ع ز ز kökü Kur'an'da 119 defa geçmektedir.

AYETLER

BAKARA
2:129

الْعَزِيزُ

l-ǎzīzu

Aziz olan

"Rabbimiz, içlerinden onlara bir elçi gönder, onlara ayetlerini okusun, Kitabı ve hikmeti öğretsin ve onları arındırsın. Şüphesiz, Sen güçlü ve üstün olansın, hüküm ve hikmet sahibisin."

BAKARA
2:206

الْعِزَّةُ

l-ǐzzetu

gururu

Ona "Allah’tan kork" denildiğinde, büyüklük gururu onu günaha sürükler, kuşatır. Böylesine cehennem yeter; ne kötü bir yataktır o.

BAKARA
2:209

عَزِيزٌ

ǎzīzun

daima üstündür

Size, apaçık belgeler (ayetler) geldikten sonra yine ayağınız kayarsa, bilin ki Allah, gerçekten üstün ve güçlüdür, hüküm ve hikmet sahibidir.

BAKARA
2:220

عَزِيزٌ

ǎzīzun

daima üstündür

Hem dünya (konusun)da, hem ahiret (konusunda). Ve sana yetimleri sorarlar. De ki "Onları ıslah etmek (yararlı kılmak) hayırlıdır. Eğer onları aranıza katarsanız, artık onlar sizin kardeşlerinizdir. Allah bozgun (fesad) çıkaranı ıslah ediciden bilir (ayırt eder). Eğer Allah dileseydi size güçlük çıkarırdı. Şüphesiz Allah güçlü ve üstün olandır, hüküm ve hikmet sahibidir."

BAKARA
2:228

عَزِيزٌ

ǎzīzun

azizdir

Boşanmış kadınlar kendi kendilerine üç ’ay hali ve temizlenme süresi’ beklerler. Eğer Allah’a ve ahiret gününe inanıyorlarsa Allah’ın rahimlerinde yarattığını saklamaları onlara helal olmaz. Kocaları, bu süre içinde barışmak isterlerse, onları geri almada (başkalarından) daha çok hak sahibidirler. Onların lehine de, aleyhlerindeki maruf hakka denk bir hak vardır. Yalnız erkekler için onlar üzerinde bir derece var. Allah Azizdir. Hakimdir.

BAKARA
2:240

عَزِيزٌ

ǎzīzun

daima üstündür

İçinizde ölüp de (geride) eşler bırakanlar, (evlerinden) çıkarılmaksızın, bir yıla kadar yararlanmaları için eşlerine vasiyet (bıraksınlar). Ama onlar, (kendiliklerinden) çıkarlarsa, artık onların maruf (meşru) olarak kendileri için yaptıklarından dolayı size sorumluluk yoktur. Allah güçlü ve üstün olandır. Hüküm ve hikmet sahibidir.

BAKARA
2:260

عَزِيزٌ

ǎzīzun

daima üstün

Hani İbrahim "Rabbim, bana ölüleri nasıl dirilttiğini göster" demişti. (Allah ona) "İnanmıyor musun?" deyince, "Hayır (inandım), ancak kalbimin tatmin olması için" dedi. "Öyleyse, dört kuş tut. Onları kendine alıştır, sonra onları (parçalayıp) her bir parçasını bir dağın üzerine bırak, sonra da onları çağır. Sana koşarak gelirler. Bil ki, şüphesiz Allah, üstün ve güçlü olandır, hüküm ve hikmet sahibidir."

ÂL-I İMRAN
3:4

عَزِيزٌ

ǎzīzun

daima üstündür

Bundan (Kur’an’dan) önce (onlar) insanlar için bir hidayet idiler. Doğruyu yanlıştan ayıran (Furkan)ı da indirdi. Gerçek şu ki, Allah’ın ayetlerini inkar edenler için şiddetli bir azap vardır. Allah güçlüdür, intikam alıcıdır.

ÂL-I İMRAN
3:6

الْعَزِيزُ

l-ǎzīzu

azizdir

Döl yataklarında size dilediği gibi suret veren O’dur. O’ndan başka İlah yoktur; üstün ve güçlü olandır, hüküm ve hikmet sahibidir.

ÂL-I İMRAN
3:18

الْعَزِيزُ

l-ǎzīzu

azizdir

Allah, gerçekten Kendisi’nden başka İlah olmadığına şahitlik etti; melekler ve ilim sahipleri de O’ndan başka İlah olmadığına adaletle şahitlik ettiler. Aziz ve Hakim olan O’ndan başka İlah yoktur.

ÂL-I İMRAN
3:26

وَتُعِزُّ

ve tuǐzzu

ve yükseltirsin

De ki "Ey mülkün sahibi Allah’ım, dilediğine mülkü verirsin ve dilediğinden mülkü çekip-alırsın, dilediğini aziz kılar, dilediğini alçaltırsın; hayır Senin elindedir. Gerçekten Sen, herşeye güç yetirensin."

ÂL-I İMRAN
3:62

الْعَزِيزُ

l-ǎzīzu

azizdir (kesin galib)

Şüphesiz bu, gerçek bir olayın haberidir. Allah’tan başka İlah yoktur. Ve şüphesiz Allah, üstün ve güçlü olandır, hüküm ve hikmet sahibidir.

ÂL-I İMRAN
3:126

الْعَزِيزِ

l-ǎzīzi

daima galib

Allah bunu (yardımı) size ancak bir müjde olsun ve kalpleriniz bununla tatmin bulsun diye yaptı. ’Yardım ve zafer’ (nusret) ancak üstün ve güçlü, hüküm ve hikmet sahibi olan Allah’ın Katındandır.

NISA
4:56

عَزِيزًا

ǎzīzen

daima üstündür

Ayetlerimize karşı inkara sapanları şüphesiz ateşe sokacağız. Derileri yanıp döküldükçe, azabı tatmaları için onları başka derilerle değiştireceğiz. Gerçekten, Allah, güçlü ve üstün olandır, hüküm ve hikmet sahibidir.

NISA
4:139

الْعِزَّةَ

l-ǐzzete

şeref

Onlar, mü’minleri bırakıp kafirleri dostlar (veliler) edinirler. ’Kuvvet ve onuru (izzeti)’ onların yanında mı arıyorlar? Şüphesiz, ’bütün kuvvet ve onur,’ Allah’ındır.

NISA
4:139

الْعِزَّةَ

l-ǐzzete

şeref

Onlar, mü’minleri bırakıp kafirleri dostlar (veliler) edinirler. ’Kuvvet ve onuru (izzeti)’ onların yanında mı arıyorlar? Şüphesiz, ’bütün kuvvet ve onur,’ Allah’ındır.

NISA
4:158

عَزِيزًا

ǎzīzen

daima üstündür

Hayır; Allah onu Kendine yükseltti. Allah üstün ve güçlüdür, hüküm ve hikmet sahibidir.

NISA
4:165

عَزِيزًا

ǎzīzen

üstündür

Elçiler; müjdeciler ve uyarıcılar olarak (gönderildi). Öyle ki elçilerden sonra insanların Allah’a karşı (savunacak) delilleri olmasın. Allah, üstün ve güçlü olandır, hikmet ve hüküm sahibidir.

MAIDE
5:38

عَزِيزٌ

ǎzīzun

daima üstündür

Hırsız erkek ve hırsız kadının, (çalıp) kazandıklarına bir karşılık, Allah’tan, ’tekrarı önleyen kesin bir ceza’ olmak üzere ellerini kesin. Allah üstün ve güçlü olandır, hüküm ve hikmet sahibidir.

MAIDE
5:54

أَعِزَّةٍ

eǐzzetin

onurlu ve şiddetlidirler

Ey iman edenler, içinizden kim dininden geri döner (irtidat eder)se, Allah (yerine) Kendisi’nin onları sevdiği, onların da Kendisi’ni sevdiği mü’minlere karşı alçak gönüllü, kafirlere karşı ise ’güçlü ve onurlu,’ Allah yolunda çaba harcayan ve kınayıcının kınamasından korkmayan bir topluluk getirir. Bu, Allah’ın bir fazlıdır, onu dilediğine verir. Allah (rahmetiyle) geniş olandır, bilendir.

MAIDE
5:95

عَزِيزٌ

ǎzīzun

daima galiptir

Ey iman edenler, siz ihramlıyken avı öldürmeyin. Sizden kim onu kasıtlı olarak (taammüden) öldürürse, cezası, hayvandan öldürdüğünün bir benzeridir. Buna da, Kabe’ye ulaşmış bir kurbanlık olarak içinizden adalet sahibi iki kişi hükmedecektir. Veya yoksulları doyurmak veya onun dengi oruç tutmak olan bir kefaret vardır. Böylelikle işlediğinin vebalini tatmış olsun. Allah geçmişte olanı bağışladı. Ama kim tekrarlarsa, Allah ondan öç alacaktır. Allah üstün ve güçlü olandır, öç sahibidir.

MAIDE
5:118

الْعَزِيزُ

l-ǎzīzu

daima üstünsün

Eğer onları azaplandırırsan, şüphesiz onlar Senin kullarındır, eğer onları bağışlarsan, şüphesiz Aziz olan, hakim olan Sensin Sen."

EN'ÂM
6:96

الْعَزِيزِ

l-ǎzīzi

o üstün

O, sabahı yarıp çıkarandır. Geceyi bir sükun (dinlenme), Güneş ve Ay’ı bir hesap (ile) kıldı. Bu, üstün ve güçlü olan, bilen Allah’ın takdiridir.

ENFAL
8:10

عَزِيزٌ

ǎzīzun

daima üstün

Allah, bunu, yalnızca bir müjde ve kalplerinizin tatmin bulması için yapmıştı; (yoksa) Allah’ın Katından başkasında nusret (zafer ve yardım) yoktur. Hiç şüphesiz Allah üstün ve güçlü olandır, hüküm ve hikmet sahibidir.

ENFAL
8:49

عَزِيزٌ

ǎzīzun

daima galibtir

Münafıklar ve kalplerinde hastalık olanlar şöyle diyorlardı "Bunları (Müslümanları) dinleri aldattı." Oysa kim Allah’a tevekkül ederse, şüphesiz Allah, üstün ve güçlü olandır, hüküm ve hikmet sahibidir.

ENFAL
8:63

عَزِيزٌ

ǎzīzun

daima üstündür

Ve onların kalplerini uzlaştırdı. Sen, yeryüzündekilerin tümünü harcasaydın bile, onların kalplerini uzlaştıramazdın. Ama Allah, aralarını bulup onları uzlaştırdı. Çünkü O, üstün ve güçlü olandır, hüküm ve hikmet sahibidir.

ENFAL
8:67

عَزِيزٌ

ǎzīzun

daima üstün

Hiçbir peygambere, yeryüzünde kesin bir zafer kazanıncaya kadar esir alması yakışmaz. Siz dünyanın geçici yararını istiyorsunuz. Oysa Allah (size) ahireti istemektedir. Allah, üstün ve güçlüdür, hüküm ve hikmet sahibidir.

TEVBE
9:40

عَزِيزٌ

ǎzīzun

daima üstündür

Siz Ona (Peygambere) yardım etmezseniz, Allah Ona yardım etmiştir. Hani kafirler ikiden biri olarak Onu (Mekke’den) çıkarmışlardı; ikisi mağarada olduklarında arkadaşına şöyle diyordu "Hüzne kapılma, elbette Allah bizimle beraberdir." Böylece Allah Ona ’huzur ve güvenlik duygusunu’ indirmişti, Onu sizin görmediğiniz ordularla desteklemiş, inkar edenlerin de kelimesini (inkar çağrılarını) alçaltmıştı. Oysa Allah’ın kelimesi, Yüce olandır. Allah üstün ve güçlüdür, hüküm ve hikmet sahibidir.

TEVBE
9:71

عَزِيزٌ

ǎzīzun

daima üstündür

Mü’min erkekler ve mü’min kadınlar birbirlerinin velileridirler. İyiliği emreder, kötülükten sakındırırlar, namazı dosdoğru kılarlar, zekatı verirler ve Allah’a ve Resûlü’ne itaat ederler. İşte Allah’ın kendilerine rahmet edeceği bunlardır. Şüphesiz, Allah, üstün ve güçlüdür, hüküm ve hikmet sahibidir.

TEVBE
9:128

عَزِيزٌ

ǎzīzun

ağır gelen

Andolsun size, içinizden sıkıntıya düşmeniz O’nun gücüne giden, size pek düşkün, mü’minlere şefkatli ve esirgeyici olan bir elçi gelmiştir.

YUNUS
10:65

الْعِزَّةَ

l-ǐzzete

yücelik

Onların sözleri seni üzmesin. Şüphesiz ’izzet ve gücün’ tümü Allah’ındır. O, işitendir, bilendir.

HUD
11:66

الْعَزِيزُ

l-ǎzīzu

mutlak üstündür

Emrimiz geldiği zaman, tarafımızdan bir rahmetle Salih’i ve O’nunla birlikte iman edenleri o günün aşağılatıcı azabından kurtardık. Doğrusu senin Rabbin, güçlü olandır, Aziz olandır.

HUD
11:91

بِعَزِيزٍ

biǎzīzin

bir üstünlüğün

"Ey Şuayb" dediler. "Senin söylediklerinin çoğunu biz ’kavrayıp anlamıyoruz’. Doğrusu biz seni içimizde zayıf biri görüyoruz. Eğer yakın-çevren olmasaydı, gerçekten seni taşa tutar-öldürürdük. Sen bize karşı güçlü ve üstün değilsin."

HUD
11:92

أَعَزُّ

eǎzzu

daha mı üstündür

Dedi ki "Ey kavmim, sizce benim yakın-çevrem, Allah’tan daha mı üstündür ki, O’nu arkanızda-unutuluvermiş (önemsiz) bir şey edindiniz. Şüphesiz benim Rabbim, yapmakta olduklarınızı sarıp-kuşatandır."

YUSUF
12:30

الْعَزِيزِ

l-ǎzīzi

Vezir’in

Şehirde (birtakım) kadınlar "Aziz (Vezir)’in karısı kendi uşağının nefsinden murad almak istiyormuş. Öyle ki sevgi onun bağrına sinmiş. Biz doğrusu onu açıkça bir sapıklık içinde görüyoruz." dedi.

YUSUF
12:51

الْعَزِيزِ

l-ǎzīzi

Aziz’in

(Hükümdar topladığı o kadınlara) "Yusuf’un nefsinden murad almak istediğinizde sizin durumunuz neydi?" dedi. Onlar "Allah için, haşa" dediler. "Biz ondan hiçbir kötülük görmedik." Aziz (Vezir)in de karısı dedi ki "İşte şu anda gerçek orta yere çıktı; onun nefsinden ben murad almak istemiştim. O ise gerçekten doğruyu söyleyenlerdendir."

YUSUF
12:78

الْعَزِيزُ

l-ǎzīzu

vezir

Dediler ki "Ey Vezir, gerçek şu ki, bunun yaşlı (ve) büyük bir babası var; onun yerine bizden birisini alıkoy. Doğrusu biz, seni iyilik yapanlardan görmekteyiz."

YUSUF
12:88

الْعَزِيزُ

l-ǎzīzu

vezir

Böylece onun (Yusuf’un) huzuruna girdikleri zaman, dediler ki "Ey Vezir, bize ve ailemize şiddetli bir darlık dokundu; önemi olmayan bir sermaye ile geldik. Bize artık (yine) ölçeği tam olarak ver ve bize ilave bir bağışta bulun. Şüphesiz Allah, tasaddukta bulunanlara karşılığını verir."

İBRAHIM
14:1

الْعَزِيزِ

l-ǎzīzi

Aziz

Elif, Lam, Ra. Bu bir Kitap’tır ki, Rabbinin izniyle insanları karanlıklardan nura, O güçlü ve övgüye layık olanın yoluna çıkarman için sana indirdik.

İBRAHIM
14:4

الْعَزِيزُ

l-ǎzīzu

azizdir

Biz hiçbir elçiyi, kendi kavminin dilinden başkasıyla göndermedik ki, onlara apaçık anlatsın. Böylece Allah, dilediğini şaşırtıp saptırır, dilediğini hidayete erdirir. O, üstün ve güçlü olandır, hüküm ve hikmet sahibidir.

İBRAHIM
14:20

بِعَزِيزٍ

biǎzīzin

güç

Bu, Allah’a göre güç değildir.

İBRAHIM
14:47

عَزِيزٌ

ǎzīzun

daima üstündür

Allah’ı, sakın elçilerine verdiği sözden dönen sanma. Gerçekten Allah Azizdir, intikam sahibidir.

NAHL
16:60

الْعَزِيزُ

l-ǎzīzu

azizdir

Ahirete inanmayanların kötü örnekleri vardır, en Yüce örnekler ise Allah’a aittir. O, güç sahibi olandır, hüküm ve hikmet sahibidir.

KEHF
18:34

وَأَعَزُّ

ve eǎzzu

ve güçlüyüm

(İkisinden) Birinin başka ürün (veren yer)leri de vardı. Böylelikle onunla konuşurken arkadaşına dedi ki "Ben, mal bakımından senden daha zenginim, insan sayısı bakımından da daha güçlüyüm."

MERYEM
19:81

عِزًّا

ǐzzen

itibar

Kendilerine güç (izzet) sağlasınlar diye, Allah’tan başka ilahlar edindiler.

HAC
22:40

عَزِيزٌ

ǎzīzun

galibdir

Onlar, yalnızca; "Rabbimiz Allah’tır" demelerinden dolayı, haksız yere yurtlarından sürgün edilip çıkarıldılar. Eğer Allah’ın, insanların kimini kimiyle defetmesi (yenilgiye uğratması) olmasaydı, manastırlar, kiliseler, havralar ve içinde Allah’ın isminin çokça anıldığı mescidler, muhakkak yıkılır giderdi. Allah Kendi (dini)ne yardım edenlere kesin olarak yardım eder. Şüphesiz Allah, güçlü olandır, Aziz olandır.

HAC
22:74

عَزِيزٌ

ǎzīzun

üstündür

Onlar, Allah’ın kadrini hakkıyla takdir edemediler. Şüphesiz Allah, güç sahibidir, Azizdir.

ŞU'ARA
26:9

الْعَزِيزُ

l-ǎzīzu

üstündür

Şüphesiz, senin Rabbin, gerçekten O, üstün ve güçlüdür, merhamet sahibidir.

ŞU'ARA
26:44

بِعِزَّةِ

biǐzzeti

şerefine

Onlar da, iplerini ve asalarını atıverdiler ve "Firavun’un üstünlüğü adına, hiç tartışmasız, üstün olanlar gerçekten bizleriz" dediler.

ŞU'ARA
26:68

الْعَزِيزُ

l-ǎzīzu

üstün olan

Ve hiç şüphesiz, senin Rabbin, güçlü ve üstün olandır, esirgeyendir.

ŞU'ARA
26:104

الْعَزِيزُ

l-ǎzīzu

üstün olan

Ve şüphesiz senin Rabbin, güçlü ve üstün olandır, esirgeyendir.

ŞU'ARA
26:122

الْعَزِيزُ

l-ǎzīzu

üstün olan

Ve şüphesiz senin Rabbin, güçlü ve üstün olandır, esirgeyendir.

ŞU'ARA
26:140

الْعَزِيزُ

l-ǎzīzu

üstün olan

Ve şüphesiz, senin Rabbin, güçlü ve üstün olandır, esirgeyendir.

ŞU'ARA
26:159

الْعَزِيزُ

l-ǎzīzu

üstün olan

Ve şüphesiz, senin Rabbin, güçlü ve üstün olandır, esirgeyendir.

ŞU'ARA
26:175

الْعَزِيزُ

l-ǎzīzu

üstün olan

Ve şüphesiz, senin Rabbin, güçlü ve üstün olandır esirgeyendir.

ŞU'ARA
26:191

الْعَزِيزُ

l-ǎzīzu

üstün olan

Ve şüphesiz, senin Rabbin, güçlü ve üstün olandır, esirgeyendir.

ŞU'ARA
26:217

الْعَزِيزِ

l-ǎzīzi

galib olan

Sen, O güçlü ve üstün, esirgeyici olan (Allah’)a tevekkül et.

NEML
27:9

الْعَزِيزُ

l-ǎzīzu

güçlü

"Ey Musa, gerçekten Ben, güçlü ve üstün, hüküm ve hikmet sahibi olan Allah’ım."

NEML
27:34

أَعِزَّةَ

eǐzzete

şereflilerini

Dedi ki "Gerçekten hükümdarlar bir ülkeye girdikleri zaman, orasını bozguna uğratırlar ve halkından onur sahibi olanları hor ve aşağılık kılarlar; işte onlar, böyle yaparlar."

NEML
27:78

الْعَزِيزُ

l-ǎzīzu

azizdir

Şüphesiz senin Rabbin, onların arasında Kendi hükmünü verecektir. O, güçlü ve üstün olandır, bilendir.

ANKEBUT
29:26

الْعَزِيزُ

l-ǎzīzu

Azizdir

Bunun üzerine Lut ona iman etti ve dedi ki "Gerçekten ben, Rabbime hicret edeceğim. Çünkü şüphesiz O, güçlü ve üstün olandır, hüküm ve hikmet sahibidir."

ANKEBUT
29:42

الْعَزِيزُ

l-ǎzīzu

üstündür

Allah, Kendi dışında hangi şeye taptıklarını şüphesiz bilir. O, güçlü ve üstün olandır, hüküm ve hikmet sahibidir.

RUM
30:5

الْعَزِيزُ

l-ǎzīzu

galiptir

Allah’ın yardımıyla. O, dilediğine yardım eder. O, güçlü ve üstün olandır, esirgeyendir.

RUM
30:27

الْعَزِيزُ

l-ǎzīzu

üstündür

Yaratmayı başlatan, sonra onu iade edecek olan O’dur; bu O’na göre pek kolaydır. Göklerde ve yerde en Yüce misal O’nundur. O, güçlü ve üstün olandır, hüküm ve hikmet sahibidir.

LOKMAN
31:9

الْعَزِيزُ

l-ǎzīzu

üstündür

Orada ebedi olarak kalıcıdırlar. Allah’ın va’di haktır. O, üstün ve güçlü olandır, hüküm ve hikmet sahibidir.

LOKMAN
31:27

عَزِيزٌ

ǎzīzun

üstündür

Eğer yeryüzündeki ağaçların tümü kalem ve deniz de -onun ardından yedi deniz daha eklenerek- (mürekkep) olsa, yine de Allah’ın kelimeleri (yazmakla) tükenmez. Şüphesiz Allah, üstün ve güçlüdür, hüküm ve hikmet sahibidir.

SECDE
32:6

الْعَزِيزُ

l-ǎzīzu

güçlü

İşte gaybı da, müşahede edilebileni de bilen, üstün ve güçlü olan, esirgeyen O’dur.

AHZAB
33:25

عَزِيزًا

ǎzīzen

üstündür

Allah, inkar edenleri kin ve öfkeleriyle geri çevirdi, onlar hiçbir hayra varamadılar. Savaşta Allah (yardımcı ve zafer nasib edici olarak) mü’minlere yetti. Allah çok güçlüdür, üstün ve galib olandır.

SEBE
34:6

الْعَزِيزِ

l-ǎzīzi

mutlak galib

Kendilerine ilim verilenler ise, Rabbinden sana indirilenin hakkın ta kendisi olduğunu ve üstün, güçlü, övülmeye layık olan (Allah)ın yoluna yöneltip- ilettiğini görüyorlar.

SEBE
34:27

الْعَزِيزُ

l-ǎzīzu

galib

De ki "O’na (kulluk etmede) eklemekte olduğunuz ortakları bana gösterin. Asla (onlar ona gerçek ortak olamazlar); hayır, O, güçlü ve üstün olan, hüküm ve hikmet sahibi olan Allah’tır."

FATIR
35:2

الْعَزِيزُ

l-ǎzīzu

üstündür

Allah, insanlar için rahmetinden her neyi açacak olsa, artık onu kısıp-tutacak yoktur; her neyi kısar-tutarsa, artık onu da ondan sonra salıverecek yoktur. O, üstün ve güçlü olandır, hüküm ve hikmet sahibidir.

FATIR
35:10

الْعِزَّةَ

l-ǐzzete

şeref

Kim izzeti istiyorsa, artık bütün izzet Allah’ındır. Güzel söz O’na yükselir, salih amel de onu yükseltir. Kötülükleri tasarlayıp düzenleyenler ise; onlar için şiddetli bir azap vardır. Onların tasarladıkları ’boşa çıkıp bozulur’.

FATIR
35:10

الْعِزَّةُ

l-ǐzzetu

şeref

Kim izzeti istiyorsa, artık bütün izzet Allah’ındır. Güzel söz O’na yükselir, salih amel de onu yükseltir. Kötülükleri tasarlayıp düzenleyenler ise; onlar için şiddetli bir azap vardır. Onların tasarladıkları ’boşa çıkıp bozulur’.

FATIR
35:17

بِعَزِيزٍ

biǎzīzin

zorlu

Bu, Allah’a göre güç değildir.

FATIR
35:28

عَزِيزٌ

ǎzīzun

daima üstündür

İnsanlardan, hayvanlardan ve davarlardan da renkleri böyle değişik olanlar vardır. Kulları içinde ise Allah’tan ancak alim olanlar ’içleri titreyerek-korkar’. Şüphesiz Allah, üstün ve güçlü olandır, bağışlayandır.

YASIN
36:5

الْعَزِيزِ

l-ǎzīzi

üstün olanın

(Kur’an) Güçlü ve üstün olan, esirgeyen (Allah’)ın indirmesidir.

YASIN
36:14

فَعَزَّزْنَا

feǎzzeznā

biz de destekledik

Hani onlara iki (elçi) göndermiştik, fakat ikisini yalanlamışlardı. Biz de (iki elçiyi) bir üçüncüyle güçlendirdik; böylece dediler ki "Şüphesiz biz, size, gönderilmiş elçileriz."

YASIN
36:38

الْعَزِيزِ

l-ǎzīzi

üstün olanın

Güneş de, kendisi için (tespit edilmiş) olan bir müstakarra doğru akıp gitmektedir. Bu, üstün ve güçlü olan, bilen (Allah)ın takdiridir.

SAFFAT
37:180

الْعِزَّةِ

l-ǐzzeti

kudret ve şeref

Üstünlük ve güç (izzet) sahibi olan senin Rabbin, onların nitelendirdiklerinden Yücedir.

SAD
38:2

عِزَّةٍ

ǐzzetin

bir gurur

Hayır; o inkar edenler (boş) bir gurur ve bir parçalanma içindedirler.

SAD
38:9

الْعَزِيزِ

l-ǎzīzi

daima üstün olan

Yoksa, güçlü ve üstün olan, karşılıksız bağışlayan Rabbinin hazineleri onların yanında mıdır?

SAD
38:23

وَعَزَّنِي

ve ǎzzenī

ve bana ağır bastı

"Bu benim kardeşimdir, doksan dokuz koyunu vardır, benimse bir tek koyunum var. Buna rağmen "Onu da benim payıma (koyunlarıma) kat" dedi ve bana, konuşmada üstün geldi."

SAD
38:66

الْعَزِيزُ

l-ǎzīzu

daima üstündür

"Göklerin, yerin ve ikisi arasında bulunanların Rabbidir, üstün ve güçlü olan, bağışlayandır."

SAD
38:82

فَبِعِزَّتِكَ

febiǐzzetike

senin izzetine and olsun ki

Dedi ki "Senin izzetin adına andolsun, ben, onların tümünü mutlaka azdırıp-kışkırtacağım."

ZÜMER
39:1

الْعَزِيزِ

l-ǎzīzi

aziz

(Bu) Kitab’ın indirilmesi, üstün ve güçlü olan, hüküm ve hikmet sahibi Allah (katın)dandır.

ZÜMER
39:5

الْعَزِيزُ

l-ǎzīzu

azizdir

Gökleri ve yeri hak olarak yarattı. Geceyi gündüzün üstüne sarıp-örtüyor, gündüzü de gecenin üstüne sarıp-örtüyor. Güneşe ve aya boyun eğdirdi. Her biri adı konulmuş bir ecele (süreye) kadar akıp gitmektedir. Haberin olsun; üstün ve güçlü olan, bağışlayan O’dur.

ZÜMER
39:37

بِعَزِيزٍ

biǎzīzin

aziz

Allah, kimi hidayete erdirirse, onun için bir saptırıcı yoktur. Allah, intikam sahibi, güçlü ve üstün olan değil midir?

MÜ'MIN
40:2

الْعَزِيزِ

l-ǎzīzi

aziz (daima galib)

Bu Kitab’ın indirilmesi, Aziz, Alim olan Allah’tandır;

MÜ'MIN
40:8

الْعَزِيزُ

l-ǎzīzu

üstün olan

"Rabbimiz, onları Adn cennetlerine sok ki onlara (bunu) va’dettin; babalarından, eşlerinden ve soylarından salih olanları da. Gerçekten Sen, üstün ve güçlü olansın, hüküm ve hikmet sahibisin."

MÜ'MIN
40:42

الْعَزِيزِ

l-ǎzīzi

aziz olana

"Siz beni Allah’a (karşı) inkar etmeye ve hakkında bilgim olmayan şeyleri O’na şirk koşmaya çağırıyorsunuz. Ben ise sizi, üstün ve güçlü olan, bağışlayan (Allah’)a çağırıyorum.

FUSSILET
41:12

الْعَزِيزِ

l-ǎzīzi

güçlü olanın

Böylece onları iki gün içinde yedi gök olarak tamamladı ve her bir göğe emrini vahyetti. Biz dünya göğünü de kandillerle süsleyip-donattık ve bir koruma (altına aldık). İşte bu, üstün ve güçlü olan, bilen (Allah)’ın takdiridir.

FUSSILET
41:41

عَزِيزٌ

ǎzīzun

aziz

Şüphesiz, kendilerine zikir gelince onu inkar edenler (ateşin içine bırakılırlar); oysa o, aziz (şerefi yüksek, üstün) bir Kitap’tır.

ŞURA
42:3

الْعَزِيزُ

l-ǎzīzu

aziz

O, Aziz ve Hakim olan Allah, sana ve senden öncekilere böyle vahyetmektedir.

ŞURA
42:19

الْعَزِيزُ

l-ǎzīzu

galiptir

Allah, kullarına karşı lütuf sahibidir; dilediğini rızıklandırır. O, kuvvetlidir, Azizdir.

ZUHRUF
43:9

الْعَزِيزُ

l-ǎzīzu

çok üstün olan

Andolsun, onlara "Gökleri ve yeri kim yarattı?" diye soracak olsan, tartışmasız "Onları üstün ve güçlü (Aziz) olan, bilen (Allah) yarattı" diyecekler.

DUHAN
44:42

الْعَزِيزُ

l-ǎzīzu

üstündür

Ancak Allah’ın rahmet ettiği başka. Şüphesiz O, üstün ve güçlü olandır, esirgeyendir.

DUHAN
44:49

الْعَزِيزُ

l-ǎzīzu

üstündün

"(Azabı) Tad; çünkü sen, (kendince) üstün, onurluydun."

CASIYE
45:2

الْعَزِيزِ

l-ǎzīzi

üstün

Kitab’ın indirilmesi, üstün ve güçlü olan, hüküm ve hikmet sahibi Allah’tandır.

CASIYE
45:37

الْعَزِيزُ

l-ǎzīzu

azizdir

Göklerde ve yerde büyüklük O’nundur. O, üstün ve güçlüdür, hüküm ve hikmet sahibidir.

AHKAF
46:2

الْعَزِيزِ

l-ǎzīzi

aziz

Kitab’ın indirilmesi, üstün ve güçlü, hüküm ve hikmet sahibi Allah’tandır.

FETIH
48:3

عَزِيزًا

ǎzīzen

şanlı

Ve Allah, sana ’üstün ve onurlu’ bir zaferle yardım etsin.

FETIH
48:7

عَزِيزًا

ǎzīzen

azizdir

Göklerin ve yerin orduları Allah’ındır. Allah, üstün ve güçlü olandır, hüküm ve hikmet sahibidir.

FETIH
48:19

عَزِيزًا

ǎzīzen

üstündür

Ve alacakları birçok ganimetleri de. Allah, üstün ve güçlü olandır, hüküm ve hikmet sahibidir.

KAMER
54:42

عَزِيزٍ

ǎzīzin

aziz olanın

Onlar Bizim ayetlerimizin tümünü yalanladılar. Biz de onları üstün ve güçlü, kudretli olanın yakalayışıyla yakalayıverdik.

HADID
57:1

الْعَزِيزُ

l-ǎzīzu

azizdir

Göklerde ve yerde olanların tümü Allah’ı tesbih etmiştir. O, üstün ve güçlü (aziz) olandır, hüküm ve hikmet sahibidir.

HADID
57:25

عَزِيزٌ

ǎzīzun

daima üstündür

Andolsun, Biz elçilerimizi apaçık belgelerle gönderdik ve insanlar adaleti ayakta tutsunlar diye, onlarla birlikte kitabı ve mizanı indirdik. Ve kendisine çetin bir sertlik ve insanlar için (çeşitli) yararlar bulunan demiri de indirdik; öyle ki Allah, Kendisi’ne ve elçilerine gayb ile (görmedikleri halde) kimlerin yardım edeceğini bilsin (ortaya çıkarsın). Şüphesiz Allah, büyük kuvvet sahibidir, üstün olandır.

MÜCADELE
58:21

عَزِيزٌ

ǎzīzun

galiptir

Allah, yazmıştır "Andolsun, ben galip geleceğim ve elçilerim de." Gerçekten Allah, en büyük kuvvet sahibidir, güçlü ve üstün olandır.

HAŞR
59:1

الْعَزِيزُ

l-ǎzīzu

üstündür

Göklerde ve yerde olanların tümü Allah’ı tesbih etmiştir. O, üstün ve güçlü olandır, hüküm ve hikmet sahibidir.

HAŞR
59:23

الْعَزِيزُ

l-ǎzīzu

Azîz’dir (üstün galib)

O Allah ki, O’ndan başka İlah yoktur. Meliktir; Kuddûstur; Selam’ır; Mü’mindir; Müheymindir; Azizdir; Cebbardır; Mütekebbirdir. Allah, (müşriklerin) şirk koştuklarından çok Yücedir.

HAŞR
59:24

الْعَزِيزُ

l-ǎzīzu

Azîz’dir (mutlak galip)

O Allah ki, Yaratan’dır, (en güzel bir biçimde) kusursuzca var edendir, ’şekil ve suret’ verendir. En güzel isimler O’nundur. Göklerde ve yerde olanların tümü O’nu tesbih etmektedir. O, Aziz, Hakimdir.

MÜMTEHINE
60:5

الْعَزِيزُ

l-ǎzīzu

yegane galib

"Rabbimiz, bizi inkar edenler için fitne (deneme konusu) kılma ve bizi bağışla Rabbimiz. Şüphesiz Sen, üstün ve güçlüsün, hüküm ve hikmet sahibisin."

SAF
61:1

الْعَزِيزُ

l-ǎzīzu

üstündür

Göklerde ve yerde olanların tümü Allah’ı tesbih etmiştir. O, üstün ve güçlüdür, hüküm ve hikmet sahibidir.

CUM'A
62:1

الْعَزِيزِ

l-ǎzīzi

aziz

Göklerde ve yerde olanların tümü, Melik; Kuddüs; Aziz; Hakim olan Allah’ı tesbih eder.

CUM'A
62:3

الْعَزِيزُ

l-ǎzīzu

azizdir

Ve henüz kendilerine ulaşıp-katılmamış olan diğerlerine de (peygamber gönderilmiştir); O (Allah), üstün ve güçlüdür, hüküm ve hikmet sahibidir.

MUNAFIKUN
63:8

الْأَعَزُّ

l-eǎzzu

üstün olan

Derler ki, "Andolsun, Medine’ye bir dönecek olursak, gücü ve onuru çok olan, düşkün ve zayıf olanı elbette oradan sürüp-çıkaracaktır." Oysa izzet (güç, onur ve üstünlük) Allah’ın, O’nun Resûlü’nün ve mü’minlerindir. Ancak münafıklar bilmiyorlar.

MUNAFIKUN
63:8

الْعِزَّةُ

l-ǐzzetu

üstünlük

Derler ki, "Andolsun, Medine’ye bir dönecek olursak, gücü ve onuru çok olan, düşkün ve zayıf olanı elbette oradan sürüp-çıkaracaktır." Oysa izzet (güç, onur ve üstünlük) Allah’ın, O’nun Resûlü’nün ve mü’minlerindir. Ancak münafıklar bilmiyorlar.

TEĞABUN
64:18

الْعَزِيزُ

l-ǎzīzu

azizdir

Gaybı da, müşahede edilebileni de bilen, Aziz (üstün ve güçlü), Hakim (hüküm ve hikmet sahibi)dir.

MÜLK
67:2

الْعَزِيزُ

l-ǎzīzu

üstündür

O, amel (davranış ve eylem) bakımından hanginizin daha iyi (ve güzel) olacağını denemek için ölümü ve hayatı yarattı. O, üstün ve güçlü olandır, çok bağışlayandır.

BÜRUC
85:8

الْعَزِيزِ

l-ǎzīzi

aziz

Onlardan, yalnızca ’üstün ve güçlü olan,’ öğülen Allah’a iman ettiklerinden dolayı intikam alıyorlardı.