Mustafa İslamoğlu 

1. Kâf-Hâ-Yâ-‘Ayn-Sad!

2. Kulu Zekeriyya`ya, Rabbinin rahmetinin anısına...

3. Hani o Rabbine (içinin) ta derinliklerinden seslenerek

4. şöyle yalvarmıştı "Rabbim! Benden (iş) geçti, kemiklerim eridi, başa ak düştü; ama (ey) Rabbim, sana dua edip de eli boş kaldığım hiç olmadı.

5. Ve gerçek şu ki ben, benden sonra yakınlarımın (yerimi doldurabileceğinden) kaygı duyuyorum; üstelik kadınım da kısır öyleyse, bana kendi katından yerimi dolduracak ehil bir takipçi ver;

6. hem bana, hem Yakup oğullarına varis olsun; ve Sen de Rabbin, onu razı olacağın biri kıl!"

7. (Melekler seslendiler) "Ey Zekeriyya! İşte bizler sana adı Yahya olan bir oğlan çocuğu müjdeliyoruz! (Allah buyuruyor ki) "Daha önce hiç kimseyi ona adaş kılmadık".

8. (Zekeriyya) "Rabbim" dedi, "Nasıl olur da benim bir oğlum olabilir; çünkü eşim kısır, ben ise yaşlılıktan dolayı gücü tükenmiş biriyim!"

9. (Melek) "Öyledir (ama)" dedi, "Rabbin diyor ki "Bu benim için kolaydır; zira daha önce seni de Ben yaratmıştım, oysa ki sen hiçbir şey değildin!"

10. (Zekeriyya "Rabbim!" dedi, "Bana bir işaret tayin et!" (Melek) "Senin işaretin tastamam üç gün insanlarla konuşamamandır.

11. Derken o, mabetteki inziva hücresinden çıkarak onlara; "Sabah akşam Rabbinizin şanını (ibadetle) yüceltmeye devam edin!" diye işaret etti.

12. (Yahya doğup büyüdüğünde ise) "Ey Yahya! İlahi hükümlere sımsıkı sarıl!" (diye öğüt verdi). Zira Biz ona, daha çocukluğunda derin ve kapsamlı bir muhakeme yeteneği vermiştik.

13. Ve kendi katımızdan ince ruhlu bir sevecenlik ve kendini geliştirme yeteneği bahşetmiştik; dahası o, sorumluluk sahibi biriydi;

14. ana-babasına karşı da oldukça iyi davranırdı; nitekim o hiçbir zaman isyankar bir zorba olmadı.

15. İşte bu yüzden o, doğduğu gün ilahi güvence ve esenlik kapsamındaydı; öleceği ve tekrar dirilip kalkacağı gün de (öyle olacaktır).

16. Bu kitapta Meryem`i de gündeme taşı! Hani o ailesinden ayrılarak doğu yönünde bir yere çekilmişti.

17. Olabildiğince kendini onlardan uzak tutup sakınıyordu; hal böyleyken ona vahiy meleğimizi gönderdik; öyle ki, o ona eli yüzü düzgün bir insan suretinde göründü.

18. (Meryem) "Senden, O sınırsız merhamet sahibinin koruyuculuğundan sığınırım!" dedi, "Tabi ki eğer O`na saygı duyup sakınıyorsan!"

19. (Melek) "Ben sadece Rabbinin elçisiyim, sana pırıl pırıl bir oğlan çocuğu armağan etmek için buradayım!" dedi.

20. (Meryem) "Nasıl benim bir oğlum olabilir ki?" dedi; "Bana hiçbir erkek eli değmedi, üstelik ben iffetsiz bir kadın da değilim!"

21. (Melek) "Orası öyledir (ama)" dedi, "Rabbin diyor ki Bu benim için çok kolaydır; üstelik Biz onu insanlar için (canlı) bir ayet ve katımızdan bir rahmet kılacağız; zaten bu iş artık gerçekleşmiş bulunmaktadır."

22. İşte böylece (Meryem) ona hamile kaldı; bundan dolayı da, (insanların gözünden) uzak, kuytu bir köşeye çekildi.

23. Ve doğum sancısı (tutunacak bir dal arayan Meryem`i) hurma ağacının gövdesine doğru sürüklerken diyordu ki "N`olaydım, keşke bundan önce öleydim de unutulup gidenlerden olaydım!"

24. Bunun ardından o (hurma ağacının) alt tarafından ona hitaben bir ses geldi "Sakın üzülme! İşte, Rabbin senin (rahminde) olanı şerefli kılmıştır;

25. haydi, hurma dalını kendine doğru çekerek silkele, üstüne taze ve olgun hurmalar dökülsün;

26. sonra da ye, iç, gözün aydın olsun! Ve eğer insanlardan herhangi birine rastlarsan, o zaman da (işaret yoluyla) de ki "Ben O Sınırsız merhamet sahibine oruç adadım dolayısıyla bu gün insanlardan hiç kimseyle konuşmayacağım!"

27. Nihayet, onu alarak kavminin yanına döndü. "Ey Meryem!" dediler, "Doğrusu sen dehşet bir iş işlemişsin!

28. Ey Harun (soyu)nun kız kardeşi! Senin baban kötü bir adam değildi, annen de iffetsiz bir kadın değildi!"

29. Bunun üzerine (Meryem) çocuğa işaret etti. Onlar; "Biz, daha dünkü bir beşik bebesiyle nasıl muhatap oluruz!?" dediler.

30. (İsa) dedi ki "Ben Allah`ın kuluyum O bana ilahi vahyi ulaştırdı ve beni peygamber tayin etti;

31. nerede bulunursam bulunayım beni kutlu kıldı; ve bana hayatta olduğum sürece ibadeti diriltmeyi ve arınmak için verilmesi gerekeni vermeyi emretti;

32. bir de anama iyi davranmayı... Fakat beni azgın bir zorba kılmadı.

33. Nitekim doğduğum gün tam bir ilahi güvence kapsamındaydım, öleceğim ve yeniden hayata döndüreleceğim gün de (öyle olacaktır).

34. İşte budur Meryem oğlu İsa; çekişip durdukları konuda söylenecek tek gerçek söz de (budur)!

35. Bir çocuk edinmek Allah`a asla yakıştırılamaz; O mutlak aşkın ve yüce olandır O bir şeyin olmasını dilediği zaman O`nun sadece "Ol!" demesi yeterlidir artık o şey, hemen oluş sürecine girecektir.

36. Ve (İsa`nın tek dediği şudur) "Hiç şüphe yok ki benim de sizin de Rabbiniz Allah`tır. Şu halde yalnız O`na kulluk edin budur dosdoğru yol!"

37. Buna rağmen mezhepler kendi aralarında ayrılığa düştüler. O halde, büyük bir günün sorgusunda (yaşayacaklarından) dolayı, inkarda direnen o kimselerin vay hallerine!

38. Bize gelecekleri o günde neler işitip neler görecekler (bir bilsen)! Fakat zalimler, o gün aşikar bir biçimde yoldan sapmış bulunacaklar.

39. O halde, her şeyin hükmünün kesinleştiği an olan o derin pişmanlık günü konusunda onları uyar, zira onlar gaflet içindedirler; dahası onlar (dirileceklerine) hala inanmış değiller.

40. Ama bakın; (o gün) yeryüzü ve onun üzerinde yaşayan herkes yok olacak, geriye tek Biz kalacağız nihayet onların tümü Bize dönecekler.

41. Bu kitapta İbrahim`i de gündeme taşı! Hakikaten o doğruluk ve dürüstlük abidesiydi, (yani) bir peygamberdi.

42. Hani o babasına "Ey babacığım!" demişti, "Niçin işitmeyen, görmeyen ve senden hiçbir bir zararı def edemeyen şeylere kulluk ediyorsun?"

43. "Ey babacığım! İnan ki bana, sana ulaşmamış olan hakikat bilgisinden bir pay ulaşmış bulunuyor; öyleyse bana uy ki, seni dosdoğru bir yola yönlendireyim!"

44. "Ey babacığım! Şeytan`a kulluk etme! Hatırla ki Şeytan, O rahmet kaynağına isyan eden biriydi"

45. "Ey babacığım! O rahmet kaynağından gelecek bir azabın sana dokunmasından endişe ediyorum; işte o zaman Şeytan`ın bir dostu da sen olmuş olursun!"

46. (Babası) "Ey İbrahim! Yoksa sen benim ilahlarımdan yüz mü çeviriyorsun?" dedi, "Eğer buna bir son vermezsen, yemin olsun ki seni öldüresiye taşa tutarım! Şimdi gözümün önünden kaybol bakayım!"

47. (İbrahim) "Sen sağlıcakla kal!" dedi, "Seni bağışlaması için Rabbime yalvaracağım; çünkü O, bana karşı oldukça lütufkardır!

48. Artık hem sizden, hem de sizin Allah`ı bırakıp da yalvarıp yakardıklarınızdan uzaklaşacağım; ve (sizin için) Rabbime yalvarmayı sürdüreceğim; umarım, Rabbime duamdan dolayı mahrum olmam.

49. En sonunda onlardan ve onların Allah`ı bırakıp da taptıklarından uzaklaşınca, Biz ona İshak ve Yakub`u armağan ettik ve onların her birine de peygamberlik verdik;

50. dahası onlara rahmetimizi bahşettik; nihayet onları doğruluğun ve hakikatin yüce dili yaptık.

51. Bu kitapta Musa`yı da gündeme taşı! Gerçekten o da müstesna ve seçkin biriydi; o da vahiy yoluyla haber alan elçilerdendi.

52. Hani, onu (Sina) Dağı`nın sağ tarafından nida etmiş ve onu bir özge söyleşi için vahyimize yaklaştırmıştık.

53. ve ona rahmetimizin bir nişanesi olsun için, kardeşi Harun`u peygamber kılarak (yardımcı) yapmıştık.

54. Bu kitapta İsmail`i de gündeme taşı! Şu bir gerçek ki, o da sözü özü doğru biriydi; ve bir haberci, bir peygamberdi.

55. Ve yakınlarına Allah davasına destek vermeyi ve arınmak için ödenmesi gereken bedeli ödemeyi emrederdi; ve o da Rabbi katında hatırı sayılan biriydi.

56. Bu kitapta İdris`i de gündeme taşı! Elbet o da doğruluk ve dürüstlük abidesiydi, (yani) bir peygamberdi.

57. Ve biz ona da yüce bir konum bahşetmiştik.

58. İşte bütün bunlar, Allah`ın kendilerine nimet verdiği peygamberlerden (sadece) bir kısmı; (yani) Adem`in neslinden, Nuh`la birlikte taşıdıklarımızın neslinden ve İbrahim ve İsrail`in neslinden olup, doğru yolu gösterdiğimiz ve seçtiğimiz kimselerden bazılarıdır ne zaman O rahmet kaynağının ayetleri kendilerine okunsa (hepsi de) gözyaşları içinde yere kapanarak (teslimiyetlerini sunmuşlardır).

59. Derken onların ardından öyle bir kuşak geldi ki, ibadetin içini boşalttılar ve dünyevi zevklerin peşine düştüler; işte bu yüzden gelecekte olan derin bir düş kırıklığı yaşayacaklar.

60. Ancak hatadan dönen, Allah`a iman eden ve salih amel işleyenler müstesna. İşte bunlar cennete girecekler ve en ufak bir haksızlığa uğratılmayacaklar.

61. O rahmet kaynağının kullarına söz verdiği, insanın kavrama kapasitesini aşan bir gerçeklik olan mutlak mutluluk ve güzelliğin merkezi cennetler (onların olacak) ve her halükarda O`nun sözü yerini bulacaktır.

62. Orada mutluluk tebriği dışında asla boş bir söz işitmeyecekler; ve onlar orada sabah akşam rızıklandırılacaklar.

63. Sorumluluk bilincine ermiş olanları mirasçı kılacağımız cennet işte budur.

64. Ve (melekler der ki) "Biz yalnızca Rabbinin emriyle ineriz Hem bize açık olup bilebildiğimiz ya da bu iki durum arasında bulunan her şeyin sahibi O`dur ve senin Rabbin asla unutacak değildir.

65. O, göklerin yerin ve bunlar arasındakilerin Rabbidir O halde yalnız O`na kulluk et ve O`na kulluk ederken dirençli ve sebatlı ol! Hem, adı O`nunla birlikte anılmaya değer başka biri mi var?

66. Buna karşın insan kalkıp "Ne yani" der, "ölümümün ardından gün gelip tekrar mi diriltileceğim?"

67. Peki ama, insan hatırlamaz mı ki hiçbir şey değilken kendisini de Biz yaratmıştık?

68. Madem öyle, Rabbine andolsun ki onları Şeytanlarla bir araya toplayacağız; ardından cehennemin etrafında perişan bir halde getirteceğiz;

69. sonra her topluluktan, O rahmet kaynağına karşı kimin daha azgın ve sapkın olduğunu seçip ortaya çıkaracağız;

70. hem Biz, kimin cehenneme yaslanmayı en çok hak ettiğini elbet daha iyi biliriz.

71. Başka yolu yok; (siz ey cehennemlikler) mutlaka her biriniz oraya varacaksınız Bu Rabbinin katında kesinleşmiş bir hükümdür.

72. En sonunda, (hayatta) sorumluluk bilinciyle hareket etmiş olanları (oraya düşmekten) kurtaracağız; fakat kendilerine kötülük edenleri orada perişan bir halde bırakacağız.

73. Ne ki, hakikatin apaçık belgeleri olan ayetlerimiz ne zaman kendilerine ulaştırılsa, küfürde ısrar edenler imanda sebat edenlere şöyle sorarlar "Bu iki guruptan hangisi konumca daha üstün ve hangisi daha hatırlı bir çevreye mensupmuş?!

74. Halbuki Biz onlardan önce de nice uygarlıkları helake uğrattık; onlar varlık ve görkem açısından daha öndeydiler.

75. De ki "Sapıklığın içine dalan kim olursa olsun; O rahmet kaynağı onun süresini uzattıkça uzatsın! Taki kendilerinin tehdit edildikleri şeyi -ister (bu dünya) azabı olsun, ister Son Saat olsun- görünceye kadar... İşte o zaman, kimin konumca daha kötü ve ordu bakımından daha zayıf olduğunu öğrenecekler.

76. Öte yandan Allah, doğru yola yönelen kimseleri doğru yolda sebatlı kılar; ve (insanoğlunun) verimli ve kalıcı ürünleri olan erdemli ve yararlı davranışları, senin Rabbinin katında hem değer olarak daha iyi, hem de kazanç olarak daha üstündür.

77. Küfre saplanmış olan, üstelik "Servet ve evlat elbette bana verilecekti!" diyen kimseye baksana bir.

78. o, kendisine gaybın sırlarının açıldığını mı düşünüyor; yoksa O rahmet kaynağının katında (muteber olan) bir sözleşme mi yaptı?

79. Kesinlikle hayır! Biz onun söylediklerini kaydedeceğiz ve onun cezasını uzattıkça uzatacağız;

80. ve onun (gururla) dile getirdiği (servet ve evlat) Bize kalacak; ve kendisi huzurumuza yalnız başına çıkacak.

81. Bu (gibiler), Allah`tan başkalarını kendilerine statü ve nüfuz sağlamak için ilahlaştırırlar.

82. Ama hayır! Aksine (ahirette) onlar kendilerine yönelik tüm tapınmaları reddedecekler ve berikilerin aleyhine zillet ve utanç delili olacaklar.

83. (Ey insan!) Küfrü tabiat haline getirenlerin üzerine, (içgüdülerini) kışkırttıkça kışkırtan şeytanları musallat ettiğimizi görmez misin?

84. Şu halde, onlara karşı harekete geçmek için acele etmene gerek yok şu kesin ki Biz onların günlerini tek tek sayıyoruz.

85. O gün (gelince), O rahmet kaynağının huzurunda, sorumluluk bilinciyle kuşanmış olanları ağır konuklar olarak toplayacağız.

86. Fakat günaha gömülüp gitmiş olanları bir sürü gibi cehenneme doğru süreceğiz.

87. (İşte o gün) O Rahmet kaynağıyla yaptığı (iman) sözleşmesine sadık kalanlar dışında, hiç kimse şefaate nail olamayacaktır.

88. Bir de çıkıp "O rahmet kaynağı kendisine bir oğul edindi" dediler

89. Doğrusu siz öyle dehşet verici bir iddiada bulundunuz ki;

90. bundan dolayı neredeyse gökler paramparça olacak, yer yarılacak ve dağlar toz duman olacak!

91. O rahmet kaynağına bir oğul isnat etmek ha!..

92. İyi ama, O rahmet kaynağının bir oğul edinmesi olacak şey değil ki!

93. Hem göklerde ve yerde olan herkes, O rahmet kaynağının huzuruna sadece ve sadece bir kul olarak çıkacaklardır.

94. Doğrusu O, onların tümünü derin bir bilgiyle kuşatmış ve tek tek saymıştır.

95. Sonunda onların her biri Kıyamet Günü O`nun huzuruna tek başına çıkacaktır.

96. İmanda sebat eden, o imanla uyumlu bir hayat yaşayan kimseler var ya O sonsuz rahmet kaynağı onlar için tarifsiz bir sevgi var edecek.

97. İşte sadece bu yüzden Biz onu senin (konuştuğun) dil aracılığıyla kolaylaştırdık ki, sorumluluk bilinci taşıyan kimseleri onunla müjdeleyip sorumsuzca savrulanları da uyarasın diye.

98. Zira Biz onlardan önce nice uygarlıkları helak etmişizdir sen onlardan herhangi birinin varlığını hissediyor, ya da onların ardından bir tek çıtırtı olsun duyabiliyor musun?