İlyas Yorulmaz 

1. Bir araya gelip saflar oluşturanlara,

2. Kötü şeyleri engelleyenlere,

3. Zikri (Kur’an’ı) okuyanlara, and olsun ki,

4. Sizin ilahınız kesinlikle tek ilahtır.

5. O, Göklerin, yerin, ikisinin arasındakilerin ve doğuların da Rabbidir.

6. Biz dünyanın semasını yıldızların ışıklarıyla süsledik.

7. Semanın düzenini her türlü bozgunculardan koruyarak (süsledik)

8. (Allah’a ait) O yüce makamdan hiçbir şey dinleyip haber alamazlar. Her bir yandan engelle karşılaşırlar.

9. Hiçbir şey elde edemeden azapla karşılaşırlar.

10. Ancak kim bir bilgi aldığını iddia ederse, parlak bir alev onun peşindedir (cehenneme adaydır).

11. Onlara sor "Onları yaratmak mı zor?" Yoksa yarattığımız diğerleri mi zor? Nitekim onları önemsiz yapışkan çamurdan yarattık.

12. (Soruya verdikleri cevaba) Sen şaşırdın, onlar ise (verdiğin yaratılışla ilgili haberlerle) alay ediyorlar.

13. Onlara gerçekler hatırlatıldığın da, düşünmüyorlar.

14. Bir işaret (ayet) görseler, eğlenceye almak istiyorlar.

15. Bu yalnızca açık bir aldatmaca (sihir) diyorlar.

16. Biz öldüğümüz de, toprak ve kemik haline dönüştüğümüzde, muhakkak diriltilecekmişiz!

17. Önceki atalarımız da! Öyle mi?

18. Evet, siz aşağılanmış olarak.

19. O diriliş, bir tek komutla olacak ve insanlar hemen kalkıp, bakınıp duracaklar.

20. "Eyvah, vay bizim halimize! Bu hesap verme günü" diyecekler.

21. Bu gün yalanlamış olduğunuz, doğrularla yanlışların ayrılacağı gün.

22. Allah "Zulmedenleri, benzerlerini ve Allah dan başka kulluk ettiklerini toplayıp huzura getirin" der.

23. Allah dan başkalarına kulluk ettiklerinden dolayı, onları ateşin yoluna götürün.

24. (Ateşin içinde) Onları ayakta tutun. Çünkü yaptıklarından sorumludurlar.

25. Siz, niçin bugün yardımlaşmıyorsunuz?

26. Hayır, onlar bugün ister istemez (başlarına geleceklere) teslim olmuşlardır.

27. Onların bir kısmı, bir kısmını çekişerek karşılarlar.

28. "Siz, bizi en güçlü tarafımızdan yakaladınız" derler.

29. Diğerleri "Evet, çünkü siz inanmışlardan değildiniz. "

30. "Bizim sizin üzerinizde hiçbir yaptırım gücümüz yoktu. Ama siz azgın bir topluluktunuz. "

31. "Rabbimizin sözü üzerimize gerçekleşti ve bizde bu azabı çekeceğiz. "

32. "Biz, azgın, isyan eden bir topluluk olduğumuz için, bizde sizi azdırdık" dediler.

33. İşte onlar o gün beraberce aynı azabın içinde olacaklar.

34. Bizde suçlu olanlara böyle davranırız.

35. Onlar kendilerine "Allah’dan başka hiçbir ilah yok" denildiğinde büyüklenip bu sözü kabullenmediler.

36. "Ne yani, biz şimdi, bir delinin bir şairin sözüyle ilahlarımızı mı terk edeceğiz?" dediler.

37. Hayır, o elçi, yalnızca gerçek doğruları (hakkı) getirmiş ve (önceki elçilerin getirdiklerini) doğrulamıştı.

38. Elbetteki siz bu tutumunuzla can yakıcı bir azabı tadacaksınız.

39. Yalnızca yaptıklarınızın karşılığını göreceksiniz.

40. Allah’ın kullarından, Allah’a gereği gibi kulluk edenlere gelince.

41. Onlar için bilinen rızıklar var.

42. O cennetin (bahçenin) meyvelerinden ikram olunurlar.

43. Nimet bahçelerinin içinde.

44. Koltukların üzerine yaslanmışlar.

45. Leziz kaynaklardan doldurulmuş bardaklarla etraflarında dolaşılır.

46. İçenler için bembeyaz lezzetli içecekler.

47. İçerisinde ne sarhoş eden bir şey var, nede ondan dolayı uyuşup kalırlar.

48. Yanlarında gözlerini yalnız kendilerine dikmiş, iri gözlü eşler!

49. Sanki saklı beyaz inciler gibi.

50. Cennette olanların bir kısmı, cennettekilerden bir kısmı ile karşılıklı konuşurlar.

51. Onlardan birisi "Benim çok yakın bir arkadaşım vardı. "

52. "Bana diyordu ki "Sen doğrulayanlardan mısın?"

53. "Biz öldüğümüzde, toprak ve kemik yığını olduğumuzda, diriltilip, yaptıklarımızın karşılığını mı ödeyeceğiz?"

54. Allah cennetteki her iki konuşana "Bunu öğrenmek ister misiniz?" dedi.

55. (Arkadaşını anlatan) onu ( yeniden dirilmeyi inkâr edeni) cehennemin en kötü yerinde görünce gerçeği kavradı.

56. "Allah’a yemin olsun ki, neredeyse beni de (cehenneme) yuvarlayacaktın. "

57. "Rabbimin (Kur’an) nimeti olmasaydı, bende ateşte hazır bekletileceklerden olacaktım" dedi.

58. (Cennetteki konuştuğuna dönerek) "Biz (cennette) ölmeyeceğiz. "

59. "İlk (dünyadaki) ölümümüzün dışında ve azap da görmeyeceğiz değil mi?"

60. (Eğer böyle ise) Geçekten bu büyük bir kurtuluş" dedi.

61. İşte, (cennette olanla, cehenneme girenin) misali bu. Şimdi (dünyada iken dileyen) yapacaklarını hesap gününe göre yapsın.

62. (Bu iki misaldeki gibi) Cennete konulmak mı daha hayırlı, yoksa (cehennemdeki) zakkum ağacı ile beraber ateşte olmak mı? daha hayırlı.

63. O zakkum ağacını zalimler için imtihan yaptık.

64. O öyle bir ağaç ki, cehennem ateşinin içinden çıkar.

65. Meyveleri, sanki şeytanların başları gibi.

66. Cehennemde olanların o zakkumdan başka yiyecekleri yok ve yalnızca karınlarına onlardan dolduracaklar.

67. Onlar yedikleri zakkum meyvelerinin üzerine, kaynar suyun içindeki karışımlardan içecekler.

68. Dünyada inkâr edenlerin dönüşü cehennem ateşinedir.

69. Onlar, atalarını sapıklık içinde bulmuşlar.

70. Sonra atalarının izinden koşmuşlardı.

71. Andolsun ki onlardan önce gelip geçenlerin de çoğu sapıtmıştı.

72. Onlara uyarıcılar göndermiştik.

73. Bak bakalım, uyarılanların sonu nasıl olmuş.

74. Yalnızca Allah’ın kullarından samimi doğru davrananlar (kurtulmuşlardır).

75. Nuh bize seslenmişti. Bizde onun çağrısına ne güzel cevap vermiştik.

76. Nuh’u ve ona inananları büyük bir beladan kurtarmıştık.

77. Nuh’un neslini geride kalanlardan yaptık.

78. Sonraki toplumlar içinde, onun haklı davasını (örnek olarak) bıraktık.

79. Bütün zamanlarda Nuh’a selam olsun.

80. Güzel davrananları biz böyle mükafaatlandırırız.

81. Nuh inançlı kullarımızdan birisi idi.

82. Sonra Nuh’a inanmayan diğerlerini suda boğduk.

83. Şüphe yok ki İbrahim de Nuh’un yolunu izleyenlerdendi.

84. Rabbine açık bir kalp ile gelmişti.

85. Babasına ve kavmine "Taptıklarınız da nedir?"

86. "Allah dan başka kendinize ilahlar mı uydurmak istiyorsunuz?"

87. "Alemlerin Rabbine karşı ne kötü zannınız var" demişti.

88. Sonra yıldızlara şöyle bir baktı.

89. "Ben, bu putlara tapmanızdan rahatsızım" dedi.

90. Arkalarını dönerek İbrahim den yüz çevirip gittiler.

91. Onların ilahlarına doğru yürüdü ve "Yemez misiniz?" dedi.

92. (Ey ilahlar) Size ne oluyor ki konuşmuyorsunuz?

93. Sahte ilahlara yaklaşıp kuvvetlice bir vuruş yaptı.

94. İbrahim’in yanına koşarak gelip karşısına dikildiler.

95. "Kendi ellerinizle oyup yaptıklarınıza mı tapıyorsunuz. "

96. "Sizi ve oyup yaptıklarınızı da Allah yarattı" dedi.

97. Kavmi "İbrahim için bir bina yapın da, onu oradan ateşin içine atın" dediler.

98. İbrahim’e bir tuzak hazırlamak istediler. Sonra bizde onları (kavmini) aşağılıklardan yaptık.

99. İbrahim "Ben Rabbime gideceğim. O bana doğru yolu gösterecektir. "

100. "Rabbim! Bana sağlıklı evlatlar bağışla" diye dua etti.

101. Bizde ona iyi huylu bir oğlan çocuğu müjdesini verdik.

102. Çocuk babası ile beraber koşturacak çağa ulaşınca, babası "Ey Oğulcuğum! Rüyamda seni boğazlarken gördüm. Bu rüya hakkındaki düşüncen nedir?" dedi. Çocuk babasına "Ey babacığım! Sen emr olunduğun şeyi yap. Şüphesiz ki, Allah dilerse beni sabredenlerden bulacaksın" dedi.

103. İkisi de (rüyanın yorumuna) teslim olup, oğlunu yanı üstüne yatırınca.

104. "Ey İbrahim" diye seslendik.

105. Sen gördüğün rüyayı doğruladın. Bizde iyi ve güzel davrananların karşılığını böyle veririz.

106. Bu olay İbrahim için açıkça bir imtihandı.

107. Fidye olarak ona büyük bir kesimlik kurban verdik.

108. İbrahim’in bu davranışını diğerlerine (örnek) bıraktık.

109. İbrahim’e selam olsun.

110. İyilik yapanları böyle mükafaatlandırırız.

111. İbrahim gerçekten bize inanan kullarımızdandı.

112. Biz ona salihlerden bir peygamber olacak olan İshak’ı müjdeledik.

113. İbrahim ve İshak’a bereketler yağdırdık. Onların neslinden güzel davrananlar olduğu gibi, açıkça kendi nefislerine zulmedenler de oldu.

114. Biz Musa ve Harun’a da iyilikler yaptık.

115. İkisini ve kavimlerini büyük bir beladan kurtardık.

116. Onlara yardım ettik ve onlarda galip geldiler.

117. İkisine, doğru ve yanlışları açıklayıcı kitabı verdik.

118. Biz her ikisini de dosdoğru bir yola ilettik.

119. O ikisinin mücadelesini sonradan gelen diğerlerine (örnek) bıraktık.

120. Musa ve Harun’a selamlar olsun.

121. Biz iyilik yapanları böyle mükafaatlandırırız.

122. Musa ve Harun da inanan kullarımızdandı.

123. İlyas da gönderilen elçilerdendi.

124. Kavmine "Allah dan korunup sakınmaz mısınız?"

125. "Yaratıcıların en güzelini bırakıp da, ba’l putuna mı yalvarıyorsunuz?"

126. Sizin ve daha önceki atalarınızın Rabbi Allah iken" dedi.

127. İlyas’ı yalanladılar, Sonra onlar yok edildiler.

128. Ancak Allah’ın salih kulları kurtuldu.

129. Onları sonra gelen diğerlerine ibret olarak bıraktık.

130. İlyas lara selam olsun.

131. Biz iyilik yapanları böyle mükafaatlandırırız.

132. İlyas inanan kullarımızdan birisi idi.

133. Şüphesiz ki Lut da gönderilen Allah’ın elçilerinden birisi idi.

134. Lut’u ve onun ehlinin (inananların) hepsini kurtardık.

135. Yalnızca içlerinden yaşlı bir kadın yok olanlardan oldu.

136. Sonra Lut’a inanmayanları yok ettik.

137. Sizde sabahları onların yanından geçip gidiyorsunuz.

138. Ve geceleyin! Hâlâ aklınızı kulllanmıyor musunuz?

139. Yunus da gönderilen elçilerden birisi idi.

140. Dolu bir gemiye binmişti de.

141. Gemide yolcular arasında kura çekildi ve gemiden atılanlardan oldu.

142. Yunus kınanmış olarak balığa yem olacaktı.

143. Ancak yüzme bilenlerden olmasaydı.

144. Diriliş gününe kadar balığın karnında kalacaktı.

145. Biz onu bitkin bir durumda boş bir sahile attık.

146. Bodur ağaçlar yetiştirdiğimiz bir sahile.

147. Onu yüz bin nüfuslu, hatta daha fazla olan bir şehre elçi olarak gönderdik.

148. Yunus’a inandılar. Bizde Yunus’u bir zamana kadar yaşattık.

149. Artık onlara sor bakalım. Kızlar senin Rabbine aitte, oğlan çocukları onlara mı ait?

150. Yoksa biz melekleri dişi olarak yarattık da, onlar bu yaratmamıza şahit mi oldular?

151. Dikkat et! Onlar iftira atmaktan başka bir şey söylemiyorlar.

152. Allah doğurdu dediler. Onlar gerçekten çok yalancıdırlar.

153. Kızları oğlanlar üzerine tercih etti ha!

154. Siz nasıl böyle bir hüküm veriyorsunuz?

155. Hiç düşünmüyor musunuz?

156. Sizde çok sağlam kanıtlar mı var?

157. Eğer doğru söyleyenlerden iseniz, elinizdeki yazılı kanıtları getirin.

158. Onlar, Allah ile mahiyetlerini bilmedikleri cinler (melekler) arasında nesep (akrabalık) bağı oluşturdular. Ama o cinler (melekler), Rablerinin karşısına hesap vermek için getirileceklerini bilmekteler.

159. Allah, onların yakıştırdıklarından uzaktır.

160. Ancak Allah’ın kulları, Rablerini gereği gibi tanırlar.

161. Siz ve kulluk ettikleriniz.

162. Allah hakkında insanları yanıltacak değilsiniz.

163. Ancak ateşin içine atılacak olanları yanıltabilirsiniz.

164. Melekler "Bizden, Allah’ın yanında belli bir makamı olanlar var. "

165. Ve bizde O’nun huzurunda saf tutanlarız. "

166. "Biz sürekli Allah’ı tesbih edenlerdeniz" dediler.

167. Ateşe girenler şöyle söyleyecekler.

168. "Önceden bizim yanımızda da bir hatırlatıcı (Kur’an) olsaydı. "

169. Bizde Allah’ın salih kullarından olurduk.

170. Hâlbuki Kur’an’ı ret edip inkar ettiler, sonra bunun karşılığını öğrenecekler.

171. Bizim kullarımız için, elçilerimize daha önceden verilmiş sözlerimiz vardı.

172. Onlara mutlaka yardım olunacak.

173. Bizim ordularımız kesinlikle galip gelecekler diye.

174. Bir vakit onlardan uzaklaş.

175. Onları gözetle. Çünkü onlarda seni gözetleyecekler.

176. Onlar bizim vereceğimiz azabı çok acilen mi istiyorlar?

177. Onların bekledikleri başlarına gelince, uyarılanların sabahı ne kadar kötü olacak.

178. Onlardan bir zamana kadar uzaklaş.

179. Ve bekle, onlarda bekleyecekler.

180. Senin güçlü Rabbin, onların yakıştırdıkları her şeyden uzaktır.

181. Selam gönderilen tüm elçiler üzerine olsun.

182. Bütün övgü, âlemlerin Rabbi Allah’a aittir.