ع ن د kökü Kur'an'da 201 defa geçmektedir.

AYETLER

KALEM
68:34

عِنْدَ

ǐnde

katında

Doğrusu, muttaki olanlar için Rableri Katında nimetlerle donatılmış cennetler vardır.

KALEM
68:47

عِنْدَهُمُ

ǐndehumu

yanlarında (mıdır?)

Yoksa gayb (görünmeyenin bilgisi) onların yanında mıdır ki, kendileri yazıp duruyorlar?

MÜZZEMMIL
73:20

عِنْدَ

ǐnde

katında

Gerçekten Rabbin, senin gecenin üçte ikisinden biraz eksiğinde, yarısında ve üçte birinde (namaz için) kalktığını bilir; seninle birlikte olanlardan bir topluluğun da (böyle yaptığını bilir). Geceyi ve gündüzü Allah takdir eder. Sizin bunu sayamıyacağınızı bildi, böylece tevbenizi (O’na dönüşünüzü) kabul etti. Şu halde Kur’an’dan kolay geleni okuyun. Allah sizden hastalar olduğunu, başkalarının Allah’ın fazlından aramak için yeryüzünde gezip-dolaşacaklarını ve diğerlerinin Allah yolunda çarpışacaklarını bilmiştir. Öyleyse ondan (Kur’an’dan) kolay geleni okuyun. Namazı dosdoğru kılın, zekatı verin ve Allah’a güzel bir borç verin. Hayır olarak kendi nefisleriniz için önceden takdim ettiğiniz şeyleri daha hayırlı ve daha büyük bir ecir (karşılık) olarak Allah Katında bulursunuz. Allah’tan mağfiret dileyin. Şüphesiz Allah, çok bağışlayandır, çok esirgeyendir.

MÜDDESIR
74:16

عَنِيدًا

ǎnīden

bir inatçı

Hayır; çünkü o, Bizim ayetlerimize karşı ’kesin bir inatçıdır."

TEKVIR
81:20

عِنْدَ

ǐnde

katında

(Bu elçi,) Bir güç sahibidir, arşın sahibi Katında şereflidir.

LEYL
92:19

عِنْدَهُ

ǐndehu

onun yanında

Onun yanında hiç kimsenin karşılığı verilecek bir nimeti (borcu) yoktur.

NECM
53:14

عِنْدَ

ǐnde

yanında

Sidretü’l-Münteha’nın yanında.

NECM
53:15

عِنْدَهَا

ǐndehā

(ki) onun yanındadır

Ki Cennetü’l-Me’va onun yanındadır.

NECM
53:35

أَعِنْدَهُ

eǐndehu

kendi yanında mı?

Gaybın ilmi onun yanında da o mu görüyor?

KAF
50:4

وَعِنْدَنَا

ve ǐndenā

ve yanımızda vardır

Doğrusu Biz, yerin onlardan ne eksilttiğini bilmişizdir. Katımız’da (bütün bunları) saklayıp-koruyan bir kitap vardır.

KAF
50:24

عَنِيدٍ

ǎnīdin

inatçı

Siz ikiniz (ey melekler), her inatçı nankörü atın cehennemin içine,

KAMER
54:35

عِنْدِنَا

ǐndinā

katımız-

Tarafımızdan bir nimet olarak. İşte Biz, şükredenleri böyle ödüllendiririz.

KAMER
54:55

عِنْدَ

ǐnde

huzurunda

Çok kudretli, mülkünün sonu olmayan (Allah)ın yanında doğruluk makamındadırlar.

SAD
38:9

عِنْدَهُمْ

ǐndehum

onların yanında (mı?)

Yoksa, güçlü ve üstün olan, karşılıksız bağışlayan Rabbinin hazineleri onların yanında mıdır?

SAD
38:25

عِنْدَنَا

ǐndenā

yanımızda

Böylece onu bağışladık. Şüphesiz onun Bizim Katımız’da gerçekten bir yakınlığı ve varılacak güzel bir yeri vardır.

SAD
38:40

عِنْدَنَا

ǐndenā

bizim yanımızda

Şüphesiz, onun Bizim Katımız’da gerçekten bir yakınlığı ve varılacak güzel bir yeri vardır.

SAD
38:47

عِنْدَنَا

ǐndenā

bizim yanımızda

Ve gerçekten onlar, Bizim Katımız’da seçkinlerden ve hayırlı olanlardandır.

SAD
38:52

وَعِنْدَهُمْ

ve ǐndehum

ve yanlarında (vardır)

Ve yanlarında bakışlarını yalnızca eşlerine çevirmiş yaşıt kadınlar vardır.

A'RAF
7:29

عِنْدَ

ǐnde

De ki "Rabbim adaletle davranmayı emretti. Her mescid yanında (secde yerinde) yüzlerinizi (O’na) doğrultun ve dini yalnız Kendisi’ne has kılarak O’na dua edin. "Başlangıçta sizi yarattığı" gibi döneceksiniz."

A'RAF
7:31

عِنْدَ

ǐnde

Ey Ademoğulları, her mescid yanında ziynetlerinizi takının. Yiyin, için ve israf etmeyin. Çünkü O, israf edenleri sevmez.

A'RAF
7:131

عِنْدَ

ǐnde

katındadır

Onlara bir iyilik geldiği zaman "Bu bizim için" dediler; onlara bir kötülük isabet ettiğinde (bunu da) Musa ve beraberindekilerin bir uğursuzluğu olarak yorumlarlardı. Haberiniz olsun, Allah Katında asıl uğursuz olanlar kendileridir; ama onların çoğu bilmezler.

A'RAF
7:134

عِنْدَكَ

ǐndeke

sana

Başlarına iğrenç bir azap çökünce, dediler ki "Ey Musa, Rabbine -sana verdiği ahid adına- bizim için dua et. Eğer bu iğrenç azabı üzerimizden çekip-giderirsen, andolsun sana iman edeceğiz ve İsrailoğulları’nı seninle göndereceğiz.

A'RAF
7:157

عِنْدَهُمْ

ǐndehum

yanlarında

Onlar ki, yanlarındaki Tevrat’ta ve İncil’de (geleceği) yazılı bulacakları ümmi haber getirici (Nebi) olan elçiye (Resul) uyarlar; o, onlara marufu (iyiliği) emrediyor, münkeri (kötülüğü) yasaklıyor, temiz şeyleri helal, murdar şeyleri haram kılıyor ve onların ağır yüklerini, üzerlerindeki zincirleri indiriyor. Ona inananlar, destek olup savunanlar, yardım edenler ve onunla birlikte indirilen nuru izleyenler; işte kurtuluşa erenler bunlardır.

A'RAF
7:187

عِنْدَ

ǐnde

yanındadır

Saatin (kıyametin) ne zaman demir atacağını (gerçekleşeceğini) sorarlar. De ki "Onun ilmi yalnızca Rabbimin Katındadır. Onun süresini O’ndan başkası açıklayamaz. O, göklerde ve yerde ağırlaştı. O, size apansız bir gelişten başkası değildir." Sanki sen, ondan tümüyle haberdarmışsın gibi sana sorarlar. De ki "Onun ilmi yalnızca Allah’ın Katındadır. Ancak insanların çoğu bilmezler."

A'RAF
7:187

عِنْدَ

ǐnde

yanındadır

Saatin (kıyametin) ne zaman demir atacağını (gerçekleşeceğini) sorarlar. De ki "Onun ilmi yalnızca Rabbimin Katındadır. Onun süresini O’ndan başkası açıklayamaz. O, göklerde ve yerde ağırlaştı. O, size apansız bir gelişten başkası değildir." Sanki sen, ondan tümüyle haberdarmışsın gibi sana sorarlar. De ki "Onun ilmi yalnızca Allah’ın Katındadır. Ancak insanların çoğu bilmezler."

A'RAF
7:206

عِنْدَ

ǐnde

yanında

Şüphesiz Rabbinin Katında olanlar, O’na ibadet etmekten büyüklenmezler; O’nu tesbih ederler ve yalnız O’na secde ederler.

FATIR
35:39

عِنْدَ

ǐnde

yanında

Yeryüzünde sizi halifeler kılan O’dur. Öyleyse kim inkar ederse, artık inkarı kendi aleyhinedir. Rableri Katında kafir olanlara kendi inkarları gazabtan başkasını arttırmaz ve kafir olanlara kendi inkarları kayıptan başkasını arttırmaz.

MERYEM
19:55

عِنْدَ

ǐnde

yanında

Halkına, namazı ve zekatı emrediyordu ve o, Rabbi Katında kendisinden razı olunan (bir insan)dı.

MERYEM
19:76

عِنْدَ

ǐnde

yanında

Allah, hidayet bulanlara hidayeti arttırır. Sürekli olan salih davranışlar, Rabbinin Katında sevap bakımından daha hayırlı, varılacak sonuç bakımından da daha hayırlıdır.

MERYEM
19:78

عِنْدَ

ǐnde

huzurunda

O, gayba mı tanık oldu, yoksa Rahman (olan Allah)ın Katında(n) bir ahid mi aldı?

MERYEM
19:87

عِنْدَ

ǐnde

huzurunda

Rahmanın Katında ahid almışların dışında (onlar) şefaate malik olmayacaklardır.

TA-HA
20:52

عِنْدَ

ǐnde

yanında

Dedi ki "Bunun bilgisi Rabbimin Katında bir kitaptadır. Benim Rabbim şaşırmaz ve unutmaz."

NEML
27:40

عِنْدَهُ

ǐndehu

yanında

Kendi yanında kitaptan ilmi olan biri dedi ki "Ben, (gözünü açıp kapamadan) onu sana getirebilirim." Derken (Süleyman) onu kendi yanında durur vaziyette görünce dedi ki "Bu Rabbimin fazlındandır, O’na şükredecek miyim, yoksa nankörlük edecek miyim diye beni denemekte olduğu için (bu olağanüstü olay gerçekleşti). Kim şükrederse, artık o kendisi için şükretmiştir, kim nankörlük ederse, gerçekten benim Rabbim Gani (hiçbir şeye ve kimseye ihtiyacı olmayan)dır, Kerim olandır.

NEML
27:40

عِنْدَهُ

ǐndehu

yanında

Kendi yanında kitaptan ilmi olan biri dedi ki "Ben, (gözünü açıp kapamadan) onu sana getirebilirim." Derken (Süleyman) onu kendi yanında durur vaziyette görünce dedi ki "Bu Rabbimin fazlındandır, O’na şükredecek miyim, yoksa nankörlük edecek miyim diye beni denemekte olduğu için (bu olağanüstü olay gerçekleşti). Kim şükrederse, artık o kendisi için şükretmiştir, kim nankörlük ederse, gerçekten benim Rabbim Gani (hiçbir şeye ve kimseye ihtiyacı olmayan)dır, Kerim olandır.

NEML
27:47

عِنْدَ

ǐnde

katındadır

Dediler ki "Senin ve seninle birlikte olanlar yüzünden uğursuzluğa uğradık." Dedi ki "Sizin uğursuzluğunuz (başınıza gelenler) Allah Katında (yazılı)dır. Hayır, siz denenmekte olan bir kavimsiniz."

KASAS
28:27

عِنْدِكَ

ǐndike

o sendendir

(Babaları) Dedi ki "Doğrusu ben, sekiz yıl bana hizmet etmene karşılık olmak üzere, şu iki kızımdan birini sana nikahlamak istiyorum; şayet on (yıl)a tamamlayacak olursan, artık o da senden. Ben sana zorluk çıkarmak istemem; beni de inşaAllah salih olanlardan bulacaksın."

KASAS
28:37

عِنْدِهِ

ǐndihi

kendisinin yanı-

Musa dedi ki "Rabbim, kimin Kendisi’nden bir hidayetle geldiğini ve bu (dünya) yurdun(un) sonucunun kime ait olacağını daha iyi bilir. Gerçekten, zulmedenler, felah bulmazlar."

KASAS
28:48

عِنْدِنَا

ǐndinā

katımızdan

Fakat onlara Kendi Katımız’dan hak geldiği zaman "Musa’ya verilenlerin bir benzeri buna verilmeli değil miydi?" dediler. Onlar, daha önce Musa’ya verilenleri inkar etmemişler miydi? "İki büyü birbirine arka çıktı" dediler. Ve "Gerçekten biz hepsini inkar edenleriz" dediler.

KASAS
28:49

عِنْدِ

ǐndi

katından

De ki "Eğer doğruysanız, bu durumda Allah Katından bu ikisinden (Musa’ya indirilen Tevrat ve bana indirilen Kur’an’dan) daha doğru olan bir kitap getirin de, ona uymuş olayım."

KASAS
28:60

عِنْدَ

ǐnde

yanında

Size verilen herşey, yalnızca dünya hayatının metaı ve süsüdür. Allah Katında olan ise, daha hayırlı ve daha süreklidir. Yine de, akıllanmayacak mısınız?

KASAS
28:78

عِنْدِي

ǐndī

bende bulunan

Dedi ki "Bu, bende olan bir bilgi dolayısıyla bana verilmiştir." Bilmez mi, ki gerçekten Allah, kendisinden önceki nesillerden kuvvet bakımından kendisinden daha güçlü ve insan-sayısı bakımından daha çok olan kimseleri yıkıma uğratmıştır. Suçlu-günahkarlardan kendi günahları sorulmaz.

İSRA
17:23

عِنْدَكَ

ǐndeke

senin yanında

Rabbin, O’ndan başkasına kulluk etmemenizi ve anne-babaya iyilikle-davranmayı emretti. Şayet onlardan biri veya ikisi senin yanında yaşlılığa ulaşırsa, onlara "Öf" bile deme ve onları azarlama; onlara güzel söz söyle.

İSRA
17:38

عِنْدَ

ǐnde

katında

Bütün bunlar, kötülüğü olan, Rabbinin Katında da hoş olmayanlardır.

YUNUS
10:2

عِنْدَ

ǐnde

katında

İçlerinden bir adama "İnsanları uyar ve iman edenlere, muhakkak kendileri için Rableri Katında ’gerçek bir makam’ olduğunu müjde ver" diye vahyetmemiz, insanlara şaşırtıcı mı geldi? İnkar edenler "Gerçekten bu, açıkça bir büyücüdür" dediler.

YUNUS
10:18

عِنْدَ

ǐnde

katında

Allah’ı bırakıp kendilerine zarar vermeyecek ve yararları dokunmayacak şeylere kulluk ederler ve "Bunlar Allah Katında bizim şefaatçilerimizdir" derler. De ki "Siz, Allah’a, göklerde ve yerde bilmediği bir şey mi haber veriyorsunuz? O, sizin şirk koştuklarınızdan uzak ve Yücedir."

YUNUS
10:68

عِنْدَكُمْ

ǐndekum

sizin

"Allah çocuk edindi" dediler. O, (bundan) Yücedir; O, hiçbir şeye ihtiyacı olmayandır. Göklerde ve yerde ne varsa O’nundur. Kendinizde buna ilişkin bir delil de yoktur. Allah’a karşı bilmeyeceğiniz bir şeyi mi söylüyorsunuz?

YUNUS
10:76

عِنْدِنَا

ǐndinā

katımızdan

Onlara Katımız’dan hak geldiği zaman, dediler ki "Bu, kuşkusuz apaçık bir büyüdür."

HUD
11:28

عِنْدِهِ

ǐndihi

katından

Dedi ki "Ey kavmim, görüşünüz nedir söyleyin? Eğer ben Rabbimden apaçık bir belge üzerinde isem ve Rabbim bana Kendi Katından bir rahmet vermiş de (bu,) sizin gözlerinizden saklı tutulmuşsa? Siz bunu istemiyorken biz sizi buna zorlayacak mıyız?"

HUD
11:31

عِنْدِي

ǐndī

benim yanımdadır

"Ben size Allah’ın hazineleri yanımdadır demiyorum, gaybı da bilmiyorum. Melek olduğumu söylemiyorum ve gözlerinizin aşağılık gördüklerine, Allah kesin olarak bir hayır vermez de demiyorum. Nefislerinde olanı Allah daha iyi bilir. Bu durumda (bunun aksini yaparsam) gerçekten o zaman zalimlerdenim (demek)dir."

HUD
11:59

عَنِيدٍ

ǎnīdin

inatçı

İşte Ad (halkı) Rablerinin ayetlerini tanımayıp reddettiler. O’nun elçilerine isyan ettiler ve her inatçı zorbanın emri ardınca yürüdüler.

HUD
11:83

عِنْدَ

ǐnde

katından

Rabbinin Katında ’belli bir biçime sokulmuş, damgalanmış’ olarak. Bunlar zalimlerden uzak değildir.

YUSUF
12:17

عِنْدَ

ǐnde

yanında

Dediler ki "Ey Babamız, gerçek şu ki, biz gittik, yarışıyorduk. Yusuf’u da yiyeceklerimizin (veya eşyamızın) yanında bırakmıştık. Fakat onu kurt yemiş. Ne var ki biz doğruyu söylesek bile sen bize inanacak değilsin."

YUSUF
12:42

عِنْدَ

ǐnde

yanında

İkisinden kurtulacağını sandığı kişiye dedi ki "Efendinin katında beni hatırla." Fakat şeytan, efendisine hatırlatmayı ona unutturdu, böylece daha nice yıllar (Yusuf) zindanda kaldı.

YUSUF
12:60

عِنْدِي

ǐndī

benim yanımda

"Eğer onu bana getirmeyecek olursanız, artık benim katımda sizin için bir ölçek (erzak) yoktur ve bana da yaklaşmayın."

YUSUF
12:79

عِنْدَهُ

ǐndehu

yanında

Dedi ki "Eşyamızı kendisinde bulduğumuzun dışında, birisini alıkoymamızdan Allah’a sığınırız. Yoksa bu durumda kuşkusuz biz zalim oluruz."

HICR
15:21

عِنْدَنَا

ǐndenā

bizim yanımızdadır

Hiçbir şey yoktur ki, hazineleri Bizim Katımız’da olmasın; ancak onu belirlenmiş bir miktar olarak indiririz.

EN'ÂM
6:2

عِنْدَهُ

ǐndehu

kendi katından

Sizi çamurdan yaratan, sonra bir ecel belirleyen O’dur. Adı konulmuş ecel, O’nun Katındadır. Sonra siz (yine) kuşkuya kapılıyorsunuz.

EN'ÂM
6:50

عِنْدِي

ǐndī

yanımdadır

De ki "Size Allah’ın hazineleri yanımdadır demiyorum, gaybı da bilmiyorum ve ben size bir meleğim de demiyorum. Ben, bana vahyedilenden başkasına uymam." De ki "Kör olanla, gören bir olur mu? Yine de düşünmeyecek misiniz?"

EN'ÂM
6:57

عِنْدِي

ǐndī

benim yanımda

De ki "Ben, gerçekten Rabbimden kesin bir belge üzerindeyim, siz ise onu yalanladınız. Sizin kendisine acele ettiğiniz (azap) yanımda değildir. Hüküm yalnızca Allah’ındır. O, doğru haberi verir ve O, ayırt edenlerin en hayırlısıdır."

EN'ÂM
6:58

عِنْدِي

ǐndī

benim yanımda olsaydı

De ki "Kendisine acele etmekte olduğunuz şey benim yanımda olsaydı, benimle aranızda iş elbette bitirilmiş olurdu. Allah zulmedenleri en iyi bilendir.

EN'ÂM
6:59

وَعِنْدَهُ

ve ǐndehu

ve O’nun yanındadır

Gaybın anahtarları O’nun Katındadır, O’ndan başka hiç kimse gaybı bilmez. Karada ve denizde olanların tümünü O bilir, O, bilmeksizin bir yaprak dahi düşmez; yerin karanlıklarındaki bir tane, yaş ve kuru dışta olmamak üzere hepsi (ve herşey) apaçık bir kitaptadır.

EN'ÂM
6:109

عِنْدَ

ǐnde

katındadır

Olanca yeminleriyle, eğer kendilerine bir ayet gelse, kesin olarak ona inanacaklarına dair Allah’a yemin ettiler. De ki "Ayetler, ancak Allah Katındadır; onlara (mucizeler) gelse de kuşkusuz inanmayacaklarının şuurunda değil misiniz?

EN'ÂM
6:124

عِنْدَ

ǐnde

katında

Onlara ne zaman bir ayet gelse, derler ki "Allah’ın elçilerine verilenin bir benzeri bize de verilene kadar biz kesin olarak inanmayacağız." Allah, elçiliğini nereye vereceğini daha iyi bilir. Bu, suçlu-günahkarlara, kurdukları hileli-düzenleri nedeniyle şiddetli bir azap ve Allah Katında bir küçüklük isabet edecektir.

EN'ÂM
6:127

عِنْدَ

ǐnde

katında

Onlar için Rableri Katında barış yurdu vardır ve O, yapmakta oldukları dolayısıyla onların velisidir.

EN'ÂM
6:148

عِنْدَكُمْ

ǐndekum

yanınızda

Şirk koşanlar diyecekler ki "Allah dileseydi ne biz şirk koşardık, ne atalarımız ve hiçbir şeyi de haram kılmazdık." Onlardan öncekiler de, Bizim zorlu-azabımızı tadıncaya kadar böyle yalanladılar. De ki "Sizin yanınızda, bize çıkarabileceğiniz bir ilim mi var? Siz ancak zanna uymaktasınız ve siz ancak "zan ve tahminle yalan söylersiniz."

SAFFAT
37:48

وَعِنْدَهُمْ

ve ǐndehum

ve yanlarında (vardır)

Ve yanlarında bakışlarını yalnızca eşlerine çevirmiş iri gözlü kadınlar vardır.

SAFFAT
37:168

عِنْدَنَا

ǐndenā

yanımızda

"Eğer yanımızda öncekilerden bir zikir (kitap) bulunmuş olsaydı."

LOKMAN
31:34

عِنْدَهُ

ǐndehu

O’nun yanındadır

Kıyamet saatinin bilgisi, şüphesiz Allah’ın Katındadır. Yağmuru yağdırır; rahimlerde olanı bilir. Hiç kimse, yarın ne kazanacağını bilmez. Hiç kimse de, hangi yerde öleceğini bilmez. Hiç şüphesiz Allah bilendir, haberdardır.

SEBE
34:23

عِنْدَهُ

ǐndehu

O’nun huzurunda

O’nun Katında izin verdiğinin dışında (hiç kimsenin) şefaati yarar sağlamaz. En sonunda kalplerinden korku giderilince (birbirlerine) "Rabbiniz ne buyurdu?" derler, "Hak olanı" derler. O, çok Yücedir, çok büyüktür.

SEBE
34:31

عِنْدَ

ǐnde

huzurunda

İnkar edenler dedi ki "Biz kesin olarak, ne bu Kur’an’a inanırız, ne ondan önceki (indirile)ne." Sen o zulmedenleri, Rableri huzurunda tutuklanmış olarak görsen; sözü (suçlamaları) birbirlerine karşı evirip-çevirir (birbirlerine yöneltirler). Za’fa uğratılan (müstaz’af)lar, büyüklük taslayanlara derler ki "Eğer sizler olmasaydınız, gerçekten bizler mü’min (kimse)ler olurduk."

SEBE
34:37

عِنْدَنَا

ǐndenā

katımızda

Bizim Katımız’da sizi (bize) yaklaştıracak olan ne mallarınız, ne de evlatlarınızdır; ancak iman edip salih amellerde bulunanlar başka. İşte onlar; onlar için yaptıklarına karşılık olmak üzere kat kat mükafaat vardır ve onlar yüksek köşklerinde güven içindedirler.

ZÜMER
39:31

عِنْدَ

ǐnde

divanında

Sonra şüphesiz sizler, kıyamet günü Rabbinizin huzurunda davalaşacaksınız.

ZÜMER
39:34

عِنْدَ

ǐnde

yanında

Rableri Katında dileyecekleri herşey onlarındır. İşte bu, ihsanda bulunanların ödülüdür.

MÜ'MIN
40:25

عِنْدِنَا

ǐndinā

katımız-

Böylece, o, Katımız’dan kendilerine bir hak ile geldiği zaman, dediler ki "Onunla birlikte iman edenlerin erkek çocuklarını öldürün; kadınlarını ise sağ bırakın." Ancak kafirlerin hileli-düzeni boşa çıkmakta olandan başkası değildir.

MÜ'MIN
40:35

عِنْدَ

ǐnde

yanında

"Ki onlar, Allah’ın ayetleri konusunda kendilerine gelmiş bir delil bulunmaksızın mücadele edip dururlar. (Bu,) Allah Katında da, iman edenler katında da büyük bir öfke (sebebi)dir. İşte Allah, her mütekebbir zorbanın kalbini böyle mühürler."

MÜ'MIN
40:35

وَعِنْدَ

ve ǐnde

ve yanında

"Ki onlar, Allah’ın ayetleri konusunda kendilerine gelmiş bir delil bulunmaksızın mücadele edip dururlar. (Bu,) Allah Katında da, iman edenler katında da büyük bir öfke (sebebi)dir. İşte Allah, her mütekebbir zorbanın kalbini böyle mühürler."

MÜ'MIN
40:83

عِنْدَهُمْ

ǐndehum

yanlarında bulunan

Resulleri kendilerine apaçık belgeler getirdiği zaman, onlar, yanlarında olan ilimden dolayı sevinip-böbürlendiler de, kendisini alay konusu edindikleri şey, onları sarıp-kuşatıverdi.

FUSSILET
41:38

عِنْدَ

ǐnde

yanında bulunanlar

Şayet onlar büyüklenecek olurlarsa, Rabbinin Katında bulunanlar, O’nu gece ve gündüz tesbih ederler ve (bundan) bıkkınlık duymazlar.

FUSSILET
41:50

عِنْدَهُ

ǐndehu

O’nun yanında

Oysa ona dokunan bir zarardan sonra tarafımızdan bir rahmet taddırsak, mutlaka "Bu benim (hakkım)dır. Ve ben kıyamet-saatinin kopacağını da sanmıyorum; eğer Rabbime döndürülsem bile, muhakkak O’nun Katında benim için daha güzel olanı vardır." der. Ama andolsun Biz, o kafirlere yaptıklarını haber vereceğiz ve andolsun onlara, en kaba bir azaptan taddıracağız.

FUSSILET
41:52

عِنْدِ

ǐndi

tarafı-

De ki "Gördünüz mü haber verin; eğer o (Kur’an) Allah Katından ise, sonra siz onu inkar etmişseniz (bu durumda) uzak bir ayrılık içinde olandan daha sapık kimdir?"

ŞURA
42:16

عِنْدَ

ǐnde

yanında

O’na icabet olunduktan sonra, Allah hakkında (sözde) ’deliller öne sürüp tartışanların’ delilleri, Rableri Katında geçersizdir. Onların üzerinde bir gazab vardır ve şiddetli azap onlaradır.

ŞURA
42:22

عِنْدَ

ǐnde

yanında

(O gün) Zalimleri kazandıkları dolayısıyla korkuyla titrerlerken görürsün; o (yaptıkları) da üstlerine çöküvermiştir. İman edip salih amellerde bulunanlar ise, cennet bahçelerindedirler. Rableri Katında her diledikleri onlarındır. İşte büyük fazl (nimet ve üstünlük) budur.

ŞURA
42:36

عِنْدَ

ǐnde

yanında bulunan ise

Size verilen herhangi bir şey, dünya hayatının metaı (kısa süreli faydalanması)dır. Allah Katında olan ise, daha hayırlı ve daha süreklidir. (Bu da) iman edip Rablerine tevekkül edenler içindir;

ZUHRUF
43:35

عِنْدَ

ǐnde

katında

Ve (daha nice) çekici-süsler (de verirdik). Bütün bunlar, yalnızca dünya hayatının metaıdır. Ahiret ise, Rabbinin Katında muttakiler içindir.

ZUHRUF
43:49

عِنْدَكَ

ǐndeke

sana verdiği

Ve onlar dediler ki "Ey büyücü, sende olan ahdi (sana verdiği sözü) adına bizim için Rabbine dua et; gerçekten biz hidayete gelmiş olacağız."

ZUHRUF
43:85

وَعِنْدَهُ

ve ǐndehu

O’nun yanındadır

Göklerin, yerin ve ikisi arasında bulunanların mülkü Kendisi’nin olan (Allah) ne Yücedir. Kıyamet-saatinin ilmi O’nun Katındadır ve O’na döndürüleceksiniz.

DUHAN
44:5

عِنْدِنَا

ǐndinā

katımızdan olan

Katımız’dan bir emir ile; doğrusu Biz, (insanlara elçi) gönderenleriz.

AHKAF
46:10

عِنْدِ

ǐndi

katından

De ki "Gördünüz mü-haber verin; eğer (bu Kur’an,) Allah Katından ise, siz de onu inkar etmişseniz ve İsrailoğulları’ndan bir şahid bunun bir benzerine şahidlik edip iman etmişse ve siz de büyüklük taslamışsanız (bunun sonucu ne olacak)? Şüphesiz Allah, zalim olan bir kavmi hidayete erdirmez.

AHKAF
46:23

عِنْدَ

ǐnde

katındadır

Dedi ki "İlim ancak Allah Katındadır. Ben size gönderildiğim şeyi tebliğ ediyorum; ancak sizi cahillik eden bir kavim olarak görüyorum."

ZARIYAT
51:34

عِنْدَ

ǐnde

katında

"(Ki bu taşların her biri,) Rabbinin Katında ölçüyü taşıranlar için (herkese ayrı ayrı) işaretlenmiştir."

KEHF
18:46

عِنْدَ

ǐnde

katında

Mal ve çocuklar, dünya hayatının çekici-süsüdür; sürekli olan ’salih davranışlar’ ise, Rabbinin Katında sevap bakımından daha hayırlıdır, umut etmek bakımından da daha hayırlıdır.

KEHF
18:65

عِنْدِنَا

ǐndinā

katımızdan

Derken, Katımız’dan kendisine bir rahmet verdiğimiz ve tarafımızdan kendisine bir ilim öğrettiğimiz kullarımızdan bir kulu buldular.

KEHF
18:86

عِنْدَهَا

ǐndehā

onun yanında da

Sonunda güneşin battığı yere kadar ulaştı ve onu kara çamurlu bir gözede batmakta buldu, yanında bir kavim gördü. Dedik ki "Ey Zu’l-Karneyn, (istiyorsan onları) ya azaba uğratırsın veya içlerinde güzelliği (geçerli ilke) edinirsin."

NAHL
16:95

عِنْدَ

ǐnde

yanında olan

Allah’ın ahdini ucuz bir değere karşılık satmayın. Eğer bilirseniz, Allah Katında olan sizin için daha hayırlıdır.

NAHL
16:96

عِنْدَكُمْ

ǐndekum

sizin yanınızda

Sizin yanınızda olan tükenir, Allah’ın Katında olan ise kalıcıdır. Sabredenlerin karşılığını yaptıklarının en güzeliyle Biz muhakkak vereceğiz.

NAHL
16:96

عِنْدَ

ǐnde

yanında

Sizin yanınızda olan tükenir, Allah’ın Katında olan ise kalıcıdır. Sabredenlerin karşılığını yaptıklarının en güzeliyle Biz muhakkak vereceğiz.

İBRAHIM
14:15

عَنِيدٍ

ǎnīdin

inatçı

(Peygamberler) Fetih istediler, (sonunda) her zorba inatçı bozguna uğrayıp -yok oldu- gitti.

İBRAHIM
14:37

عِنْدَ

ǐnde

yanında

"Rabbimiz, gerçekten ben, çocuklarımdan bir kısmını Beyt-i Haram yanında ekini olmayan bir vadiye yerleştirdim; Rabbimiz, dosdoğru namazı kılsınlar diye (öyle yaptım), böylelikle Sen, insanların bir kısmının kalplerini onlara ilgi duyar kıl ve onları birtakım ürünlerden rızıklandır. Umulur ki şükrederler."

İBRAHIM
14:46

وَعِنْدَ

veǐnde

oysa yanındadır

Gerçek şu ki, onlar hileli-düzenler kurdular. Oysa onların düzenleri, dağları yerlerinden oynatacak da olsa, Allah Katında onlara hazırlanmış düzen (kötü bir karşılık) vardır.

ENBIYA
21:19

عِنْدَهُ

ǐndehu

O’nun yanındaki

Göklerde ve yerde kim varsa O’nundur. O’nun yanında olanlar, O’na ibadet etmekte büyüklüğe kapılmazlar ve yorgunluk duymazlar.

ENBIYA
21:84

عِنْدِنَا

ǐndinā

tarafımızdan

Böylece onun duasına icabet ettik. Kendisinden o derdi giderdik; ona Katımız’dan bir rahmet ve ibadet edenler için bir zikir olmak üzere ailesini ve onlarla birlikte bir katını daha verdik.

MÜ'MINUN
23:117

عِنْدَ

ǐnde

yanındadır

Kim Allah ile beraber ona ilişkin geçerli kesin bir kanıt (burhan)ı olmaksızın başka bir İlah’a taparsa, artık onun hesabı Rabbinin Katındadır. Şüphesiz inkar edenler kurtuluşa eremezler.

SECDE
32:12

عِنْدَ

ǐnde

huzurunda

Suçlu-günahkarları, Rableri huzurunda başları öne eğilmiş olarak "Rabbimiz, gördük ve işittik; şimdi bizi (bir kere daha dünyaya) geri çevir, salih bir amelde bulunalım, artık biz gerçekten kesin bilgiyle inananlarız" (diye yalvaracakları zamanı) bir görsen.

TUR
52:37

عِنْدَهُمْ

ǐndehum

onların yanında (mıdır?)

Yoksa Rabbinin hazineleri onların yanında mıdır? Yoksa üstün güç (herşeyin denetim ve yönetim) sahipleri kendileri midir?

TUR
52:41

عِنْدَهُمُ

ǐndehumu

onların yanında (mıdır?)

Yoksa gayb (bilgisi) onların katında mıdır, böylece yazıp-duruyorlar?

MÜLK
67:26

عِنْدَ

ǐnde

yanındadır

De ki "(Bununla ilgili) Bilgi ancak Allah’ın Katındadır. Ben ancak apaçık bir uyarıcıyım."

RUM
30:39

عِنْدَ

ǐnde

katında

İnsanların mallarından artsın diye, verdiğiniz faiz Allah Katında artmaz. Ama Allah’ın yüzünü (rızasını) isteyerek verdiğiniz zekat ise, işte (sevablarını ve gelirlerini) kat kat arttıranlar onlardır.

ANKEBUT
29:17

عِنْدَ

ǐnde

yanında

"Siz yalnızca Allah’tan başka birtakım putlara tapıyor ve birtakım yalanlar uyduruyorsunuz. Gerçek şu ki, sizin Allah’tan başka taptıklarınız, size rızık vermeye güç yetiremezler; öyleyse rızkı Allah’ın Katında arayın, O’na kulluk edin ve O’na şükredin. Siz O’na döndürüleceksiniz."

ANKEBUT
29:50

عِنْدَ

ǐnde

yanındadır

Dediler ki "Ona Rabbinden ayetler (birtakım mucizeler) indirilmeli değil miydi?" De ki "Ayetler yalnızca Allah’ın Katındadır. Ben ise, ancak apaçık bir uyarıcıyım."

RA'D
13:8

عِنْدَهُ

ǐndehu

onun yanında

Allah, her dişinin neyi yüklendiğini (neye hamile kaldığını) ve döl yataklarının neyi eksiltip neyi eklediğini bilir. O’nun Katında herşey bir miktar (ölçü) iledir.

RA'D
13:39

وَعِنْدَهُ

ve ǐndehu

O’nun yanındadır

Allah, dilediğini ortadan kaldırır ve bırakır. Kitabın anası O’nun Katındadır.

RA'D
13:43

عِنْدَهُ

ǐndehu

yanında

O inkar edenler şöyle derler "Sen gönderilmiş (Allah’ın bir elçisi) değilsin." De ki "Benimle sizin aranızda şahid olarak Allah yeter ve yanlarında kitabın ilmi bulunanlar da (bu gerçeği bilir)."

HAC
22:30

عِنْدَ

ǐnde

yanında

İşte böyle; kim Allah’ın haram kıldıklarını (gözetip hükümlerini) yüceltirse, Rabbinin Katında kendisi için hayırlıdır. Size (haklarında yasaklar) okunanlar dışındaki hayvanlar helal kılındı. Öyleyse iğrenç bir pislik olan putlardan kaçının, yalan söz söylemekten de kaçının.

HAC
22:47

عِنْدَ

ǐnde

yanında

Onlar senden, azabın çarçabuk getirilmesini istiyorlar; Allah, va’dine kesin olarak muhalefet etmez. Gerçekten, senin Rabbinin Katında bir gün, sizin saymakta olduklarınızdan bin yıl gibidir.

BAKARA
2:54

عِنْدَ

ǐnde

katında

Hani Musa, kavmine "Ey kavmim, gerçekten siz, buzağıyı (tanrı) edinmekle kendinize zulmettiniz. Hemen, kusursuzca Yaratan(gerçek İlah)ınıza tevbe edip nefislerinizi öldürün bu, Yaratıcınız Katında sizin için daha hayırlıdır" demişti. Bunun üzerine (Allah) tevbelerinizi kabul etti. Şüphesiz O tevbeleri kabul edendir, esirgeyendir.

BAKARA
2:62

عِنْدَ

ǐnde

katında

Şüphesiz, iman edenler(le) Yahudiler, Hıristiyanlar ve Sabiiler(den kim) Allah’a ve ahiret gününe iman eder ve salih amellerde bulunursa, artık onların Allah Katında ecirleri vardır. Onlara korku yoktur ve onlar mahzun olmayacaklardır.

BAKARA
2:76

عِنْدَ

ǐnde

katında

İman edenlerle karşılaştıklarında "İman ettik" derler; kendi başlarına kaldıkları zaman ise, derler ki "Allah’ın size açtık (açıkladık)larını, Rabbiniz Katında size karşı bir belge olsun diye mi onlarla konuşuyorsunuz? Hala akıllanmayacak mısınız?"

BAKARA
2:79

عِنْدِ

ǐndi

katındandır

Artık vay hallerine; Kitabı kendi elleriyle yazıp, sonra az bir değer karşılığında satmak için "Bu Allah Katındandır" diyenlere. Artık vay, elleriyle yazdıklarından dolayı onlara; vay kazanmakta olduklarına.

BAKARA
2:80

عِنْدَ

ǐnde

katında

Dediler ki "Sayılı günlerin dışında, ateş asla bize değmeyecektir." De ki "Allah Katından bir ahid mi aldınız? -ki Allah asla ahdinden dönmez- Yoksa Allah’a karşı bilmediğiniz bir şeyi mi söylüyorsunuz?"

BAKARA
2:89

عِنْدِ

ǐndi

katından

Allah Katından yanlarında olan (Tevrat)ı doğrulayan bir kitap geldiği zaman, -ki bundan önce inkar edenlere karşı fetih istiyorlardı- işte bilip-tanıdıkları gelince, onu inkar ettiler. Artık Allah’ın laneti kafirlerin üzerinedir.

BAKARA
2:94

عِنْدَ

ǐnde

katında

De ki "Eğer Allah Katında ahiret yurdu, başka insanların değil de, yalnızca sizin ise, (ve) doğru sözlüyseniz, öyleyse hemen ölümü dileyin."

BAKARA
2:101

عِنْدِ

ǐndi

katından

Ne zaman onlara Allah Katından yanlarındakini doğrulayan bir elçi gelse, kitap verilenlerden birtakımı, sanki bilmiyorlarmış gibi Allah’ın Kitabı’nı arkalarına attılar.

BAKARA
2:103

عِنْدِ

ǐndi

katından

Eğer gerçekten iman edip sakınsalardı, Allah Katındaki sevab(ları) gerçekten daha hayırlı olurdu; bir bilselerdi.

BAKARA
2:109

عِنْدِ

ǐndi

Kitap Ehlinden çoğu, kendilerine gerçek (hak) apaçık belli olduktan sonra, nefislerini (kuşatan) kıskançlıktan dolayı, imanınızdan sonra sizi inkara döndürmek arzusunu duydular. Fakat, Allah’ın emri gelinceye kadar onları bırakın ve (onlara ne sözle, ne de eylemle) ilişmeyin. Hiç şüphesiz Allah, herşeye güç yetirendir.

BAKARA
2:110

عِنْدَ

ǐnde

katında

Namazı dosdoğru kılın, zekatı verin; önceden kendiniz için hayır olarak neyi takdim ederseniz, onu Allah Katında bulacaksınız. Şüphesiz Allah, yaptıklarınızı görendir.

BAKARA
2:112

عِنْدَ

ǐnde

yanındadır

Hayır, kim (güzel davranış ve) iyilikte bulunarak kendisini Allah’a teslim ederse, artık onun Rabbi Katında ecri vardır. Onlar için korku yoktur ve onlar mahzun olmayacaklardır.

BAKARA
2:140

عِنْدَهُ

ǐndehu

yanında bulunan

Yoksa siz, gerçekten İbrahim’in, İsmail’in, İshak’ın, Yakub’un ve torunlarının Yahudi veya Hıristiyan olduklarını mı söylüyorsunuz? De ki "Siz mi daha iyi biliyorsunuz, yoksa Allah mı? Allah’tan kendisinde olan bir şehadeti gizleyenden daha zalim olan kimdir? Allah, yaptıklarınızdan gafil değildir."

BAKARA
2:191

عِنْدَ

ǐnde

yanında

Onları, bulduğunuz yerde öldürün ve sizi çıkardıkları yerden siz de onları çıkarın. Fitne, öldürmekten beterdir. Onlar, size karşı savaşıncaya kadar siz, Mescid-i Haram yanında onlarla savaşmayın. Sizinle savaşırlarsa siz de onlarla savaşın. Kafirlerin cezası işte böyledir.

BAKARA
2:198

عِنْدَ

ǐnde

yanında

Rabbinizden bir fazl istemenizde sizce sakınca yoktur. Arafat’tan hep birlikte indiğinizde Allah’ı Meş’ar-ı Haram’da anın. O, sizi nasıl doğru yola yöneltip-ilettiyse, siz de O’nu anın. Gerçek şu ki, siz bundan evvel sapmışlardandınız.

BAKARA
2:217

عِنْدَ

ǐnde

yanında

Sana haram olan ayı, onda savaşmayı sorarlar. De ki "Onda savaşmak büyük (bir günahtır). Ancak Allah Katında, Allah’ın yolundan alıkoymak, onu inkar etmek, Mescid-i Haram’a engel olmak ve halkını oradan çıkarmak daha büyük (bir günahtır). Fitne, katilden beterdir. Eğer güç yetirirlerse, sizi dininizden geri çevirinceye kadar sizinle savaşmayı sürdürürler; sizden kim dininden geri döner ve kafir olarak ölürse, artık onların bütün işledikleri (amelleri) dünyada da, ahirette de boşa çıkmıştır ve onlar ateşin halkıdır, onda süresiz kalacaklardır.

BAKARA
2:255

عِنْدَهُ

ǐndehu

kendisinin katında

Allah... O’ndan başka İlah yoktur. Diridir, Kaimdir. O’nu uyuklama ve uyku tutmaz. Göklerde ve yerde ne varsa hepsi O’nundur. İzni olmaksızın O’nun Katında şefaatte bulunacak kimdir? O, önlerindekini ve arkalarındakini bilir. (Onlar ise) Dilediği kadarının dışında, O’nun ilminden hiçbir şeyi kavrayıp-kuşatamazlar. O’nun kürsüsü, bütün gökleri ve yeri kaplayıp-kuşatmıştır. Onların korunması O’na güç gelmez. O, pek Yücedir, pek büyüktür.

BAKARA
2:262

عِنْدَ

ǐnde

katında

Mallarını Allah yolunda infak edenler, sonra infak ettikleri şeyin peşinden başa kakmayan ve eziyet vermeyenlerin ecirleri Rableri Katındadır, onlara korku yoktur ve onlar mahzun olmayacaklardır.

BAKARA
2:274

عِنْدَ

ǐnde

yanında

Onlar ki, mallarını gece, gündüz; gizli ve açık infak ederler. Artık bunların ecirleri Rableri Katındadır, onlara korku yoktur ve onlar mahzun olmayacaklardır.

BAKARA
2:277

عِنْدَ

ǐnde

yanındadır

İman edip güzel amellerde bulunanlar, namazı dosdoğru kılanlar ve zekatı verenler; şüphesiz onların ecirleri Rablerinin Katındadır. Onlara korku yoktur ve onlar mahzun olmayacaklardır.

BAKARA
2:282

عِنْدَ

ǐnde

katında

Ey iman edenler, belirli bir süre için borçlandığınız zaman onu yazınız. Aranızdan bir katip doğru olarak yazsın, katip Allah’ın kendisine öğrettiği gibi yazmaktan kaçınmasın, yazsın. Üzerinde hak olan (borçlu) da yazdırsın ve Rabbi olan Allah’tan sakınsın, ondan hiçbir şeyi eksiltmesin. Eğer üzerinde hak olan (borçlu), düşük akıllı ya da za’f sahibi veya kendisi yazmaya güç yetiremeyecekse, velisi dosdoğru yazdırsın. Erkeklerinizden de iki şahid tutun; eğer iki erkek yoksa, şahidlerden rıza göstereceğiniz bir erkek ve biri şaşırdığında öbürü ona hatırlatacak iki kadın (da olur). Şahidler çağırıldıkları zaman kaçınmasınlar. Onu (borcu) az olsun, çok olsun, süresiyle birlikte yazmaya üşenmeyin. Bu, Allah Katında en adil, şahitlik için en sağlam, şüphelenmemeniz için de en yakın olandır. Ancak aranızda devredip durduğunuz ve peşin olarak yaptığınız ticaret başka, bunu yazmamanızda sizin için bir sakınca yoktur. Alış-veriş ettiğinizde de şahid tutun. Yazana da, şahide de zarar verilmesin. (Aksini) Yaparsanız, o, kendiniz için fısk (zulüm ve günah)tır. Allah’tan sakının. Allah size öğretiyor. Allah herşeyi bilendir.

ENFAL
8:4

عِنْدَ

ǐnde

katında

İşte gerçek mü’minler bunlardır. Rableri Katında onlar için dereceler, bağışlanma ve üstün bir rızık vardır.

ENFAL
8:10

عِنْدِ

ǐndi

katından

Allah, bunu, yalnızca bir müjde ve kalplerinizin tatmin bulması için yapmıştı; (yoksa) Allah’ın Katından başkasında nusret (zafer ve yardım) yoktur. Hiç şüphesiz Allah üstün ve güçlü olandır, hüküm ve hikmet sahibidir.

ENFAL
8:22

عِنْدَ

ǐnde

katında

Gerçek şu ki, Allah Katında, yerde debelenenlerin en kötüsü, (bir türlü) akıl erdirmez olan sağırlar ve dilsizlerdir.

ENFAL
8:28

عِنْدَهُ

ǐndehu

o’nun yanındadır

Bilin ki, mallarınız ve çocuklarınız ancak bir fitnedir (imtihan konusudur.) Allah yanında ise büyük bir mükafat vardır.

ENFAL
8:32

عِنْدِكَ

ǐndike

senin yanından gelmiş

Bir de "Ey Allah’ımız, eğer bu (Kur’an) bir gerçek olarak Senin Katından ise, gökyüzünden üstümüze taş yağdır veya acı bir azap getir (bakalım)." demişlerdi.

ENFAL
8:35

عِنْدَ

ǐnde

yanındaki

Onların Beyt(-i Şerif) önündeki duaları, ıslık çalmaktan ve el çırpmaktan başkası değildir. Artık inkar ettikleriniz dolayısıyla tadın azabı.

ENFAL
8:55

عِنْدَ

ǐnde

göre

Allah Katında canlıların en kötüsü, şüphesiz inkar edenlerdir. Onlar artık inanmazlar.

ÂL-I İMRAN
3:7

عِنْدِ

ǐndi

katındandır

Sana Kitab’ı indiren O’dur. Ondan, Kitab’ın anası (temeli) olan bir kısım ayetler muhkem’dir; diğerleri ise müteşabihtir. Kalplerinde bir kayma olanlar, fitne çıkarmak ve olmadık yorumlarını yapmak için ondan müteşabih olanına uyarlar. Oysa onun tevilini Allah’tan başkası bilmez. İlimde derinleşenler ise "Biz ona inandık, tümü Rabbimiz’in Katındandır" derler. Temiz akıl sahiplerinden başkası öğüt alıp-düşünmez.

ÂL-I İMRAN
3:14

عِنْدَهُ

ǐndehu

yanındadır

Kadınlara, oğullara, kantar kantar yığılmış altın ve gümüşe, salma güzel atlara, hayvanlara ve ekinlere duyulan tutkulu şehvet insanlara ’süslü ve çekici’ kılındı. Bunlar, dünya hayatının metaıdır. Asıl varılacak güzel yer Allah Katında olandır.

ÂL-I İMRAN
3:15

عِنْدَ

ǐnde

katında

De ki "Size bundan daha hayırlısını bildireyim mi? Korkup sakınanlar için Rablerinin Katında, içinde temelli kalacakları, altından ırmaklar akan cennetler, tertemiz eşler ve Allah’ın rızası vardır. Allah, kulları hakkıyla görendir."

ÂL-I İMRAN
3:19

عِنْدَ

ǐnde

katında

Hiç şüphesiz din, Allah Katında İslam’dır. Kitap verilenler, ancak kendilerine ilim geldikten sonra, aralarındaki "kıskançlık ve hakka başkaldırma" (bağy) yüzünden ayrılığa düştüler. Kim Allah’ın ayetlerini inkar ederse, (bilsin ki) gerçekten Allah, hesabı pek çabuk görendir.

ÂL-I İMRAN
3:37

عِنْدَهَا

ǐndehā

yanında

Bunun üzerine Rabbi onu güzel bir kabulle kabul etti ve onu güzel bir bitki gibi yetiştirdi. Zekeriya’yı ondan sorumlu kıldı. Zekeriya her ne zaman mihraba girdiyse, yanında bir yiyecek buldu "Meryem, bu sana nereden geldi?" deyince, "Bu, Allah Katındandır. Şüphesiz Allah, dilediğine hesapsız rızık verendir" dedi.

ÂL-I İMRAN
3:37

عِنْدِ

ǐndi

katından

Bunun üzerine Rabbi onu güzel bir kabulle kabul etti ve onu güzel bir bitki gibi yetiştirdi. Zekeriya’yı ondan sorumlu kıldı. Zekeriya her ne zaman mihraba girdiyse, yanında bir yiyecek buldu "Meryem, bu sana nereden geldi?" deyince, "Bu, Allah Katındandır. Şüphesiz Allah, dilediğine hesapsız rızık verendir" dedi.

ÂL-I İMRAN
3:59

عِنْدَ

ǐnde

yanında

Şüphesiz, Allah Katında İsa’nın durumu, Adem’in durumu gibidir. Onu topraktan yarattı, sonra ona "ol" demesiyle o da hemen oluverdi.

ÂL-I İMRAN
3:73

عِنْدَ

ǐnde

huzurunda

"Ve sizin dininize uyanlardan başkasına inanıp güvenmeyin." De ki "Şüphesiz doğru yol Allah’ın dosdoğru yoludur. Size verilenin bir benzeri birine (İslam peygamberine) veriliyor ya da Rabbinizin Katında onlar (Müslümanlar) size karşı deliller getiriyorlar, diye mi (bu telaşınız?) De ki "Şüphesiz ’lütuf ve ihsan (fazl)’ Allah’ın elindedir, onu dilediğine verir. Allah (rahmeti) geniş olandır, bilendir."

ÂL-I İMRAN
3:78

عِنْدِ

ǐndi

katı-

Onlardan öyleleri vardır ki, dillerini kitaba doğru eğip bükerler, siz onu (bu okur göründüklerini) kitaptan sanasınız diye. Oysa o kitaptan değildir. "Bu Allah Katındandır" derler. Oysa o, Allah Katından değildir. Kendileri de bildikleri halde Allah’a karşı (böyle) yalan söylerler.

ÂL-I İMRAN
3:78

عِنْدِ

ǐndi

katı-

Onlardan öyleleri vardır ki, dillerini kitaba doğru eğip bükerler, siz onu (bu okur göründüklerini) kitaptan sanasınız diye. Oysa o kitaptan değildir. "Bu Allah Katındandır" derler. Oysa o, Allah Katından değildir. Kendileri de bildikleri halde Allah’a karşı (böyle) yalan söylerler.

ÂL-I İMRAN
3:126

عِنْدِ

ǐndi

katında

Allah bunu (yardımı) size ancak bir müjde olsun ve kalpleriniz bununla tatmin bulsun diye yaptı. ’Yardım ve zafer’ (nusret) ancak üstün ve güçlü, hüküm ve hikmet sahibi olan Allah’ın Katındandır.

ÂL-I İMRAN
3:156

عِنْدَنَا

ǐndenā

bizim yanımızda

Ey iman edenler, inkar edenler ile yeryüzünde gezip dolaşırken veya savaşta bulundukları sırada (ölen) kardeşleri için "Yanımızda olsalardı, ölmezlerdi, öldürülmezlerdi" diyenler gibi olmayın. Allah, bunu onların kalplerinde onulmaz bir hasret olarak kıldı. Dirilten ve öldüren Allah’tır. Allah, yaptıklarınızı görendir.

ÂL-I İMRAN
3:163

عِنْدَ

ǐnde

katında

Allah Katında onlar derece derecedir. Allah yaptıklarını görendir.

ÂL-I İMRAN
3:165

عِنْدِ

ǐndi

-dendir

İki misline uğrattığınız bir musibet size isabet edince mi "Bu nereden" dediniz? De ki "O, sizin kendinizdendir." Şüphesiz Allah, herşeye güç yetirendir.

ÂL-I İMRAN
3:169

عِنْدَ

ǐnde

katında

Allah yolunda öldürülenleri sakın ’ölüler’ saymayın. Hayır, onlar, Rableri Katında diridirler, rızıklanmaktadırlar.

ÂL-I İMRAN
3:195

عِنْدِ

ǐndi

katından

Nitekim Rableri onlara (dualarını kabul ederek) cevab verdi "Şüphesiz Ben, erkek olsun, kadın olsun, sizden bir işte bulunanın işini boşa çıkarmam. Sizin kiminiz kiminizdendir. İşte, hicret edenlerin, yurtlarından sürülüp-çıkarılanların ve yolumda işkence görenlerin, çarpışıp öldürülenlerin, mutlaka kötülüklerini örteceğim ve onları, altlarından ırmaklar akan cennetlere sokacağım. (Bu,) Allah Katından bir karşılık (sevap)tır. (O) Allah, karşılığın (sevabın) en güzeli O’nun Katındadır."

ÂL-I İMRAN
3:195

عِنْدَهُ

ǐndehu

katındadır

Nitekim Rableri onlara (dualarını kabul ederek) cevab verdi "Şüphesiz Ben, erkek olsun, kadın olsun, sizden bir işte bulunanın işini boşa çıkarmam. Sizin kiminiz kiminizdendir. İşte, hicret edenlerin, yurtlarından sürülüp-çıkarılanların ve yolumda işkence görenlerin, çarpışıp öldürülenlerin, mutlaka kötülüklerini örteceğim ve onları, altlarından ırmaklar akan cennetlere sokacağım. (Bu,) Allah Katından bir karşılık (sevap)tır. (O) Allah, karşılığın (sevabın) en güzeli O’nun Katındadır."

ÂL-I İMRAN
3:198

عِنْدِ

ǐndi

tarafından

Ama Rablerinden korkup-sakınanlar; onlar için Allah Katında -bir şölen olarak- altlarından ırmaklar akan -içinde ebedi kalacakları- cennetler vardır. İyilik yapanlar için, Allah’ın Katında olanlar daha hayırlıdır.

ÂL-I İMRAN
3:198

عِنْدَ

ǐnde

yanında

Ama Rablerinden korkup-sakınanlar; onlar için Allah Katında -bir şölen olarak- altlarından ırmaklar akan -içinde ebedi kalacakları- cennetler vardır. İyilik yapanlar için, Allah’ın Katında olanlar daha hayırlıdır.

ÂL-I İMRAN
3:199

عِنْدَ

ǐnde

katında

Şüphesiz, Kitap Ehlinden, Allah’a; size indirilene ve kendilerine indirilene -Allah’a derin saygı gösterenler olarak- inananlar vardır. Onlar Allah’ın ayetlerine karşılık olarak az bir değeri satın almazlar. İşte bunların Rableri Katında ecirleri vardır. Şüphesiz Allah, hesabı çok çabuk görendir.

CUM'A
62:11

عِنْدَ

ǐnde

yanında

Oysa onlar (kendilerini tümüyle Allah’a ve İslam’a teslim etmeyenler) bir ticaret ya da bir eğlence gördükleri zaman, (hemen) ona sökün ettiler ve seni ayakta bıraktılar. De ki "Allah’ın Katında bulunan, eğlenceden ve ticaretten daha hayırlıdır. Allah, rızık verenlerin en hayırlısıdır."

AHZAB
33:5

عِنْدَ

ǐnde

yanında

Onları (evlat edindiklerinizi) babalarına nisbet ederek çağırın; bu, Allah Katında daha adildir. Eğer babalarını bilmiyorsanız artık onlar, dinde sizin kardeşleriniz ve dostlarınızdır. Hata olarak yaptıklarınızda ise, sizin için bir sakınca (bir vebal) yoktur. Ancak kalplerinizin kasıt gözeterek (taammüden) yaptıklarınızda vardır. Allah, bağışlayandır, esirgeyendir.

AHZAB
33:53

عِنْدَ

ǐnde

katında

Ey iman edenler (rastgele) Peygamberin evlerine girmeyin, (Bir başka iş için girmişseniz ille de) yemek vaktini beklemeyin. (Ama yemeğe) çağrıldığınız zaman girin, yemeği yiyince dağılın ve (uzun) söze dalmayın. Gerçekten bu, peygambere eziyet vermekte ve o da sizden utanmaktadır; oysa Allah, hak (kı açıklamak)tan utanmaz. Onlardan (peygamberin eşlerinden) bir şey isteyeceğiniz zaman, perde arkasından isteyin. Bu, sizin kalpleriniz için de, onların kalpleri için de daha temizdir. Allah’ın Resûlü’ne eziyet vermeniz ve ondan sonra eşlerini nikahlamanız size ebedi olarak (helal) olmaz. Çünkü böyle yapmanız, Allah Katında çok büyük (bir günah)tır.

AHZAB
33:63

عِنْدَ

ǐnde

yanındadır

İnsanlar, sana kıyamet-saatini sorarlar; de ki "Onun bilgisi yalnızca Allah’ın Katındadır." Ne bilirsin; belki kıyamet-saati pek yakın da olabilir.

AHZAB
33:69

عِنْدَ

ǐnde

yanında

Ey iman edenler, Musa’ya eziyet edenler gibi olmayın; ki sonunda Allah onu, demekte olduklarından temize çıkardı. O, Allah Katında vecihti.

NISA
4:78

عِنْدِ

ǐndi

taraf-

Her nerede olursanız, ölüm sizi bulur; yüksekçe yerlerde tahkim edilmiş şatolarda olsanız bile. Onlara bir iyilik dokunsa "Bu, Allah’tandır" derler; onlara bir kötülük dokunsa "Bu sendendir" derler. De ki "Tümü Allah’tandır." Fakat, ne oluyor ki bu topluluğa, hiçbir sözü anlamaya çalışmıyorlar?

NISA
4:78

عِنْدِكَ

ǐndike

senin yüzün-

Her nerede olursanız, ölüm sizi bulur; yüksekçe yerlerde tahkim edilmiş şatolarda olsanız bile. Onlara bir iyilik dokunsa "Bu, Allah’tandır" derler; onlara bir kötülük dokunsa "Bu sendendir" derler. De ki "Tümü Allah’tandır." Fakat, ne oluyor ki bu topluluğa, hiçbir sözü anlamaya çalışmıyorlar?

NISA
4:78

عِنْدِ

ǐndi

taraf-

Her nerede olursanız, ölüm sizi bulur; yüksekçe yerlerde tahkim edilmiş şatolarda olsanız bile. Onlara bir iyilik dokunsa "Bu, Allah’tandır" derler; onlara bir kötülük dokunsa "Bu sendendir" derler. De ki "Tümü Allah’tandır." Fakat, ne oluyor ki bu topluluğa, hiçbir sözü anlamaya çalışmıyorlar?

NISA
4:81

عِنْدِكَ

ǐndike

senin yanın-

"Tamam-kabul" derler. Ama yanından çıktıkları zaman, onlardan bir grup, karanlıklarda senin söylediğinin tersini kurarlar. Allah, karanlıklarda kurduklarını yazıyor. Sen de onlardan yüz çevir ve Allah’a tevekkül et. Vekil olarak Allah yeter.

NISA
4:82

عِنْدِ

ǐndi

taraf-

Onlar hala Kur’an’ı iyice düşünmüyorlar mı? Eğer o, Allah’tan başkasının Katından olsaydı, kuşkusuz içinde birçok aykırılıklar (çelişkiler, ihtilaflar) bulacaklardı.

NISA
4:94

فَعِنْدَ

feǐnde

çünkü yanında

Ey iman edenler, Allah yolunda adım attığınız (savaşa çıktığınız) zaman gerekli araştırmayı yapın ve size (İslam geleneğine göre) selam verene, dünya hayatının geçiciliğine istekli çıkarak "Sen mü’min değilsin" demeyin. Asıl çok ganimet, Allah Katındadır, bundan önce siz de böyle idiniz; Allah size lütufta bulundu. Öyleyse iyice açıklık kazandırın. Şüphesiz Allah, yaptıklarınızdan haberi olandır.

NISA
4:134

فَعِنْدَ

feǐnde

(bilsin ki) katındadır

Kim dünya sevab(yarar)ını isterse, dünyanın da, ahiretin de sevabı Allah Katındadır. Allah işitendir, görendir.

NISA
4:139

عِنْدَهُمُ

ǐndehumu

onların yanında

Onlar, mü’minleri bırakıp kafirleri dostlar (veliler) edinirler. ’Kuvvet ve onuru (izzeti)’ onların yanında mı arıyorlar? Şüphesiz, ’bütün kuvvet ve onur,’ Allah’ındır.

MUHAMMED
47:16

عِنْدِكَ

ǐndike

senin yanın-

Onlardan kimi gelip seni dinler. Nitekim yanından çıkıp-gittikleri zaman, ilim verilenlere derler ki "O biraz önce ne söyledi?" İşte onlar; Allah, onların kalplerini mühürlemiştir ve onlar kendi heva (istek ve tutku)larına uymuşlardır.

BEYYINE
98:8

عِنْدَ

ǐnde

katında

Rableri Katında onların ödülleri, içinde ebedi kalıcılar olmak üzere altından ırmaklar akan Adn cennetleridir. Allah, onlardan razı olmuştur, kendileri de O’ndan razı (hoşnut, memnun) kalmışlardır. İşte bu, Rabbinden ’içi titreyerek korku duyan kimse’ içindir.

NUR
24:13

عِنْدَ

ǐnde

yanında

Ona karşı dört şahitle gelmeleri gerekmez miydi? Şahitleri getirmediklerine göre, artık onlar Allah Katında yalancıların ta kendileridir.

NUR
24:15

عِنْدَ

ǐnde

yanında

O durumda siz onu (iftirayı) dillerinizle aktardınız ve hakkında bilginiz olmayan şeyi ağızlarınızla söylediniz ve bunu kolay sandınız; oysa o Allah Katında çok büyük (bir suç)tür.

NUR
24:39

عِنْدَهُ

ǐndehu

yanında

İnkar edenler ise; onların amelleri dümdüz bir arazideki seraba benzer; susayan onu bir su sanır. Nihayet ona ulaştığında bir şey bulamaz ve yanında Allah’ı bulur. (Allah da) Onun hesabını tam olarak verir. Allah, hesabı çok seri görendir.

NUR
24:61

عِنْدِ

ǐndi

tarafından

Kör olana güçlük yoktur, topal olana güçlük yoktur, hasta olana da güçlük yoktur; sizin için de, gerek kendi evlerinizden, gerekse babalarınızın evlerinden, annelerinizin evlerinden, erkek kardeşlerinizin evlerinden, kız kardeşlerinizin evlerinden, amcalarınızın evlerinden, halalarınızın evlerinden, dayılarınızın evlerinden, teyzelerinizin evlerinden, anahtarına malik olduğunuz (yerlerden) ya da dostlarınızın (evlerin)den yemenizde bir güçlük yoktur. Hep birarada veya ayrı ayrı yemenizde de bir günah yoktur. Evlere girdiğiniz vakit, Allah tarafından kutlu, güzel bir yaşama dileği olarak birbirinize selam verin. İşte Allah, size ayetleri böyle açıklar, umulur ki aklınızı kullanırsınız.

MUNAFIKUN
63:7

عِنْدَ

ǐnde

yanında

Onlar ki "Allah’ın Resûlü yanında bulunanlara hiçbir infak (harcama)da bulunmayın, sonunda dağılıp gitsinler," derler. Oysa göklerin ve yerin hazineleri Allah’ındır. Ancak münafıklar kavramıyorlar.

HUCURAT
49:3

عِنْدَ

ǐnde

huzurunda

Şüphesiz, Allah’ın Resûlü’nün yanında seslerini alçak tutanlar; işte onlar, Allah kalplerini takva için imtihan etmiştir. Onlar için bir mağfiret ve büyük bir ecir vardır.

HUCURAT
49:13

عِنْدَ

ǐnde

yanında

Ey insanlar, gerçekten, Biz sizi bir erkek ve bir dişiden yarattık ve birbirinizle tanışmanız için sizi halklar ve kabileler (şeklinde) kıldık. Şüphesiz, Allah Katında sizin en üstün (kerim) olanınız, (ırk ya da soyca değil) takvaca en ileride olanınızdır. Şüphesiz Allah, bilendir, haber alandır.

TAHRIM
66:11

عِنْدَكَ

ǐndeke

katında

Allah, iman edenlere de Firavun’un karısını örnek verdi. Hani demişti ki "Rabbim bana Kendi Katında, cennette bir ev yap; beni Firavun’dan ve onun yaptıklarından kurtar ve beni o zalimler topluluğundan da kurtar."

TEĞABUN
64:15

عِنْدَهُ

ǐndehu

O’nun yanındadır

Mallarınız ve çocuklarınız sizin için ancak bir fitne (bir deneme)dir. Allah ise, büyük ecir (en güzel karşılık) O’nun Katında olandır.

SAF
61:3

عِنْدَ

ǐnde

katında

Yapmayacağınız şeyi söylemeniz, Allah Katında bir gazab (konusu olması) bakımından büyüdü (büyük bir suç teşkil etti).

FETIH
48:5

عِنْدَ

ǐnde

katında

(Bütün bunlar,) Mü’min erkekleri ve mü’min kadınları, içinde ebedi kalıcılar olmak üzere, altından ırmaklar akan cennetlere sokması ve kötülüklerini örtüp-bağışlaması içindir. İşte bu, Allah Katında ’büyük kurtuluş ve mutluluk’tur.

MAIDE
5:43

وَعِنْدَهُمُ

veǐndehumu

yanlarında dururken

Allah’ın hükmünün bulunduğu Tevrat yanlarında olduğu halde, seni nasıl hakem kılıyorlar ve sonra bunun peşinden yüz çeviriyorlar? İşte onlar, inanmış değildir.

MAIDE
5:52

عِنْدِهِ

ǐndihi

kendi katından

İşte kalplerinde hastalık olanları "Zamanın, felaketleriyle aleyhimize dönüp bize çarpmasından korkuyoruz" diyerek aralarında çabalar yürüttüklerini görürsün. Umulur ki Allah, bir fetih veya Katından bir emir getirecek de, onlar, nefislerinde gizli tuttuklarından dolayı pişman olacaklardır.

MAIDE
5:60

عِنْدَ

ǐnde

katında

De ki "Allah Katında, ’kesinleşmiş bir ceza olarak’ bundan daha kötüsünü haber vereyim mi? Allah’ın kendisine lanet ettiği, ona karşı gazablandığı ve onlardan maymunlar ve domuzlar kıldığı ile tağuta tapanlar; işte bunlar, yerleri daha kötü ve dümdüz yoldan daha çok sapmışlardır."

HADID
57:19

عِنْدَ

ǐnde

yanında

Allah’a ve O’nun Resûlü’ne iman edenler; işte onlar Rableri Katında sıddîklar ve şehidler (veya şahid)lerdir. Onların ecirleri ve nurları vardır. İnkar edip ayetlerimizi yalanlayanlar ise; işte onlar da cehennem halkıdır.

TEVBE
9:7

عِنْدَ

ǐnde

yanında

Mescid-i Haram yanında kendileriyle anlaştıklarınız dışında, müşriklerin Allah Katında ve Resûlünün katında nasıl bir ahdi olabilir? Şu halde o (anlaşmalı olanlar), size karşı (doğru) bir tutum takındıkça, siz de onlara karşı doğru bir tutum takının. Şüphesiz Allah, muttaki olanları sever.

TEVBE
9:7

وَعِنْدَ

ve ǐnde

ve yanında

Mescid-i Haram yanında kendileriyle anlaştıklarınız dışında, müşriklerin Allah Katında ve Resûlünün katında nasıl bir ahdi olabilir? Şu halde o (anlaşmalı olanlar), size karşı (doğru) bir tutum takındıkça, siz de onlara karşı doğru bir tutum takının. Şüphesiz Allah, muttaki olanları sever.

TEVBE
9:7

عِنْدَ

ǐnde

yanında

Mescid-i Haram yanında kendileriyle anlaştıklarınız dışında, müşriklerin Allah Katında ve Resûlünün katında nasıl bir ahdi olabilir? Şu halde o (anlaşmalı olanlar), size karşı (doğru) bir tutum takındıkça, siz de onlara karşı doğru bir tutum takının. Şüphesiz Allah, muttaki olanları sever.

TEVBE
9:19

عِنْدَ

ǐnde

katında

Hacılara su dağıtmayı ve Mescid-i Haram’ı onarmayı, Allah’a ve ahiret gününe iman eden ve Allah yolunda cihad edenin (yaptıkları) gibi mi saydınız? (Bunlar) Allah Katında bir olmazlar. Allah zulmeden bir topluluğa hidayet vermez.

TEVBE
9:20

عِنْدَ

ǐnde

katında

İman edenler, hicret edenler ve Allah yolunda mallarıyla ve canlarıyla cihad edenlerin Allah Katında büyük dereceleri vardır. İşte ’kurtuluşa ve mutluluğa’ erenler bunlardır.

TEVBE
9:22

عِنْدَهُ

ǐndehu

katındandır

Onda ebedi kalıcıdırlar. Şüphesiz Allah, büyük mükafat Katında olandır.

TEVBE
9:36

عِنْدَ

ǐnde

katında

Gerçek şu ki, Allah Katında ayların sayısı, gökleri ve yeri yarattığı günden beri Allah’ın kitabında on ikidir. Bunlardan dördü haram aylardır. İşte dosdoğru olan hesab (din) budur. Öyleyse bunlarda kendinize zulmetmeyin ve onların sizlerle topluca savaşması gibi siz de müşriklerle topluca savaşın. Ve bilin ki Allah, takva sahipleriyle beraberdir.

TEVBE
9:52

عِنْدِهِ

ǐndihi

kendi tarafından

De ki "Siz bizim için iki güzellikten (şehidlik veya zaferden) birinin dışında başkasını mı bekliyorsunuz? Oysa biz de, Allah’ın ya Kendi Katından veya bizim elimizle size bir azap dokunduracağını bekliyoruz. Öyleyse siz bekleyedurun, kuşkusuz biz de sizlerle birlikte bekleyenleriz.

TEVBE
9:99

عِنْدَ

ǐnde

katında

Bedevilerden öyleleri de vardır ki, onlar Allah’a ve ahiret gününe iman eder ve infak ettiğini Allah Katında bir yakınlaşmaya ve elçinin dua ve bağışlama dileklerine (bir yol) sayar. Haberiniz olsun, bu gerçekten onlar için bir yakınlaşmadır. Allah da onları Kendi rahmetine sokacaktır. Şüphesiz Allah, bağışlayandır, esirgeyendir.