "O, ancak bir tek olan İlah’tır ve gerçekten ben, sizin şirk koşmakta olduklarınızdan uzağım."

EN'ÂM
6:48

وَمُنْذِرِينَ

ve munƶirīne

ve uyarıcılar olmak

Biz elçileri müjde vericiler ve uyarıp-korkutucular olmaktan başka (bir nedenle) göndermiyoruz. Şu halde kim iman ederse ve (davranışlarını) düzeltirse, artık onlar için korku yoktur, onlar mahzun da olmayacaklardır.

EN'ÂM
6:51

وَأَنْذِرْ

ve enƶir

ve uyar

Rablerine (götürülüp) toplanacaklarından korkanları onunla (Kur’an’la) uyarıp-korkut; onlar için ondan başka ne velileri vardır ne şefaatçileri. Umulur ki korkup-sakınırlar.

EN'ÂM
6:92

وَلِتُنْذِرَ

velitunƶira

ve uyarman için

İşte bu (Kur’an), önündekileri doğrulayıcı ve şehirler anası (Mekke) ile çevresindekileri uyarman için indirdiğimiz kutlu Kitap’tır. Ahirete iman edenler buna inanırlar. Onlar namazlarını (özenle) koruyanlardır.

EN'ÂM
6:130

وَيُنْذِرُونَكُمْ

ve yunƶirūnekum

ve sizi uyaran

Ey cin ve insan topluluğu, içinizden size ayetlerimi aktarıp-okuyan ve bu karşı karşıya geldiğiniz gününüzle sizi uyarıp-korkutan elçiler gelmedi mi? Onlar "Nefislerimize karşı şehadet ederiz" derler. Dünya hayatı onları aldattı ve gerçekten kafir olduklarına dair kendi nefislerine karşı şehadet ettiler.

SAFFAT
37:72

مُنْذِرِينَ

munƶirīne

uyarıcılar

Andolsun, Biz onlara uyarıcılar göndermiştik.

SAFFAT
37:73

الْمُنْذَرِينَ

l-munƶerīne

uyarılanların

Uyarılanların nasıl bir sona uğradıklarına bir bak.

SAFFAT
37:177

الْمُنْذَرِينَ

l-munƶerīne

uyarılmış olanların

Fakat (azap) onların sahasına indiği zaman uyarılıp-korkutulanların sabahı ne kötü olur.

SEBE
34:28

وَنَذِيرًا

ve neƶīran

ve uyarıcı olman

Biz seni ancak bütün insanlara bir müjde verici ve uyarıcı olarak gönderdik. Ancak insanların çoğu bilmiyorlar.

SEBE
34:34

نَذِيرٍ

neƶīrin

uyarıcı

Biz hangi ülkeye bir uyarıcı gönderdikse, mutlaka oranın ’refah içinde şımaran önde gelenleri’ "Gerçekten biz, sizin kendisiyle gönderildiğiniz şeyi tanımıyoruz" demişlerdir.

SEBE
34:44

نَذِيرٍ

neƶīrin

uyarıcı

Oysa Biz onlara ders alacakları kitaplar vermemiştik ve kendilerine senden önce bir uyarıcı da göndermemiştik.

SEBE
34:46

نَذِيرٌ

neƶīrun

bir uyarıcıdır

De ki "Size bir tek öğüt veriyorum "Allah için ikişer ikişer ve teker teker kıyam etmeniz, sonra düşünmeniz. Sizin sahibiniz (veya arkadaşınız olan Peygamber)de hiçbir delilik yoktur. O, yalnızca sizi, şiddetli bir azabın öncesinde uyarandır."

ZÜMER
39:71

وَيُنْذِرُونَكُمْ

ve yunƶirūnekum

ve sizi uyaran

İnkar edenler, cehenneme bölük bölük sevkedildiler. Sonunda oraya geldikleri zaman, kapıları açıldı ve onlara (cehennemin) bekçileri dedi ki "Size Rabbinizin ayetlerini okuyan ve bugünle karşılaşacağınızı (söyleyip) sizi uyaran elçiler gelmedi mi?" Onlar "Evet." dediler. Ancak azap kelimesi kafirlerin üzerine hak oldu.

MÜ'MIN
40:15

لِيُنْذِرَ

liyunƶira

uyarmak için

Dereceleri yükselten Arş’ın sahibi (Allah), ’toplanma ve buluşma’ günü ile uyarıp-korkutmak için, Kendi emrinden olan ruhu kullarından dilediğine indirir.

MÜ'MIN
40:18

وَأَنْذِرْهُمْ

ve enƶirhum

ve onları uyar

Onları, yaklaşmakta olan güne karşı uyar; o zaman yürekler gırtlaklara dayanır, yutkunur dururlar. Zalimler için ne koruyucu bir dost, ne sözü yerine getirebilir bir şefaatçi yoktur.

FUSSILET
41:4

وَنَذِيرًا

ve neƶīran

ve uyarıcı olarak

Bir müjde verici ve bir uyarıcı olarak. Ama çoğu yüz çevirdiler. Artık onlar dinlemezler.

FUSSILET
41:13

أَنْذَرْتُكُمْ

enƶertukum

ben sizi uyardım

Bu durumda eğer onlar yüz çevirirlerse, artık de ki "Ben sizi, Ad ve Semud (kavimlerinin) yıldırımına benzer bir yıldırımla uyardım."

ŞURA
42:7

لِتُنْذِرَ

litunƶira

uyarman için

İşte Biz sana, böyle Arapça bir Kur’an vahyettik; şehirlerin anası (olan Mekke halkı)nı ve çevresinde olanları uyarman için ve kendisinde şüphe olmayan toplanma gününü (haber verip onları) uyarman için de. (O gün onların) Bir bölümü cennette, bir bölümü çılgınca yanan ateşin içerisindedirler.

ŞURA
42:7

وَتُنْذِرَ

ve tunƶira

ve uyarman için

İşte Biz sana, böyle Arapça bir Kur’an vahyettik; şehirlerin anası (olan Mekke halkı)nı ve çevresinde olanları uyarman için ve kendisinde şüphe olmayan toplanma gününü (haber verip onları) uyarman için de. (O gün onların) Bir bölümü cennette, bir bölümü çılgınca yanan ateşin içerisindedirler.

ZUHRUF
43:23

نَذِيرٍ

neƶīrin

uyarıcı

İşte böyle, senden önce de (herhangi) bir memlekete bir elçi göndermiş olmayalım, mutlaka onun ’refah içinde şımarıp azan önde gelenleri’ (şöyle) demişlerdir "Gerçekten biz, atalarımızı bir ümmet (din) üzerinde bulduk ve doğrusu biz, onların izlerine (eserlerine) uymuş kimseleriz."

DUHAN
44:3

مُنْذِرِينَ

munƶirīne

uyarıcıyız

Gerçekten Biz onu mübarek bir gecede indirdik, gerçekten Biz uyaranlarız.

AHKAF
46:3

أُنْذِرُوا

unƶirū

uyarıldıkları

Biz gökleri, yeri ve ikisi arasında bulunanları ancak hak ve adı konulmuş bir ecel (belli bir süre) olarak yarattık. İnkar edenler ise, uyarıldıkları şeyden yüz çeviren(kimseler)dir.

AHKAF
46:9

نَذِيرٌ

neƶīrun

bir uyarıcıdan

De ki "Ben elçilerden bir türedi değilim, bana ve size ne yapılacağını da bilemiyorum. Ben, yalnızca bana vahyedilmekte olana uyuyorum ve ben, apaçık bir uyarıcıdan başkası değilim."

AHKAF
46:12

لِيُنْذِرَ

liyunƶira

uyarmak için

Bundan önce de, bir rehber (imam) ve bir rahmet olarak Musa’nın kitabı var. Bu da, zulmedenleri uyarmak ve ihsanda bulunanlara bir müjde olmak üzere (kendinden önceki kitapları) doğrulayıcı ve Arapça bir dil ile olan bir Kitap’tır.

AHKAF
46:21

أَنْذَرَ

enƶera

uyarmıştı

Ad’ın kardeşini hatırla; onun önünden ve ardından nice uyarıcılar gelip geçmişti; hani o, Ahkaf’taki kavmini "Allah’tan başkasına kulluk etmeyin, gerçekten ben, sizin için büyük bir günün azabından korkarım" diye uyarmıştı.

AHKAF
46:21

النُّذُرُ

n-nuƶuru

nice uyarıcılar

Ad’ın kardeşini hatırla; onun önünden ve ardından nice uyarıcılar gelip geçmişti; hani o, Ahkaf’taki kavmini "Allah’tan başkasına kulluk etmeyin, gerçekten ben, sizin için büyük bir günün azabından korkarım" diye uyarmıştı.

AHKAF
46:29

مُنْذِرِينَ

munƶirīne

uyarıcılar olarak

Hani cinlerden birkaçını, Kur’an dinlemek üzere sana yöneltmiştik. Böylece onun huzuruna geldikleri zaman, dediler ki "Kulak verin;" sonra bitirilince kendi kavimlerine uyarıcılar olarak döndüler.

ZARIYAT
51:50

نَذِيرٌ

neƶīrun

bir uyarıcıyım

Öyleyse, Allah’a doğru (yönelip, şirkten ve bozulmalardan) kaçın. Gerçekten Ben sizi, O’ndan yana açıkça uyarıyorum.

ZARIYAT
51:51

نَذِيرٌ

neƶīrun

bir uyarıcıyım

Allah ile beraber başka bir İlah(ı ortak) kılmayın. Gerçekten sizi, O’ndan yana açıkça uyarıyorum.

KEHF
18:2

لِيُنْذِرَ

liyunƶira

uyarması için

Dosdoğru (bir Kitap’tır) ki, Kendi Katından şiddetli bir azapla uyarıp-korkutmak ve salih amellerde bulunan mü’minlere müjde vermek için (onu indirdi); şüphesiz onlara güzel bir ecir vardır.

KEHF
18:4

وَيُنْذِرَ

ve yunƶira

ve uyarması için

(Bu Kur’an) "Allah çocuk edindi" diyenleri uyarıp-korkutur.

KEHF
18:56

وَمُنْذِرِينَ

ve munƶirīne

ve uyarıcılar

Biz elçileri, müjde vericiler ve uyarıcılar olmak dışında (başka bir amaçla) göndermeyiz. İnkar edenler ise, hakkı batıl ile geçersiz kılmak için mücadele ediyorlar. Onlar Benim ayetlerimi ve uyarıldıklarını (azabı) alay konusu edindiler.

KEHF
18:56

أُنْذِرُوا

unƶirū

uyarıldıkları

Biz elçileri, müjde vericiler ve uyarıcılar olmak dışında (başka bir amaçla) göndermeyiz. İnkar edenler ise, hakkı batıl ile geçersiz kılmak için mücadele ediyorlar. Onlar Benim ayetlerimi ve uyarıldıklarını (azabı) alay konusu edindiler.

NAHL
16:2

أَنْذِرُوا

enƶirū

uyarsın

Kullarından dilediklerine, melekleri emrinden olan ruh ile indirir Benden başka İlah yoktur, şu halde Benden korkup-sakının, diye uyarın."

NUH
71:1

أَنْذِرْ

enƶir

uyar

Şüphesiz, Biz Nuh’u; "Kavmini, onlara acı bir azap gelmeden evvel uyar" diye kendi kavmine (peygamber olarak) gönderdik.

NUH
71:2

نَذِيرٌ

neƶīrun

bir uyarıcıyım

O da dedi ki "Ey Kavmim, gerçek şu ki, ben size (gönderilmiş) apaçık bir uyarıcıyım."

İBRAHIM
14:44

وَأَنْذِرِ

ve enƶiri

ve uyar

Azabın kendilerine geleceği gün (ile) insanları uyarıp-korkut ki, (o gün) zulmedenler, şöyle diyecekler "Bizi yakın bir süreye kadar ertele ki, Senin çağrına cevap verelim ve elçilere uyalım." Oysa daha önce, kendiniz için hiç zeval yoktur diye and içenler, sizler değil miydiniz?

İBRAHIM
14:52

وَلِيُنْذَرُوا

veliyunƶerū

uyarılsınlar diye

İşte bu (Kur’an) uyarılıp korkutulsunlar, gerçekten O’nun yalnızca bir tek İlah olduğunu bilsinler ve temiz akıl sahipleri iyice öğüt alıp düşünsünler diye bir bildirip-duyurma (bir belağ)dır.

ENBIYA
21:45

أُنْذِرُكُمْ

unƶirukum

sizi uyarıyorum

De ki "Ben sizi yalnızca vahy ile uyarıp-korkutuyorum. Ancak sağır olanlar, uyarıldıklarında çağrıyı işitmezler."

ENBIYA
21:45

يُنْذَرُونَ

yunƶerūne

uyarıldıkları

De ki "Ben sizi yalnızca vahy ile uyarıp-korkutuyorum. Ancak sağır olanlar, uyarıldıklarında çağrıyı işitmezler."

SECDE
32:3

لِتُنْذِرَ

litunƶira

uyarman için

Yoksa onlar "Bunu uydurdu" mu diyorlar? Hayır; o, Rabbinden olan bir haktır; senden önce kendilerine bir uyarıcı gelmemiş bir kavmi uyarman için (onu sana indirdik). Umulur ki hidayet bulurlar.

SECDE
32:3

نَذِيرٍ

neƶīrin

uyarıcı

Yoksa onlar "Bunu uydurdu" mu diyorlar? Hayır; o, Rabbinden olan bir haktır; senden önce kendilerine bir uyarıcı gelmemiş bir kavmi uyarman için (onu sana indirdik). Umulur ki hidayet bulurlar.

MÜLK
67:8

نَذِيرٌ

neƶīrun

bir uyarıcı

Öfkesinin-şiddetinden neredeyse patlayıp parçalanacak. Her bir grup içine atıldığında, bekçileri onlara sorar "Size bir uyarıcı gelmedi mi?"

MÜLK
67:9

نَذِيرٌ

neƶīrun

uyarıcı

Onlar "Evet" derler. "Bize gerçekten bir uyarıcı geldi. Fakat biz yalanladık ve "Allah hiçbir şey indirmedi, siz yalnızca büyük bir sapmışlık içindesiniz, dedik."

MÜLK
67:17

نَذِيرِ

neƶīri

tehdidim

Yoksa gökte olanın üzerinize ’taş yağdıran (fırtınalı) bir rüzgar’ göndermeyeceğinden emin misiniz? Siz o takdirde Benim uyarmam nasılmış bilip-öğreneceksiniz.

MÜLK
67:26

نَذِيرٌ

neƶīrun

bir uyarıcıyım

De ki "(Bununla ilgili) Bilgi ancak Allah’ın Katındadır. Ben ancak apaçık bir uyarıcıyım."

NEBE
78:40

أَنْذَرْنَاكُمْ

enƶernākum

siz uyardık

Gerçekten Biz sizi yakın bir azab ile uyardık. Kişinin kendi ellerinin önceden takdim ettiklerine bakacağı gün, kafir olan da "Ah, keşke ben bir toprak oluverseydim" diyecek.

NAZI'AT
79:45

مُنْذِرُ

munƶiru

uyarıcısın

Sen, yalnızca ondan ’içi titreyerek korkanlar’ için bir uyarıcısın.

ANKEBUT
29:50

نَذِيرٌ

neƶīrun

bir uyarıcıyım

Dediler ki "Ona Rabbinden ayetler (birtakım mucizeler) indirilmeli değil miydi?" De ki "Ayetler yalnızca Allah’ın Katındadır. Ben ise, ancak apaçık bir uyarıcıyım."

RA'D
13:7

مُنْذِرٌ

munƶirun

bir uyarıcısın

İnkar edenler derler ki "Ona Rabbinden bir ayet (mucize) indirilseydi ya." Sen, yalnızca bir uyarıcısın ve her topluluk için bir hidayet önderisin.

HAC
22:29

نُذُورَهُمْ

nuƶūrahum

adaklarını

Sonra kirlerini gidersinler, adaklarını yerine getirsinler. Beyt-i Atik’i tavaf etsinler.

HAC
22:49

نَذِيرٌ

neƶīrun

bir uyarıcıyım

De ki "Ey insanlar, gerçekten ben sizin için yalnızca bir uyarıcıyım."

İNSAN
76:7

بِالنَّذْرِ

bin-neƶri

adaklarını

Adaklarını yerine getirirler ve şerri (kötülüğü) yaygın olan bir günden korkarlar.

BAKARA
2:6

أَأَنْذَرْتَهُمْ

eenƶertehum

onları uyarman

Şüphesiz, inkar edenleri uyarsan da, uyarmasan da, onlar için fark etmez; inanmazlar.

BAKARA
2:6

تُنْذِرْهُمْ

tunƶirhum

uyarmasan da

Şüphesiz, inkar edenleri uyarsan da, uyarmasan da, onlar için fark etmez; inanmazlar.

BAKARA
2:119

وَنَذِيرًا

ve neƶīran

ve uyarıcı olarak

Şüphesiz Biz seni bir müjdeci ve bir uyarıcı olarak, hak (Kur’an) ile gönderdik. Sen cehennemin halkından sorumlu tutulmayacaksın.

BAKARA
2:213

وَمُنْذِرِينَ

ve munƶirīne

ve uyarıcılar olarak

İnsanlar tek bir ümmetti. Allah, müjdeciler ve uyarıcılar olarak peygamberler gönderdi ve beraberlerinde, insanların anlaşmazlığa düştükleri şeyler konusunda, aralarında hüküm vermek üzere hak kitaplar indirdi. Oysa kendilerine apaçık ayetler geldikten sonra, birbirlerine karşı olan ’azgınlık ve kıskançlıkları’ yüzünden anlaşmazlığa düşenler, o, (kitap) verilenlerden başkası değildir. Böylece Allah, iman edenleri, hakkında ayrılığa düştükleri gerçeğe Kendi izniyle eriştirdi. Allah, kimi dilerse onu doğruya yöneltir.

BAKARA
2:270

نَذَرْتُمْ

neƶertum

(ne) adarsanız

Her neyi nafaka olarak infak eder ve adak olarak neyi adarsanız, muhakkak Allah onu bilir. Zulmedenlerin yardımcıları yoktur.

BAKARA
2:270

نَذْرٍ

neƶrin

adak olarak

Her neyi nafaka olarak infak eder ve adak olarak neyi adarsanız, muhakkak Allah onu bilir. Zulmedenlerin yardımcıları yoktur.

ÂL-I İMRAN
3:35

نَذَرْتُ

neƶertu

adadım

Hani İmran’ın karısı "Rabbim, karnımda olanı, ’her türlü bağımlılıktan özgürlüğe kavuşturulmuş olarak’ Sana adadım, benden kabul et. Şüphesiz işiten bilen Sensin Sen" demişti.

AHZAB
33:45

وَنَذِيرًا

ve neƶīran

ve uyarıcı

Ey Peygamber, gerçekten Biz seni bir şahid, bir müjde verici ve bir uyarıcı olarak gönderdik.

NISA
4:165

وَمُنْذِرِينَ

ve munƶirīne

ve uyarıcı

Elçiler; müjdeciler ve uyarıcılar olarak (gönderildi). Öyle ki elçilerden sonra insanların Allah’a karşı (savunacak) delilleri olmasın. Allah, üstün ve güçlü olandır, hikmet ve hüküm sahibidir.

FETIH
48:8

وَنَذِيرًا

ve neƶīran

ve uyarıcı

Şüphesiz, Biz seni bir şahid, bir müjde verici ve bir uyarıcı olarak gönderdik.

MAIDE
5:19

نَذِيرٍ

neƶīrin

bir uyarıcı

Ey Kitap Ehli, elçilerin arası kesildiği dönemde "Bize müjdeci de, bir uyarıcı da gelmedi" demenize (fırsat kalmasın) diye size apaçık anlatan elçimiz geldi. Böylece müjdeci de, uyarıcı da gelmiştir artık. Allah herşeye güç yetirendir.

MAIDE
5:19

وَنَذِيرٌ

ve neƶīrun

ve uyarıcı

Ey Kitap Ehli, elçilerin arası kesildiği dönemde "Bize müjdeci de, bir uyarıcı da gelmedi" demenize (fırsat kalmasın) diye size apaçık anlatan elçimiz geldi. Böylece müjdeci de, uyarıcı da gelmiştir artık. Allah herşeye güç yetirendir.

TEVBE
9:122

وَلِيُنْذِرُوا

veliyunƶirū

ve uyarmaları için

Mü’minlerin tümünün öne fırlayıp çıkmaları gerekmez. Öyleyse onlardan her bir topluluktan bir grup, çıktığında (bir grup da), dinde derin bir kavrayış edinmek (tafakkuhta bulunmak) ve kavimleri kendilerine geri döndüğünde onları uyarmak için (geride kalabilir). Umulur ki onlar da kaçınıp-sakınırlar.