ر ح م kökü Kur'an'da 339 defa geçmektedir.

AYETLER

FATIHA
1:1

الرَّحْمَٰنِ

r-raHmāni

Rahman

Rahman Rahim olan Allah’ın adıyla

FATIHA
1:1

الرَّحِيمِ

r-raHīmi

Rahim

Rahman Rahim olan Allah’ın adıyla

FATIHA
1:3

الرَّحْمَٰنِ

Er-raHmāni

(O) Rahman’dır

Rahman ve Rahimdir.

FATIHA
1:3

الرَّحِيمِ

r-raHīmi

Rahim’dir

Rahman ve Rahimdir.

BAKARA
2:37

الرَّحِيمُ

r-raHīmu

çok esirgeyendir

Derken Adem, Rabbinden (birtakım) kelimeler aldı. Bunun üzerine (Allah da) tevbesini kabul etti. Şüphesiz O, tevbeleri kabul edendir, esirgeyendir.

BAKARA
2:54

الرَّحِيمُ

r-raHīmu

merhametlidir

Hani Musa, kavmine "Ey kavmim, gerçekten siz, buzağıyı (tanrı) edinmekle kendinize zulmettiniz. Hemen, kusursuzca Yaratan(gerçek İlah)ınıza tevbe edip nefislerinizi öldürün bu, Yaratıcınız Katında sizin için daha hayırlıdır" demişti. Bunun üzerine (Allah) tevbelerinizi kabul etti. Şüphesiz O tevbeleri kabul edendir, esirgeyendir.

BAKARA
2:64

وَرَحْمَتُهُ

ve raHmetuhu

ve merhameti

Siz ise, bundan sonra da yüz çevirdiniz. Eğer Allah’ın üzerinizdeki fazlı (lütuf ve ihsanı) ve rahmeti olmasaydı, siz gerçekten hüsrana uğrayanlardan olurdunuz.

BAKARA
2:105

بِرَحْمَتِهِ

biraHmetihi

rahmetini

Kitap Ehlinden olan kafirler ve müşrikler, Rabbinizden üzerinize bir hayrın indirilmesini arzu etmezler. Allah ise, dilediğine rahmetini tahsis eder. Allah büyük fazl sahibidir.

BAKARA
2:128

الرَّحِيمُ

r-raHīmu

çok merhametli olan

"Rabbimiz, ikimizi Sana teslim olmuş (Müslümanlar) kıl ve soyumuzdan Sana teslim olmuş (Müslüman) bir ümmet (ver). Bize ibadet yöntemlerini (yer veya ilkelerini) göster ve tevbemizi kabul et. Şüphesiz, Sen tevbeleri kabul eden ve esirgeyensin."

BAKARA
2:143

رَحِيمٌ

raHīmun

merhametlidir

Böylece Biz sizi, insanlara şahid (ve örnek) olmanız için orta bir ümmet kıldık; Peygamber de üzerinizde bir şahid olsun. Senin üzerinde bulunduğun (yönü, Ka’be’yi) kıble yapmamız, elçiye uyanları, topukları üzerinde gerisin geri dönenlerden ayırt etmek içindir. Doğrusu (bu,) Allah’ın hidayete ilettiklerinin dışında kalanlar için büyük (bir yük)tür. Allah, imanınızı boşa çıkaracak değildir. Şüphesiz, Allah, insanlara şefkat edendir, esirgeyendir.

BAKARA
2:157

وَرَحْمَةٌ

ve raHmetun

ve rahmet

Rablerinden bağışlanma (salat) ve rahmet bunların üzerinedir ve hidayete erenler de bunlardır.

BAKARA
2:160

الرَّحِيمُ

r-raHīmu

çok esirgeyenim

Ancak tevbe edenler, (kendilerini ve başkalarını) düzeltenler ve (indirileni) açıklayanlar(a gelince); artık onların tevbelerini kabul ederim. Ben, tevbeleri kabul edenim, esirgeyenim.

BAKARA
2:163

الرَّحْمَٰنُ

r-raHmānu

Rahman’dır

Sizin İlahınız tek bir İlah’tır; O’ndan başka İlah yoktur; O, Rahman’dır, Rahim’dir (bağışlayan ve esirgeyendir).

BAKARA
2:163

الرَّحِيمُ

r-raHīmu

Rahim’dir

Sizin İlahınız tek bir İlah’tır; O’ndan başka İlah yoktur; O, Rahman’dır, Rahim’dir (bağışlayan ve esirgeyendir).

BAKARA
2:173

رَحِيمٌ

raHīmun

çok esirgeyendir

O, size ölüyü (leşi)- kanı, domuz etini ve Allah’tan başkası adına kesilmiş olan (hayvan)ı kesin olarak haram kıldı. Fakat kim kaçınılmaz olarak muhtaç kalırsa, taşkınlık yapmamak ve haddi aşmamak şartıyla (ölmeyecek oranda yiyebilir), ona bir günah yoktur. Gerçekten Allah, bağışlayandır, esirgeyendir.

BAKARA
2:178

وَرَحْمَةٌ

ve raHmetun

ve rahmettir

Ey iman edenler, öldürülenler hakkında size kısas yazıldı (farz kılındı). Özgüre karşı özgür, köleye karşı köle ve dişiye karşı dişi. Fakat kimin (hangi katilin) lehine, onun (maktulün) kardeşi (varisi veya velisi) tarafından bağışlanırsa, artık (yapılması gereken) örfe uymak (ve) ona (maktulün varis veya velisine) güzellikle (diyet) ödemektir. Bu, Rabbinizden bir hafifletme ve bir rahmettir. Artık kim bundan sonra tecavüzde bulunursa, onun için elem verici bir azap vardır.

BAKARA
2:182

رَحِيمٌ

raHīmun

esirgeyendir

Bunun yanında, kim, vasiyet edenin haksızlığa eğilim göstereceğinden ya da günaha gireceğinden korkup da ikisinin (tarafların) arasını bulup-düzeltirse, artık ona günah yoktur. Gerçekten Allah, bağışlayandır, esirgeyendir.

BAKARA
2:192

رَحِيمٌ

raHīmun

esirgeyendir

Onlar, (savaşa) son verirlerse (siz de son verin); şüphesiz Allah, bağışlayandır esirgeyendir.

BAKARA
2:199

رَحِيمٌ

raHīmun

Rahimdir

Sonra insanların (topluca) akın ettiği yerden siz de akın edin ve Allah’tan bağışlanma dileyin. Şüphesiz Allah bağışlayandır, esirgeyendir.

BAKARA
2:218

رَحْمَتَ

raHmete

rahmetini

Şüphesiz iman edenler, hicret edenler ve Allah yolunda cihad edenler; işte onlar, Allah’ın rahmetini umabilirler. Allah bağışlayandır, esirgeyendir.

BAKARA
2:218

رَحِيمٌ

raHīmun

çok merhamet edendir

Şüphesiz iman edenler, hicret edenler ve Allah yolunda cihad edenler; işte onlar, Allah’ın rahmetini umabilirler. Allah bağışlayandır, esirgeyendir.

BAKARA
2:226

رَحِيمٌ

raHīmun

merhamet edendir

Kadınlarından uzaklaşmaya yemin edenler için dört ay bekleme süresi vardır. Eğer (bu süre içinde eşlerine) dönerlerse, şüphesiz Allah, bağışlayandır, esirgeyendir.

BAKARA
2:228

أَرْحَامِهِنَّ

erHāmihinne

kendi rahimleri-

Boşanmış kadınlar kendi kendilerine üç ’ay hali ve temizlenme süresi’ beklerler. Eğer Allah’a ve ahiret gününe inanıyorlarsa Allah’ın rahimlerinde yarattığını saklamaları onlara helal olmaz. Kocaları, bu süre içinde barışmak isterlerse, onları geri almada (başkalarından) daha çok hak sahibidirler. Onların lehine de, aleyhlerindeki maruf hakka denk bir hak vardır. Yalnız erkekler için onlar üzerinde bir derece var. Allah Azizdir. Hakimdir.

BAKARA
2:286

وَارْحَمْنَا

verHamnā

bize merhamet et

Allah, hiç kimseye güç yetireceğinden başkasını yüklemez. (Kişinin nefsinin) Kazandığı lehine, kazandırdıkları aleyhinedir. "Rabbimiz, unuttuklarımızdan veya yanıldıklarımızdan dolayı bizi sorumlu tutma. Rabbimiz, bize, bizden öncekilere yüklediğin gibi ağır yük yükleme. Rabbimiz, kendisine güç yetiremeyeceğimiz şeyi bize taşıtma. Bizi affet. Bizi bağışla. Bizi esirge, Sen bizim Mevlamızsın. Kafirler topluluğuna karşı bize yardım et."

ÂL-I İMRAN
3:6

الْأَرْحَامِ

l-erHāmi

rahimlerde

Döl yataklarında size dilediği gibi suret veren O’dur. O’ndan başka İlah yoktur; üstün ve güçlü olandır, hüküm ve hikmet sahibidir.

ÂL-I İMRAN
3:8

رَحْمَةً

raHmeten

bir rahmet

"Rabbimiz, bizi hidayete erdirdikten sonra kalplerimizi kaydırma ve Katından bize bir rahmet bağışla. Şüphesiz, bağışı en çok olan Sensin Sen."

ÂL-I İMRAN
3:31

رَحِيمٌ

raHīmun

esirgeyendir

De ki "Eğer siz Allah’ı seviyorsanız bana uyun; Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın. Allah bağışlayandır, esirgeyendir."

ÂL-I İMRAN
3:74

بِرَحْمَتِهِ

biraHmetihi

Rahmetini

O, kime dilerse rahmetini tahsis eder, Allah büyük ’lütuf ve ihsan (fazl)’ sahibidir.

ÂL-I İMRAN
3:89

رَحِيمٌ

raHīmun

çok esirgeyendir

Ancak bundan sonra tevbe edenler, ’salih olarak davrananlar’ başka. Çünkü Allah, gerçekten bağışlayandır, esirgeyendir.

ÂL-I İMRAN
3:107

رَحْمَةِ

raHmeti

rahmeti

Yüzleri ağaranlar ise, artık onlar Allah’ın rahmeti içindedirler, içinde de temelli kalacaklardır.

ÂL-I İMRAN
3:129

رَحِيمٌ

raHīmun

çok esirgeyendir

Göklerde ve yerde olanların tümü Allah’ındır. Kimi dilerse bağışlar, kimi dilerse azaplandırır. Allah bağışlayandır, esirgeyendir.

ÂL-I İMRAN
3:132

تُرْحَمُونَ

turHamūne

merhamet edilenlerden

Allah’a ve elçisine itaat edin, ki merhamet olunasınız.

ÂL-I İMRAN
3:157

وَرَحْمَةٌ

ve raHmetun

ve rahmeti

Andolsun, eğer Allah yolunda öldürülür ya da ölürseniz, Allah’tan olan bir bağışlanma ve rahmet, onların bütün toplamakta olduklarından daha hayırlıdır.

ÂL-I İMRAN
3:159

رَحْمَةٍ

raHmetin

rahmeti

Allah’tan bir rahmet dolayısıyla, onlara yumuşak davrandın. Eğer kaba, katı yürekli olsaydın onlar çevrenden dağılır giderlerdi. Öyleyse onları bağışla, onlar için bağışlanma dile ve iş konusunda onlarla müşavere et. Eğer azmedersen artık Allah’a tevekkül et. Şüphesiz Allah, tevekkül edenleri sever.

NISA
4:1

وَالْأَرْحَامَ

vel’erHāme

ve akrabalık(bağlarını kırmak)tan

Ey insanlar sizi tek bir nefisten yaratan, ondan eşini yaratan ve her ikisinden birçok erkek ve kadın türetip-yayan Rabbinizden korkup-sakının. Ve (yine) kendisiyle, birbirinizle dilekleştiğiniz Allah’tan ve akrabalık (bağlarını koparmak)tan sakının. Şüphesiz Allah, sizin üzerinizde gözeticidir.

NISA
4:16

رَحِيمًا

raHīmen

çok esirgeyendir

Sizlerden fuhuş yapanların, her ikisine eziyet edin. Eğer tevbe ederler de ıslah olurlarsa artık onlardan vazgeçin. Şüphesiz Allah, tevbeleri kabul edendir, esirgeyendir.

NISA
4:23

رَحِيمًا

raHīmen

çok esirgeyendir

Sizlere anneleriniz, kızlarınız, kız kardeşleriniz, halalarınız, teyzeleriniz, erkek kardeşlerin kızları, kız kardeşlerin kızları, sizi emziren (süt) anneleriniz, süt kız kardeşleriniz, kadınlarınızın anneleri ve kendileriyle (gerdeğe) girdiğiniz kadınlarınızdan olup koruyuculuğunuz altında bulunan üvey kızlarınız -onlarla gerdeğe girmemişseniz, size bir sakınca yoktur-, sizin sülbünüzden olan oğullarınızın eşleri ve iki kız kardeşi biraraya getirdiğiniz (evlilik) haram kılındı. Ancak (cahiliyede) geçen geçmiştir. Şüphesiz, Allah, bağışlayandır, esirgeyendir.

NISA
4:25

رَحِيمٌ

raHīmun

esirgeyendir

İçinizden özgür mü’min kadınları nikahlamaya güç yetiremeyenler, o zaman sağ ellerinizin malik olduğu inanmış cariyelerinizden (alsın.) Allah sizin imanınızı en iyi bilendir. Öyleyse onları, fuhuşta bulunmayan, iffetli ve gizlice dostlar edinmemişler olarak velilerinin izniyle nikahlayın. Onlara ücretlerini (mehirlerini) maruf (güzel ve örfe uygun) bir şekilde verin. Evlendikten sonra, fuhuş yapacak olurlarsa, özgür kadınlar üzerindeki cezanın yarısı(nı uygulayın.) Bu, sizden günaha sapmaktan endişe edip korkanlar içindir. Sabrederseniz sizin için daha hayırlıdır. Allah, bağışlayandır, esirgeyendir.

NISA
4:29

رَحِيمًا

raHīmen

çok merhametlidir

Ey iman edenler, mallarınızı, sizden karşılıklı anlaşmadan (doğan) bir ticaretten başka haksız ’nedenler ve yollarla’ (batılca) yemeyin. Ve kendi nefislerinizi öldürmeyin. Şüphesiz, Allah, sizi çok esirgeyendir.

NISA
4:64

رَحِيمًا

raHīmen

merhametli

Biz elçilerden hiç kimseyi ancak Allah’ın izniyle kendisine itaat edilmesinden başka bir şeyle göndermedik. Onlar kendi nefislerine zulmettiklerinde şayet sana gelip Allah’tan bağışlama dileselerdi ve elçi de onlar için bağışlama dileseydi, elbette Allah’ı tevbeleri kabul eden, esirgeyen olarak bulurlardı.

NISA
4:83

وَرَحْمَتُهُ

ve raHmetuhu

ve rahmeti

Kendilerine güven veya korku haberi geldiğinde, onu yaygınlaştırıverirler. Oysa bunu peygambere ve kendilerinden olan emir sahiplerine götürmüş olsalardı, onlardan ’sonuç-çıkarabilenler,’ onu bilirlerdi. Allah’ın üzerinizdeki fazlı ve rahmeti olmasaydı, azınız hariç herhalde şeytana uymuştunuz.

NISA
4:96

وَرَحْمَةً

ve raHmeten

ve rahmet

(Onlara) Kendinden dereceler, bağışlanma ve rahmet (vermiştir.) Allah, bağışlayandır, esirgeyendir.

NISA
4:96

رَحِيمًا

raHīmen

esirgeyendir

(Onlara) Kendinden dereceler, bağışlanma ve rahmet (vermiştir.) Allah, bağışlayandır, esirgeyendir.

NISA
4:100

رَحِيمًا

raHīmen

esirgeyendir

Allah yolunda hicret eden, yeryüzünde barınacak çok yer de bulur, genişlik (ve bolluk) da. Allah’a ve Resûlü’ne hicret etmek üzere evinden çıkan, sonra kendisine ölüm gelen kişinin ecri şüphesiz Allah’a düşmüştür. Allah, bağışlayıcıdır, esirgeyicidir.

NISA
4:106

رَحِيمًا

raHīmen

esirgeyendir

Ve Allah’tan bağışlanma dile. Gerçekten Allah, bağışlayandır, esirgeyendir.

NISA
4:110

رَحِيمًا

raHīmen

ve esirgeyici

Kim kötülük işler veya nefsine zulmedip sonra Allah’tan bağışlanma dilerse Allah’ı bağışlayıcı ve merhamet edici olarak bulur.

NISA
4:113

وَرَحْمَتُهُ

ve raHmetuhu

ve acıması

Eğer Allah’ın fazlı ve rahmeti senin üzerinde olmasaydı, onlardan bir grup, seni de saptırmak için tasarı kurmuştu. Oysa onlar, ancak kendi nefislerini saptırırlar ve sana hiçbir şeyle zarar veremezler. Allah, sana kitabı ve hikmeti indirdi ve sana bilmediklerini öğretti. Allah’ın üzerinizdeki fazlı çok büyüktür.

NISA
4:129

رَحِيمًا

raHīmen

esirgeyendir

Kadınlar arasında adaleti sağlamaya -ne kadar özen gösterseniz de- güç yetiremezsiniz. Öyleyse, büsbütün (birine) eğilim (sevgi ve ilgi) gösterip de öbürünü askıdaymış gibi bırakmayın. Eğer arayı düzeltir ve sakınırsanız, şüphesiz, Allah, bağışlayandır, esirgeyendir.

NISA
4:152

رَحِيمًا

raHīmen

çok esirgeyendir

Allah’a ve Resûlü’ne inananlar ve onlardan hiçbiri arasında ayrım yapmayanlar, işte onlara ecirleri verilecektir. Allah, bağışlayandır, esirgeyendir.

NISA
4:175

رَحْمَةٍ

raHmetin

bir rahmet-

İşte Allah’a iman edenler ve O’na sarılanlar, onları Kendisi’nden olan bir rahmetin ve bir fazlın içine yerleştirecektir ve onları Kendisi’ne varan dosdoğru bir yola yöneltip-iletecektir.

MAIDE
5:3

رَحِيمٌ

raHīmun

esirgeyendir

Ölü eti, kan, domuz eti, Allah’tan başkası adına kesilen, boğulmuş, vurulmuş, yüksek bir yerden düşmüş, boynuzlanmış yırtıcı hayvan tarafından yenmiş, -(henüz canlıyken yetişip) kestikleriniz hariç,- dikili taşlar üzerine boğazlanan (hayvanlar) ve fal oklarıyla kısmet aramanız size haram kılındı. Bunlar fısktır (günahla yoldan sapmadır.) Bugün inkara sapanlar, sizin dininizden (dininizi yıkmaktan) umut kesmişlerdir. Bugün size dininizi kemale erdirdim, üzerinizdeki nimetimi tamamladım ve size din olarak İslam’ı seçip-beğendim. Kim ’şiddetli bir açlıkta kaçınılmaz bir ihtiyaçla karşı karşıya kalırsa’ -günaha eğilim göstermeksizin- (bu haram saydıklarımızdan yetecek kadar yiyebilir.) Çünkü Allah bağışlayandır, esirgeyendir.

MAIDE
5:34

رَحِيمٌ

raHīmun

esirgeyendir

Ancak, sizin onlara güç yetirmenizden önce tevbe edenler başka. Bilin ki, şüphesiz Allah bağışlayandır, esirgeyendir.

MAIDE
5:39

رَحِيمٌ

raHīmun

acıyandır

Ancak kim işlediği zulümden sonra tevbe eder ve (davranışlarını) düzeltirse, şüphesiz Allah onun tevbesini kabul eder. Muhakkak Allah, bağışlayandır, esirgeyendir.

MAIDE
5:74

رَحِيمٌ

raHīmun

esirgeyendir

Yine de Allah’a tevbe edip bağışlanma istemeyecekler mi? Oysa Allah bağışlayandır, esirgeyendir.

MAIDE
5:98

رَحِيمٌ

raHīmun

esirgeyendir

Bilin ki, Allah gerçekten cezası pek şiddetli olandır. Ve Allah bağışlayandır, esirgeyendir.

EN'ÂM
6:12

الرَّحْمَةَ

r-raHmete

rahmet etmeyi

De ki "Göklerde ve yerde olanlar kimindir?" De ki "Allah’ındır." O, rahmeti Kendi üzerine yazdı. Sizi kendisinde şüphe olmayan kıyamet gününde elbette toplayacaktır. Nefislerini hüsrana uğratanlar, işte onlar inanmayanlardır.

EN'ÂM
6:16

رَحِمَهُ

raHimehu

(Allah) ona acımıştır

O gün, kim ondan (azaptan) alıkonursa, elbette, O, onu esirgemiştir. İşte apaçık olan ’kurtuluş ve mutluluk’ budur.

EN'ÂM
6:54

الرَّحْمَةَ

r-raHmete

rahmeti

Bizim ayetlerimize iman edenler sana geldiklerinde, onlara de ki "Selam olsun size. Rabbiniz rahmeti Kendi üzerine yazdı ki, içinizden kim bir cehalet sonucu bir kötülük işler sonra tevbe eder ve (kendini) ıslah ederse şüphesiz, O, bağışlayandır, esirgeyendir."

EN'ÂM
6:54

رَحِيمٌ

raHīmun

esirgeyendir

Bizim ayetlerimize iman edenler sana geldiklerinde, onlara de ki "Selam olsun size. Rabbiniz rahmeti Kendi üzerine yazdı ki, içinizden kim bir cehalet sonucu bir kötülük işler sonra tevbe eder ve (kendini) ıslah ederse şüphesiz, O, bağışlayandır, esirgeyendir."

EN'ÂM
6:133

الرَّحْمَةِ

r-raHmeti

rahmet

Rabbin, hiçbir şeye ihtiyacı olmayan rahmet sahibidir. Dilerse sizi giderir ve dilerse, sizi bir başka kavmin soyundan (inşa edip) var ettiği gibi yerinize bir başkasını getirir.

EN'ÂM
6:143

أَرْحَامُ

erHāmu

rahimlerinde

Sekiz çift; koyundan iki, keçiden de iki. De ki "İki erkeği mi haram kıldı? Yoksa iki dişiyi mi, ya da o iki dişinin rahimlerinin, kendisini kapsadığı (yavruları) mı? Eğer doğru sözlüler iseniz bana bir ilimle haber verin."

EN'ÂM
6:144

أَرْحَامُ

erHāmu

Rahimlerinde

Deveden iki, sığırdan da iki. De ki "İki erkeği mi haram kıldı? Yoksa iki dişiyi mi ya da o iki dişinin rahimlerinin, kendisini kapsadığı (yavruları) mı? Yoksa Allah, bunları sizlere tavsiye ettiği zaman şahid miydiniz?" Hiçbir bilgiye dayanmaksızın insanları saptırmak için Allah’a karşı yalan uydurup iftira düzenden daha zalim kimdir? Şüphesiz Allah, zalimler topluluğunu hidayete erdirmez.

EN'ÂM
6:145

رَحِيمٌ

raHīmun

esirgeyendir

De ki "Bana vahyolunanlar içinde, yiyen bir kimsenin yiyeceği (şeyler) için, ölü eti, dökülen kan, domuz eti -ki bu gerçekten murdardır- ya da Allah’tan başkası adına kesilmiş bir fısk dışında, haram kılınmış bir şey bulmuyorum. Kim kaçınılmaz bir ihtiyaçla karşı karşıya kalırsa, -saldırmamak ve haddi aşmamak şartıyla- (bu sayılanlardan ölmeyecek kadar yiyebilir). Şüphesiz senin Rabbin bağışlayandır, esirgeyendir.

EN'ÂM
6:147

رَحْمَةٍ

raHmetin

rahmet

Şayet seni yalanlayacak olurlarsa, de ki "Rabbiniz geniş rahmet sahibidir. O’nun şiddetli çarpması, suçlu-günahkarlar topluluğundan geri çevrilemez."

EN'ÂM
6:154

وَرَحْمَةً

ve raHmeten

ve rahmet olarak

Sonra Biz Musa’ya, iyilik yapanların üzerinde (nimetimizi) tamamlamak, herşeyi ayrı ayrı açıklamak ve bir hidayet ve rahmet olarak kitabı verdik. Umulur ki Rablerine kavuşacaklarına inanırlar.

EN'ÂM
6:155

تُرْحَمُونَ

turHamūne

merhamet olunursunuz

Bu indirdiğimiz mübarek bir Kitap’tır. Şu halde ona uyun ve korkup-sakının. Umulur ki esirgenirsiniz.

EN'ÂM
6:157

وَرَحْمَةٌ

ve raHmetun

ve rahmet

Ya da "Kitap bize de indirilseydi, elbette onlardan daha çok doğru yolda olurduk" dememeniz (için) işte size Rabbinizden apaçık bir belge, bir hidayet ve bir rahmet gelmiştir. Allah’ın ayetlerini yalanlayandan ve (insanları) ondan alıkoyup-çevirenden daha zalim kimdir? Ayetlerimizden alıkoyup-çevirenlere, bu ’engelleme ve çevirmelerinden’ dolayı pek çetin bir azapla karşılık vereceğiz.

EN'ÂM
6:165

رَحِيمٌ

raHīmun

esirgeyendir

O sizi yeryüzünün halifeleri kıldı ve size verdikleriyle sizi denemek için kiminizi kiminize göre derecelerle yükseltti. Şüphesiz senin Rabbin, sonuçlandırması pek çabuk olandır ve şüphesiz O, bağışlayandır, esirgeyendir.

A'RAF
7:23

وَتَرْحَمْنَا

ve terHamnā

ve bize acımazsan

Dediler ki "Rabbimiz, biz nefislerimize zulmettik, eğer bizi bağışlamazsan ve esirgemezsen, gerçekten hüsrana uğrayanlardan olacağız."

A'RAF
7:49

بِرَحْمَةٍ

biraHmetin

hiçbir rahmete

"Kendilerine Allah’ın bir rahmet eriştirmeyeceğine yemin ettiğiniz kimseler bunlar mıydı? (Cennettekilere de) Girin cennete. Sizin için korku yoktur ve mahzun olmayacaksınız."

A'RAF
7:52

وَرَحْمَةً

ve raHmeten

ve rahmet olan

Andolsun, Biz onlara bir kitap getirdik; iman edecek bir topluluğa bir hidayet ve bir rahmet olmak üzere bir bilgiye dayanarak onu çeşitli biçimlerde açıkladık.

A'RAF
7:56

رَحْمَتَ

raHmete

rahmeti

Düzene konulması (ıslah)ından sonra yeryüzünde bozgunculuk (fesad) çıkarmayın; O’na korkarak ve umut taşıyarak dua edin. Doğrusu Allah’ın rahmeti iyilik yapanlara pek yakındır.

A'RAF
7:57

رَحْمَتِهِ

raHmetihi

rahmetinin

Rahmetinin önünde rüzgarları bir müjde olarak gönderen O’dur. Bunlar ağırca bulutları kaldırıp yüklendiğinde, onları (kuraklıktan) ölmüş bir şehre sürükleyiveririz ve bununla oraya su indiririz de böylelikle bütün ürünlerden çıkarırız. İşte Biz, ölüleri de böyle diriltip-çıkarırız. Ki ibret alasınız.

A'RAF
7:63

تُرْحَمُونَ

turHamūne

merhamete uğrarsınız diye

"Sakınıp rahmete kavuşmanız için, içinizden sizi uyarıp korkutacak bir adam aracılığı ile bir zikir (kitap) gelmesine mi şaştınız?"

A'RAF
7:72

بِرَحْمَةٍ

biraHmetin

bir rahmetle

Böylece onu ve onunla birlikte olanları Katımız’dan bir rahmet ile kurtardık. Ayetlerimizi yalan sayarak inanmamış olanların kökünü kuruttuk.

A'RAF
7:149

يَرْحَمْنَا

yerHamnā

bize acımazsa

Ne zaman ki (yaptıklarından dolayı pişmanlık duyup, başları) elleri arasına düşürüldü ve kendilerinin gerçekten şaşırıp-saptıklarını görünce "Eğer Rabbimiz bize merhamet etmez ve bizi bağışlamazsa kesin olarak hüsrana uğrayanlardan olacağız" dediler.

A'RAF
7:151

رَحْمَتِكَ

raHmetike

rahmetinin

(Musa yalvarıp) Dedi ki "Rabbim, beni ve kardeşimi bağışla, bizi rahmetine kat. Sen merhamet edenlerin en merhametli olanısın."

A'RAF
7:151

أَرْحَمُ

erHamu

en merhametlisi

(Musa yalvarıp) Dedi ki "Rabbim, beni ve kardeşimi bağışla, bizi rahmetine kat. Sen merhamet edenlerin en merhametli olanısın."

A'RAF
7:151

الرَّاحِمِينَ

r-rāHimīne

merhametlilerin

(Musa yalvarıp) Dedi ki "Rabbim, beni ve kardeşimi bağışla, bizi rahmetine kat. Sen merhamet edenlerin en merhametli olanısın."

A'RAF
7:153

رَحِيمٌ

raHīmun

esirgeyendir

Kötülük işleyip bunun ardından tevbe edenler ve iman edenler; hiç şüphesiz Rabbin, bundan (tevbeden) sonra elbette bağışlayandır, esirgeyendir.

A'RAF
7:154

وَرَحْمَةٌ

ve raHmetun

ve rahmet

Musa kabaran öfkesi (gazabı) yatışınca Levhaları aldı. (Onlardan bir) Nüshasında "Rablerinden korkanlar için bir hidayet ve bir rahmet vardır" (yazılıydı).

A'RAF
7:155

وَارْحَمْنَا

verHamnā

ve bize acı

Musa, belirlediğimiz buluşma zamanı için kavminden yetmiş adam seçip-ayırdı. Bunları da ’dayanılmaz bir sarsıntı’ tutuverince, dedi ki "Rabbim, eğer dileseydin, onları ve beni daha önceden helak ederdin. (Şimdi) İçimizdeki beyinsizlerin yaptıklarından dolayı bizi helak edecek misin? O da Senin denemenden başkası değildir. Onunla Sen dilediğini saptırır, dilediğini hidayete erdirirsin. Bizim Velimiz Sensin. Öyleyse bizi bağışla, bizi esirge; Sen bağışlayanların en hayırlısısın."

A'RAF
7:156

وَرَحْمَتِي

veraHmetī

ve rahmetim ise

Bize bu dünyada da, ahirette de iyilik yaz, şüphesiz ki biz Sana yöneldik. Dedi ki "Azabımı dilediğime isabet ettiririm, rahmetim ise herşeyi kuşatmıştır; onu korkup-sakınanlara, zekatı verenlere ve Bizim ayetlerimize iman edenlere yazacağım."

A'RAF
7:167

رَحِيمٌ

raHīmun

çok esirgeyendir

İşte o zaman Rabbin, onlara en kötü azabı yapacak kimse(leri) kıyamet gününe kadar üzerlerine mutlaka göndereceğini bildirdi. Şüphesiz, Rabbin (ceza ile) sonuçlandırması pek çabuk olandır ve gerçekten O, bağışlayandır, esirgeyendir.

A'RAF
7:203

وَرَحْمَةٌ

ve raHmetun

ve rahmettir

Onlara bir ayet getirmediğin zaman "Sen onu (inmeyen ayeti) derleyip-toplasana" derler. De ki "Ben, yalnızca bana Rabbimden vahyolunana uyarım. Bu, Rabbinizden olan basiretlerdir; iman edecek bir topluluk için bir hidayet ve bir rahmettir."

A'RAF
7:204

تُرْحَمُونَ

turHamūne

merhamet olunur

Kuran okunduğu zaman, hemen onu dinleyin ve susun. Umulur ki esirgenmiş olursunuz.

ENFAL
8:69

رَحِيمٌ

raHīmun

esirgeyendir

Artık ganimet olarak elde ettiklerinizden helal ve temiz olarak yiyin ve Allah’tan korkup-sakının. Şüphesiz Allah bağışlayandır, esirgeyendir."

ENFAL
8:70

رَحِيمٌ

raHīmun

esirgeyendir

Ey peygamber, ellerinizdeki esirlere de ki "Eğer Allah, sizin kalplerinizde bir hayır olduğunu bilirse (görürse) size sizden alınandan daha hayırlısını verir ve sizi bağışlar. Allah bağışlayandır, esirgeyendir."

ENFAL
8:75

الْأَرْحَامِ

l-erHāmi

rahim (akrabalar)

Bundan sonra iman edip hicret edenler ve sizinle birlikte cihad edenler, işte onlar sizdendir. Akrabalar (mirasta) Allah’ın Kitabı’na göre, birbirlerine (mirasta) önceliklidir. Doğrusu Allah herşeyi bilendir.

TEVBE
9:5

رَحِيمٌ

raHīmun

esirgeyendir

Haram aylar (süre tanınmış dört ay) sıyrılıp-bitince (çıkınca) müşrikleri bulduğunuz yerde öldürün, onları tutuklayın, kuşatın ve onların bütün geçit yerlerini kesip-tutun. Eğer tevbe edip namaz kılarlarsa ve zekatı verirlerse yollarını açıverin. Gerçekten Allah, bağışlayandır, esirgeyendir.

TEVBE
9:21

بِرَحْمَةٍ

biraHmetin

bir rahmetle

Rableri onlara Katından bir rahmeti, bir hoşnutluğu ve onlar için, kendisine sürekli bir nimet bulunan cennetleri müjdeler.

TEVBE
9:27

رَحِيمٌ

raHīmun

esirgeyendir

Bunun ardından Allah, dilediği kimseden tevbesini kabul eder. Allah, bağışlayandır, esirgeyendir.

TEVBE
9:61

وَرَحْمَةٌ

ve raHmetun

ve bir rahmettir

İçlerinden Peygamberi incitenler ve "O (her sözü dinleyen) bir kulaktır" diyenler vardır. De ki "O sizin için bir hayır kulağıdır. Allah’a iman eder, mü’minlere inanıp-güvenir ve sizden iman edenler için bir rahmettir. Allah’ın elçisine eziyet edenler... Onlar için acı bir azap vardır."

TEVBE
9:71

سَيَرْحَمُهُمُ

seyerHamuhumu

onlara rahmet edecektir

Mü’min erkekler ve mü’min kadınlar birbirlerinin velileridirler. İyiliği emreder, kötülükten sakındırırlar, namazı dosdoğru kılarlar, zekatı verirler ve Allah’a ve Resûlü’ne itaat ederler. İşte Allah’ın kendilerine rahmet edeceği bunlardır. Şüphesiz, Allah, üstün ve güçlüdür, hüküm ve hikmet sahibidir.

TEVBE
9:91

رَحِيمٌ

raHīmun

esirgeyendir

Allah’a ve elçisine karşı ’içten bağlı kalıp hayra çağıranlar’ oldukları sürece, güçsüz-zayıflara, hastalara ve infak etmek için bir şey bulamayanlara bir sorumluluk (günah) yoktur. İyilik edenlerin aleyhinde de bir yol yoktur. Allah, bağışlayandır, esirgeyendir.

TEVBE
9:99

رَحْمَتِهِ

raHmetihi

rahmetinin

Bedevilerden öyleleri de vardır ki, onlar Allah’a ve ahiret gününe iman eder ve infak ettiğini Allah Katında bir yakınlaşmaya ve elçinin dua ve bağışlama dileklerine (bir yol) sayar. Haberiniz olsun, bu gerçekten onlar için bir yakınlaşmadır. Allah da onları Kendi rahmetine sokacaktır. Şüphesiz Allah, bağışlayandır, esirgeyendir.

TEVBE
9:99

رَحِيمٌ

raHīmun

esirgeyendir

Bedevilerden öyleleri de vardır ki, onlar Allah’a ve ahiret gününe iman eder ve infak ettiğini Allah Katında bir yakınlaşmaya ve elçinin dua ve bağışlama dileklerine (bir yol) sayar. Haberiniz olsun, bu gerçekten onlar için bir yakınlaşmadır. Allah da onları Kendi rahmetine sokacaktır. Şüphesiz Allah, bağışlayandır, esirgeyendir.

TEVBE
9:102

رَحِيمٌ

raHīmun

esirgeyendir

Diğerleri günahlarını itiraf ettiler, onlar salih bir ameli bir başka kötüyle karıştırmışlardır. Umulur ki Allah tevbelerini kabul eder. Hiç şüphesiz Allah, bağışlayandır, esirgeyendir.

TEVBE
9:104

الرَّحِيمُ

r-raHīmu

çok esirgeyendir

Onlar bilmiyorlar mı ki, gerçekten Allah kullarından tevbeleri kabul edecek ve sadakaları alacak olan O’dur. Şüphesiz, tevbeleri kabul eden, esirgeyen O’dur.

TEVBE
9:117

رَحِيمٌ

raHīmun

çok merhametlidir

Andolsun Allah, Peygamberin, muhacirlerin ve ensarın üzerine tevbe ihsan etti. Ki onlar -içlerinde bir bölümünün kalbi neredeyse kaymak üzereyken- ona güçlük saatinde tabi oldular. Sonra onların tevbelerini kabul etti. Çünkü O, onlara (karşı) çok şefkatlidir, çok esirgeyicidir.

TEVBE
9:118

الرَّحِيمُ

r-raHīmu

çok esirgeyendir

(Savaştan) Geri bırakılan üç (kişiyi) de (bağışladı). Öyle ki, bütün genişliğine rağmen yeryüzü onlara dar gelmişti, nefisleri de kendilerine dar (sıkıntılı) gelmişti ve O’nun dışında (yine) Allah’tan başka bir sığınacak olmadığını iyice anladılar. Sonra tevbe etsinler diye onların tevbesini kabul etti. Şüphesiz Allah, (yalnızca) O, tevbeleri kabul edendir, esirgeyendir.

TEVBE
9:128

رَحِيمٌ

raHīmun

merhametlidir

Andolsun size, içinizden sıkıntıya düşmeniz O’nun gücüne giden, size pek düşkün, mü’minlere şefkatli ve esirgeyici olan bir elçi gelmiştir.

YUNUS
10:21

رَحْمَةً

raHmeten

genişlik

İnsanlara, şiddetli bir sıkıntı dokunduktan sonra, bir rahmet dokundurduğumuz zaman, ayetlerimiz konusunda hileli bir düzen kurmak (bir entrika çevirmek) onlar için (bir alışkanlık ve kötü bir edinim)dir. De ki "Düzen kurmada (karşılık vermede) Allah daha hızlıdır. Şüphesiz, Bizim elçilerimiz, sizin ’geliştirmekte olduğunuz düzenleri’ yazmaktadırlar."

YUNUS
10:57

وَرَحْمَةٌ

ve raHmetun

ve rahmet

Ey insanlar, Rabbinizden size bir öğüt, sinelerde olana bir şifa ve mü’minler için bir hidayet ve rahmet geldi.

YUNUS
10:58

وَبِرَحْمَتِهِ

ve biraHmetihi

ve rahmetiyle

De ki "Allah’ın bol ihsanıyla (fazlıyla) ve rahmetiyle, yalnız bunlarla sevinsinler. Bu, onların toplayıp yığmakta olduklarından hayırlıdır."

YUNUS
10:86

بِرَحْمَتِكَ

biraHmetike

rahmetinle

"Ve bizi, kafirler topluluğundan rahmetinle kurtar."

YUNUS
10:107

الرَّحِيمُ

r-raHīmu

merhamet edicidir

Allah sana bir zarar dokunduracak olsa, O’ndan başka bunu senden kaldıracak yoktur. Ve eğer sana bir hayır isterse, O’nun bol fazlını geri çevirecek de yoktur. Kullarından dilediğine bundan isabet ettirir. O, bağışlayandır, esirgeyendir.

HUD
11:9

رَحْمَةً

raHmeten

bir rahmet

Andolsun, Biz insana tarafımızdan bir rahmet tattırıp sonra bunu kendisinden çekip-alsak, kuşkusuz o, (artık) umudunu kesmiş bir nankördür.

HUD
11:17

وَرَحْمَةً

ve raHmeten

ve rahmet olan

Rabbinden apaçık bir delil üzerinde bulunan, onu yine ondan bir şahid izleyen ve ondan önce bir önder ve rahmet olarak Musa’nın kitabı (kendisini doğrulamakta) bulunan kimse, (artık onlar) gibi midir? İşte onlar, buna (Kur’an’a) inanırlar. Gruplardan biri onu inkar ederse, ateş ona vaadedilen yerdir. Öyleyse, bundan kuşkuda olma, çünkü o, Rabbinden olan bir haktır. Ancak insanların çoğunluğu inanmazlar.

HUD
11:28

رَحْمَةً

raHmeten

bir rahmet

Dedi ki "Ey kavmim, görüşünüz nedir söyleyin? Eğer ben Rabbimden apaçık bir belge üzerinde isem ve Rabbim bana Kendi Katından bir rahmet vermiş de (bu,) sizin gözlerinizden saklı tutulmuşsa? Siz bunu istemiyorken biz sizi buna zorlayacak mıyız?"

HUD
11:41

رَحِيمٌ

raHīmun

rahmet edicidir

Dedi ki "Ona binin. Onun yüzmesi de, demir atması (durması) da Allah’ın adıyladır. Şüphesiz, benim Rabbim bağışlayandır, esirgeyendir."

HUD
11:43

رَحِمَ

raHime

merhanet ettiği

(Oğlu) Dedi ki "Ben bir dağa sığınacağım, o beni sudan korur." Dedi ki "Bugün Allah’ın emrinden, esirgeyen olan (Allah)dan başka bir koruyucu yoktur." Ve ikisinin arasına dalga girdi, böylece o da boğulanlardan oldu.

HUD
11:47

وَتَرْحَمْنِي

ve terHamnī

ve bana rahmet etmezsen

Dedi ki "Rabbim, bilgim olmayan şeyi Senden istemekten Sana sığınırım. Ve eğer beni bağışlamaz ve beni esirgemezsen, hüsrana uğrayanlardan olurum."

HUD
11:58

بِرَحْمَةٍ

biraHmetin

bir rahmetle

Emrimiz geldiği zaman, tarafımızdan bir rahmet ile Hud’u ve O’nunla birlikte iman edenleri kurtardık. Onları şiddetli-ağır bir azaptan kurtardık.

HUD
11:63

رَحْمَةً

raHmeten

bir rahmet

Dedi ki "Ey kavmim, görüşünüz nedir söyler misiniz? Eğer ben Rabbimden apaçık bir belge üzerindeysem ve bana Tarafından bir rahmet vermişse, bu durumda O’na isyan edecek olursam Allah’a karşı bana kim yardım edecektir? Şu halde kaybımı arttırmaktan başka bana (hiçbir yarar) sağlamayacaksınız."

HUD
11:66

بِرَحْمَةٍ

biraHmetin

bir rahmetle

Emrimiz geldiği zaman, tarafımızdan bir rahmetle Salih’i ve O’nunla birlikte iman edenleri o günün aşağılatıcı azabından kurtardık. Doğrusu senin Rabbin, güçlü olandır, Aziz olandır.

HUD
11:73

رَحْمَتُ

raHmetu

rahmeti

Dediler ki "Allah’ın emrine mi şaşıyorsun? Allah’ın rahmeti ve bereketleri sizin üzerinizdedir, ey ev halkı şüphesiz O, övülmeye layık olandır, Mecid’tir."

HUD
11:90

رَحِيمٌ

raHīmun

çok rahmet edendir

"Rabbinizden bağışlanma dileyin, sonra O’na tevbe edin. Gerçekten benim Rabbim, esirgeyendir, sevendir."

HUD
11:94

بِرَحْمَةٍ

biraHmetin

bir rahmetle

Emrimiz geldiği zaman, tarafımızdan bir rahmetle Şuayb’ı ve O’nunla birlikte iman edenleri kurtardık; o zulmedenleri dayanılmaz bir ses sarıverdi de kendi yurtlarında dizüstü çökmüş olarak sabahladılar.

HUD
11:119

رَحِمَ

raHime

rahmet ettiği

Rabbinin rahmet ettikleri dışında. Onları bunun için yarattı. Böylece Rabbinin (şu) sözü tamamlanıp gerçekleşmiştir "Andolsun, cehennemi cinlerden ve insanlardan, (kafirlerin) tümüyle dolduracağım."

YUSUF
12:53

رَحِمَ

raHime

esirgediği

"(Yine de) Ben nefsimi temize çıkaramam. Çünkü gerçekten nefis, -Rabbimin kendisini esirgediği dışında- var gücüyle kötülüğü emredendir. Şüphesiz, benim Rabbim, bağışlayandır, esirgeyendir."

YUSUF
12:53

رَحِيمٌ

raHīmun

esirgeyendir

"(Yine de) Ben nefsimi temize çıkaramam. Çünkü gerçekten nefis, -Rabbimin kendisini esirgediği dışında- var gücüyle kötülüğü emredendir. Şüphesiz, benim Rabbim, bağışlayandır, esirgeyendir."

YUSUF
12:56

بِرَحْمَتِنَا

biraHmetinā

rahmetimizi

İşte böylece Biz yeryüzünde Yusuf’a güç ve imkan (iktidar) verdik. Öyle ki, orada (Mısır’da) dilediği yerde konakladı. Biz kime dilersek rahmetimizi nasib ederiz ve iyilik yapanların ecrini kayba uğratmayız.

YUSUF
12:64

أَرْحَمُ

erHamu

en merhametlisidir

Dedi ki "Daha önce kardeşi konusunda size güvendiğimden başka (bir şekilde) onun hakkında size güvenir miyim? Allah en hayırlı koruyucudur ve O, esirgeyenlerin esirgeyicisidir."

YUSUF
12:64

الرَّاحِمِينَ

r-rāHimīne

merhametlilerin

Dedi ki "Daha önce kardeşi konusunda size güvendiğimden başka (bir şekilde) onun hakkında size güvenir miyim? Allah en hayırlı koruyucudur ve O, esirgeyenlerin esirgeyicisidir."

YUSUF
12:92

أَرْحَمُ

erHamu

en merhametlisidir

Dedi ki "Bugün size karşı sorgulama, kınama yoktur. Sizi Allah bağışlasın. O, merhametlilerin (en) merhametlisidir."

YUSUF
12:92

الرَّاحِمِينَ

r-rāHimīne

merhametlilerin

Dedi ki "Bugün size karşı sorgulama, kınama yoktur. Sizi Allah bağışlasın. O, merhametlilerin (en) merhametlisidir."

YUSUF
12:98

الرَّحِيمُ

r-raHīmu

esirgeyendir

"İlerde sizin için Rabbimden bağışlanma dilerim. Çünkü O, bağışlayandır, esirgeyendir" dedi.

YUSUF
12:111

وَرَحْمَةً

ve raHmeten

ve rahmettir

Andolsun, onların kıssalarında temiz akıl sahipleri için ibretler vardır. (Bu Kur’an) düzüp uydurulacak bir söz değildir, ancak kendinden öncekilerin doğrulayıcısı, herşeyin ’çeşitli biçimlerde açıklaması’ ve iman edecek bir topluluk için bir hidayet ve rahmettir.

RA'D
13:8

الْأَرْحَامُ

l-erHāmu

rahimlerin

Allah, her dişinin neyi yüklendiğini (neye hamile kaldığını) ve döl yataklarının neyi eksiltip neyi eklediğini bilir. O’nun Katında herşey bir miktar (ölçü) iledir.

RA'D
13:30

بِالرَّحْمَٰنِ

bir-raHmāni

Rahman’a

Böylece Biz seni, kendisinden önce nice ümmetler gelip-geçmiş olan bir ümmete (elçi olarak) gönderdik; sana vahyettiklerimizi onlara okuyasın diye. Oysa onlar Rahman’a nankörlük ediyorlar. De ki "O, benim Rabbimdir, O’ndan başka İlah yoktur. Ben O’na tevekkül ettim ve son dönüş O’nadır."

İBRAHIM
14:36

رَحِيمٌ

raHīmun

esirgeyensin

"Rabbim, gerçekten onlar insanlardan birçoğunu şaşırtıp-saptırdı. Bundan böyle kim bana uyarsa, artık o bendendir, kim bana isyan ederse elbette Sen, bağışlayansın, esirgeyensin."

HICR
15:49

الرَّحِيمُ

r-raHīmu

esirgeyenim

Haber ver kullarıma; şüphesiz Ben, Ben bağışlayanım, esirgeyenim.

HICR
15:56

رَحْمَةِ

raHmeti

rahmeti-

Dedi ki "Sapıklar dışında Rabbinin rahmetinden kim umut keser?"

NAHL
16:7

رَحِيمٌ

raHīmun

çok acıyandır

Kendisine ulaşmadan canlarınızın yarısının telef olacağı şehirlere onlar, ağırlıklarınızı taşımaktadırlar. Şüphesiz sizin Rabbiniz şefkatli ve merhametlidir.

NAHL
16:18

رَحِيمٌ

raHīmun

çok esirgeyendir

Eğer Allah’ın nimetini saymaya kalkışacak olursanız, onu bir genelleme yaparak bile sayamazsınız. Gerçekten Allah, bağışlayandır, esirgeyendir.

NAHL
16:47

رَحِيمٌ

raHīmun

çok acıyandır

Veya onları bir korku üzerinde yakalayıvermesinden (mi emindirler)? Öyleyse Rabbin, gerçekten şefkatli ve merhamet sahibidir.

NAHL
16:64

وَرَحْمَةً

ve raHmeten

ve rahmet

Biz kitabı ancak, hakkında ihtilafa düştükleri şeyi onlara açıklaman ve inanan bir kavme rahmet ve hidayet olması dışında (başka bir amaçla) indirmedik.

NAHL
16:89

وَرَحْمَةً

ve raHmeten

ve rahmet olarak

Her ümmet içinde kendi nefislerinden onların üzerine bir şahid getirdiğimiz gün, seni de onlar üzerinde bir şahid olarak getireceğiz. Biz Kitab’ı sana, herşeyin açıklayıcısı, Müslümanlara bir hidayet, bir rahmet ve bir müjde olarak indirdik.

NAHL
16:110

رَحِيمٌ

raHīmun

esirgeyendir

Sonra gerçekten Rabbin, işkenceye uğratıldıktan sonra hicret edenlerin, ardından cihad edip, sabredenlerin (destekçisidir). Şüphesiz senin Rabbin, bundan sonra da gerçekten bağışlayandır, esirgeyendir.

NAHL
16:115

رَحِيمٌ

raHīmun

esirgeyendir

O, size ancak ölüyü, kanı, domuz etini ve Allah’tan başkası adına kesilmiş olan (hayvan)ı haram kıldı. Fakat kim mecbur kalırsa, saldırmamak ve sınırı aşmamak üzere (yiyebilir). Çünkü gerçekten Allah, bağışlayandır, esirgeyendir.

NAHL
16:119

رَحِيمٌ

raHīmun

esirgeyendir

Sonra gerçekten Rabbin, cehalet sonucu kötülük işleyen, sonra bunun ardından tevbe eden ve ıslah olanlar(la beraberdir). Şüphesiz Rabbin bundan sonra bağışlayandır, esirgeyendir.

İSRA
17:8

يَرْحَمَكُمْ

yerHamekum

size acır

Umulur ki, Rabbiniz size merhamet eder, fakat siz (bozgunculuğa) dönerseniz Biz de (sizi aşağılık kılmaya ve cezalandırmaya) döneriz. Biz, cehennemi kafirler için bir kuşatma yeri kıldık.

İSRA
17:24

الرَّحْمَةِ

r-raHmeti

acımadan

Onlara acıyarak alçakgönüllülük kanadını ger ve de ki "Rabbim, onlar beni küçükken nasıl terbiye ettilerse Sen de onları esirge."

İSRA
17:24

ارْحَمْهُمَا

rHamhumā

sen de bunlara acı

Onlara acıyarak alçakgönüllülük kanadını ger ve de ki "Rabbim, onlar beni küçükken nasıl terbiye ettilerse Sen de onları esirge."

İSRA
17:28

رَحْمَةٍ

raHmetin

bir rahmeti

Eğer Rabbinden ummakta olduğun bir rahmeti beklerken (darlıkta olduğundan) onlara sırt çevirecek olursan, bu durumda onlara yumuşak söz söyle.

İSRA
17:54

يَرْحَمْكُمْ

yerHamkum

size acır

Sizi en iyi Rabbiniz bilir; dilerse size merhamet eder, dilerse sizi azaplandırır. Biz seni onların üzerine bir vekil olarak göndermedik.

İSRA
17:57

رَحْمَتَهُ

raHmetehu

O’nun merhametini

Onların taptıkları da, -hangisi daha yakındır diye- Rablerine (yaklaşmak için) bir vesile arıyorlar. O’nun rahmetini umuyorlar ve azabından korkuyorlar. Şüphesiz senin Rabbinin azabı korkunçtur.

İSRA
17:66

رَحِيمًا

raHīmen

çok acır

Sizin Rabbiniz, fazlından aramanız için denizde gemileri sizin için yürütür. Gerçekten O, size karşı merhametli olandır.

İSRA
17:82

وَرَحْمَةٌ

ve raHmetun

ve rahmet

Kur’an’dan mü’minler için şifa ve rahmet olan şeyleri indiriyoruz. Oysa o, zalimlere kayıplardan başkasını arttırmaz.

İSRA
17:87

رَحْمَةً

raHmeten

rahmeti

(Vahyi sende bırakan) Rabbin rahmetinden başka(sı değildir). Şüphesiz O’nun lütfu senin üzerinde çok büyüktür.

İSRA
17:100

رَحْمَةِ

raHmeti

rahmet

De ki "Eğer siz Rabbimin rahmet hazinelerine malik olsaydınız, bu durumda harcama endişesiyle gerçekten (cimrilik edip elinizde) tutardınız. İnsan pek cimridir.

İSRA
17:110

الرَّحْمَٰنَ

r-raHmāne

Rahman diye

De ki "Allah, diye çağırın, ’Rahman’ diye çağırın, ne ile çağırırsanız; sonunda en güzel isimler O’nundur." Namazında sesini çok yükseltme, çok da kısma, bu ikisi arasında (orta) bir yol benimse.

KEHF
18:10

رَحْمَةً

raHmeten

bir rahmet

O gençler, mağaraya sığındıkları zaman, demişlerdi ki "Rabbimiz, Katından bize bir rahmet ver ve işimizden bize doğruyu kolaylaştır (bizi başarılı kıl).

KEHF
18:16

رَحْمَتِهِ

raHmetihi

rahmetini

(İçlerinden biri demişti ki) "Madem ki siz onlardan ve Allah’tan başka taptıklarından kopup-ayrıldınız, o halde, (dağlara çekilip) mağaraya sığının da Rabbiniz size rahmetinden (bolca bir miktarını) yaysın ve işinizden size bir yarar kolaylaştırsın."

KEHF
18:58

الرَّحْمَةِ

r-raHmeti

rahmet

Senin Rabbin rahmet sahibi (ve) bağışlayıcıdır. Eğer, kazandıklarından dolayı onları (azapla) yakalasaydı, şüphesiz onlara azabı (bir an önce) çabuklaştırırdı. Hayır, onlar için bir buluşma zamanı vardır, onun dışında asla başka bir sığınak bulamayacaklardır.

KEHF
18:65

رَحْمَةً

raHmeten

bir rahmet

Derken, Katımız’dan kendisine bir rahmet verdiğimiz ve tarafımızdan kendisine bir ilim öğrettiğimiz kullarımızdan bir kulu buldular.

KEHF
18:81

رُحْمًا

ruHmen

merhamete

Böylece, onlara Rablerinin ondan temiz olmak bakımından daha hayırlısı, merhamet bakımından da daha yakın olanını vermesini diledik."

KEHF
18:82

رَحْمَةً

raHmeten

bir rahmet olarak

"Duvar ise, şehirde iki öksüz çocuğundu, altında onlara ait bir define vardı; babaları salih biriydi. Rabbin diledi ki, onlar erginlik çağına erişsinler ve kendi definelerini çıkarsınlar; (bu,) Rabbinden bir rahmettir. Bunları ben, kendi işim (özel görüşüm) olarak yapmadım. İşte, senin sabır göstermeye güç yetiremediğin şeylerin yorumu."

KEHF
18:98

رَحْمَةٌ

raHmetun

bir rahmetdir

Dedi ki "Bu benim Rabbimden bir rahmettir. Rabbimin va’di geldiği zaman, O, bunu dümdüz eder; Rabbimin va’di haktır."

MERYEM
19:2

رَحْمَتِ

raHmeti

rahmetini

(Bu,) Rabbinin, kulu Zekeriya’ya rahmetinin zikridir.

MERYEM
19:18

بِالرَّحْمَٰنِ

bir-raHmāni

Rahman’a

Demişti ki "Gerçekten ben, senden Rahman (olan Allah)a sığınırım. Eğer takva sahibiysen (bana yaklaşma)."

MERYEM
19:21

وَرَحْمَةً

ve raHmeten

ve bir rahmet

"İşte böyle" dedi. "Rabbin, dedi ki -Bu Benim için kolaydır. Onu insanlara bir ayet ve Bizden bir rahmet kılmak için (bu çocuk olacaktır)." Ve iş de olup bitmişti.

MERYEM
19:26

لِلرَّحْمَٰنِ

lirraHmāni

Rahman için

Artık, ye, iç, gözün aydın olsun. Eğer herhangi bir beşer görecek olursan, de ki "Ben Rahman (olan Allah)’ a oruç adadım, bugün hiç kimseyle konuşmayacağım."

MERYEM
19:44

لِلرَّحْمَٰنِ

lirraHmāni

Rahman’a

"Babacığım, şeytana kulluk etme, kuşkusuz şeytan, Rahman (olan Allah)a başkaldırandır."

MERYEM
19:45

الرَّحْمَٰنِ

r-raHmāni

Rahman-

"Babacığım, gerçekten ben, sana Rahman tarafından bir azabın dokunacağından korkuyorum, o zaman şeytanın velisi olursun."

MERYEM
19:50

رَحْمَتِنَا

raHmetinā

rahmetimiz-

Onlara rahmetimizden armağan(lar) bağışladık ve onlar için yüce bir doğruluk dili verdik.

MERYEM
19:53

رَحْمَتِنَا

raHmetinā

acıdığımızdan

Ona Rahmetimiz’den kardeşi Harun’u da bir peygamber olarak armağan ettik.

MERYEM
19:58

الرَّحْمَٰنِ

r-raHmāni

Rahman’ın

İşte bunlar; kendilerine Allah’ın nimet verdiği peygamberlerdendir; Adem’in soyundan, Nuh ile birlikte taşıdıklarımız (insan nesillerin)den, İbrahim ve İsrail (Yakup)in soyundan, doğru yola eriştirdiklerimizden ve seçtiklerimizdendirler. Onlara Rahman (olan Allah’)ın ayetleri okunduğunda, ağlayarak secdeye kapanırlar.

MERYEM
19:61

الرَّحْمَٰنُ

r-raHmānu

Rahman’ın

Adn cennetleri (onlarındır) ki, Rahman (olan Allah, onu) Kendi kullarına gaybtan vadetmiştir. Şüphesiz O’nun va’di yerine gelecektir.

MERYEM
19:69

الرَّحْمَٰنِ

r-raHmāni

Rahman’a

Sonra, her bir gruptan Rahman (olan Allah)a karşı azgınlık göstermek bakımından en şiddetli olanını ayıracağız.

MERYEM
19:75

الرَّحْمَٰنُ

r-raHmānu

Rahman

De ki "Kim sapıklık içindeyse, Rahman (olan Allah), ona süre tanıdıkça tanır; kendilerine va’dedileni -ya azabı veya kıyamet saatini- gördükleri zaman artık kimin yeri (makam, mevki) daha kötü, kimin askeri- gücü daha zayıfmış, öğreneceklerdir.

MERYEM
19:78

الرَّحْمَٰنِ

r-raHmāni

Rahman’ın

O, gayba mı tanık oldu, yoksa Rahman (olan Allah)ın Katında(n) bir ahid mi aldı?

MERYEM
19:85

الرَّحْمَٰنِ

r-raHmāni

Rahmanın

Takva sahiplerini bir heyet halinde Rahman (olan Allah’ın huzurun)a toplayacağımız gün,

MERYEM
19:87

الرَّحْمَٰنِ

r-raHmāni

Rahman’ın

Rahmanın Katında ahid almışların dışında (onlar) şefaate malik olmayacaklardır.

MERYEM
19:88

الرَّحْمَٰنُ

r-raHmānu

Rahman

"Rahman çocuk edinmiştir" dediler.

MERYEM
19:91

لِلرَّحْمَٰنِ

lirraHmāni

Rahman için

Rahman adına çocuk öne sürdüklerinden (ötürü bunlar olacaktı.)

MERYEM
19:92

لِلرَّحْمَٰنِ

lirraHmāni

Rahman’a

Rahman (olan Allah)a çocuk edinmek yaraşmaz.

MERYEM
19:93

الرَّحْمَٰنِ

r-raHmāni

Rahman’a

Göklerde ve yerde olan (herkesin ve herşeyin) tümü Rahman (olan Allah)a, yalnızca kul olarak gelecektir.

MERYEM
19:96

الرَّحْمَٰنُ

r-raHmānu

Rahman

İman edenler ve salih amellerde bulunanlar ise, Rahman (olan Allah), onlar için bir sevgi kılacaktır.

TA-HA
20:5

الرَّحْمَٰنُ

Er-raHmānu

Rahman

Rahman (olan Allah) arşa istiva etmiştir.

TA-HA
20:90

الرَّحْمَٰنُ

r-raHmānu

çok esirgeyendir

Andolsun, Harun bundan önce onlara "Ey kavmim, gerçekten siz bununla fitneye düşürüldünüz (denendiniz). Sizin asıl Rabbiniz Rahman (olan Allah)dır; şu halde bana uyun ve emrime itaat edin" demişti.

TA-HA
20:108

لِلرَّحْمَٰنِ

lirraHmāni

Rahman’ın huzurunda

O gün, kendisinden sapma imkanı olamayan çağırıcıya uyacaklar. Rahman (olan Allah)a karşı sesler kısılmıştır; artık bir hırıltıdan başka bir şey işitemezsin.

TA-HA
20:109

الرَّحْمَٰنُ

r-raHmānu

Rahman’ın

O gün, Rahman (olan Allah)’ın kendisine izin verdiği ve sözünden hoşnut olduğu kimseden başkasının şefaati bir yarar sağlamaz.

ENBIYA
21:26

الرَّحْمَٰنُ

r-raHmānu

Rahman

"Rahman (olan Allah) çocuk edindi" dediler. O, (bu yakıştırmadan) Yücedir. Hayır, onlar (melekler) ikrama layık görülmüş kullardır.

ENBIYA
21:36

الرَّحْمَٰنِ

r-raHmāni

Rahman’ın

İnkar edenler seni gördüklerinde, seni yalnızca alay-konusu ediyorlar (ve) "Sizin ilahlarınızı diline dolayan bu mu?" (derler.) Oysa Rahman (olan Allah)ın sözünü (kitabını) inkar edenler kendileridir.

ENBIYA
21:42

الرَّحْمَٰنِ

r-raHmāni

Rahman-

De ki "Gece ve gündüz sizi Rahman (olan Allah)tan kim koruyabilir?" Hayır, onlar Rablerini zikirden yüz çevirenlerdir.

ENBIYA
21:75

رَحْمَتِنَا

raHmetinā

rahmetimizin

Onu rahmetimize soktuk, çünkü o, salihlerdendi.

ENBIYA
21:83

أَرْحَمُ

erHamu

en merhametlisisin

Eyüp de; hani o Rabbine çağrıda bulunmuştu "Şüphesiz bu dert (ve hastalık) beni sarıverdi. Sen merhametlilerin en merhametli olanısın."

ENBIYA
21:83

الرَّاحِمِينَ

r-rāHimīne

merhametlilerin

Eyüp de; hani o Rabbine çağrıda bulunmuştu "Şüphesiz bu dert (ve hastalık) beni sarıverdi. Sen merhametlilerin en merhametli olanısın."

ENBIYA
21:84

رَحْمَةً

raHmeten

bir rahmet

Böylece onun duasına icabet ettik. Kendisinden o derdi giderdik; ona Katımız’dan bir rahmet ve ibadet edenler için bir zikir olmak üzere ailesini ve onlarla birlikte bir katını daha verdik.

ENBIYA
21:86

رَحْمَتِنَا

raHmetinā

rahmetimize

Onları rahmetimize soktuk, şüphesiz onlar salih kimselerdi.

ENBIYA
21:107

رَحْمَةً

raHmeten

rahmetten

Biz seni alemler için yalnızca bir rahmet olarak gönderdik.

ENBIYA
21:112

الرَّحْمَٰنُ

r-raHmānu

çok merhamet edendir

(Resulullah) Dedi ki "Rabbim, hak ile hükmet. Bizim Rabbimiz, sizin her türlü nitelendirmelerinize karşı yardımına sığınılan Rahman (olan Allah)dır."

HAC
22:5

الْأَرْحَامِ

l-erHāmi

rahimlerde

Ey insanlar, eğer dirilişten yana bir kuşku içindeyseniz, gerçek şu ki, Biz sizi topraktan yarattık, sonra bir damla sudan, sonra bir alak’tan (embriyo), sonra yaratılış biçimi belli belirsiz bir çiğnem et parçasından; size (kudretimizi) açıkça göstermek için. Dilediğimizi, adı konulmuş bir süreye kadar rahimlerde tutuyoruz. Sonra sizi bebek olarak çıkarıyoruz, sonra da erginlik çağına erişmeniz için (sizi büyütüyoruz). Sizden kiminizin hayatına son verilmekte, kiminiz de, bildikten sonra hiçbir şey bilmeme durumuna gelmesi için ömrün en aşağı ucuna (yaşlılığa) geri çevrilmektedir. Yeryüzünü kupkuru ölü gibi görürsün, fakat Biz onun üzerine suyu indirdiğimiz zaman titreşir, kabarır ve her güzel çiftten (ürünler) bitirir.

HAC
22:65

رَحِيمٌ

raHīmun

çok merhametlidir

Görmedin mi, Allah, yerdekileri ve denizde onun emriyle akıp giden gemileri, sizin yararınıza verdi. Ve izni olmadıkça, göğü yerin üstüne düşmekten alıkoyar. Şüphesiz Allah, insanlara karşı şefkatlidir, çok merhametlidir.

MÜ'MINUN
23:75

رَحِمْنَاهُمْ

raHimnāhum

biz onlara acısaydık

Eğer onlara merhamet eder ve onlara dokunan zararı gideriverirsek, taşkınlıkları içinde şaşkınca dolaşmalarını sürdürecekler.

MÜ'MINUN
23:109

وَارْحَمْنَا

verHamnā

ve bize acı

"Çünkü gerçekten Benim kullarımdan bir grup "Rabbimiz, iman ettik, Sen artık bizi bağışla ve bize merhamet et, Sen merhamet edenlerin en hayırlısısın, derlerdi de,"

MÜ'MINUN
23:109

الرَّاحِمِينَ

r-rāHimīne

acıyanların

"Çünkü gerçekten Benim kullarımdan bir grup "Rabbimiz, iman ettik, Sen artık bizi bağışla ve bize merhamet et, Sen merhamet edenlerin en hayırlısısın, derlerdi de,"

MÜ'MINUN
23:118

وَارْحَمْ

verHam

ve acı

Ve de ki "Rabbim, bağışla ve merhamet et, Sen merhamet edenlerin en hayırlısısın."

MÜ'MINUN
23:118

الرَّاحِمِينَ

r-rāHimīne

acıyanların

Ve de ki "Rabbim, bağışla ve merhamet et, Sen merhamet edenlerin en hayırlısısın."

NUR
24:5

رَحِيمٌ

raHīmun

çok esirgeyendir

Ancak bundan sonra tevbe eden ve salihçe davrananlar hariç. Çünkü gerçekten Allah, bağışlayandır, esirgeyendir.

NUR
24:10

وَرَحْمَتُهُ

ve raHmetuhu

ve rahmeti

Eğer Allah’ın sizin üzerinizde fazlı ve rahmeti olmasaydı ve Allah gerçekten tevbeleri kabul eden hüküm ve hikmet sahibi olmasaydı (ne yapardınız)?

NUR
24:14

وَرَحْمَتُهُ

ve raHmetuhu

ve rahmeti

Eğer Allah’ın dünyada ve ahirette sizin üzerinizde fazlı ve rahmeti olmasaydı, içine daldığınız dedikodudan dolayı size büyük bir azap dokunurdu.

NUR
24:20

وَرَحْمَتُهُ

ve raHmetuhu

ve rahmeti

Eğer Allah’ın sizin üzerinizde fazlı ve rahmeti olmasaydı ve Allah gerçekten Rauf (şefkat eden ve) Rahim olmasaydı (ne yapardınız)?

NUR
24:20

رَحِيمٌ

raHīmun

merhametlidir

Eğer Allah’ın sizin üzerinizde fazlı ve rahmeti olmasaydı ve Allah gerçekten Rauf (şefkat eden ve) Rahim olmasaydı (ne yapardınız)?

NUR
24:21

وَرَحْمَتُهُ

ve raHmetuhu

ve rahmeti

Ey iman edenler, şeytanın adımlarına uymayın. Kim şeytanın adımlarına uyarsa, (bilsin ki) gerçekten o (şeytan) çirkin utanmazlıkları ve kötülüğü emreder. Eğer Allah’ın üzerinizde fazlı ve rahmeti olmasaydı, sizden hiçbiri ebedi olarak temize çıkamazdı. Ancak Allah, dilediğini temize çıkarır. Allah, işitendir, bilendir.

NUR
24:22

رَحِيمٌ

raHīmun

esirgeyendir

Sizden, faziletli ve varlıklı olanlar, yakınlara, yoksullara ve Allah yolunda hicret edenlere vermekte eksiltme yapmasınlar, affetsinler ve hoşgörsünler. Allah’ın sizi bağışlamasını sevmez misiniz? Allah, bağışlayandır, esirgeyendir.

NUR
24:33

رَحِيمٌ

raHīmun

esirgeyicidir

Nikah (imkanı) bulamayanlar, Allah onları Kendi fazlından zenginleştirinceye kadar iffetli davransınlar. Sağ ellerinizin malik olduğu (köle ve cariyelerden) mükatebe isteyenlere -eğer onlarda bir hayır görüyorsanız- mükatebe yapın. Ve Allah’ın size verdiği malından onlara verin. Dünya hayatının geçici metaını elde etmek için -ırzlarını korumak istiyorlarsa- cariyelerinizi fuhşa zorlamayın. Kim onları (fuhşa) zorlarsa, şüphesiz, onların (fuhşa) zorlanmalarından sonra Allah (onları) bağışlayandır, esirgeyendir.

NUR
24:56

تُرْحَمُونَ

turHamūne

merhamet olunursunuz

Dosdoğru namazı kılın, zekatı verin ve elçiye itaat edin. Umulur ki, rahmete kavuşturulmuş olursunuz.

NUR
24:62

رَحِيمٌ

raHīmun

çok esirgeyendir

Mü’minler o kimselerdir ki, Allah’a ve Resûlü’ne iman edenler, onunla birlikte toplu(mu ilgilendiren) bir iş üzerinde iken, ondan izin alıncaya kadar bırakıp-gitmeyenlerdir. Gerçekten, senden izin alanlar, işte onlar Allah’a ve elçisine iman edenlerdir. Böylelikle, senden kendi bazı işleri için izin istedikleri zaman, dilediklerine izin ver ve onlar için Allah’tan bağışlanma dile. Şüphesiz Allah, bağışlayandır, esirgeyendir.

FURKAN
25:6

رَحِيمًا

raHīmen

çok esirgeyendir

De ki "Onu, göklerde ve yerde gizli olanı bilen (Allah) indirmiştir. Doğrusu O, çok bağışlayandır, çok esirgeyendir."

FURKAN
25:26

لِلرَّحْمَٰنِ

lirraHmāni

Rahmanın’dır

İşte o gün, gerçek mülk, Rahman (olan Allah)ındır. İnkar edenler için oldukça zorlu bir gündür.

FURKAN
25:48

رَحْمَتِهِ

raHmetihi

rahmetinin

Ve Kendi rahmetinin önünde rüzgarları müjdeciler olarak gönderen O’dur. Biz, gökten tertemiz su indirdik;

FURKAN
25:59

الرَّحْمَٰنُ

r-raHmānu

Rahman’dır

O, gökleri ve yeri ve ikisinin arasındakileri altı günde yaratan ve sonra arşa istiva edendir. Rahman (olan Allah)dır. Bunu (bundan) haberi olana sor.

FURKAN
25:60

لِلرَّحْمَٰنِ

lirraHmāni

Rahman’a

Onlara "Rahman (olan Allah)a secde edin" denildiği zaman, "Rahman da neymiş? Biz senin bize emrettiğine mi secde edecek mişiz?" derler ve (bu,) onların nefretini arttırır.

FURKAN
25:60

الرَّحْمَٰنُ

r-raHmānu

Rahman

Onlara "Rahman (olan Allah)a secde edin" denildiği zaman, "Rahman da neymiş? Biz senin bize emrettiğine mi secde edecek mişiz?" derler ve (bu,) onların nefretini arttırır.

FURKAN
25:63

الرَّحْمَٰنِ

r-raHmāni

Rahman’ın

O Rahman (olan Allah)ın kulları, yeryüzü üzerinde alçak gönüllü olarak yürürler ve cahiller kendileriyle muhatap oldukları zaman "Selam" derler.

FURKAN
25:70

رَحِيمًا

raHīmen

çok esirgeyendir

Ancak tevbe eden, iman eden ve salih amellerde bulunup davranan başka; işte onların günahlarını Allah iyiliklere çevirir. Allah, çok bağışlayandır, çok esirgeyendir.

ŞU'ARA
26:5

الرَّحْمَٰنِ

r-raHmāni

Rahman-

Onlara Rahman (olan Allah) dan yeni bir uyarı gelmeyiversin, hiç tartışmasız ondan yüz çevirirler.

ŞU'ARA
26:9

الرَّحِيمُ

r-raHīmu

merhamet edendir

Şüphesiz, senin Rabbin, gerçekten O, üstün ve güçlüdür, merhamet sahibidir.

ŞU'ARA
26:68

الرَّحِيمُ

r-raHīmu

merhamet eden

Ve hiç şüphesiz, senin Rabbin, güçlü ve üstün olandır, esirgeyendir.

ŞU'ARA
26:104

الرَّحِيمُ

r-raHīmu

merhamet eden

Ve şüphesiz senin Rabbin, güçlü ve üstün olandır, esirgeyendir.

ŞU'ARA
26:122

الرَّحِيمُ

r-raHīmu

merhamet eden

Ve şüphesiz senin Rabbin, güçlü ve üstün olandır, esirgeyendir.

ŞU'ARA
26:140

الرَّحِيمُ

r-raHīmu

merhamet eden

Ve şüphesiz, senin Rabbin, güçlü ve üstün olandır, esirgeyendir.

ŞU'ARA
26:159

الرَّحِيمُ

r-raHīmu

merhamet eden

Ve şüphesiz, senin Rabbin, güçlü ve üstün olandır, esirgeyendir.

ŞU'ARA
26:175

الرَّحِيمُ

r-raHīmu

merhamet eden

Ve şüphesiz, senin Rabbin, güçlü ve üstün olandır esirgeyendir.

ŞU'ARA
26:191

الرَّحِيمُ

r-raHīmu

merhamet eden

Ve şüphesiz, senin Rabbin, güçlü ve üstün olandır, esirgeyendir.

ŞU'ARA
26:217

الرَّحِيمِ

r-raHīmi

ve esirgeyene

Sen, O güçlü ve üstün, esirgeyici olan (Allah’)a tevekkül et.

NEML
27:11

رَحِيمٌ

raHīmun

esirgeyiciyim

"Ancak zulmeden başka; sonra kötülüğün ardından iyiliğe çevirirse, artık şüphesiz Ben, bağışlayanım, esirgeyenim."

NEML
27:19

بِرَحْمَتِكَ

biraHmetike

rahmetinle

(Süleyman) Bu sözü üzerine tebessüm edip güldü ve dedi ki "Rabbim, bana, anne ve babama verdiğin nimete şükretmemi ve hoşnut olacağın salih bir amelde bulunmamı ilham et ve beni rahmetinle salih kulların arasına kat."

NEML
27:30

الرَّحْمَٰنِ

r-raHmāni

Rahman

"Gerçek şu ki, bu, Süleyman’dandır ve ’Şüphesiz Rahman ve Rahim Olan Allah’ın Adıyla’ (başlamakta)dır."

NEML
27:30

الرَّحِيمِ

r-raHīmi

Rahim

"Gerçek şu ki, bu, Süleyman’dandır ve ’Şüphesiz Rahman ve Rahim Olan Allah’ın Adıyla’ (başlamakta)dır."

NEML
27:46

تُرْحَمُونَ

turHamūne

esirgenirsiniz

Dedi ki "Ey kavmim, neden iyilikten önce kötülük konusunda acele davranıyorsunuz? Allah’tan bağışlanma dilemeniz gerekmez mi? Umulur ki esirgenirsiniz."

NEML
27:63

رَحْمَتِهِ

raHmetihi

rahmetinin

Ya da karanın ve denizin karanlıkları içinde size yol gösteren ve rahmetinin önünde rüzgarları müjde vericiler olarak gönderen mi? Allah ile beraber başka bir İlah mı? Allah, onların şirk koştuklarından Yücedir.

NEML
27:77

وَرَحْمَةٌ

ve raHmetun

ve rahmettir

Ve gerçekten o, mü’minler için bir hidayet ve bir rahmettir.

KASAS
28:16

الرَّحِيمُ

r-raHīmu

çok esirgeyendir

Dedi ki "Rabbim, gerçekten, ben kendi nefsime zulmettim, artık beni bağışla." Böylece (Allah) onu bağışladı. Şüphesiz. O, bağışlayandır, esirgeyendir.

KASAS
28:43

وَرَحْمَةً

ve raHmeten

ve rahmet olan

Andolsun, ilk nesilleri yıkıma uğrattıktan sonra, Musa’ya, insanlar için (gözleri hikmetle açıp aydınlatacak) basiretler, hidayet ve rahmet olmak üzere kitap verdik. Umulur ki, öğüt alıp-düşünürler diye.

KASAS
28:46

رَحْمَةً

raHmeten

bir rahmet olarak

(Musa’ya) Seslendiğimiz zaman da, sen Tur’un yanında değildin. Ancak Rabbinden bir rahmet olmak üzere senden önce kendilerine bir uyarıcı gelmemiş olan bir kavmi uyarman için (gönderildin). Umulur ki, öğüt alıp düşünürler diye.

KASAS
28:73

رَحْمَتِهِ

raHmetihi

rahmeti-

Kendi rahmetinden olmak üzere O, sizin için, dinlenmeniz ve O’nun fazlından (geçiminizi) aramanız için geceyi ve gündüzü var etti. Umulur ki şükredersiniz.

KASAS
28:86

رَحْمَةً

raHmeten

bir rahmet olarak

Kitab’ın sana (kalbine vahy ile) bırakılacağını umud etmezdin; (bu,) Rabbinden ancak bir rahmettir. Öyleyse sakın kafirlere arka olma.

ANKEBUT
29:21

وَيَرْحَمُ

ve yerHamu

ve acır

Dilediğini azaplandırır, dilediğine merhamet eder. O’na çevrilip-götürüleceksiniz.

ANKEBUT
29:23

رَحْمَتِي

raHmetī

benim rahmetim-

Allah’ın ayetlerini ve O’na kavuşmayı ’yok sayıp inkar edenler’; işte onlar, Benim rahmetimden umut kesmişlerdir; ve işte onlar, acı azap onlarındır.

ANKEBUT
29:51

لَرَحْمَةً

leraHmeten

bir rahmet

Kendilerine okunmakta olan Kitab’ı sana indirmemiz onlara yetmiyor mu? Şüphesiz, bunda iman eden bir kavim için gerçekten bir rahmet ve bir öğüt (zikir) vardır.

RUM
30:5

الرَّحِيمُ

r-raHīmu

esirgeyendir

Allah’ın yardımıyla. O, dilediğine yardım eder. O, güçlü ve üstün olandır, esirgeyendir.

RUM
30:21

وَرَحْمَةً

ve raHmeten

ve acıma

Onda ’sükun bulup durulmanız’ için, size kendi nefislerinizden eşler yaratması ve aranızda bir sevgi ve merhamet kılması da, O’nun ayetlerindendir. Şüphesiz bunda, düşünebilen bir kavim için gerçekten ayetler vardır.

RUM
30:33

رَحْمَةً

raHmeten

bir rahmet

İnsanlara bir zarar dokunduğu zaman, ’gönülden katıksız bağlılar’ olarak, Rablerine dua ederler; sonra kendinden onlara bir rahmet taddırınca hemencecik bir grup Rablerine şirk koşarlar.

RUM
30:36

رَحْمَةً

raHmeten

bir rahmet

Biz insanlara bir rahmet taddırdığımız zaman, onunla sevinirler; kendi ellerinin takdim ettiği dolayısıyla onlara bir kötülük isabet ettiğinde, hemen umutsuzluğa kapılırlar.

RUM
30:46

رَحْمَتِهِ

raHmetihi

rahmeti-

Size Kendi rahmetinden taddırması, emriyle gemileri yürütmesi ve O’nun fazlından (rızkınızı) aramanız ile umulur ki şükretmeniz için, rüzgarları müjde vericiler olarak göndermesi, O’nun ayetlerindendir.

RUM
30:50

رَحْمَتِ

raHmeti

rahmetinin

Şimdi Allah’ın rahmetinin eserlerine bak; ölümünden sonra yeryüzünü nasıl diriltmektedir? Şüphesiz O, ölüleri de gerçekten diriltecektir. O, herşeye güç yetirendir.

LOKMAN
31:3

وَرَحْمَةً

ve raHmeten

ve rahmettir

Muhsin olanlara bir hidayet ve bir rahmettir.

LOKMAN
31:34

الْأَرْحَامِ

l-erHāmi

rahimlerde

Kıyamet saatinin bilgisi, şüphesiz Allah’ın Katındadır. Yağmuru yağdırır; rahimlerde olanı bilir. Hiç kimse, yarın ne kazanacağını bilmez. Hiç kimse de, hangi yerde öleceğini bilmez. Hiç şüphesiz Allah bilendir, haberdardır.

SECDE
32:6

الرَّحِيمُ

r-raHīmu

ve esirgeyici

İşte gaybı da, müşahede edilebileni de bilen, üstün ve güçlü olan, esirgeyen O’dur.

AHZAB
33:5

رَحِيمًا

raHīmen

çok esirgeyendir

Onları (evlat edindiklerinizi) babalarına nisbet ederek çağırın; bu, Allah Katında daha adildir. Eğer babalarını bilmiyorsanız artık onlar, dinde sizin kardeşleriniz ve dostlarınızdır. Hata olarak yaptıklarınızda ise, sizin için bir sakınca (bir vebal) yoktur. Ancak kalplerinizin kasıt gözeterek (taammüden) yaptıklarınızda vardır. Allah, bağışlayandır, esirgeyendir.

AHZAB
33:6

الْأَرْحَامِ

l-erHāmi

(anne tarafından akrabalar)

Peygamber, mü’minler için kendi nefislerinden daha evladır ve onun zevceleri de onların anneleridir. Rahim sahipleri (akrabalar) de, Allah’ın Kitab’ında birbirlerine öteki mü’minlerden ve muhacirlerden daha yakındır. Ancak dostlarınıza maruf üzere yapacaklarınız başka; bunlar Kitap’ta yazılmış bulunmaktadır.

AHZAB
33:17

رَحْمَةً

raHmeten

rahmet

De ki "Size bir kötülük isteyecek olsa sizi Allah’tan koruyacak, veya size bir rahmet isteyecek olsa (buna engel olacak) kimdir?" Onlar, kendileri için Allah’ın dışında ne bir veli, ne bir yardımcı bulamazlar.

AHZAB
33:24

رَحِيمًا

raHīmen

çok esirgeyendir

Çünkü Allah, (sözüne bağlı kalıp doğru olan) sadıkları sadakatlerinden dolayı mükafaatlandıracak, münafıkları da dilerse azaplandıracak veya tevbe (nasib edip tevbe)lerini kabul edecektir. Şüphesiz Allah, çok bağışlayandır, çok esirgeyendir.

AHZAB
33:43

رَحِيمًا

raHīmen

çok esirgeyendir

O’dur ki, sizi karanlıklardan nura çıkarmak için size rahmet etmekte; melekleri de (size dua etmektedir). O, mü’minleri çok esirgeyicidir.

AHZAB
33:50

رَحِيمًا

raHīmen

çok esirgeyendir

Ey Peygamber, gerçekten Biz sana ücretlerini (mehirlerini) verdiğin eşlerini ve Allah’ın sana ganimet olarak verdikleri (savaş esirleri)nden sağ elinin malik olduğu (cariyeler) ile seninle birlikte hicret eden amcanın kızlarını, halanın kızlarını, dayının kızlarını ve teyzenin kızlarını helal kıldık; bir de, kendisini peygambere hibe eden ve peygamberin kendisini almak istediği mü’min bir kadını da, -mü’minler için olmaksızın yalnızca sana has olmak üzere- (senin için helal kıldık). Biz, kendi eşleri ve sağ ellerinin malik olduğu (cariyeleri) konusunda onlar (mü’minler) üzerine neyi farz kıldığımızı bildik (size bildirdik). Böylelikle senin için hiçbir güçlük olmasın. Allah çok bağışlayandır, çok esirgeyendir.

AHZAB
33:59

رَحِيمًا

raHīmen

çok esirgeyendir

Ey Peygamber, eşlerine, kızlarına ve mü’minlerin kadınlarına dış elbiselerinden (cilbablarından) üstlerine giymelerini söyle; onların (özgür ve iffetli) tanınması ve eziyet görmemeleri için en uygun olan budur. Allah, çok bağışlayandır, çok esirgeyendir.

AHZAB
33:73

رَحِيمًا

raHīmen

çok esirgeyendir

Şundan ki Allah, münafık erkekleri ve münafık kadınları, müşrik erkekleri ve müşrik kadınları azaplandıracak; mü’min erkeklerin ve mü’min kadınların tevbesini kabul edecektir. Allah çok bağışlayandır, çok esirgeyendir.

SEBE
34:2

الرَّحِيمُ

r-raHīmu

çok esirgeyendir

Yerin içine gireni, ondan çıkanı; gökten ineni ve oraya çıkanı bilir. O, esirgeyendir, bağışlayandır.

FATIR
35:2

رَحْمَةٍ

raHmetin

rahmet-

Allah, insanlar için rahmetinden her neyi açacak olsa, artık onu kısıp-tutacak yoktur; her neyi kısar-tutarsa, artık onu da ondan sonra salıverecek yoktur. O, üstün ve güçlü olandır, hüküm ve hikmet sahibidir.

YASIN
36:5

الرَّحِيمِ

r-raHīmi

çok esirgeyenin

(Kur’an) Güçlü ve üstün olan, esirgeyen (Allah’)ın indirmesidir.

YASIN
36:11

الرَّحْمَٰنَ

r-raHmāne

Rahman’dan

Sen ancak, zikre (Kur’an’a) uyan ve gayb ile Rahman olan (Allah’)a (karşı) içi titreyerek korku duyan kimseyi uyarırsın. İşte böylesini, bir bağışlanma ve üstün bir ecirle müjdele.

YASIN
36:15

الرَّحْمَٰنُ

r-raHmānu

Rahman

Dediler ki "Siz, bizim benzerimiz olan bir beşerden başkası değilsiniz, Rahman (olan Allah) da herhangi bir şey indirmiş değildir. Siz, yalnızca yalan söylüyorsunuz."

YASIN
36:23

الرَّحْمَٰنُ

r-raHmānu

Rahman

"Ben, O’ndan başka İlahlar edinir miyim ki, Rahman (olan Allah), bana bir zarar dileyecek olsa, ne onların şefaati bana bir şeyle yarar sağlar, ne de onlar beni kurtarabilirler."

YASIN
36:44

رَحْمَةً

raHmeten

bir rahmet (vardır)

Ancak Bizden bir rahmet olması ve (onları) belirli bir zamana kadar yararlandırmamız başka.

YASIN
36:45

تُرْحَمُونَ

turHamūne

esirgenirsiniz

Onlara "Önünüzde ve arkanızda olandan sakının, belki esirgenirsiniz" denildiğinde, (dinlemeyip inkara devam edenler).

YASIN
36:52

الرَّحْمَٰنُ

r-raHmānu

Rahman’ın

Demişlerdir ki "Eyvahlar bize, uykuya-bırakıldığımız yerden bizi kim diriltip-kaldırdı? Bu, Rahman (olan Allah)ın va’dettiğidir, (demek ki) gönderilen (elçi)ler doğru söylemiş".

YASIN
36:58

رَحِيمٍ

raHīmin

çok esirgeyen

Çok esirgeyen Rabb’dan onlara bir de sözlü "Selam" (vardır).

SAD
38:9

رَحْمَةِ

raHmeti

rahmet

Yoksa, güçlü ve üstün olan, karşılıksız bağışlayan Rabbinin hazineleri onların yanında mıdır?

SAD
38:43

رَحْمَةً

raHmeten

bir rahmet olarak

Katımız’dan ona bir rahmet ve temiz akıl sahiplerine bir öğüt olmak üzere ailesini ve onlarla birlikte bir benzerini de bağışladık.

ZÜMER
39:9

رَحْمَةَ

raHmete

rahmetini

Yoksa o, gece saatinde kalkıp da secde ederek ve kıyama durarak gönülden itaat (ibadet) eden, ahiretten sakınan ve Rabbinin rahmetini umud eden (gibi) midir? De ki "Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu? Şüphesiz, temiz akıl sahipleri öğüt alıp-düşünürler."

ZÜMER
39:38

بِرَحْمَةٍ

biraHmetin

bir rahmet

Andolsun, onlara "Gökleri ve yeri kim yarattı?" diye soracak olsan, elbette "Allah" diyecekler. De ki "Gördünüz mü-haber verin; Allah’tan başka taptıklarınız, eğer Allah bana bir zarar dileyecek olsa, O’nun zararını kaldırabilirler mi? Ya da bana bir rahmet vermeyi istese, O’nun rahmetini tutup-önleyebilecekler mi" De ki "Allah, bana yeter. Tevekkül edecek olanlar, O’na tevekkül etsinler."

ZÜMER
39:38

رَحْمَتِهِ

raHmetihi

O’nun rahmetini

Andolsun, onlara "Gökleri ve yeri kim yarattı?" diye soracak olsan, elbette "Allah" diyecekler. De ki "Gördünüz mü-haber verin; Allah’tan başka taptıklarınız, eğer Allah bana bir zarar dileyecek olsa, O’nun zararını kaldırabilirler mi? Ya da bana bir rahmet vermeyi istese, O’nun rahmetini tutup-önleyebilecekler mi" De ki "Allah, bana yeter. Tevekkül edecek olanlar, O’na tevekkül etsinler."

ZÜMER
39:53

رَحْمَةِ

raHmeti

rahmeti-

(Benden onlara) De ki "Ey kendi aleyhlerinde olmak üzere ölçüyü taşıran kullarım. Allah’ın rahmetinden umut kesmeyin. Şüphesiz Allah, bütün günahları bağışlar. Çünkü O, bağışlayandır, esirgeyendir."

ZÜMER
39:53

الرَّحِيمُ

r-raHīmu

çok esirgeyendir

(Benden onlara) De ki "Ey kendi aleyhlerinde olmak üzere ölçüyü taşıran kullarım. Allah’ın rahmetinden umut kesmeyin. Şüphesiz Allah, bütün günahları bağışlar. Çünkü O, bağışlayandır, esirgeyendir."

MÜ'MIN
40:7

رَحْمَةً

raHmeten

rahmet ile

Arş’ı yüklenmekte olanlar ve çevresinde bulunanlar, Rablerini hamd ile tesbih etmekte, O’na iman etmekte ve iman edenlere mağfiret dilemektedirler "Rabbimiz, rahmet ve ilim bakımından herşeyi kuşatıp-sardın, tevbe edenler ve Senin yoluna tabi olanlara mağfiret et ve onları cehennem azabından koru."

MÜ'MIN
40:9

رَحِمْتَهُ

raHimtehu

ona acımışsındır

"Ve onları kötülüklerden koru. O gün Sen, kimi kötülüklerden korumuşsan, gerçekten ona rahmet etmişsin. İşte büyük ’kurtuluş ve mutluluk’ budur.

FUSSILET
41:2

الرَّحْمَٰنِ

r-raHmāni

Rahman-

(Bu Kur’an,) Rahman ve Rahim’den indirilmiştir.

FUSSILET
41:2

الرَّحِيمِ

r-raHīmi

Rahim(den)

(Bu Kur’an,) Rahman ve Rahim’den indirilmiştir.

FUSSILET
41:32

رَحِيمٍ

raHīmin

çok esirgeyenin

"Çok bağışlayan, çok esirgeyen (Allah)tan bir ağırlanma olarak."

FUSSILET
41:50

رَحْمَةً

raHmeten

bir rahmet

Oysa ona dokunan bir zarardan sonra tarafımızdan bir rahmet taddırsak, mutlaka "Bu benim (hakkım)dır. Ve ben kıyamet-saatinin kopacağını da sanmıyorum; eğer Rabbime döndürülsem bile, muhakkak O’nun Katında benim için daha güzel olanı vardır." der. Ama andolsun Biz, o kafirlere yaptıklarını haber vereceğiz ve andolsun onlara, en kaba bir azaptan taddıracağız.

ŞURA
42:5

الرَّحِيمُ

r-raHīmu

çok esirgeyen

Gökler, neredeyse üstlerinden çatlayıp-parçalanacaklar; melekler de Rablerini hamd ile tesbih ederler ve yerde olanlara mağfiret dilerler. Haberiniz olsun; gerçekten Allah, bağışlayan ve esirgeyen O’dur.

ŞURA
42:8

رَحْمَتِهِ

raHmetihi

rahmetine

Eğer Allah dileseydi, onları herhalde tek bir ümmet kılardı. Ancak O, dilediğini Kendi rahmetine sokar. Zalimlere gelince; onlar için ne bir veli vardır, ne bir yardımcı (bulursun).

ŞURA
42:28

رَحْمَتَهُ

raHmetehu

rahmetini

O’dur ki, onlar umutlarını kestikten sonra yağmuru indirir ve rahmetini serip-yayar. O, Veli’dir, Hamid’dir.

ŞURA
42:48

رَحْمَةً

raHmeten

bir rahmet

Şayet onlar, sırt çevirecek olurlarsa, artık Biz seni onların üzerine bir gözetleyici olarak göndermiş değiliz. Sana düşen, yalnızca tebliğdir. Gerçek şu ki, Biz insana tarafımızdan bir rahmet taddırdığımız zaman, ona sevinir. Eğer onlara kendi ellerinin takdim ettikleri dolayısıyla bir kötülük isabet ederse, bu durumda insan bir nankör kesiliverir.

ZUHRUF
43:17

لِلرَّحْمَٰنِ

lirraHmāni

Rahman’a

Oysa onlardan biri, O, Rahman (olan Allah) için verdiği örnek ile (kız çocuğunun doğumuyla) müjdelendiği zaman, yüzü simsiyah kesilmiş olarak kahrından yutkundukça yutkunur.

ZUHRUF
43:19

الرَّحْمَٰنِ

r-raHmāni

Rahman’ın

Onlar, ki Rahmanın kulları olan melekleri dişiler kıldılar. Kendileri yaratılışlarına şahit mi oldular? Onların şahitlikleri yazılacak ve (bundan dolayı) sorumlu tutulacaklar.

ZUHRUF
43:20

الرَّحْمَٰنُ

r-raHmānu

Rahman

Dediler ki "Eğer Rahman dilemiş olsaydı, biz onlara ibadet etmezdik." Onların bundan yana hiçbir bilgileri yoktur. Onlar, yalnızca ’zan ve tahminle yalan söylüyorlar.’

ZUHRUF
43:32

رَحْمَتَ

raHmete

rahmetini

Senin Rabbinin rahmetini onlar mı paylaştırıyorlar? Dünya hayatında maişetlerini aralarında Biz paylaştırdık ve onlardan bir bölümü (diğer) bir bölümünü ’teshir etmesi için, bir bölümünü bir bölümü üzerinde derecelerle yükselttik. Rabbinin rahmeti; toplayıp-yığdıklarından daha hayırlıdır.

ZUHRUF
43:32

وَرَحْمَتُ

veraHmetu

ve rahmeti

Senin Rabbinin rahmetini onlar mı paylaştırıyorlar? Dünya hayatında maişetlerini aralarında Biz paylaştırdık ve onlardan bir bölümü (diğer) bir bölümünü ’teshir etmesi için, bir bölümünü bir bölümü üzerinde derecelerle yükselttik. Rabbinin rahmeti; toplayıp-yığdıklarından daha hayırlıdır.

ZUHRUF
43:33

بِالرَّحْمَٰنِ

bir-raHmāni

Rahman’ı

Eğer insanlar (Allah’a karşı isyanda birleşip) tek bir ümmet olacak olmasaydı, Rahman’ı (Allah’ı) inkar edenlerin evlerine gümüşten tavanlar ve üzerinde çıkıp-yükselecekleri merdivenler yapardık.

ZUHRUF
43:36

الرَّحْمَٰنِ

r-raHmāni

Rahman’ın

Kim Rahman (olan Allah)ın zikrini görmezlikten gelirse, Biz bir şeytana onun ’üzerini kabukla bağlattırırız’; artık bu, onun bir yakın dostudur.

ZUHRUF
43:45

الرَّحْمَٰنِ

r-raHmāni

Rahman’dan

Senden önce gönderdiğimiz elçilerimizden sor Biz, Rahman (olan Allah)ın dışında tapılacak birtakım ilahlar kıldık mı (hiç)?

ZUHRUF
43:81

لِلرَّحْمَٰنِ

lirraHmāni

Rahman’ın

De ki "Eğer Rahman (olan Allah)’ın çocuğu olsaydı, ona tapanların ilki ben olurdum."

DUHAN
44:6

رَحْمَةً

raHmeten

rahmet olarak

Rabbinden bir rahmet olarak. Şüphesiz O, işitendir, bilendir.

DUHAN
44:42

رَحِمَ

raHime

acıdığı

Ancak Allah’ın rahmet ettiği başka. Şüphesiz O, üstün ve güçlü olandır, esirgeyendir.

DUHAN
44:42

الرَّحِيمُ

r-raHīmu

esirgeyendir

Ancak Allah’ın rahmet ettiği başka. Şüphesiz O, üstün ve güçlü olandır, esirgeyendir.

CASIYE
45:20

وَرَحْمَةٌ

ve raHmetun

ve rahmettir

Bu (Kur’an), insanlar için basiret (nuruyla Allah’a yönelten ayet)lerdir, kesin bilgiyle inanan bir kavim için de bir hidayet ve bir rahmettir.

CASIYE
45:30

رَحْمَتِهِ

raHmetihi

rahmetine

Artık iman edip salih amellerde bulunanlara gelince; Rableri onları Kendi rahmetine sokar. İşte apaçık olan ’büyük mutluluk ve kurtuluş’ budur.

AHKAF
46:8

الرَّحِيمُ

r-raHīmu

esirgeyendir

Yoksa "Kendisi onu uydurdu" mu diyorlar? De ki "Eğer ben uydurdumsa, bu durumda siz, Allah’tan bana (gelecek) hiçbir şeye malik (engel) olamazsınız. Sizin kendisi (Kur’an) hakkında, ne taşkınlıklar yaptığınızı O daha iyi bilendir. Benimle sizin aranızda şahid olarak O yeter. O, çok bağışlayandır, çok esirgeyendir."

AHKAF
46:12

وَرَحْمَةً

ve raHmeten

ve rahmet

Bundan önce de, bir rehber (imam) ve bir rahmet olarak Musa’nın kitabı var. Bu da, zulmedenleri uyarmak ve ihsanda bulunanlara bir müjde olmak üzere (kendinden önceki kitapları) doğrulayıcı ve Arapça bir dil ile olan bir Kitap’tır.

MUHAMMED
47:22

أَرْحَامَكُمْ

erHāmekum

rahimleri (akrabalık bağlarını)

Demek, ’iş başına gelip yönetimi ele alırsanız’ hemen yeryüzünde fesad (bozgunculuk) çıkaracak ve akrabalık bağlarınızı koparıp parçalayacaksınız, öyle mi?

FETIH
48:14

رَحِيمًا

raHīmen

esirgeyendir

Göklerin ve yerin mülkü Allah’ındır; dilediğine mağfiret eder, dilediğini azaplandırır. Allah, çok bağışlayan, çok esirgeyendir.

FETIH
48:25

رَحْمَتِهِ

raHmetihi

rahmetine

Ki onlar, inkar ettiler, sizi Mescid-i Haram’dan ve durdurulmakta (bekletilmekte) olan hediyeleri (kurbanları), yerlerine varmaktan alıkoydular. Eğer kendilerini bilmediğiniz mü’min erkekler ve mü’min kadınları, bilgisizlik dolayısıyla darmadağın edip de bu yüzden size ’dayanılmaz bir sıkıntı’ dokunmayacak olsaydı (o zaman durum farklı olurdu. Durumunun böyle olması,) Allah’ın dilediğini rahmetine sokması içindir. Eğer (karışık yaşayan mü’minler), seçilip ayrılmış olsalardı, muhakkak içlerinden inkar edenleri acı bir azap ile azaplandırırdık.

FETIH
48:29

رُحَمَاءُ

ruHamā'u

merhametlidirler

Muhammed, Allah’ın elçisidir. Ve onunla birlikte olanlar da kafirlere karşı zorlu, kendi aralarında ise merhametlidirler. Onları, rüku edenler, secde edenler olarak görürsün; onlar, Allah’tan bir fazl (lütuf ve ihsan) ve hoşnutluk arayıp-isterler. Belirtileri, secde izinden yüzlerindedir. İşte onların Tevrat’taki vasıfları budur İncil’deki vasıfları ise Sanki bir ekin; filizini çıkarmış, derken onu kuvvetlendirmiş, derken kalınlaşmış, sonra sapları üzerinde doğrulup-boy atmış (ki bu,) ekicilerin hoşuna gider. (Bu örnek,) Onunla kafirleri öfkelendirmek içindir. Allah, içlerinden iman edip salih amellerde bulunanlara bir mağfiret ve büyük bir ecir va’detmiştir.

HUCURAT
49:5

رَحِيمٌ

raHīmun

esirgeyendir

Eğer gerçekten, yanlarına çıkıncaya kadar sabretmiş olsalardı, herhalde (bu,) kendileri için daha hayırlı olurdu. Allah, çok bağışlayandır, çok esirgeyendir.

HUCURAT
49:10

تُرْحَمُونَ

turHamūne

size rahmet edilsin

Mü’minler ancak kardeştirler. Öyleyse kardeşlerinizin arasını bulup-düzeltin ve Allah’tan korkup-sakının; umulur ki esirgenirsiniz.

HUCURAT
49:12

رَحِيمٌ

raHīmun

çok esirgeyendir

Ey iman edenler, zandan çok kaçının; çünkü zannın bir kısmı günahtır. Tecessüs etmeyin (birbirinizin gizli yönlerini araştırmayın). Kiminiz kiminizin gıybetini yapmasın (arkasından çekiştirmesin.) Sizden biriniz, ölü kardeşinin etini yemeyi sever mi? İşte, bundan tiksindiniz. Allah’tan korkup-sakının. Şüphesiz Allah, tevbeleri kabul edendir, çok esirgeyendir.

HUCURAT
49:14

رَحِيمٌ

raHīmun

çok esirgeyendir

Bedeviler, dedi ki "İman ettik." De ki "Siz iman etmediniz; ancak "İslam (Müslüman veya teslim) olduk deyin. İman henüz kalplerinize girmiş değildir. Eğer Allah’a ve Resûlü’ne itaat ederseniz, O, sizin amellerinizden hiçbir şeyi eksiltmez. Şüphesiz Allah, çok bağışlayandır, çok esirgeyendir."

KAF
50:33

الرَّحْمَٰنَ

r-raHmāne

Rahman’a

Görmediği halde Rahman’a karşı ’içi titreyerek korku duyan’ ve ’içten Allah’a yönelmiş’ bir kalp ile gelen içindir.

TUR
52:28

الرَّحِيمُ

r-raHīmu

esirgeyen

"Şüphesiz, biz bundan önce O’na dua (kulluk) ederdik. Gerçekten O, iyiliği bol, esirgemesi çok olanın ta Kendisi’dir."

RAHMAN
55:1

الرَّحْمَٰنُ

Er-raHmānu

Çok merhametli (Allah)

Rahman (olan Allah)

HADID
57:9

رَحِيمٌ

raHīmun

çok merhametlidir

Sizi karanlıklardan nura çıkarması için kuluna apaçık ayetler indiren O’dur. Şüphesiz Allah, size karşı elbette şefkatli olandır, esirgeyendir.

HADID
57:13

الرَّحْمَةُ

r-raHmetu

rahmet

O gün, münafık erkekler ile münafık kadınlar, iman edenlere derler ki "(Ne olur) Bize bir bakın, sizin nurunuzdan birazcık alıp-yararlanalım." Onlara "Arkanıza (dünyaya) dönün de bir nur arayıp-bulmaya çalışın" denilir. Derken aralarında kapısı olan bir sur çekilmiştir; onun iç yanında rahmet, dış yanında o yönden azap vardır.

HADID
57:27

وَرَحْمَةً

ve raHmeten

ve merhamet

Sonra onların izleri üzerinde elçilerimizi birbiri ardınca gönderdik. Meryem oğlu İsa’yı da arkalarından gönderdik; ona İncil’i verdik ve onu izleyenlerin kalplerinde bir şefkat ve merhamet kıldık. (Bir bid’at olarak) Türettikleri ruhbanlığı ise, Biz onlara yazmadık (emretmedik). Ancak Allah’ın rızasını aramak için (türettiler) ama buna da gerektiği gibi uymadılar. Bununla birlikte onlardan iman edenlere ecirlerini verdik, onlardan birçoğu da fasık olanlardır.

HADID
57:28

رَحْمَتِهِ

raHmetihi

rahmeti-

Ey iman edenler, Allah’tan sakınıp-korkun ve O’nun elçisine iman edin, size Kendi rahmetinden iki kat (güzel karşılık) versin. Size kendisiyle yürüyeceğiniz bir nur kılsın ve size mağfiret etsin. Allah çok bağışlayandır, çok esirgeyendir.

HADID
57:28

رَحِيمٌ

raHīmun

çok esirgeyendir

Ey iman edenler, Allah’tan sakınıp-korkun ve O’nun elçisine iman edin, size Kendi rahmetinden iki kat (güzel karşılık) versin. Size kendisiyle yürüyeceğiniz bir nur kılsın ve size mağfiret etsin. Allah çok bağışlayandır, çok esirgeyendir.

MÜCADELE
58:12

رَحِيمٌ

raHīmun

esirgeyendir

Ey iman edenler, Peygambere gizli bir şey arzedeceğiniz zaman, gizli konuşmanızdan önce bir sadaka verin. Bu, sizin için daha hayırlı ve daha temizdir. Şayet (buna imkan) bulamazsanız, artık şüphesiz Allah, çok bağışlayandır, çok esirgeyendir.

HAŞR
59:10

رَحِيمٌ

raHīmun

çok merhametlisin

Bir de onlardan sonra gelenler, derler ki "Rabbimiz, bizi ve bizden önce iman etmiş olan kardeşlerimizi bağışla ve kalplerimizde iman edenlere karşı bir kin bırakma. Rabbimiz, gerçekten Sen, çok şefkatlisin, çok esirgeyicisin."

HAŞR
59:22

الرَّحْمَٰنُ

r-raHmānu

Rahmân’dır (çok esirgeyen)

O Allah ki, O’ndan başka İlah yoktur. Gaybı da, müşahede edilebileni de bilendir. Rahman, Rahim olan O’dur.

HAŞR
59:22

الرَّحِيمُ

r-raHīmu

Rahîm’dir (çok acıyan)

O Allah ki, O’ndan başka İlah yoktur. Gaybı da, müşahede edilebileni de bilendir. Rahman, Rahim olan O’dur.

MÜMTEHINE
60:3

أَرْحَامُكُمْ

erHāmukum

akrabanız

Ne yakın akrabalarınız, ne çocuklarınız kıyamet günü size bir yarar sağlayamaz. (Allah) Sizin aranızı ayıracaktır. Allah, yaptıklarınızı görendir.

MÜMTEHINE
60:7

رَحِيمٌ

raHīmun

çok esirgeyendir

Belki Allah, sizlerle onlardan kendilerine karşı düşmanlık besledikleriniz arasında bir sevgi-bağı kılar. Allah, güç yetirendir. Allah, çok bağışlayandır, çok esirgeyendir.

MÜMTEHINE
60:12

رَحِيمٌ

raHīmun

çok esirgeyendir

Ey Peygamber, mü’min kadınlar, Allah’a hiçbir şeyi ortak koşmamak, hırsızlık yapmamak, zina etmemek, çocuklarını öldürmemek, elleri ve ayakları arasında bir iftira düzüp-uydurmamak (gayri meşru olan bir çocuğu kocalarına dayandırmamak), ma’ruf (iyi, güzel ve yararlı bir iş) konusunda isyan etmemek üzere, sana biat etmek amacıyla geldikleri zaman, onların biatlarını kabul et ve onlar için Allah’tan mağfiret iste. Şüphesiz Allah, çok bağışlayandır, çok esirgeyendir.

TEĞABUN
64:14

رَحِيمٌ

raHīmun

esirgeyendir

Ey iman edenler, gerçek şu ki, sizin eşlerinizden ve çocuklarınızdan bir kısmı sizler için (birer) düşmandırlar. Şu halde onlardan sakının. Yine de affeder, hoş görür (kusurlarını yüzlerine vurmaz) ve bağışlarsanız, artık elbette Allah, bağışlayandır, esirgeyendir.

TAHRIM
66:1

رَحِيمٌ

raHīmun

esirgeyendir

Ey Peygamber, eşlerinin hoşnutluğunu isteyerek, Allah’ın sana helal kıldıklarını niçin haram kılıyorsun? Allah, çok bağışlayandır, çok esirgeyendir.

MÜLK
67:3

الرَّحْمَٰنِ

r-raHmāni

Rahman’ın

O, biri diğeriyle ’tam bir uyum’ (mutabakat) içinde yedi gök yaratmış olandır. Rahman (olan Allah)ın yaratmasında hiçbir ’çelişki ve uygunsuzluk’ (tefavüt) göremezsin. İşte gözü(nü) çevirip-gezdir; herhangi bir çatlaklık (bozukluk ve çarpıklık) görüyor musun?

MÜLK
67:19

الرَّحْمَٰنُ

r-raHmānu

Rahman’dan

Onlar, üstlerinde dizi dizi kanat açıp kapayarak uçan kuşları görmüyorlar mı? Onları Rahman (olan Allah’)tan başkası (boşlukta) tutmuyor. Şüphesiz O, herşeyi hakkıyla görendir.

MÜLK
67:20

الرَّحْمَٰنِ

r-raHmāni

Rahman’nın

Rahmana karşı size yardım edecek olan kimmiş? Şu sizin ordunuz mu? Kafirler yalnızca bir gurur (kesin bir aldanış) içindedirler.

MÜLK
67:28

رَحِمَنَا

raHimenā

bize acısa da

De ki "Haber verir misiniz; eğer Allah, beni ve benimle birlikte olanları yıkıma uğratır ya da bizi esirgerse, (peki) bu durumda kafirleri acı bir azaptan kurtaracak olan kimdir?"

MÜLK
67:29

الرَّحْمَٰنُ

r-raHmānu

çok merhametlidir

De ki "O (Allah) Rahman olan (esirgeyen koruyan)dır; biz O’na iman ettik ve O’na tevekkül ettik. Artık siz kimin açık bir sapmışlık içinde olduğunu pek yakında bileceksiniz."

MÜZZEMMIL
73:20

رَحِيمٌ

raHīmun

çok esirgeyendir

Gerçekten Rabbin, senin gecenin üçte ikisinden biraz eksiğinde, yarısında ve üçte birinde (namaz için) kalktığını bilir; seninle birlikte olanlardan bir topluluğun da (böyle yaptığını bilir). Geceyi ve gündüzü Allah takdir eder. Sizin bunu sayamıyacağınızı bildi, böylece tevbenizi (O’na dönüşünüzü) kabul etti. Şu halde Kur’an’dan kolay geleni okuyun. Allah sizden hastalar olduğunu, başkalarının Allah’ın fazlından aramak için yeryüzünde gezip-dolaşacaklarını ve diğerlerinin Allah yolunda çarpışacaklarını bilmiştir. Öyleyse ondan (Kur’an’dan) kolay geleni okuyun. Namazı dosdoğru kılın, zekatı verin ve Allah’a güzel bir borç verin. Hayır olarak kendi nefisleriniz için önceden takdim ettiğiniz şeyleri daha hayırlı ve daha büyük bir ecir (karşılık) olarak Allah Katında bulursunuz. Allah’tan mağfiret dileyin. Şüphesiz Allah, çok bağışlayandır, çok esirgeyendir.

İNSAN
76:31

رَحْمَتِهِ

raHmetihi

rahmetine

Dilediğini Kendi rahmetine sokar. Zalimlere ise, onlar için acı bir azap hazırlamıştır.

NEBE
78:37

الرَّحْمَٰنِ

r-raHmāni

çok merhametli

Göklerin, yerin ve ikisi arasında bulunanların Rabbi Rahman olan (Allah); O’na hitap etmeye güç yetiremezler.

NEBE
78:38

الرَّحْمَٰنُ

r-raHmānu

Rahman’ın

Ruh ve meleklerin saflar halinde duracakları gün; Rahman’ın kendilerine izin verdikleri dışında olanlar konuşmazlar. (Konuşacak olan da,) Doğruyu söyleyecektir.

BELED
90:17

بِالْمَرْحَمَةِ

bil-merHameti

merhamet

Sonra iman edenlerden, sabrı birbirlerine tavsiye edenlerden, merhameti birbirlerine tavsiye edenlerden olmak.