ص ب ح kökü Kur'an'da 137 defa geçmektedir.

AYETLER

KALEM
68:17

مُصْبِحِينَ

muSbiHīne

sabah olunca

Gerçek şu ki, Biz o bahçe sahiplerine bela verdiğimiz gibi, bunlara da bela verdik. Hani onlar, sabah vakti (erkenden ve kimseye haber vermeden) onu (bahçeyi) mutlaka devşireceklerine dair and içmişlerdi.

KALEM
68:20

فَأَصْبَحَتْ

feeSbeHat

(bahçe) kesiliverdi

Sonunda (bahçe) kökünden kuruyup-kapkara kesildi.

KALEM
68:21

مُصْبِحِينَ

muSbiHīne

sabahleyin

Nihayet sabah vakti birbirlerine seslendiler.

KALEM
68:28

تُسَبِّحُونَ

tusebbiHūne

tesbih etmeniz

(İçlerinde) Mutedil olan biri dedi ki "Ben size dememiş miydim? (Allah’ı) Tesbih edip yüceltmeniz gerekmez miydi?"

KALEM
68:29

سُبْحَانَ

subHāne

tesbih ederiz

Dediler ki "Rabbimiz Seni tesbih eder, yüceltiriz; gerçekten bizler zalim imişiz."

MÜZZEMMIL
73:7

سَبْحًا

sebHen

uğraşacağın şeyler

Çünkü gündüz, senin için uzun uğraşılar vardır.

MÜDDESIR
74:34

وَالصُّبْحِ

ve SSubHi

ve sabaha

Ağardığı zaman sabaha,

TEKVIR
81:18

وَالصُّبْحِ

ve SSubHi

ve sabaha

Ve nefes almaya başladığı zaman, sabaha;

A'LA
87:1

سَبِّحِ

sebbiHi

tesbih et

Rabbinin Yüce ismini tesbih et,

ADIYAT
100:3

صُبْحًا

SubHen

sabahleyin

Sabah vakti baskın yapanlara.

KAF
50:39

وَسَبِّحْ

ve sebbiH

ve tesbih et

Öyleyse sen, onların dediklerine karşılık sabret ve Rabbini güneşin doğuşundan önce ve batışından önce hamd ile tesbih et.

KAF
50:40

فَسَبِّحْهُ

fesebbiHhu

O’nu tesbih et

Gecenin bir bölümünde ve secdelerin arkasından da O’nu tesbih et.

KAMER
54:38

صَبَّحَهُمْ

SabbeHahum

sabah onları yakaladı

Andolsun onları bir sabah vakti erkenden, üzerlerinde kararını kılmış bir azap yakalayıp-bastırıverdi.

SAD
38:18

يُسَبِّحْنَ

yusebbiHne

tesbih ederlerdi

Doğrusu Biz dağlara boyun eğdirdik, akşam ve sabah kendisiyle birlikte (Allah’ı) tesbih ederlerdi.

A'RAF
7:78

فَأَصْبَحُوا

feeSbeHū

çökekaldılar

Bunun üzerine onları dayanılmaz bir sarsıntı tuttu da kendi yurtlarında diz üstü çöke kaldılar.

A'RAF
7:91

فَأَصْبَحُوا

feeSbeHū

çökekaldılar

Bunun üzerine onları dayanılmaz bir sarsıntı tuttu da, kendi yurtlarında diz üstü çökmüş olarak sabahladılar.

A'RAF
7:143

سُبْحَانَكَ

subHāneke

Sen yücesin

Musa tayin edilen sürede gelince ve Rabbi onunla konuşunca "Rabbim, bana göster, Seni göreyim" dedi. (Allah) "Beni asla göremezsin, ama şu dağa bak; eğer o yerinde karar kılabilirse, sen de Beni göreceksin." Rabbi dağa tecelli edince, onu paramparça etti. Musa bayılarak yere düştü. Kendine geldiğinde "Sen ne Yücesin (Rabbim). Sana tevbe ettim ve ben iman edenlerin ilkiyim" dedi.

A'RAF
7:206

وَيُسَبِّحُونَهُ

ve yusebbiHūnehu

ve O’nu tesbih ederler

Şüphesiz Rabbinin Katında olanlar, O’na ibadet etmekten büyüklenmezler; O’nu tesbih ederler ve yalnız O’na secde ederler.

YASIN
36:36

سُبْحَانَ

subHāne

ne yücedir

Yerin bitirdiklerinden, kendi nefislerinden ve daha bilmedikleri nice şeylerden bütün çiftleri yaratan (Allah çok) Yücedir.

YASIN
36:40

يَسْبَحُونَ

yesbeHūne

yüzmektedirler

Ne Güneş’in Ay’a erişip-yetişmesi gerekir, ne de gecenin gündüzün önüne geçmesi. Her biri bir yörüngede yüzüp gitmektedirler.

YASIN
36:83

فَسُبْحَانَ

fesubHāne

yücedir

Herşeyin melekutu (hükümranlık ve mülkü) elinde bulunan (Allah) ne Yücedir. Siz O’na döndürüleceksiniz.

FURKAN
25:18

سُبْحَانَكَ

subHāneke

senin şanın yücedir

Derler ki "Sen Yücesin; Senin dışında başka veliler edinmemiz bize yakışmaz, ancak onları ve atalarını Sen meta verip yararlandırdın, öyle ki (Senin) zikri(ni) unuttular ve böylece yıkıma uğrayan bir kavim oldular."

FURKAN
25:58

وَسَبِّحْ

ve sebbiH

ve tesbih et

Sen, asla ölmeyen ve daima diri olan (Allah)a tevekkül et ve O’nu hamd ile tesbih et. Kullarının günahlarından O’nun haberdar olması yeter.

MERYEM
19:11

سَبِّحُوا

sebbiHū

tesbih edin

Böylelikle (Zekeriya) mescidten kavminin karşısına çıkıp onlara (şu anlamları) işaret etti "Sabah akşam tesbih edin."

MERYEM
19:35

سُبْحَانَهُ

subHānehu

O’nun şanı yücedir

Allah’ın çocuk edinmesi olacak şey değil. O Yücedir. Bir işin olmasına karar verirse, ancak ona "Ol" der, o da hemen oluverir.

TA-HA
20:33

نُسَبِّحَكَ

nusebbiHake

seni tesbih edelim

"Böylece Seni çok tesbih edelim."

TA-HA
20:130

وَسَبِّحْ

ve sebbiH

ve tesbih et

Şu halde onların söylediklerine karşı sabırlı ol, güneşin doğuşundan ve batışından önce Rabbini hamd ile tesbih et (yücelt). Gecenin bir bölümünde ve gündüzün uçlarında da tesbihte bulun ki hoşnut olabilesin.

TA-HA
20:130

فَسَبِّحْ

fe sebbiH

tesbih et

Şu halde onların söylediklerine karşı sabırlı ol, güneşin doğuşundan ve batışından önce Rabbini hamd ile tesbih et (yücelt). Gecenin bir bölümünde ve gündüzün uçlarında da tesbihte bulun ki hoşnut olabilesin.

VAKI'A
56:74

فَسَبِّحْ

fesebbiH

öyleyse yücelt

Şu halde büyük Rabbini ismiyle tesbih et.

VAKI'A
56:96

فَسَبِّحْ

fesebbiH

öyleyse tesbih et

Öyleyse büyük Rabbini ismiyle tesbih et.

ŞU'ARA
26:157

فَأَصْبَحُوا

feeSbeHū

ama oldular

"Sonunda onu (yine de) kestiler, ancak pişman oldular."

NEML
27:8

وَسُبْحَانَ

ve subHāne

eksikliklerden münezzehtir

Oraya gittiğinde, kendisine seslenildi "Ateş (yerin)de olanlar da, çevresinde bulunanlar da kutlu kılınmıştır. Alemlerin Rabbi olan Allah Yücedir.

KASAS
28:10

وَأَصْبَحَ

ve eSbeHa

ve sabahladı

Musa’nın annesi ise, yüreği boşluk içinde sabahladı. Eğer mü’minlerden olması için kalbi üzerinde (sabrı ve dayanıklılığı) pekiştirmemiş olsaydık, neredeyse onu(n durumunu) açığa vuracaktı.

KASAS
28:18

فَأَصْبَحَ

feeSbeHa

sabahladı

Böylece şehirde korku içinde (çevreyi) gözetleyerek sabahladı. Derken, bir de baktı ki, dün kendisinden yardım isteyen (kişi, bugün de) kendisine yardım için bağırıyor. Musa, ona dedi ki "Sen açıkça bir azgınsın."

KASAS
28:68

سُبْحَانَ

subHāne

münezzehtir

Rabbin, dilediğini yaratır ve seçer; seçim onlara ait değildir. Allah, onların ortak koştuklarından münezzehtir, Yücedir.

KASAS
28:82

وَأَصْبَحَ

ve eSbeHa

ve başladılar

Dün, onun yerinde olmayı dileyenler, sabahladıklarında "Vay, demek ki Allah, kullarından dilediğinin rızkını genişletip-yaymakta ve kısıp-daraltmaktadır. Eğer Allah, bize lütfetmiş olmasaydı, bizi de şüphesiz batırırdı. Vay, demek gerçekten inkar edenler felah bulamaz" demeye başladılar.

İSRA
17:1

سُبْحَانَ

subHāne

eksiklikten uzaktır

Bir kısım ayetlerimizi kendisine göstermek için, kulunu bir gece Mescid-i Haram’dan, çevresini bereketlendirdiğimiz Mescid-i Aksa’ya götüren O (Allah) Yücedir. Gerçekten O, işitendir, görendir.

İSRA
17:43

سُبْحَانَهُ

subHānehu

(haşa) münezzehtir O

O, onların dediklerinden münezzeh, Yüce ve büyük bir yükseklikle yüksektir.

İSRA
17:44

تُسَبِّحُ

tusebbiHu

tesbih ederler

Yedi gök, yer ve bunların içindekiler O’nu tesbih eder; O’nu övgü ile tesbih etmeyen hiçbir şey yoktur, ancak siz onların tesbihlerini kavramıyorsunuz. Şüphesiz O, halim olandır, bağışlayandır.

İSRA
17:44

يُسَبِّحُ

yusebbiHu

tesbih etmeyen

Yedi gök, yer ve bunların içindekiler O’nu tesbih eder; O’nu övgü ile tesbih etmeyen hiçbir şey yoktur, ancak siz onların tesbihlerini kavramıyorsunuz. Şüphesiz O, halim olandır, bağışlayandır.

İSRA
17:44

تَسْبِيحَهُمْ

tesbīHahum

onların tesbihlerini

Yedi gök, yer ve bunların içindekiler O’nu tesbih eder; O’nu övgü ile tesbih etmeyen hiçbir şey yoktur, ancak siz onların tesbihlerini kavramıyorsunuz. Şüphesiz O, halim olandır, bağışlayandır.

İSRA
17:93

سُبْحَانَ

subHāne

şanı yücedir

"Yahut altından bir evin olmalı veya gökyüzüne yükselmelisin. Üzerimize bizim okuyabileceğimiz bir kitap indirinceye kadar senin yükselişine de inanmayız." De ki "Rabbimi yüceltirim; ben, elçi olan bir beşerden başkası mıyım?"

İSRA
17:108

سُبْحَانَ

subHāne

şanı yücedir

Ve derler ki "Rabbimiz Yücedir, Rabbimiz’in va’di gerçekten gerçekleşmiş bulunuyor."

YUNUS
10:10

سُبْحَانَكَ

subHāneke

senin şanın pek yücedir

Oradaki duaları "Allah’ım, Sen ne Yücesin"dir ve oradaki dirlik temennileri "Selam"dır; dualarının sonu da "Gerçekten, hamd alemlerin Rabbi olan Allah’ındır."

YUNUS
10:18

سُبْحَانَهُ

subHānehu

O münezzehtir

Allah’ı bırakıp kendilerine zarar vermeyecek ve yararları dokunmayacak şeylere kulluk ederler ve "Bunlar Allah Katında bizim şefaatçilerimizdir" derler. De ki "Siz, Allah’a, göklerde ve yerde bilmediği bir şey mi haber veriyorsunuz? O, sizin şirk koştuklarınızdan uzak ve Yücedir."

YUNUS
10:68

سُبْحَانَهُ

subHānehu

O bundan münezzehtir

"Allah çocuk edindi" dediler. O, (bundan) Yücedir; O, hiçbir şeye ihtiyacı olmayandır. Göklerde ve yerde ne varsa O’nundur. Kendinizde buna ilişkin bir delil de yoktur. Allah’a karşı bilmeyeceğiniz bir şeyi mi söylüyorsunuz?

HUD
11:67

فَأَصْبَحُوا

feeSbeHū

ve kaldılar

O zulmedenleri dayanılmaz bir ses sarıverdi de kendi yurtlarında dizüstü çökmüş olarak sabahladılar.

HUD
11:81

الصُّبْحُ

S-SubHu

sabahtır

(Elçiler) Dediler ki "Ey Lut, biz Rabbinin elçileriyiz. Onlar sana kesin olarak ulaşamazlar. Gecenin bir parçasında ailenle birlikte yürü (yola çık). Sakın, hiçbiriniz dönüp arkasına bakmasın; fakat senin karın başka. Çünkü onlara isabet edecek olan, ona da isabet edecektir. Onlara va’dolunan (azap) sabah vaktidir. Sabah da yakın değil mi?"

HUD
11:81

الصُّبْحُ

S-SubHu

sabah

(Elçiler) Dediler ki "Ey Lut, biz Rabbinin elçileriyiz. Onlar sana kesin olarak ulaşamazlar. Gecenin bir parçasında ailenle birlikte yürü (yola çık). Sakın, hiçbiriniz dönüp arkasına bakmasın; fakat senin karın başka. Çünkü onlara isabet edecek olan, ona da isabet edecektir. Onlara va’dolunan (azap) sabah vaktidir. Sabah da yakın değil mi?"

HUD
11:94

فَأَصْبَحُوا

feeSbeHū

ve kaldılar

Emrimiz geldiği zaman, tarafımızdan bir rahmetle Şuayb’ı ve O’nunla birlikte iman edenleri kurtardık; o zulmedenleri dayanılmaz bir ses sarıverdi de kendi yurtlarında dizüstü çökmüş olarak sabahladılar.

YUSUF
12:108

وَسُبْحَانَ

ve subHāne

ve şanı yücedir

De ki "Bu, benim yolumdur. Bir basiret üzere Allah’a davet ederim; ben ve bana uyanlar da. Ve Allah’ı tenzih ederim, ben müşriklerden değilim."

HICR
15:66

مُصْبِحِينَ

muSbiHīne

sabaha girerlerken

Ve onlara şu emri verdik "Sabaha çıkarlarken onların arkası mutlaka kesilecektir."

HICR
15:83

مُصْبِحِينَ

muSbiHīne

sabaha girerlerken

Derken, sabah vaktine girdiklerinde, onları o dayanılmaz-çığlık yakalayıverdi.

HICR
15:98

فَسَبِّحْ

fesebbiH

(o halde) tesbih et

Sen Rabbini hamd ile tesbih et ve secde edenlerden ol.

EN'ÂM
6:96

الْإِصْبَاحِ

l-iSbāHi

sabahı ortaya çıkarmış

O, sabahı yarıp çıkarandır. Geceyi bir sükun (dinlenme), Güneş ve Ay’ı bir hesap (ile) kıldı. Bu, üstün ve güçlü olan, bilen Allah’ın takdiridir.

EN'ÂM
6:100

سُبْحَانَهُ

subHānehu

O münezzehtir

Cinleri Allah’a ortak koştular. Oysa onları O yaratmıştır. Bir de hiçbir bilgiye dayanmaksızın O’na oğullar ve kızlar yakıştırıp-uydurdular. O ise nitelendiregeldikleri şeylerden Yücedir, uzaktır.

SAFFAT
37:137

مُصْبِحِينَ

muSbiHīne

sabahleyin

Siz onların üstünden muhakkak geçip gidiyorsunuz; sabah vakti.

SAFFAT
37:143

الْمُسَبِّحِينَ

l-musebbiHīne

tesbih edenlerden

Eğer (Allah’ı çokça) tesbih edenlerden olmasaydı,

SAFFAT
37:159

سُبْحَانَ

subHāne

(münezzehtir) yücedir

Onların nitelendirdiklerinden Allah Yücedir.

SAFFAT
37:166

الْمُسَبِّحُونَ

l-musebbiHūne

o tesbih edenler

"Biziz, o tesbih edenler de, gerçekten biziz."

SAFFAT
37:177

صَبَاحُ

SabāHu

sabahı

Fakat (azap) onların sahasına indiği zaman uyarılıp-korkutulanların sabahı ne kötü olur.

SAFFAT
37:180

سُبْحَانَ

subHāne

yücedir

Üstünlük ve güç (izzet) sahibi olan senin Rabbin, onların nitelendirdiklerinden Yücedir.

SEBE
34:41

سُبْحَانَكَ

subHāneke

sen yücesin

(Melekler) Derler ki "Sen Yücesin, bizim velimiz Sensin, onlar değil. Hayır, onlar cinlere tapıyordu ve çoğu onlara iman etmişlerdi."

ZÜMER
39:4

سُبْحَانَهُ

subHānehu

O (bundan münezzehtir) yücedir

Eğer Allah, çocuk edinmek isteseydi, yarattıklarından dilediğini elbette seçerdi. O, Yücedir; O, bir olan, kahredici olan Allah’tır.

ZÜMER
39:67

سُبْحَانَهُ

subHānehu

O münezzehtir

Onlar, Allah’ın kadrini hakkıyla takdir edemediler. Oysa kıyamet günü yer, bütünüyle O’nun avucu (kabzası)ndadır; gökler de sağ eliyle dürülüp-bükülmüştür. O, şirk koştuklarından münezzeh ve Yücedir.

ZÜMER
39:75

يُسَبِّحُونَ

yusebbiHūne

tesbih ettiklerini

Melekleri de arşın etrafını çevirmişler olarak Rablerini hamd ile tesbih ettiklerini görürsün. Aralarında hak ile hüküm verilmiştir ve "Alemlerin Rabbine hamd olsun" denilmiştir.

MÜ'MIN
40:7

يُسَبِّحُونَ

yusebbiHūne

tesbih ederler

Arş’ı yüklenmekte olanlar ve çevresinde bulunanlar, Rablerini hamd ile tesbih etmekte, O’na iman etmekte ve iman edenlere mağfiret dilemektedirler "Rabbimiz, rahmet ve ilim bakımından herşeyi kuşatıp-sardın, tevbe edenler ve Senin yoluna tabi olanlara mağfiret et ve onları cehennem azabından koru."

MÜ'MIN
40:55

وَسَبِّحْ

ve sebbiH

ve an

Şu halde sen sabret. Gerçekten Allah’ın va’di haktır. Günahın için mağfiret dile; akşam ve sabah Rabbini hamd ile tesbih et.

FUSSILET
41:12

بِمَصَابِيحَ

bimeSābīHa

lambalarla

Böylece onları iki gün içinde yedi gök olarak tamamladı ve her bir göğe emrini vahyetti. Biz dünya göğünü de kandillerle süsleyip-donattık ve bir koruma (altına aldık). İşte bu, üstün ve güçlü olan, bilen (Allah)’ın takdiridir.

FUSSILET
41:23

فَأَصْبَحْتُمْ

fe eSbeHtum

ve oldunuz

"İşte bu sizin zannınız; Rabbiniz hakkında beslediğiniz-zannınız, sizi bir yıkıma uğrattı, böylelikle hüsrana uğrayan kimseler olarak sabahladınız."

FUSSILET
41:38

يُسَبِّحُونَ

yusebbiHūne

tesbih ederler

Şayet onlar büyüklenecek olurlarsa, Rabbinin Katında bulunanlar, O’nu gece ve gündüz tesbih ederler ve (bundan) bıkkınlık duymazlar.

ŞURA
42:5

يُسَبِّحُونَ

yusebbiHūne

tesbih ederler

Gökler, neredeyse üstlerinden çatlayıp-parçalanacaklar; melekler de Rablerini hamd ile tesbih ederler ve yerde olanlara mağfiret dilerler. Haberiniz olsun; gerçekten Allah, bağışlayan ve esirgeyen O’dur.

ZUHRUF
43:13

سُبْحَانَ

subHāne

şanı yücedir

Onların sırtlarına binip-doğrulmanız, sonra doğrulduğunuz zaman, Rabbinizin nimetini zikretmeniz ve "Bunlara bizim için boyun eğdiren (Allah) ne Yücedir, yoksa biz bunu (kendi hizmetimize) yanaştıramazdık" demeniz için.

ZUHRUF
43:82

سُبْحَانَ

subHāne

münezzehtir

Göklerin ve yerin Rabbi, Arş’ın Rabbi (olan Allah), onların nitelendirdiklerinden Yücedir.

AHKAF
46:25

فَأَصْبَحُوا

feeSbeHū

onlar o hale geldiler ki

Rabbinin emriyle herşeyi yerle bir eder. Böylece meskenlerinden başka, hiçbir şey(leri) görünemez duruma düştüler. İşte Biz, suçlu-günahkar bir kavmi böyle cezalandırırız.

KEHF
18:40

فَتُصْبِحَ

fetuSbiHa

böylece kesilir

"Belki Rabbim senin bağından daha hayırlısını bana verir, (seninkinin) üstüne gökten ’yakıp-yıkan bir afet’ gönderir de kaygan bir toprak kesiliverir."

KEHF
18:41

يُصْبِحَ

yuSbiHa

çekilir

"Veya onun suyu dibe göçüverir de böylelikle onu arayıp-bulmaya kesinlikle güç yetiremezsin."

KEHF
18:42

فَأَصْبَحَ

feeSbeHa

ve başladı

(Derken) Onun ürünleri (afetlerle) kuşatılıverdi. Artık o, uğrunda harcadıklarına karşı avuçlarını (esefle) oğuşturuyordu. O (bağın) çardakları yıkılmış durumdaydı, kendisi de şöyle diyordu "Keşke Rabbime hiç kimseyi ortak koşmasaydım."

KEHF
18:45

فَأَصْبَحَ

feeSbeHa

ve haline geliverdi

Onlara, dünya hayatının örneğini ver; gökten indirdiğimiz suya benzer, onunla yeryüzünün bitkileri birbirine karıştı, böylece rüzgarların savurduğu çalı-çırpı oluverdi. Allah, herşeyin üzerinde güç yetirendir.

NAHL
16:1

سُبْحَانَهُ

subHānehu

(Allah) uzaktır

Allah’ın emri geldi, artık onda acele etmeyin. O (Allah), şirk koştukları şeylerden münezzeh ve Yücedir.

NAHL
16:57

سُبْحَانَهُ

subHānehu

şanı yüce olan

Ve Allah’a kızlar isnad ediyorlar, (haşa) O Yücedir. Hoşlandıkları (erkek çocuklar) da kendilerinindir.

ENBIYA
21:20

يُسَبِّحُونَ

yusebbiHūne

tesbih ederler

Gece ve gündüz, hiç durmaksızın tesbih ederler.

ENBIYA
21:22

فَسُبْحَانَ

fesubHāne

yüce(münezzeh)dir

Eğer her ikisinde (gökte ve yerde) Allah’ın dışında ilahlar olsaydı, elbette, ikisi de bozulup gitmişti. Arşın Rabbi olan Allah onların nitelendiregeldikleri şeylerden Yücedir.

ENBIYA
21:26

سُبْحَانَهُ

subHānehu

O münezzehtir

"Rahman (olan Allah) çocuk edindi" dediler. O, (bu yakıştırmadan) Yücedir. Hayır, onlar (melekler) ikrama layık görülmüş kullardır.

ENBIYA
21:33

يَسْبَحُونَ

yesbeHūne

yüzmektedir

Geceyi, gündüzü, güneşi ve ayı yaratan O’dur; her biri bir yörüngede yüzüp gidiyor.

ENBIYA
21:79

يُسَبِّحْنَ

yusebbiHne

tesbih eden

Biz bunu (hükmü) Süleyman’a kavrattık, her birine hüküm ve ilim verdik. Davud ile birlikte tesbih etsinler diye, dağlara ve kuşlara boyun eğdirdik. (Bunları) Yapanlar Biz idik.

ENBIYA
21:87

سُبْحَانَكَ

subHāneke

senin şanın yücedir

Balık sahibi (Yunus’u da); hani o, kızmış vaziyette gitmişti ki; bundan dolayı kendisini sıkıntıya düşürmeyeceğimizi sanmıştı. (Balığın karnındaki) Karanlıklar içinde "Senden başka İlah yoktur, Sen Yücesin, gerçekten ben zulmedenlerden oldum" diye çağrıda bulunmuştu.

MÜ'MINUN
23:40

لَيُصْبِحُنَّ

leyuSbiHunne

onlar olacaklar

(Allah) Dedi ki "Az bir süre (bekle), onlar gerçekten pişman olacaklar."

MÜ'MINUN
23:91

سُبْحَانَ

subHāne

münezehtir (uzaktır)

Allah, hiçbir çocuk edinmemiştir ve O’nunla birlikte hiçbir İlah yoktur; eğer olsaydı, her bir ilah elbette kendi yarattığını götürüverirdi ve (ilahların) bir kısmına karşı üstünlük sağlardı. Allah, onların nitelendiregeldiklerinden Yücedir.

SECDE
32:15

وَسَبَّحُوا

ve sebbeHū

ve tesbih ederler

Bizim ayetlerimize, ancak kendilerine hatırlatıldığı zaman, hemen secdeye kapananlar, Rablerini hamd ile tesbih edenler ve büyüklük taslamayan (müstekbir olmayan)lar iman eder.

TUR
52:43

سُبْحَانَ

subHāne

şanı yücedir

Yoksa onların, Allah’ın dışında başka bir ilahları mı var? Allah, onların şirk koştuklarından Yücedir.

TUR
52:48

وَسَبِّحْ

ve sebbiH

ve tesbih et

Artık, Rabbinin hükmüne sabret; çünkü gerçekten sen, Bizim gözlerimizin önündesin. Ve her kalkışında Rabbini hamd ile tesbih et.

TUR
52:49

فَسَبِّحْهُ

fesebbiHhu

O’nu tesbih et

Gecenin bir bölümünde ve yıldızların batışının ardında da O’nu tesbih et.

MÜLK
67:5

بِمَصَابِيحَ

bimeSābīHa

lambalarla

Andolsun, Biz en yakın olan göğü (dünya göğünü) kandillerle süsleyip-donattık ve bunları, şeytanlar için taşlama-birimleri (rücum) kıldık. Onlar için çılgınca yanan ateşin azabını hazırladık.

MÜLK
67:30

أَصْبَحَ

eSbeHa

olsa

De ki "Haber verin; eğer suyunuz yerin dibine göçüverecek olsa, bu durumda kim size bir akar su kaynağı getirebilir?

HAKKA
69:52

فَسَبِّحْ

fesebbiH

öyleyse tesbih et

Öyleyse, büyük Rabbini ismiyle tesbih et.

NAZI'AT
79:3

وَالسَّابِحَاتِ

ve ssābiHāti

yüzüp gidenlere

Yüzdükçe yüzerek gidenlere,

NAZI'AT
79:3

سَبْحًا

sebHen

yüzerek

Yüzdükçe yüzerek gidenlere,

RUM
30:17

فَسُبْحَانَ

fesubHāne

öyle ise tesbih edin

Öyleyse akşama girdiğiniz vakit de, sabaha erdiğiniz vakit de Allah’ı tesbih edip (yüceltin).

RUM
30:17

تُصْبِحُونَ

tuSbiHūne

sabaha erdiğiniz

Öyleyse akşama girdiğiniz vakit de, sabaha erdiğiniz vakit de Allah’ı tesbih edip (yüceltin).

RUM
30:40

سُبْحَانَهُ

subHānehu

O münezzehtir

Allah; sizi yarattı, sonra size rızık verdi, sonra sizi öldürmekte, daha sonra sizi diriltmektedir. Ortaklarınızdan bunlardan herhangi birini yapacak var mı? O, şirk koştuklarından münezzeh ve Yücedir.

ANKEBUT
29:37

فَأَصْبَحُوا

fe eSbeHū

ve kaldılar

Ancak onu yalanladılar; bunun üzerine onları amansız bir sarsıntı yakalayıverdi, böylelikle kendi yurtlarında diz üstü çökmüş olarak sabahladılar.

RA'D
13:13

وَيُسَبِّحُ

ve yusebbiHu

ve tesbih ederler

Gök gürültüsü O’nu hamd ile, melekler de O’na olan korkularından tesbih ederler.. O, yıldırımları gönderip bununla dilediğine çarpar; onlar ise Allah hakkında çekişip-tartışırlar. O, gücü (ve cezası) pek çetin olandır.

HAC
22:63

فَتُصْبِحُ

fetuSbiHu

böylece olur

Görmedin mi, Allah, gökten su indirdi, böylece yeryüzü yemyeşil donatıldı. Şüphesiz Allah, lütfedicidir, herşeyden haberdardır.

İNSAN
76:26

وَسَبِّحْهُ

ve sebbiHhu

ve O’nu tesbih eyle

Gecenin bir bölümünde O’na secde et ve geceleyin uzun uzadıya O’nu tesbih et.

BAKARA
2:30

نُسَبِّحُ

nusebbiHu

tesbih ediyor

Hani Rabbin meleklere "Muhakkak Ben, yeryüzünde bir halife var edeceğim" demişti. Onlar da "Biz Seni şükrünle yüceltir ve (sürekli) takdis ederken, orada bozgunculuk çıkaracak ve kanlar akıtacak birini mi var edeceksin?" dediler. (Allah) "Şüphesiz sizin bilmediğinizi Ben bilirim" dedi.

BAKARA
2:32

سُبْحَانَكَ

subHāneke

Seni tesbih ederiz

Dediler ki "Sen Yücesin, bize öğrettiğinden başka bizim hiçbir bilgimiz yok. Gerçekten Sen, herşeyi bilen, hüküm ve hikmet sahibi olansın."

BAKARA
2:116

سُبْحَانَهُ

subHānehu

O yücedir

Dediler ki "Allah oğul edindi." O, (bu yakıştırmadan) Yücedir. Hayır, göklerde ve yerde her ne varsa O’nundur, tümü O’na gönülden boyun eğmişlerdir.

ÂL-I İMRAN
3:41

وَسَبِّحْ

ve sebbiH

ve (O’nu) tesbih et

(Zekeriya) "Rabbim, bana bir alamet (ayet) ver." dedi. "Sana alamet, işaretleşme dışında, insanlarla üç gün konuşmamandır. Rabbini çokça zikret ve akşam sabah O’nu tesbih et." dedi.

ÂL-I İMRAN
3:103

فَأَصْبَحْتُمْ

feeSbeHtum

(haline) geldiniz

Allah’ın ipine hepiniz sımsıkı sarılın. Dağılıp ayrılmayın. Ve Allah’ın sizin üzerinizdeki nimetini hatırlayın. Hani siz düşmanlar idiniz. O, kalplerinizin arasını uzlaştırıp-ısındırdı ve siz O’nun nimetiyle kardeşler olarak sabahladınız. Yine siz, tam ateş çukurunun kıyısındayken, oradan sizi kurtardı. Umulur ki hidayete erersiniz diye, Allah, size ayetlerini böyle açıklar.

ÂL-I İMRAN
3:191

سُبْحَانَكَ

subHāneke

sen yücesin

Onlar, ayakta iken, otururken, yan yatarken Allah’ı zikrederler ve göklerin ve yerin yaratılışı konusunda düşünürler. (Ve derler ki) "Rabbimiz, Sen bunu boşuna yaratmadın. Sen pek Yücesin, bizi ateşin azabından koru."

HAŞR
59:1

سَبَّحَ

sebbeHa

tesbih eder

Göklerde ve yerde olanların tümü Allah’ı tesbih etmiştir. O, üstün ve güçlü olandır, hüküm ve hikmet sahibidir.

HAŞR
59:23

سُبْحَانَ

subHāne

yücedir

O Allah ki, O’ndan başka İlah yoktur. Meliktir; Kuddûstur; Selam’ır; Mü’mindir; Müheymindir; Azizdir; Cebbardır; Mütekebbirdir. Allah, (müşriklerin) şirk koştuklarından çok Yücedir.

HAŞR
59:24

يُسَبِّحُ

yusebbiHu

tesbih ederler

O Allah ki, Yaratan’dır, (en güzel bir biçimde) kusursuzca var edendir, ’şekil ve suret’ verendir. En güzel isimler O’nundur. Göklerde ve yerde olanların tümü O’nu tesbih etmektedir. O, Aziz, Hakimdir.

CUM'A
62:1

يُسَبِّحُ

yusebbiHu

tesbih etmektedir

Göklerde ve yerde olanların tümü, Melik; Kuddüs; Aziz; Hakim olan Allah’ı tesbih eder.

AHZAB
33:42

وَسَبِّحُوهُ

ve sebbiHūhu

ve O’nu tesbih edin

Ve O’nu sabah ve akşam tesbih edin.

NISA
4:171

سُبْحَانَهُ

subHānehu

O yücedir

Ey Kitap Ehli, dininiz konusunda taşkınlık etmeyin, Allah’a karşı gerçek olandan başkasını söylemeyin. Meryem oğlu Mesih İsa, ancak Allah’ın elçisi ve kelimesidir. Onu (‘OL’ kelimesini) Meryem’e yöneltmiştir ve O’ndan bir ruhtur. Öyleyse Allah’a ve elçisine inanınız; "üçtür" demeyiniz. (Bundan) kaçının, sizin için hayırlıdır. Allah, ancak bir tek İlah’tır. O, çocuk sahibi olmaktan Yücedir. Göklerde ve yerde her ne varsa O’nundur. Vekil olarak Allah yeter.

NUR
24:16

سُبْحَانَكَ

subHāneke

Seni tenzih ederiz

Onu işittiğiniz zaman "Bu konuda söz söylemek bize yakışmaz. (Allah’ım) Sen Yücesin; bu, büyük bir iftiradır" demeniz gerekmez miydi?

NUR
24:35

مِصْبَاحٌ

miSbāHun

lamba

Allah, göklerin ve yerin nurudur. O’nun nurunun misali, içinde çerağ bulunan bir kandil gibidir; çerağ bir sırça içerisindedir; sırça, sanki incimsi bir yıldızdır ki, doğuya da, batıya da ait olmayan kutlu bir zeytin ağacından yakılır; (bu öyle bir ağaç ki) neredeyse ateş ona dokunmasa da yağı ışık verir. (Bu,) Nur üstüne nurdur. Allah, kimi dilerse onu Kendi nuruna yöneltip-iletir. Allah insanlar için örnekler verir. Allah, herşeyi bilendir.

NUR
24:35

الْمِصْبَاحُ

l-miSbāHu

lamba

Allah, göklerin ve yerin nurudur. O’nun nurunun misali, içinde çerağ bulunan bir kandil gibidir; çerağ bir sırça içerisindedir; sırça, sanki incimsi bir yıldızdır ki, doğuya da, batıya da ait olmayan kutlu bir zeytin ağacından yakılır; (bu öyle bir ağaç ki) neredeyse ateş ona dokunmasa da yağı ışık verir. (Bu,) Nur üstüne nurdur. Allah, kimi dilerse onu Kendi nuruna yöneltip-iletir. Allah insanlar için örnekler verir. Allah, herşeyi bilendir.

NUR
24:36

يُسَبِّحُ

yusebbiHu

tesbih ederler

(Bu nur,) Allah’ın, onların yüceltilmesine ve isminin zikredilmesine izin verdiği evlerdedir; onların içinde sabah akşam O’nu tesbih ederler.

NUR
24:41

يُسَبِّحُ

yusebbiHu

tesbih ederler

Görmedin mi ki, göklerde ve yerde olanlar ve dizi dizi uçan kuşlar, gerçekten Allah’ı tesbih etmektedir. Her biri, kendi duasını ve tesbihini şüphesiz bilmiştir. Allah, onların işlediklerini bilendir.

NUR
24:41

وَتَسْبِيحَهُ

ve tesbīHahu

ve tesbihini

Görmedin mi ki, göklerde ve yerde olanlar ve dizi dizi uçan kuşlar, gerçekten Allah’ı tesbih etmektedir. Her biri, kendi duasını ve tesbihini şüphesiz bilmiştir. Allah, onların işlediklerini bilendir.

HUCURAT
49:6

فَتُصْبِحُوا

fetuSbiHū

sonra olursunuz

Ey iman edenler, eğer bir fasık, size bir haber getirirse, onu ’etraflıca araştırın’. Yoksa cehalet sonucu, bir kavme kötülükte bulunursunuz da, sonra işlediklerinize pişman olursunuz.

TEĞABUN
64:1

يُسَبِّحُ

yusebbiHu

tesbih etmektedir

Göklerde ve yerde olanların tümü Allah’ı tesbih eder. Mülk O’nundur, hamd (övgü) de O’nundur. O, herşeye güç yetirendir.

SAF
61:1

سَبَّحَ

sebbeHa

tesbih etmektedir

Göklerde ve yerde olanların tümü Allah’ı tesbih etmiştir. O, üstün ve güçlüdür, hüküm ve hikmet sahibidir.

SAF
61:14

فَأَصْبَحُوا

fe eSbeHū

onlar oldular

Ey iman edenler, Allah’ın yardımcıları olun Meryem oğlu İsa’nın havarilere "Allah’a (yönelirken) benim yardımcılarım kimlerdir?" demesi gibi. Havariler de demişlerdi ki "Allah’ın yardımcıları bizleriz." Böylece İsrailoğulları’ndan bir topluluk iman etmiş, bir topluluk da inkar etmişti. Sonunda Biz iman edenleri düşmanlarına karşı destekledik, onlar da üstün geldiler.

FETIH
48:9

وَتُسَبِّحُوهُ

ve tusebbiHūhu

ve O’nu tesbih edesiniz

Ki Allah’a ve Resûlü’ne iman etmeniz, O’nu savunup-desteklemeniz, O’nu en içten bir saygıyla-yüceltmeniz ve sabah akşam O’nu (Allah’ı) tesbih etmeniz için.

MAIDE
5:30

فَأَصْبَحَ

fe eSbeHa

böylece oldu

Sonunda nefsi ona kardeşini öldürmeyi (tahrik edip zevkli göstererek) kolaylaştırdı; böylece onu öldürdü, bu yüzden hüsrana uğrayanlardan oldu.

MAIDE
5:31

فَأَصْبَحَ

feeSbeHa

ve oldu

Derken, Allah, ona, yeri eşeleyerek kardeşinin cesedini nasıl gömeceğini gösteren bir karga gönderdi. "Bana yazıklar olsun" dedi. "Şu karga kadar olup da kardeşimin cesedini gömmekten aciz miyim?" Artık o, pişman olmuştu.

MAIDE
5:52

فَيُصْبِحُوا

feyuSbiHū

onlar olurlar

İşte kalplerinde hastalık olanları "Zamanın, felaketleriyle aleyhimize dönüp bize çarpmasından korkuyoruz" diyerek aralarında çabalar yürüttüklerini görürsün. Umulur ki Allah, bir fetih veya Katından bir emir getirecek de, onlar, nefislerinde gizli tuttuklarından dolayı pişman olacaklardır.

MAIDE
5:53

فَأَصْبَحُوا

fe eSbeHū

olmuşlardır

İman edenler "Olanca yeminleriyle elbette sizlerle birlik olduklarına ilişkin Allah’a yemin edenler bunlar mıdır? Onların bütün yapıp-ettikleri boşa çıkmıştır, böylece hüsrana uğrayanlar olmuşlardır" derler.

MAIDE
5:102

أَصْبَحُوا

eSbeHū

olmuşlardı

Sizden önce bir topluluk onu sormuştu da sonra kafirler olmuşlardı.

MAIDE
5:116

سُبْحَانَكَ

subHāneke

sen yücesin

Allah "Ey Meryem oğlu İsa, insanlara, beni ve annemi Allah’ı bırakarak iki İlah edinin, diye sen mi söyledin?" dediğinde "Seni tenzih ederim, hakkım olmayan bir sözü söylemek bana yakışmaz. Eğer bunu söyledimse mutlaka Sen onu bilmişsindir. Sen bende olanı bilirsin, ama ben Sende olanı bilmem. Gerçekten, görünmeyenleri (gaybleri) bilen Sensin Sen."

HADID
57:1

سَبَّحَ

sebbeHa

tesbih etmiştir

Göklerde ve yerde olanların tümü Allah’ı tesbih etmiştir. O, üstün ve güçlü (aziz) olandır, hüküm ve hikmet sahibidir.

TEVBE
9:31

سُبْحَانَهُ

subHānehu

O münezzehtir

Onlar, Allah’ı bırakıp bilginlerini ve rahiplerini rablar (ilahlar) edindiler ve Meryem oğlu Mesih’i de. Oysa onlar, tek olan bir İlah’a ibadet etmekten başka bir şeyle emrolunmadılar. O’ndan başka İlah yoktur. O, bunların şirk koştukları şeylerden Yücedir.

NASR
110:3

فَسَبِّحْ

fesebbiH

o halde tesbih et

Hemen Rabbini hamd ile tesbih et ve O’ndan mağfiret dile. Çünkü O, tevbeleri çok kabul edendir.