Ahmet Varol 

1. Kaf. Ha. Ya. Ayn. Sad

2. Bu, Rabbinin kulu Zekeriya’ya rahmetinin zikridir.

3. O, Rabbine gizli bir seslenişle yalvarmıştı.

4. ’Rabbim! Doğrusu benim kemiklerim zayıfladı, başım iyice ağardı. Rabbim! Ben sana dua etmekle de hiç mahrum olmadım,

5. Ve gerçekten ben arkamdan yerime geçecek yakınlarımdan korktum. Karım da kısırdır. Bana tarafından bir veli bağışla.

6. Bana da Yakuboğullarına da mirasçı olsun. Rabbim! Onu hoşnutluğunu kazanan biri eyle!’

7. ’Ey Zekeriyya! Seni adı Yahya olan bir oğlan çocukla müjdeliyoruz ki daha önce ona kimseyi adaş yapmadık.’

8. ’Ey Rabbim! Benim nasıl oğlum olur ki? Karım kısırdır, bense yaşlılığın son sınırına vardım.’

9. ’Bu bana kolaydır. Daha önce sen hiçbir şey değilken seni yarattım’ dedi.’

10. ’Senin işaretin sapasağlam olduğun halde üç gece insanlarla konuşamamandır.’

11. Derken o, mabetteki inziva hücresinden çıkarak onlara; "Sabah akşam Rabbinizin şanını (ibadetle) yüceltmeye devam edin!" diye işaret etti.

12. ’Ey Yahya! Kitab’ı kuvvetle tut.’ Biz ona daha çocukken hikmeti verdik.

13. Tarafımızdan ona bir gönül yumuşaklığı ve temizlik de (verdik). O sakınan biriydi.

14. Anne babasına iyi davranırdı. İsyankâr bir zorba değildi.

15. Doğduğu gün, öleceği gün ve diri olarak kaldırılacağı gün ona selâm olsun!

16. Kitap’ta Meryem’i de an. Hani o ailesinden ayrılıp doğu tarafında bir yere çekilmişti.

17. Ardından onların önlerine bir perde çekmişti. Bu sırada biz ona Ruh’umuzu (Cebrail’i) gönderdik. O düzgün bir insan kılığında göründü.

18. ’Ben senden Rahman’a sığınırım. Eğer (fenalıktan) sakınan biriysen.’

19. "Ben, yalnızca Rabbinin bir elçisiyim. Sana tertemiz bir oğlan çocuğu bağışlamak üzere gönderildim" dedi.

20. ’Bana bir insan dokunmadığı ve ben iffetsiz bir kadın olmadığım halde benim nasıl bir oğlum olabilir?’

21. ’Bu bana kolaydır. Onu insanlar için bir ayet (mucize) ve tarafımızdan bir rahmet kılmak için (bunu yapacağız). Hem bu önceden kararlaştırılmış bir iştir’ dedi.’

22. Böylelikle ona hamile kaldı ve onunla uzak bir yere çekildi.

23. ’Keşke bundan önce ölmüş ve unutulup gitmiş olsaydım.’

24. ’Üzülme. Rabbin altında bir su arkı varetti.

25. Hurma dalını kendine doğru salla üzerine yeni olmuş taze hurmalar dökülsün.

26. ’Ben Rahman’a oruç adadım; bugün hiçbir insanla konuşmayacağım’ de.

27. ’Ey Meryem! Andolsun sen şaşırtıcı bir şey yaptın!

28. Ey Harun’un kızkardeşi! Senin baban kötü biri değildi, annen de iffetsiz değildi.’

29. Bunun üzerine ona (çocuğa) işaret etti. ’Beşikte bulunan bir bebekle nasıl konuşuruz?’ dediler.

30. ’Ben Allah’ın kuluyum. O bana kitabı verdi ve beni peygamber kıldı.’

31. Her nerede olursam (olayım) beni mübarek kıldı. Bana yaşadığım sürece namaz kılmamı ve zekât vermemi emretti.

32. Anneme iyilik eden biri (kıldı). Beni azgın bir zorba yapmadı.

33. Doğduğum gün, öleceğim gün ve diri olarak kaldırılacağım gün selâm (esenlik) benim üzerimedir.’

34. İşte hakkında şüpheye düştükleri Meryem oğlu İsa hak söze göre budur.

35. Allah’ın çocuk edinmesi olacak şey değildir. O münezzehtir. Bir işin olmasına hükmedince ona ’ol’ der o da hemen oluverir.

36. ’Şüphesiz Allah benim de Rabbim, sizin de Rabbinizdir; O’na kulluk edin. İşte doğru yol budur.’

37. Aralarından birtakım gruplar ayrılığa düştüler. Artık büyük bir günü görmekten dolayı inkâr edenlerin vay haline!

38. Onlar bize geldikleri gün ne müthiş duyar, ne müthiş görürler! Ancak zalimler bugün açık bir sapıklık içindedirler.

39. Onları işin hükme bağlanacağı hasret günüyle uyar. Onlar hâlâ gaflet içindedirler ve onlar hâlâ inanmıyorlar.

40. Şüphesiz biz yeryüzüne ve onun üzerinde bulunanlara varis olacağız ve onlar bize döndürülecekler.

41. Kitap’ta İbrahim’i de an. Şüphesiz o çok doğru bir peygamberdi.

42. ’Ey babacığım! Duymayan, görmeyen ve senden bir şeyi gidermeyen şeylere niçin tapıyorsun?

43. Ey babacığım! Muhakkak ki bana, sana gelmeyen ilim geldi. Bana uy da seni düzgün bir yola ileteyim.

44. Ey babacığım! Şeytana tapma. Şüphesiz şeytan Rahman’a baş kaldırmıştır.

45. Ey babacığım! Doğrusu ben, Rahman’dan sana bir azabın dokunmasından ve böylece şeytana dost olacağından korkuyorum.’

46. ’Sen benim ilâhlarımdan yüz mü çeviriyorsun, ey İbrahim? Eğer (bu tutumuna) son vermezsen andolsun seni taşlarım. Uzun bir süre benden ayrıl.’

47. ’Selâm sana! Senin için Rabbimden bağışlanma dileyeceğim. Şüphesiz O, bana karşı lütuf sahibidir.

48. Sizden ve Allah’tan başka taptıklarınızdan ayrılıyor ve Rabbime dua ediyorum. Umarım ki Rabbime duamda mahrum olmam.’

49. Böylece onlardan ve Allah’tan başka taptıklarından ayrılınca biz ona İshak ve Yakub’u bahşettik ve her birini peygamber yaptık.

50. Onlara rahmetimizden lütufta bulunduk ve onlar için yüce bir doğruluk dili verdik.

51. Kitap’ta Musa’yı da an. Şüphesiz o ihlasa erdirilmiş biriydi ve gönderilmiş bir peygamberdi.

52. Biz ona Tur’un sağ yanından seslendik ve onu özel konuşma için yaklaştırdık.

53. Ona rahmetimizden dolayı kardeşi Harun’u peygamber olarak bahşettik.

54. Kitap’ta İsmail’i de an. Şüphesiz o sözünde duran biriydi ve gönderilmiş bir peygamberdi.

55. Halkına namazı ve zekâtı emrederdi. Rabbinin katında da kendinden razı olunmuş biriydi.

56. Kitap’ta İdris’i de an. Şüphesiz o çok doğru bir peygamberdi.

57. Biz onu yüce bir yere yükselttik.

58. İşte bunlar Allah’ın kendilerine nimet verdiği peygamberlerden, Adem’in soyundan, Nuh ile beraber taşıdıklarımızdan, İbrahim ile İsrail’in soyundan, doğru yola erdirdiğimiz ve seçtiğimiz kimselerdendir. Onlara Rahman’ın ayetleri okunduğunda ağlayarak secdeye kapanırlardı.

59. Onlardan sonra yerlerine öyle bir nesil geldi ki namazı zayi ettiler ve şehvetlerine uydular. İşte bunlar azgınlıklarının cezasını göreceklerdir.

60. Ancak tevbe eden, inanan ve salih amel işleyenler müstesnadır. Bunlar cennete girerler ve hiçbir şeyde haksızlığa uğratılmazlar.

61. Rahman’ın kullarına gaybdan vaadettiği Adn cennetlerine (girerler). Şüphesiz O’nun vaadi yerine gelecektir.

62. Orada boş söz işitmezler. Ancak selâm (işitirler). Orada sabah ve akşam rızıkları hazırdır.

63. İşte, kullarımızdan takva sahibi olanları varis kılacağımız cennet budur.

64. ’Biz ancak Rabbinin emriyle ineriz. Önümüzde, arkamızda ve bunlar arasında ne varsa O’nundur. Senin Rabbin asla unutkan değildir.’

65. (O) göklerin, yerin ve bu ikisinin arasındakilerin Rabbidir. O halde O’na ibadet et ve O’na ibadette kararlı ol. O’nun bir adaşı olan birini biliyor musun?

66. ’Öldüğüm zaman mı diri olarak kaldırılacağım?’

67. İnsan, daha önce hiçbir şey değilken, bizim onu yarattığımızı düşünmüyor mu?

68. Rabbine yemin olsun ki, onları da şeytanları da mutlaka haşredeceğiz. Sonra onları cehennemin çevresinde dizüstü çökmüş olarak hazır bulunduracağız.

69. Sonra her kitleden Rahman’a karşı azgınlık göstermede en şiddetli olanı ayıracağız.

70. Sonra elbette biz, oraya girmeye kimlerin daha çok lâyık olduklarını daha iyi biliriz.

71. Sizden oraya uğramayacak yoktur. Bu, Rabbinin üzerine aldığı kesinleşmiş bir hükümdür.

72. Sonra takva sahiplerini kurtarır; zalimleri ise orada dizüstü çökmüş halde bırakırız.

73. ’İki gruptan hangisi makam bakımından daha iyi ve topluluk bakımından daha güzeldir?.’

74. Onlardan önce nice nesilleri helâk ettik ki, onlar eşya ve gösterişce daha güzeldiler!

75. ’Sapıklıkta olana Rahman ne kadar mühlet verirse versin; sonuçta kendilerine vaadedileni, ya azabı veya kıyameti gördüklerinde kimin yerinin daha kötü ve askerinin daha zayıf olduğunu bileceklerdir.’

76. Allah hidayete erenlerin hidayetlerini artırır. Kalıcı olan iyi davranışlar ise Rabbinin katında sevapça da daha hayırlıdır, varılacak sonuç bakımından da daha hayırlıdır.

77. ’Bana elbette mal ve çocuklar verilecek’ diyeni gördün mü?

78. Gaybden haberdar mı oldu yoksa Rahman’ın katından bir ahid mi aldı?

79. Asla! Biz onun dediğini yazacak ve onun için azabı uzattıkça uzatacağız.

80. Söylediklerine biz varis oluruz ve o bize tek başına gelir.

81. Kendileri için destek sağlasınlar diye Allah’tan başka ilâhlar edindiler.

82. Asla! (İlah edindikleri şeyler) onların (kendilerine) ibadetlerini inkâr edecek ve onlara karşıt olacaklar.

83. Bizim kâfirlere kendilerini kışkırtıp duran şeytanlar gönderdiğimizi görmedin mi?

84. Onlar hakkında acele etme. Biz onların (günlerini) sayıyoruz.

85. Takva sahiplerini heyet halinde Rahman’ın huzuruna topladığımız gün,

86. Günâhkârları da susuz topluluk halinde cehenneme sürdüğümüz (gün),

87. Rahman’ın katında bir ahid almış olanların dışındakiler şefaat hakkına sahip olamazlar.

88. ’Rahman çocuk edindi’ dediler.

89. Andolsun siz, çok çirkin bir şey ortaya attınız.

90. Bundan dolayı neredeyse gökler çatlayacak, yer yarılacak ve dağlar parçalanıp çökecek.

91. Rahman’a çocuk isnad ettiler diye!

92. Oysa Rahman’a çocuk edinmek yaraşmaz.

93. Göklerde ve yerde bulunanların hiçbiri müstesna olmaksızın hepsi Rahman’a kul olarak gelir.

94. Andolsun O, onların tümünü kuşatmış ve sayı olarak da saymıştır.

95. Onların hepsi kıyamet günü O’na tek başlarına geleceklerdir.

96. İman edip de salih ameller işleyenlere Rahman bir sevgi verecektir.

97. Onunla (Kur’an’la) takva sahiplerini müjdeleyesin ve direnen bir kavmi uyarasın diye onu senin dilinle kolaylaştırdık.

98. Onlardan önce nice nesilleri helâk ettik. Şimdi onlardan birini hissediyor veya bir fısıltılarını duyuyor musun?